Yetecerra’uhu velâ yekâdu yusîġuhu veye/tîhi-lmevtu min kulli mekânin vemâ huve bimeyyit(in)(s) vemin verâ-ihi ‘ażâbun ġalîz(un)
Yudumyudum içmeye çalışacak, fakat bir türlü boğazından geçmeyecek; her taraftan ölüm gelecek ona, fakat ölmeyecek de ve ilerde daha da ağır bir azap var.
(Kâfirler ve zalimler bunu içerken) Yutkunmaya gayret edecek fakat boğazından geçiremeyecek, ona her yandan ölüm gelecek, oysa ölmeyecek de. (Sürekli can çekişir vaziyette zahmet görecektir.) Ardından ise (tekrar) daha katı bir azap gelecektir.
Onu yudum yudum içer, fakat boğazında kalır, yutamaz. Her tarafından ölüm gibi felaketler sarar, fakat yine ölmez, ileride daha ağır biz azap var.
Onu yutkunmaya çalışır ama bir türlü boğazından geçiremez. Her yandan kendisine ölüm geldiği halde yine ölmez. Ardından da çok katı bir azap vardır.
Yutkunmaya çabalayacak ve boğazından geçirmeyi başaramıyacak, ona her yandan ölüm gelecek, oysa ölmeyecek de. Ardından daha katı bir azab olacak.
Onu yutmağa çalışacak, fakat boğazından geçiremiyecek ve her taraftan kendisine ölüm gelecek; halbuki ölmiyecektir. Arkasından da şiddetli ve ağır bir azab, cehennemde ebedî kalış vardır.
Yudumlamaya başlar, fakat yutamaz. Her taraftan ölüm ona hücum eder, fakat bir türlü ölemez. Bunun da ardından, çok kaba, sert bir azap onun için vardır.
Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm gelecek, oysa o ölecek değildir. Bundan öte şiddetli bir azap da vardır.
Yudum yudum içerler, bir türlü yutamazlar, her yandan ona ölüm de gelir; ölemezler de, ardınca da koyu azap var!
Onu zorla yutmaya çalışacak fakat boğazından geçiremeyecek ve her taraftan ona ölüm gelecek fakat yine de ölmeyecektir. Ve arkasından (her defasında daha da şiddetlenen) dehşet verici bir azap gelecek!
Bu suyı yudum yudum içerler ve güç yutarlar. Ölüm her tarafdan hücûm ider, fakat ölmezler, müdhîş ’azâb husûle gelir.
Onu yudum yudum alacak fakat yutamıyacaktır. Ölüm ona her taraftan geldiği halde, ölemiyecek, arkasından da çetin bir azap gelecektir.
Onu yudumlamaya çalışacak fakat boğazından geçiremeyecektir. Ona her yönden ölüm gelecek fakat ölmeyecek, arkasından da şiddetli bir azap gelecektir.
Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecektir, ona her taraftan ölüm gelecek, ama ölmeyecektir; ardından da oldukça ağır bir azap vardır.
Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm gelecek, oysa o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan ötede şiddetli bir azap da vardır.
Onu yutmaya çalışır, ama boğazından geçiremez. Ölüm kendisine her yandan gelir, ama ölemiyecek. Ardından da çetin bir azap gelecektir.
Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve her yandan ona ölüm gelecek, fakat o ölemez. Arkasından da çetin bir azab gelecektir.
Yutmağa çalışacak, boğazından geçiremiyecek, her taraftan ona ölüm gelecek, halbuki ölmiyecek, arkasından da galiz bir azâb
Onu yudumlayacak, fakat bir türlü yutamayacak ve ona her yandan ölüm geldiği halde (ölümün bütün şartları oluştuğu halde) yine de ölmeyecek. Ardından da (her defasında daha da şiddetlenen) çetin bir azap gelecektir.
Onu yutmaya çalışacak fakat boğazından geçiremeyecekler. Her yanından kendilerine ölüm geldiği halde yine de ölemeyecekler. Ardından da daha ağır bir azap tadacaklar.
Öyle ki o, bunu zoraaki içmiye çalışacak, bir türlü boğazından geçiremeyecek, her yandan kendisine ölüm gelecek, halbuki ölmeyecek de. Önünden de daha ağır (zorlu ve ebedî) bir azâb gelib çatacak.
Onu yutmaya çalışır, fakat onu neredeyse boğazından geçiremez. Hem ölüm ona her taraftan gelir, hâlbuki o ölecek bir kimse değildir (ki kurtulsun)! Ardından da ağır bir azab vardır.
(Aşırı susuzluktan dolayı) onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm (gibi felaketler) gelecek, oysa o ölecek değildir (ki o gün azaptan kurtulsun). Bundan ötede şiddetli bir azap da vardır.*
O suları yutkunacak ama bir türlü boğazdan geçmeyecek. Ölüm ona her taraftan gelecek, fakat onun için ölmek yok ve ardından müthiş bir azap gelecek.
Onu yudum yudum içecek de yutamıyacak. Her yanını ölüm saracak da ölemiyecek. Onun ardından da çok ağır bir azap vardır.
Onu yutmaya çalışır ama boğazından geçiremez. Ona her taraftan ölüm gelse bile o yine de ölmez. Bunun arkasından da adamakıllı/ağır [ğalîz] bir azap vardır.
Onu yudum yudum alacak ve boğazından rahatlıkla geçirmeyi başaramayacak ve ona her yandan ölüm geldiği halde o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan öte şiddetli bir azap vardır.
Susuzluktan kavrulduğu için, onu yudumlamaya çalışacak, fakat irin öylesine tiksinti vericidir ki, onu bir türlü yutup boğazından geçiremeyecek ve ölüm dört bir yandan üzerine gelecek, ne var ki, ölmek istese bile asla ölemeyecek. Ardından da, her defasında daha da şiddetlenen dehşet verici bir azap gelecek!Gerçi onlar, dünyadayken —gösteriş amacıyla bile olsa— ara sıra iyilikler yapmışlardı. Ne var ki:
Onu yudumlar; bir türlü yutamaz. O bir ölü değilken, ona her yerden Ölüm gelir; arkasından çetin bir azap!”.
Yutmaya çalışır ama çok zor yutar, her taraftan ölümler sökün eder, ama ölemez, biri biter biri başlar acıların…
İrinli suyu yudumlamaya çalışacaklar ama boğazlarından geçiremeyecekler. Onlara her yandan ölüm gelecek ama ölemeyecekler. Ölümleri onlar için kurtuluştur. Fakat cehennemde ölme yoktur. Bizim yasamız böyledir. Artık onlara ölerek kurtulamayacakları çok şiddetli bir azap vardır. Azapları bitmek tükenmek bilmez.
Onu yudumlamaya çalışacak fakat neredeyse boğazından geçiremeyecektir. [*] Ona her yandan ölüm gelecek, oysa o asla ölecek değildir. [*] Bundan ötede ağır bir azap daha vardır. [*]
(Her bir zorba o suyu) yutkunacak fakat kolay kolay yutamayacak ve ona ölümün bütün şartları oluşacak ama bir türlü ölemeyecek. Ardından daha da kuvvetli bir azap (gelecek).¹
Onu yutmak için yutkunacak fakat bir türlü yutamayacak. Ölüm onu her yandan sardığı halde bir türlü ölemeyecek, fakat onunda ötesinde çok daha ağır bir azap onu bekleyecek! 20/74, 35/36, 87/13
Onu (yutmak için) yutkunacak, fakat bir türlü yutamayacak. Derken ölüm(den beter bir hâl) her yandan gelip onu kuşatacak, ne ki o ölme imkânına kavuşamayacak.[¹⁹⁹⁹] Ve onun arkasından, azap daha da ağırlaşacak.
Öyle ki o kafir o irinli suyu (susuzluğunu gidermek için) zoraki içmeye çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her taraftan ölüm (azapları) gelecek, oysa o ölmeyecek (ölüp de kurtulmayacak) sonra da ağır bir azaba (sonsuza dek cehennemde kalmaya) mahkum olacaktır.
Onu yudumlamaya çalışacak fakat boğazından geçiremeyecektir. Ona her yönden ölüm gelecek fakat ölmeyecek ve arkasından da şiddetli bir azap gelecektir.
Onu yudum yudum içer ve onu boğazından geçiremeyecektir ve ona her taraftan ölüm gelecek. Halbuki, o ölmüş olmayacaktır, ve onun arkasından da ağır bir azap vardır.
15, 16, 17. Resuller Allah'tan yardım ve zafer istediler. Neticede her inatçı, zorba zalim hüsrana uğradı. İş bununla bitmeyecek, ardından o zorba, cehenneme girecek. Orada kendisine kanlı irinli su içirilecek, yutmaya çalışacak ama boğazından geçiremeyecek. Ölüm her yandan ona geldiği halde yine de ölmeyecek. Bunun arkasından da pek şiddetli bir azap daha vardır. [37, 171-173; 58, 21; 21, 105; 50, 24-26; 22, 21; 35, 36; 55, 43-44; 37, 64-68]
O suyu yutmağa çalışır, fakat boğazından geçiremez ve her yandan ona ölüm geldiği halde yine ölemez. Bunun ardından da kaba bir azab!
O irinli suyı, yudamadıkları cihetle yudum yudum içerler, her tarafdan üzerlerine ölüm hücûm ider ise de ölmezler. Bundan sonra katı ve ağır 'azâb vardır.
Boğulacak gibi olur, kolay kolay yutamaz. Her yanını ölüm sarar ama o ne yapsa da ölemez. Bunun ardından da ağır bir azap gelir.
Onu yudumlayacak fakat bir türlü yutamayacaktır. Ölüm ona her yerden geldiği halde, ölemeyecek, arkasından ise ağır bir azap gelecektir.
Onu yudumlar, fakat yutamaz. Her taraftan onu ölüm kuşatır; fakat ölü de değildir. Bunun arkasından da ağır bir azap vardır.
Onu yutmaya çalışacak ama boğazından geçiremeyecek. Ölüm her yandan üstüne gelecek de bir türlü ölmeyecek. Arkasından da dehşetli bir azap.
öpe anı daħı yaķın olmaya kim boġazından indüre anı. daħı gele aña ölüm her yirden daħı degül ol ölici daħı ardında ya'nį śaru śūdan śoñra 'aźābdur iri ya'nį ebed ķalmaķ.
Opa anı, daḫı yaḳın olmaya kim boġazından indüre anı. Daḫı gele añaölüm her yirde[n]. Degüldür ol ölici ya‘nī öle, diñlene. Daḫı ardındaya‘nī ṣarı ṣudan ṣoñra ‘aẕābdur iri.
O, irinli-qanlı suyu qurtum-qurtum içər, onu zorla udar (boğazından aşağı keçirə bilməz). Ona hər tərəfdən (bədəninin hər yerindən) ölüm gələr, lakin ölməz (ki, birdəfəlik canı qurtarsın). Hələ bunun ardınca (daha) dəhşətli bir əzab gələcəkdir!
Which he sippeth but can hardly swallow, and death cometh unto him from every side while yet he cannot die, and before him is a harsh doom.
In gulps will he sip it, but never will he be near swallowing it down his throat: death will come to him from every quarter, yet will he not die: and in front of him will be a chastisement unrelenting.(1891)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |