20 Nisan 2025 - 22 Şevval 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nahl Suresi 84. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veyevme neb’aśu min kulli ummetin şehîden śümme lâ yu/żenu lilleżîne keferû velâ hum yusta’tebûn(e)

Ve o gün her ümmete bir tanık getiririz de sonra kafirlere, ağız açıp özür dilemeye bile izin verilmez ve yaptıkları kötülüklerden vazgeçeceklerine dair verdikleri söz de kabul edilmez.

Her ümmetten bir şahit getireceğimiz (ve herkesin amellerini ortaya dökeceğimiz) gün; (artık ondan) sonra inkâr edenlere (özür dilemeleri için) izin verilmeyecek, (Allah’tan) hoşnutluk dilekleri de kabul edilmeyecektir.

Ama biz, bir gün gelecek ki, her toplumdan bir şahit çıkaracağız. O gün gerçekleri örtbas edenlere, özür dilemeleri için izin verilmeyecek, yaptıkları kötülüklerden vazgeçeceklerine dair verdikleri söz de kabul edilmeyecektir.

Her milletten kutsal kitapları bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önderler ve doğruları konuşan tek tek şâhitler görevlendireceğimiz gün, artık, ne kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfir olanların özür dilemelerine izin verilir, ne de, onların hoşnut etmeleri, özür dilemeleri istenir.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 77/35-36.

O gün, her ümmetten bir şahit getiririz. Sonra inkâr edenlere ne izin verilir ne de özür dilemeleri istenir.

Her ümmetten bir şahid göndereceğimiz gün; (artık ondan) sonra ne inkâr edenlere (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne (Allah'tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecek.

Kıyamet gününde her ümmetten Peygamberlerini bir şâhid göndereceğiz ki, müminlerin imanına ve kâfirlerin küfrüne şâhidlik etsinler. Sonra o kâfirlere, (özür dilemek için) ne izin verilecek, ne de Allah'ın razı olduğu şeye dönüş kendilerinden istenecek veya kabul olunacak.

Bir gün her ümmetten bir şahit diriltip göndereceğiz. Sonra onlardan kafir olanlara ne izin verilir ne de özür dilemeleri istenilir.

Her milletten bir tanık getireceğimiz gün, artık inkâr edenlere özür dileme izni verilmez ve özürleri de dinlenmez.

O gün her bir ümmetten, bir tanık çıkarırız, kâfir olanlara izin verilmez, özürleri de dinlenmez

O gün (kıyamette) her ümmetten bir şahit getiririz. Sonra inkâr edenlere ne izin verilir ne de özür dilemelerine imkân sağlanır.

Bkz. 4/41 ve dip notu, 16/89, 77/35-36“Her ümmetten bir şahidin gelmesi” peygamberlerin gelmesi demektir.  Nitekim Bakara 2/143 ve Nisa 4/41 ayetleri ... Devamı..

Kıyâmet güni her ümmetden bir şâhid çıkaracağız o vakit kâfirlere izin virilmeyecek ve ânlar kabûl olunmayacakdır.

Kıyamet günü her ümmetten bir şahit getiririz; inkar edenlere itiraz için izin de verilmez, onların özürleri de dinlenmez.

Kıyamet günü her ümmetten bir şahit göndereceğiz; sonra inkâr edenlere ne (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne de Allah’ın rızasını kazandıracak amelleri işleme istekleri kabul edilecek.

Bir gün gelecek, her ümmetten bir tanık çıkaracağız ve artık inkâr etmiş olanların, ne (olmadık) mazeretler ileri sürmelerine izin verilecek ne de onlardan Allah’ın hoşnutluğunu kazanma yönünde çaba göstermeleri istenecektir.

Her ümmetten bir şahit göndereceğimiz gün, artık ne kâfir olanlara (özür dilemelerine) izin verilir ne de onların özür dilemeleri istenir.

Her topluluktan bir tanık gönderdiğimiz gün, inkar edenlere ne izin verilir ne de özürleri kabul edilir.

Her ümmetten bir şahid getireceğimiz gün, artık kâfirlere ne izin verilecek, ne de onlardan özür dilemeleri istenecektir.

Bir gün de gelecek ki her ümmetten bir şâhid ba'sedeceğiz, sonra o küfredenlere ne izin verilecek ne de onlardan tarzıye istenecek

O (hesap) gün (ünde) her ümmetten (gönderdiğimiz) bir (peygamberi, gönderilmiş oldukları kavmin îmânına veya inkârına) şahit (olarak, manevi huzurumuza) getiririz. Artık o kâfirlere ne (özür dilemeleri için) izin verilir ne de onlardan Rablerini razı etmeleri istenir.

Her ümmetten¹ bir tanık getirdiğimiz gün, artık gerçeği yalanlayan nankörlere izin verilmez. Onlardan özür dilemeleri de istenmez.

1- Topluluktan, toplumdan.

Bir gün her ümmetden birer şâhid göndereceğiz. Sonra o kâfirlere izin verilmeyecek, onlardan tarziye de taleb (ve kabul) edilmeyecek.

Her ümmetten bir şâhid çıkaracağımız gün ise,(3) artık inkâr edenlere ne (özür dilemeleri için) izin verilir, ne de onlardan (Rablerini) râzı etmeleri istenir.

(3)Burada geçen “her ümmetten çıkarılacak olan şâhid”den maksad, her ümmetin kendi peygamberidir. Onlar, kavimleri hakkında lehde veya aleyhde şâhidli... Devamı..

Ve her ümmetten (kendilerine dinin tebliğ edildiğine dair) bir şahit göndereceğimiz (ve herkesin amellerini ortaya dökeceğimiz) gün; artık (ondan) sonra ne o inkâr etmiş olanlara [özür dilemeleri için] izin verilir, ne de hâllerini düzeltme fırsatı tanınır.*

(*) Allah’ın her ümmetin içinden -ya da ümmet teriminin geniş anlamıyla söyleyecek olursak, her uygarlığın yahut kültür çağının içinden çıkardığı peyg... Devamı..

O gün (hesap günü) her toplumun içerisinden şahitler getiririz ki, inkâr edenlerin gereksiz konuşmalarına ve kendilerine göre mazeret uydurmalarına izin verilmez.

O gün her topluluktan tanık getireceğiz, tanımazlar dinlenmiyecek, onların bağış dilemelerine de meydan verilmiyecektir.

O gün her ümmetten hakkıyle şahit olan bir peygamber getireceğiz, kâfirlere özür için izin verilmeyecek, onlardan hoşnutluk da [⁷] istenmeyecek.

[7] Rıza-i Bâri'yi isteme hususu teklif olunmayacak, kıssası hiçbir veçhile özür dilemeye mecal verilmeyecek.

Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz²⁸ gün, artık inkâr edenlerin (konuşmalarına) ne izin verilir ve ne de özürleri kabul edilir.

28 Krş. Nisâ, 4/41; Kasas, 28/75

Her ümmetten bir şahit göndereceğimiz gün, artık ne küfre sapanlara izin verilir ve ne de (Allah'tan) hoşnutluk dilemeleri istenir.

O gün her toplumun içinden, vaktiyle onlara hak dini tebliğ etmiş olan Peygamber veya onun takipçisi olan dâvetçilerden birer tanık getirip ümmetiyle yüzleştirerek hepsini hesaba çekeceğiz! O zaman, şefaat konusunda kâfirlere herhangi bir izin verilmeyeceği gibi, tövbeleri de asla kabul edilmeyecektir!

Bir gün ki her ümmetten bir şahid göndeririz; sonra inkâr etmiş olanlara izin verilmez; özür dilemeleri de istenmez.

O gün her milletten bir tanık çağıracağız. İnkarcılara söz hakkı verilmeyecek. Sızlanmaya bile hakları olmayacak.

Her topluluğa gerçekleri açıklayan elçilerimizi şahit tutacağımız hesap günü ne inkâr edenlerin özür dilemelerine izin verilir ne de böyle bir şey istenir. Süre bitmiştir. Hesap için insanların hayat defterleri açılmıştır. O gün elçilerimiz tebliğ ettiği dine şahit olurlar. İnsanların hayat defterleri yaptıklarına şahit olur. Hesaplarında hiçbir haksızlık yapılmaz.

Her ümmetten bir şahit göndereceğimiz (getireceğimizi) gün, [*] artık (özür dilemeleri için) kâfir olanlara izin verilmez; onların özür dilemeleri de istenmez. [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:144; Nisâ 4:41; Nahl 16:89; Kasas 28:75.,Benzer mesajlar: Mü’minûn 23:108; Neml 27:85; Rûm 30:57; Mü’min 40:52; Fussilet 41:... Devamı..

Her ümmete (peygamberlerini) şâhit¹ olarak göndereceğimiz o (kıyamet) günü, kâfirlerin (özür dilemelerine) izin verilmediği gibi onların dilekleri de asla kabul edilmeyecektir.

1 Bu konu için Bk. (Nisâ: 41, Nahl: 89)

Ama Biz gün gelecek her ümmetten ¹⁰⁰ bir tanık çıkaracağız: o Gün, hakkı inkara şartlanmış olanlardan [bilgisizlik gibi] bir ¹⁰¹ mazeret kabul edilmeyecek, af dilemeleri de asla kâle alınmayacaktır.

100 Allah’ın her ümmetin içinden -ya da ümmet teriminin geniş anlamıyla söyleyecek olursak, her uygarlığın yahut kültür çağının içinden- çıkardığı pey... Devamı..

Gün gelecek biz her toplumdan bir şahit çıkaracağız. İşte o zaman kâfirlerin özür beyan etmelerine izin verilmeyecek1 ve geri dönüş istekleri de kabul edilmeyecektir.2, 16/26...28, 45/34-35, 27/53, 14/44, 16/89, 23/99...108, 33/45-46, 39/69, 42/44, 63/10-11

Fakat bir gün gelecek Biz, her ümmetten bir şahit çıkaracağız. Sonra inkârda ısrar edenlere ne mazeret beyan etme izni verilecek, ne de suçlarını itiraf ile af dileme imkânı.[²¹⁷⁴]

[2174] Krş: 11:105 ve 30:57. Yusta‘tebûna verdiğim manayı Müfredât sahibi Râğıb el-Isfahânî’nin açıklamasına borçluyum.

(Oysa) Bir gün (kıyamet günü) her ümmetten birer şahit (olmak üzere peygamberlerini) getiririz (ki o gün) O kafirlere (itiraz etmeleri için asla) izin verilmez ve onlardan hiçbir özür kabul edilmez. (Onlardan ancak yaptıklarının hesabı sorulur)

Ve her ümmetten bir şâhid çıkardığımız gün, artık o kafirlere (konuşmalarına) izin verilmez ve de onlar hoş karşılanmazlar

Ve bir gün her ümmetten birer şahit göndereceğiz. Sonra kâfir olmuş olanlara izin verilmeyecektir ve onlardan bir tarziye de istenmiyecektir.

Gün gelir, o gün her ümmetten birer şahit getiririz. Artık ne o kâfirlere konuşmaları için izin verilir, ne de özür dileme imkânı bırakılacak. [77, 35-36]

Her ümmetten bir şahid getirdiğimiz gün, artık ne nankörler(in konuşmaların)a izin verilir, ne de onların özür dilemeleri istenir.

Yevm-i kıyâmetde her ümmetden bir şâhid ba's ideriz. Sonra kâfirlere beyân-ı 'özr içün izin virilmez ve onlara teklîf de olunmaz.

Her toplumdan(ümmetten) bir şahit çıkardığımız gün, şahitlerden sonra kâfirlere konuşma izni verilmeyecek ve bağışlanma dileğinde bulunmaları bile istenmeyecektir[*].

[*] Bkz. Rum 30/57

Her toplumdan birer şahit getirdiğimiz gün, artık küfredenlere izin verilmeyecek ve onların özürleri de dinlenmeyecektir.

Her ümmetten birer şahit(21) tuttuğumuz gün, artık kâfirlere ne özür beyan etmeleri için izin verilir, ne de onlardan kusurlarını affettirecek birşey istenir.

(21) Peygamberler.

Her ümmetten bir tanığı ortaya sürdüğümüz gün, küfre sapanlara ne izin verilir ne de özür dilemelerine imkân sağlanır.

daħı ol gün kim viribiyevüz her bölükden ŧanuķ andan destūr virinilmeye anlara kim kāfir oldılar ne daħı anlar ħoşnūd eylemek istenileler.

Daḫı ol gün ki virürüz her ümmetden nebīlerinden ṭanuḳlar. Andan ṣoñradestūr virilmez kāfirlere. ‘Öẕr ideler, daḫı anlara ‘itāb olunur.

Qiyamət günü hər ümmətdən bir şahid (öz peyğəmbərini) gətirəcəyik. (Onlar mö’minlərin lehinə, kafirlərin əleyhinə şahidlik edəcəklər). Kafirlərə (üzrxahlıq etməyə) izin verilməyəcək, heç üzr diləmələri də istənilməyəcəkdir!

And (bethink you of) the day when We raise up of every nation a witness, then there is no leave for disbelievers, nor are they allowed to make amends.

One Day We shall raise from all Peoples a Witness:(2122) then will no excuse be accepted from Unbelievers, nor will they receive any favours.(2122- A)

2122 To each People is sent Allah's Messenger or Teacher, to point out the right way. There may be one, or there may be many. Such a Messenger (Rasu1)... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.