Vemâ enzelnâ ‘aleyke-lkitâbe illâ litubeyyine lehumu-lleżî-ḣtelefû fîhi(ﻻ) vehuden verahmeten likavmin yu/minûn(e)
Biz sana kitabı, ancak hakkında ayrılığa düştükleri nesneleri onlara apaçık bildirmen için indirdik ve inanan topluluğa da hidayettir ve rahmettir.
Biz Sana Kitabı indirdik ki; hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara beyan edip (açıklayasın, zira bu Kitap) inanan bir topluluk için hidayet ve rahmettir. (Demek ki Hz. Peygamber Efendimiz aynı zamanda Kur’an ayetlerini açıklayıp yorumlamak ve örnek olarak uygulamakla görevlidir.)
Biz sana bu Kur'ân'ı ancak, hakkında ayrılığa düştükleri şeyleri, onlara apaçık bildirmen için indirdik. Bu kitap, iman edenler için hidayet ve rahmettir.
Biz, bu kitabı, sana kesinlikle sorumluluklarını tevdi etmek üzere indirdik. İnsanlara, kasıtlı ihtilâf çıkardıkları, çarpıttıkları, imandan uzaklaştıkları dini konuları mutlaka açıklayasın, öğretesin, iman eden bir kavme de, hidayet kaynağı-hidayet rehberi ve rahmet olsun istedik.
Sana Kitab'ı ancak, ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve iman eden bir topluluğa bir hidayet ve rahmet olsun diye indirdik.
Biz Kitab'ı ancak, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman ve inanan bir kavme rahmet ve hidayet olması dışında (başka bir amaçla) indirmedik.
Ey Rasûlüm, bu Kur'an'ı sana ancak insanların ayrılığa düştükleri din işlerini beyan etmek için ve iman edecek kimselere bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik.
Biz sana kitabı, ancak, insanların ihtilaf ettikleri konuları açıklaman için, inanan bir topluma hidayet ve rahmet olarak gönderdik.
Sana ancak ayrıştıkları şeyi açıklamançin kitap indirdik; inanmış olanlara kılavuzluktur, rahmettir bu
Biz sana bu kitabı, insanlara anlaşmazlığa düştükleri meseleleri açıklayasın, inananlara yol gösterici ve rahmet kaynağı olsun diye indirdik.
Ânların ihtilâfâtını hal içün sana kitâb gönderdik bu îmân idenleri hidâyete sevk içün lütuf ve rahmetimizden gönderilmiş bir rehberdir.
Sana Kitap'ı, ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için, inanan kimselere de doğru yol rehberi ve rahmet olarak indirdik.
Sana kitabı, ancak ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve iman eden bir topluma doğru yolu gösterici ve rahmet olarak indirdik.
Sana kitabı, özellikle ayrılığa düştükleri konuda onları aydınlatman için ve inanan bir topluluğa rehber ve rahmet olsun diye indirdik.
Biz bu Kitab'ı sana sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik.
Sana bu kitabı indirdik ki, anlaşmazlığa düştükleri konuları kendilerine bildiresin. Bu kitap, inanan bir topluluk için bir yol göstericidir, bir rahmettir.
(Ey Resulüm!) Biz, sana bu kitabı (Kur'ânı) sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklaman için ve iman edecek topluma bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik.
Sana bu kitabı indirmemiz de ancak şunun içindir ki onlara hakkında ıhtilâf ettikleri şey'i beyan edesin ve iyman edeceklere bir hidayet, bir rahmet olsun
(Resûlüm!) Biz, bu Kitâb’ı (Kur’ân’ı) sana ancak (insanların), hakkında ihtilâfa düştükleri şeyleri kendilerine açıklayasın ve îmân eden bir topluma da hidâyet ve rahmet olsun diye vahyettik.
(Bu) kitabı sana (başka bir hikmetle değil) ancak hakkında ihtilâf etdikleri şeyi açıkça anlatman için ve îman edecek her hangi bir kavme bir hidâyet ve rahmet olarak gönderdik.
Hâlbuki (biz) sana bu Kitâb'ı ancak (insanların), hakkında ihtilâfa düştükleri şeyleri kendilerine açıklayasın ve îmân edecek bir topluluğa bir hidâyet ve bir rahmet olsun diye indirdik.
(Ey Resul!) Biz (bu) kitabı (Kur’an’ı) ancak, hakkında (insanların) ihtilafa düştükleri şeyi onlara (bu Kur’an vasıtasıyla) bildirmen ve (tüm insanlara) kılavuz ve iman edecek bir topluma da rahmet olması dışında (başka bir amaçla) indirmedik.*
Kitabı sana, ihtilaf içerisinde olanların ayrılığa düştükleri konuları açıklaman için indirdik. O kitabın içeriğinde, inanan bir toplum için doğru yolu gösteren ve onlar için rahmet dolu ayetler vardır.
Biz sana bu Kitap’ı ancak onların üzerinde çekiştikleri nesneleri açıkça anlatasın, inananlar takımına da yol gösteresin, acıma olsun diye bildirdik.
(Ey Peygamber!) Biz bu Kitab’ı sana, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda onlara açıklaman için ve inanan bir topluma [kavm] da bir hidâyet rehberi ve bir rahmet olarak indirdik.
Biz kitabı ancak, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman ve inanan bir kavime rahmet ve hidayet olması dışında (başka bir amaçla) indirmedik.
Biz bu Kitabı sana, ne dediğini anlamadan, öylesine okuyup geçesin diye değil, ancak ve ancak, Allah’ın gönderdiği vahye teslim olan gerçek Müslümanlardan başka bütün insanların yüzyıllardan beri tüm insanlığın mutluluğa ulaştırılması iddialarıylaüzerinde tartışıp durdukları konularda mutlak hakîkati ortaya koyarak insanlığı aydınlatman için ve iman edecek bir topluma, doğru yolu gösteren bir rahmet kaynağı olmak üzeregönderdik. Bu neye benzer, bilir misiniz?
İman edecek bir kavim için rahmet ve hidayet olmak üzere ancak ihtilaf ettiklerini onlara açıklaman için sana Kitab’ı indirdik.
Resulüm! Biz sana bu Kitabı, inançlı bir topluma, çeliştikleri konuları açıklaman, önderlik edip ilgi göstermen için indirdik.
Biz bu Kitabı; hakkında ihtilafa düştükleri şeyleri açıklamak, iman eden bir kavme hidayet ve rahmet olsun diye indirdik!
(Ey Muhammed!) Biz, bu Kitab’ı, sadece hakkında anlaşmazlığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman ve inananlara rahmet ve hidâyet olsun diye indirdik.
Sana bu ilahî kelâmı yalnızca, üzerinde çekişip durdukları [dinî] sorunları onlara açıklayasın ve inanmaya eğilimli olan kimselere de onu doğru yol bilgisi ve rahmet olarak [ulaştırasın] diye indirdik.
Biz sana bu kitabı/Kuran’ı, yalnızca hakkında anlaşmazlığa düştükleri konuların çözümünü onlara beyan etmen ve inanıp güvenen bir topluma bir rehber ve rahmet olsun diye indirdik. 2/213, 5/48-49, 42/10-13-14, 98/1...8
(Ey Muhammed) Biz sana bu Kitab'ı (Kur'an'ı) ancak onlara, ayrılığa (Kuşkuya) düştükleri, (Rablerinin birliği ve ahiret vs.) şeyleri açıkça bildirmen ve (içlerinden) iman edecek herhangi bir topluluğa bir hidayet ve rahmet olmak üzere indirdik. (Kur'an'dan asıl yararlanacak olanlar da, bu gibi kimselerdir)
Ve sana O kitabı (Kur’an’ı), ancak ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklaman için indirdik. İman eden bir topluma doğru yolu göstersin ve de onlara rahmet olsun.
Ve sana bu kitabı indirmedik, ancak onlara kendisinde ihtilâf ettikleri şeyi açıkça bildirmen için ve imân edecekler olan bir kavim için bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere indirdik.
Ey Resulüm, sana bu kitabı indirmemiz, sırf onların, hakkında ihtilaf ettikleri gerçekleri açıklaman ve sırf iman edecek kimselere hidâyet ve rahmet olması içindir.
Biz sana Kitabı indirdik ki, hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklayasın ve (o Kitap), inanan bir kavim için yol gösterici ve rahmet olsun.
Ancak müşriklere, ihtilâf iyledikleri şeyi beyân itmek, mü'minlere rehber-i hidâyet ve rahmet olmak içün sana kitâb gönderdik.
Sana bu Kitabı, anlaşmazlığa düştükleri konuları açık açık anlatasın bir de inanıp güvenen bir topluluğa yol gösterici ve ikram olsun diye indirdik.
Biz, kitabı ancak hakkında ihtilaf ettikleri şeyleri onlara açıklaman için, yol gösterici ve iman eden bir halka rahmet olarak sana indirdik.
Biz sana kitabı onların anlaşmazlığa düştükleri şeyi kendilerine açıklaman için ve iman eden bir topluluğa hidayet ve rahmet olarak indirdik.
Bu Kitap'ı sana yalnız şunun için indirdik: Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara iyice açıklayasın ve Kitap, iman eden bir topluluk için kılavuz ve rahmet olsun.
daħı indürmedük üzerüñe kitāb’ı ya'nį ķur’ān’ı illā kim tā beyān eyleyesin anlara anı kim ŧartışdılar anuñ içinde daħı ŧoġru yol göstermek içün daħı raḥmet içün ķavma kim inanurlar.
Daḫı biz indürmedük senüñ üstüñe Ḳur’ānı illā bellü itmeg‐içün anlaraçekişdükleri nesneyi. Daḫı hidāyetdür ve raḥmetdür mü’min ḳavmlere.
Biz Kitabı (Qur’anı) sənə yalnız (müşriklərə) ixtilafda olduqları (tövhid, qiyamət, qəza-qədər və s. bu kimi) məsələləri izah etmək və mö’minlərə bir hidayət və mərhəmət olsun deyə nazil etdik!
And we have revealed the Scripture unto thee only that thou mayst explain unto them that wherein they differ, and (as) a guidance and a mercy for a people who believe.
And We sent down the Book to thee for the express purpose, that thou shouldst make clear to them those things in which(2091) they differ, and that it should be a guide and a mercy to those who believe.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |