13 Şubat 2025 - 15 Şaban 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ra’d Suresi 43. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veyekûlu-lleżîne keferû leste murselâ(en)(c) kul kefâ bi(A)llâhi şehîden beynî vebeynekum vemen ‘indehu ‘ilmu-lkitâb(i)

Kafirler, sen peygamber değilsin derler; de ki: Sizinle aramda tanık olarak Allah ve kitap bilgisine sahip olan yeter.

O inkâr edenler: "Sen gönderilmiş (Allah’ın bir Elçisi) değilsin." (Kendini öyle gösterip üstünlük sağlama ve istismar peşindesin) diyorlar ve diyeceklerdir. Onlara de ki: "Benimle sizin aranızda şahit (tanık ve kanıt) olarak Allah yeterlidir ve yanlarında kitabın (Tevrat, İncil ve Kur’an’ın) ilmi bulunanlar da (bu gerçeği bilmektedirler)."

Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler: “Sen peygamber değilsin” derler. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak, Allah ve kitaptan bilgi sahibi olanlar yeter.” Başka şahit aramaya gerek yoktur.

Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler :
“- Sen Rasul olarak gönderilmiş bir kimse değilsin” diyorlar.
“- Benimle sizin aranızdaki konularda, benim hak peygamber olduğuma, sizin de yalancı olduğunuza şâhit olarak Allah, kutsal kitaplarda Allahın vahyettiği bilgilere vakıf olanlar ve Kur'ân'ı anlayanlar yeter” de.

bk. Kur’an-ı Kerim, 7/156-157; 26/197.

Kâfirler: "Sen gönderilmiş değilsin" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve kendilerinde Kitap'tan ilim bulunanlar yeter."

İnkâr edenler şöyle derler: 'Sen gönderilmiş (Allah'ın bir elçisi) değilsin.' De ki: 'Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter ve yanlarında kitabın ilmi bulunanlar da (bu gerçeği bilir).'

O kâfir olanlar, sen Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamber değilsin, diyorlar. De ki: “- Benimle sizin aranızda, doğruluğuma şâhid Allah yeter; bir de yanında kitap ilmi bulunan (Levh-i Mahfuz ilmi bulunan Cebraîl yeter)...

O kâfirler, “sen peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve kitaptan bilgisi olanlar yeter.”

İnkâr edenler, “Sen peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Benim ile sizin aranızda tanık olarak Allah ve kitabı bilenler yeter.”[237]

[237] Ra‘d sûresinden çıkarılacak genel ilkeler için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, X, 139-141.

Sana: «Peygamber değilsin!» diyor kâfir olanlar, diyesin ki: «Sizinle aramızda, kitabı bilenlerle, Allah yeter tanıklığa»

İnkârcılar: “Sen gönderilmiş (hak bir nebi) değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter ve bir de kitap hakkında bilgi sahibi olanlar (bu gerçeği bilir).”

Ellerinde Tevrat ve İncil gibi önceki kitaplar bulunanlar, ilahi kitaplara vukufiyetleri olduğu için bu Kur’an’ın da Allah’ın kitabı olduğuna şahitlik... Devamı..

Kâfirler "Sen Allâh tarafından gönderilmedin." dirler. Allâh’ın ve ânın kitâbını bilenler sizinle benim beynimde şâhid olsunlar bana kifâyet ider" cevâbını vir.

İnkar edenler: "Sen peygamber değilsin" derler; de ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve Kitap'ı bilenler yeter."*

İnkâr edenler, “Sen peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve bir de yanında kitap (Kur’an) bilgisi bulunanlar yeter.”

O inkârcılar, “Sen peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak bir Allah, bir de kitap bilgisine sahip olanlar yeter.”

Kâfir olanlar: Sen resûl olarak gönderilmiş bir kimse değilsin, derler. De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve yanında Kitab'ın bilgisi olan (Peygamber) yeter.

İnkar edenler, "Sen bir elçi değilsin!," diyorlar. De ki, "ALLAH ve kitabın bilgisine sahip olanlar benimle sizin aranızda şahit olarak yeter."

O kâfirler: "Sen Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber değilsin" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter, bir de yanında kitap ilmi bulunan (yeter)."

O küfretmekte olanlar, sen bir mürsel değilsin diyorlar? de ki benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter bir de nezdinde kitab ılmi bulunan?

O kâfir olmuş kimseler (Ka‘b b. Eşref ve yahûdîlerin bazı ileri gelenleri,) “Sen gönderilmiş bir peygamber değilsin!” derler. (Resûlüm!) De ki: (“Benim peygamberlik iddiâmdaki doğruluğuma dair) Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter, bir de yanında Kitâb’ın (Tevrât ve İncîl’in) bilgisi bulunanlar (dan Abdullah b. Selâm ve Necâşî Ashame gibi İslâm dinini kabul ederek, îmân ehli olanlar) yeter.”

Gerçeği yalanlayan nankörler, “Sen gönderilmiş¹ değilsin.” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda en iyi tanık olarak Allah ve yanlarında Kitap'ın bilgisi olanlar yeter.”

1- Elçi, nebi.

O küfredenler şöyle der: «Sen (Hak tarafından) gönderilmiş bir peygamber değilsin». De ki: «Benim aramla sizin aranızda (hakikî) şâhid olarak Allah yeter ve (bunu) nezdinde kitab ilmi bulunanlar dahi (bilirler).

Buna rağmen inkâr edenler: “Sen (peygamber olarak) gönderilmiş bir kimse değilsin” der. De ki: “Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter! Ve yanında kitab ilmi bulunanlar (yahudi ve hristiyanlardan mü'min olanlar) da (benim nübüvvetimi bilirler)!”

O İnkâr etmiş olanlar; “Sen gönderilmiş (bir elçi) değilsin” diyorlar. De ki: Benimle sizin aranızda benim (elçi olduğuma) şahit (hüküm verici) olarak Allah ve yanında kitap (Kur’an ve tahrif edilmeden önce Tevrat ve İncil) bilgisi olanlar (bunları gerçekten anlayanlar ve son kitap Kur’an’a da inanıp şahitlik edenler) yeter.*

(*) Onceki kitaplarda, yani Tevrat ve İncîl’de O’nun peygamberliğini haber veren, belge niteliğinde cümleler vardır. Bunları hakkıyla bilen ve taassup... Devamı..

Hakikati inkâr edenler “Sen gönderilmiş elçilerden değilsin” dediler. Deki “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter ve bir de kitabın bilgisini doğru anlamış olanlar da (elçi olduğuma) şahittir.”

O kimseler ki tanımazlar, şöyle derler: "Sen gönderilmiş bir elçi değilsin." Onlara de ki: "Benimle sizin aranızda Allah’ın bir de kendilerinde Kitap bilimi olanların tanık olması yeter."

Kâfirler sana peygamber değilsin derler. Sen de onlara «— Benim ile sizin aramızda Allah/ın, bir de nezdinde Kitaba ait ilim bulunan kimsenin [¹] şehadeti elverir.» dersin.

[1] Kur'an İlmi bulunanların, mü'minlerin veya Tevrat ilmi bulunan Yehut'tan olan mü'minlerin.

İnkâr edenler, “Sen elçi değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve bir de yanında Kitab’ın/Kur’an’ın bilgisine sahip olanlar yeter.”

O küfre sapanlar şöyle derler: “Sen gönderilmiş (Allah'ın bir elçisi) değilsin.” De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve yanında kitabın ilmi bulunan kimse yeter!”

(Bir takım rivayetlerde “yanında kitabın ilmi bulunan”dan maksadın Hz. Ali olduğu belirtilmiştir.)

Ey Peygamber! Hakikati inkâr edenler, “Sen Allah tarafından gönderilmiş bir elçi değilsin!” diyorlar. Onlara de ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter; bir de Kitap hakkında bilgi sahibi olanlar! Allah, bana indirdiği Kur’an gibi apaçık bir mûcizeyle, benim Peygamber olduğuma şâhitlik etmektedir. Dolayısıyla, Kur’an’ı inceleyip gereği gibi anlayanlar, kaçınılmaz olarak onun Allah tarafından gönderilmiş bir kitap olduğuna şâhitlik edeceklerdir. Nitekim, Tevrat ve İncil’de de Hz. Muhammed’in Peygamberliğini müjdeleyen ayetler vardır. Bunları hakkıyla bilen Yahudi ve Hıristiyanlar da bu hakîkati kabul ve itiraf etmektedirler.

İnkâr etmiş olanlar:
“Bir gönderilmiş (rasûl) değilsin” diyorlar. De ki:
“Benim ve sizin aramızda şahid olarak Allah yeter; kendi katında Kitab’ın bilgisi olan kimseler de!”.

İnkarcılar: " Sen elçi falan değilsin " diyorlar. Onlara şunu söyle: " aramızda şahit olarak Allah yeter, ayrıca içimizde kitap bilgisi olanlar da var. "

İnkâr edenler diyorlar ki: "Sen gönderilmiş elçi değilsin!" De ki: "Benimle sizin aranızda Allah’ın ve kitabın bilgisine sahip olanların şahitliği yeter!"

Kâfir olanlar “Sen elçi değilsin.” derler. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve yanında Kitabın bilgisi olan yeter.” [*]

Bu ayete göre ümmetin Hz. Muhammed’e karşı en önemli görevlerinden birisi onun peygamberliğine şahit olmalarıdır. Bunun yolu Kur’an’ı doğru anlamaktan... Devamı..

O kâfirler: “Sen (Allah’ın gönderdiği) bir Peygamber değilsin.” derler. (Sen de onlara): “Benimle sizin aranızda benim (Peygamber olduğuma) şâhit olarak Allah ve bu kitabı gerçekten anlayan kimseler¹ yeter.” de.

1 Kur’an ilmine sahip olmak; Kur’an’ın dilini, edebiyatını anlamak, ifâde ettiği ilimleri bilmek ve onun hak olduğunu gönülden kabul ederek emirleri d... Devamı..

Ve hakkı inkara şartlanmış olan o kimseler, [ey Peygamber, sana]: “Sen [Allah tarafından] gönderilmiş değilsin!” diyorlar; de ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter; bir de bu ilahî kelâmı gerçekten anlayan kimse(ler)!” ⁸⁴

84 Lafzen, “ve kitap/vahiy hakkında bilgi sahibi olan biri (men ‘indehû)” -Kur’an’ı gereği gibi anlamanın insanı, kaçınılmaz biçimde, onun Allah taraf... Devamı..

Gerçekleri örtbas eden kâfirler, “Sen, gönderilmiş bir elçi değilsin.” diyorlar. De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter, bir de bu Kuran/mesajın bilgisine sahip olan kimse.” 6/19, 22/54, 34/6

İmdi, inkârda ısrar eden kimseler; “Sen, Allah tarafından gönderilmiş değilsin”[¹⁹⁸²] diyorlar. Sen (de) de ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter; bir de, dağarcığında ilâhî mesajın bilgisi bulunan kimseler.”

[1982] Mekke egemenlerinin bu itirazı, peygamberlik kurumunu kökten inkârdan çok Allah Rasûlü’nün peygamberliğini inkâra yönelik gibidir.

O kafirler aynı zamanda "Sen (Allah tarafından gönderilmiş) peygamber değilsin" de derler. (Ey Muhammed) De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter, aynı zamanda yanında kitap bilgisi olanların şahitliği de yeterlidir! (Nitekim kitap ehlinden nice bilginler -kendi kitaplarında Resulullah s.a.s'ın vasıflarını okumuşlar- ve teşriflerinde onun risâletini tasdik etmişlerdir.)

İnkâr edenler: "Sen gönderilmiş bir resul değilsin!" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allâh yeterlidir. Ve yanında kitap bilgisi bulunanlar (ayrıca) buna şahittir.

Ve kâfir olanlar der ki: «Sen gönderilmiş bir peygamber değilsin.» De ki: «Benim aramla sizin aranızda şahit olarak Allah Teâlâ ve kendisinde kitaba bilgi bulunan (kimseler) kifâyet eder.»

Dini inkâr edenler: “Sen Peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter, bir de nezdinde kitap ilmi bulunanlar. ” [26, 197; 7, 156-157]

Kitap ilmine vakıf olanlar Kur’ân-ı Kerimi lâyıkıyla anlayanlardır. Kur’ân’ı tanıyanlar, onun beşer sözü olmasının mümkün olmayıp ancak Rabbülâleminin... Devamı..

İnkar edenler: "Sen gönderilmiş bir elçi değilsin!" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda Allah'ın ve yanında Kitap bilgisi bulunanların şahid olması yeter.

Kâfirler: "Sen rasûl değilsin" dirler. Di ki: "Sizinle benim aramda şâhid olarak Allâh ve kitâb 'ilmi 'indinde olan kâfîdir.[¹]

[1] 'İndinde kitâb 'ilmi olandan murâd ehl-i kitâbdan risâlet-i Ahmediyeyi tasdîk idenlerdir. Onlar Tevrât'da cenâb-ı peygamberin vasfını görüb okuduk... Devamı..

Ayetleri görmezlikten gelenler (kafirler): “Sen elçi olarak gönderilmiş değilsin” derler. De ki “Aramızda Allah’ın ve o Kitab’ın[1] bilgisine sahip olanların[2] şahit olması yeter.”

[1] Daha önce indirilmiş kitaplar [2] Ellerinde önceki kitaplar olup ta bu konuda bilgin ve ehil olanlar bu kitabın da Allah'ın kitabı olduğuna şahitl... Devamı..

Kafir olanlar: -Sen peygamber değilsin, derler; de ki: -Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve kitap ilmine sahip olanlar yeter.

İnkâr edenler “Sen peygamber değilsin” diyorlar. De ki: Sizinle benim aramda şahit olarak Allah ile Onun kitapları hakkında bilgi sahibi olanlar yeter.

Küfre sapanlar: "Sen gönderilmiş bir elçi değilsin." diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah, bir de yanında kitap bilgisi bulunanlar yeter."

daħı eydür anlar kim kāfir oldılar “degülsin viribinilmiş.” eyit “ŧapdur Tañrı ŧanuķ aramda daħı arañuzda daħı ol kim ķattadadur kitāb įlmi ya'nį 'abdullāh bin selām yaranları yā cebreyil yā lavḥ

Daḫı dirler anlar kim kāfir oldılar degülsin viribinilmiş. Eyit: Ṭapdur Tañrıṭanuḳ, aramda daḫı arañuzda. Daḫı ol kim ḳatındadur kitāb ‘ilmi.

(Ya Rəsulum!) Kafirlər: “Sən peyğəmbər deyilsən!” – deyirlər. (Onlara) belə cavab ver: “Mənimlə sizin aranızda (doğruluğuma) Allahın və kitabı bilənlərin (Tövratı, İncili bilən mö’min yəhudi və xaçpərəstlərin, yaxud Qur’ana bələd olan mö’min müsəlmanların və ya lövhi-məhfuzdan xəbərdar olan Cəbrailin) şahid olması yetər!”

They who disbelieve say: Thou art no messenger (of Allah). Say: Allah, and whosoever hath true knowledge of the Scripture, is sufficient witness between me and you.

The Unbelievers say: "No messenger(1867) art thou." Say: "Enough for a witness between me and you is Allah, and such as have knowledge of the Book."(1868)

1867 The enemies of Islam have to acknowledge that Al Mustafa was a great and noble character, but they deny his Prophethood. He could point to his cr... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.