20 Nisan 2025 - 22 Şevval 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nahl Suresi 85. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iżâ raâ-lleżîne zalemû-l’ażâbe felâ yuḣaffefu ‘anhum velâ hum yunzarûn(e)

Zulmedenler azabı görmeye başladılar mı hafifletilmez azapları ve mühlet de verilmez onlara.

O zulmedenler azabı gördüklerinde, artık onlara ne (azap) hafifletilecek, ne de kendilerine (biraz rahatlamak üzere) süre (mühlet) verilecektir.

Yaratılış gayesi dışında yaşamaya alışanlar, azabı karşılarında bulduklarında, o azabın kendileri için hiçbir mazeretle hafifletilmeyeceğini ve kendilerine artık mühlet de verilmeyeceğini hemen anlayacaklar.

Baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimler, haksızlık edenler, azâbı gördüklerinde, artık özür dilemeleri sebebiyle onların cezaları hafifletilmez, onlara merhamet nazarıyla bakılmaz, göz açtırılmaz.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 18/53; 21/39-40; 25/12-14.

Zulmedenler azabı gördüklerinde; artık onlardan ne azap hafifletilir ne de kendilerine bir süre tanınır.

O zulmedenler, azabı gördüklerinde, onlara ne (azab) hafifletilecek, ne süre tanınacak.

O zalimler (kâfirler) cehennem azabını görünce, artık bu azab kendilerinden ne hafifletilecek, ne de onlara mühlet verilecek.

O zulmedenler, azabı gördükleri zaman, onlardan ne azap azaltılacak ne de onlara mühlet tanınacaktır.

Haksızlık edenler azabı gördüklerinde, ne azapları hafifletilir ne de onlara bir süre verilir.

Zalimler azabı gördüklerinde, hafifletilmez onlarda, zaman dahi verilmez

O zalimler (kötülüğe ve haksızlığa şartlanmış olanlar), azabı gördükleri zaman artık onlardan azap hafifletilmeyecek ve kendilerine mühlet de verilmeyecektir.

O vakit zulüm idenler ’azâbı görecekler ve tahfîf idemiyeceklerdir. Allâh ânlara ’atf-ı nazar bile itmeyecekdir.

Zulmedenler, azap görürlerken azabları hafifletilmez de geciktirilmez de.

O zalimler, azabı gördükleri zaman artık onlardan azap hafifletilmez ve kendilerine mühlet de verilmez.

O zalimler azabı görünce artık cezaları hafifletilmez, kendilerine mühlet de tanınmaz.

O zulmedenler azabı gördüklerinde, artık onlardan azap hafifletilmez, onlara mühlet de verilmez.

Zulmedenler azabı gördükleri zaman artık onlar için hafifletilmez, ertelenmez.

O zulmedenler, azabı gördükleri zaman, artık onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlara süre verilir.

Ve o zalimler azâbı gördükleri vakıt artık o onlardan ne tahfif olunacak ne de kendilerine mühlet verilecek

O zâlimler (kâfirler), azabı görünce (yalvarsalar bile) artık onlar için ne (azap) hafifletilir ne de kendilerine mühlet verilir.

Zulmeden kimseler, azapla karşı karşıya kaldıklarında, artık onlardan azap hafifletilmez. Ve onlara fırsat da verilmez.

O zaalimler (cehennem) azabı (nı) görünce (yalvarıb yakaracaklar. Fakat) o (azâb) kendilerinden hafifletilmeyeceği gibi onlara mühlet de verilmeyecekdir.

Ve zulmedenler azâbı gördükleri zaman, artık (o azab) onlardan ne hafifletilir, ne de onlara göz açtırılır.

Ve o zulmetmiş olanlar (baskı ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyip, haksızlık ve kötülük yapmış olanlar o gün), azabı gördüklerinde, artık özür dilemeleri sebebiyle onların cezaları hafifletilmez ve onlara merhamet nazarıyla da bakılmaz.

Kendilerine haksızlık yapanlar (zalimler) azabı gördüklerinde, bundan sonra azap onlardan hafifletilmez ve onların yüzüne de hiç bakılmaz.

O kıyıcılar bir kere azabı tattıktan sonra artık bu azap ne yeyniltilir, ne de onlara göz açtırılır.

Zalim olan kâfirler Cehennem azabını görünce yalvarıp yakarırlar, fakat üzerlerinden azap tahfif olunmaz, kendilerine bir an mühlet de verilmez.

Zulmedenler azabı gördükleri zaman, artık ne onlardan azap hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır.²⁹

29 Krş. Bakara, 2/161-162; Mü’min, 40/49

O zulmedenler azabı gördüklerinde, ne (azap) onlara hafifletilecek, ne de onlara süre tanınacaktır.

Ve o zâlimler, kendilerini bekleyen korkunç azâbı gördüklerinde, feryatları ve çırpınışları onlara fayda vermeyecek; ne azapları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacak!

Zulmetmiş olanlar Azab’ı gördüğü zaman artık onlardan hafifletilmez; onlara süre verilir de değildir.

Haksızlık edenler, biçilen cezayı görünce dövünecekler ama, ne bir ceza indirimi ne de süre isteme hakları olmayacak.

Dünyada gerçeklerimizi inkâr ederek kendilerine zulmedenler cezaya çarptırıldığında cezadan geri dönüş yoktur. Üstelik cezaları asla hafifletilmez. Cezamızın uygulanışı ertelenmez. İnkâr edenler dünyaya tekrar dönüp yasalarımıza uyacaklarını söyleseler de kabul edilmez.

Haksızlık edenler azabı gördüklerinde, artık onlardan azap hafifletilmez, [*] onlara bakılmaz da. [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:86, 162; Âl-i İmrân 3:88; Fâtır 35:36; Mü’min 40:49; Zuhruf 43:75.,Benzer mesajlar: Bakara 2:162; Âl-i İmrân 3:77, 88; Enbiy... Devamı..

Zâlimler azap görürlerken onların (azapları asla) hafifletilmeyecek ve onlara (tevbe için) süre de tanınmayacaktır.

Ve kötülüğe-haksızlığa şartlanmış olanlar [o Gün kendilerini bekleyen] azabı karşılarında bulduklarında, o azabın kendileri için [hiçbir mazeretle] hafifletilmeye[ceğini] ve kendilerine artık zaman da verilmeyeceğini [hemen anlayacaklar].

Kendilerine yazık edenler azabı gördükleri zaman, ne azapları hafifletilecek ne de yüzlerine bakılacak. 5/37, 22/22, 32/20, 40/47...50, 43/74...77

Ve o zulmedenler azabı görünce, artık onun kendilerine hafifletilmeyeceğini de, fırsat tanınmayacağını da anlayacaklar.

O zalimler (cehennemde) azabı görünce; artık onlara ne mühlet verilecek ne de azapları bir an hafifletilecektir.

Zulmedenler o (cehennem) azâbını gördüklerinde onlardan o azap ne hafifletilir, ne de onlara mühlet verilir.

Ve zulmedenler azabı görünce artık onlardan hafifletilmiş olmayacaktır. Ve kendilerine mühlet verilmiş de olmayacaklardır.

O zalimler cehennem azabını görünce yalvarıp yakarırlar. Fakat ne azapları hafifletilir, ne de kendilerine mühlet verilir. [25, 12-14; 18, 53; 21, 39-40]

Zulmedenler azabı gördükleri zaman artık azab onlardan ne hafifletilir, ne de onlara fırsat verilir.

Zâlim olanlar 'azâbı gördükleri zamân artık 'azâb bunlardan azaldılmaz. Ve onlara mühlet dahî virilmez.

Yanlışlar içinde yaşamış olanlar, azabı görünce o azap artık ne hafifletilecek, ne de onlara göz açtırılacaktır.

Zulmedenler azabı gördükleri zaman, artık onlardan bu azap hafifletilmeyecek ve onlara mühlet de verilmeyecektir.

Zulmedenler bir kere azabı gördükten sonra, ne o azap hafifler, ne de onlara süre tanınır.

Zulme sapanlar azapla yüz yüze geldiklerinde, ne azapları hafifletilir ne de yüzlerine bakılır.

daħı ol vaķt kim göre, anlar kim žulm eylediler, 'aźābı; yiynidilmeye anlardan, ne daħı anlar mühlet virinileler.

Daḫı ḳaçan göricek ẓālimler ‘aẕābı, pes yeynilmez üstlerinden. Anlaramühlet daḫı virilmez.

Zalımlar (kafirlər, müşriklər) əzabı (Cəhənnəm əzabını) görüncə (yalvarıb-yaxaracaqlar), lakin (əzabları) yüngülləşdirilməyəcək, (tövbə üçün) onlara bir an belə möhlət də verilməyəcəkdir!

And when those who did wrong behold the doom, it will not be made light for them, nor will they be reprieved.

When the wrong-doers (actually) see the Penalty,(2123) then will it in no way be mitigated, nor will they then receive respite.

2123 When the terrible Penalty is actually on them, it is too late for repentance and for asking for Mercy. Justice must take its course.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.