(A)llâhu yebsutu-rrizka limen yeşâu veyakdir(u)(c) veferihû bilhayâti-ddunyâ vemâ-lhayâtu-ddunyâ fî-l-âḣirati illâ metâ’(un)
Allah, dilediğinin rızkını genişletir ve daraltır ve onlar, dünya yaşayışıyla sevinip övünürler, halbuki dünya yaşayışı, ahirete nispetle değersiz, müddeti az ve geçici bir şeyden ibarettir.
Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve (istediğini ise) daraltır (ve fakirleştirir). Onlar (gafiller) ise sadece dünya hayatına (nimetlerine) ferahlanıp sevinmektedirler. Oysaki dünya hayatı, ahirette(ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta’dan başkası değildir.
Allah rızkı dilediğine bollaştırır da, daraltır da. Hal böyle iken bol rızık verilenler, dünya hayatıyla sevinirler. Dünya hayatı ise, ahiret hayatı yanında, geçici bir doyum ve avunmaktan ibarettir.
Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere rızkı genişletir, bollaştırır; ölçüyle, kısarak da verir. Onlar dünya hayatıyla sevinirler, şımarırlar. Âhiret hayatına, ebedî yurda göre dünya hayatı ev eşyası, gıda teminiyle yaşanan geçici bir zevktir.
Allah dilediği için rızkı genişletir ve daraltır. Onlar dünya hayatına sevindiler. Oysa dünya hayatı ahiretin yanında bir geçimlikten (metadan) başka bir şey değildir.
Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta'dan başkası değildir.
Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir ve daraltır. Mekke'liler dünya hayatı ile (geniş rızıkla) ferahlandılar. Halbuki ahiret yanında dünya hayatı, ancak bir yol azığıdır.
Allah, istediğine rızkı genişletir ve kısar. Bir de onlar dünya hayatıyla sevindiler (yetindiler.) Hâlbuki dünya hayatı, Ahiret hayatı yanında basit bir yaşamdan başka bir şey değildir.
Allah dilediğine rızkını bollaştırır da, daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.
Allah, istediğine bol azık verir, kısar dilediğine; dirliğiyle sevinirler dünyanın; ancak az bir geçincedir, dünyanın dirliği ahrete göre
Allah, dilediğine rızkı bolca verir, (dilediğine de) kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Hâlbuki dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir.
Allâh istediğine bol bol ve istediğine kıt erzâk virir. Dünyânın hayâtından mahzûz oluyorlar, fakat dünyânın hayâtı âhiretin hayâtına kıyâsen hiçdir.
Allah dilediği kimsenin rızkını genişletir ve bir ölçüye göre verir. Dünya hayatıyla övünenler bilsinler ki dünyadaki hayat ahiret yanında sadece bir geçimlikten ibarettir.*
Allah, rızkı dilediğine bol verir, (dilediğine de) kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Hâlbuki dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir.
Allah dilediği kimselere rızkı bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla sevinip mutlu oluyorlar, oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.
Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.
ALLAH dilediğine rızkı açar veya kısar. Onlar dünya hayatı ile sevindiler, halbuki bu dünya hayatı ahiret ile karşılaştırıldığında bir geçimlikten ibarettir.
Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir de, daraltır da. Onlar ise dünya hayatı ile ferahlanmaktalar. Oysa dünya hayatı ahiret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir.
Allah dilediği kimseye rızkı genişletir, daraltır da, onlar ise Dünya hayat ile ferahlamaktalar, halbuki Dünya hayat Âhıretin yanında bir yol azığından ibarettir
Allah, dilediği kimsenin rızkını genişletir de daraltır da. (Mekke müşrikleri) dünya hayatı (nın nimetleri) ile sevinmektedirler. Hâlbuki dünya hayatı, âhiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir.
Allah kimi dilerse onun rızkını genişletir, daraltır. Onlar (ehl-i Mekke) dünyâ hayatiyle böbürlendiler. Halbuki dünyâ hayaatı âhiret yanında (geçici ve değersiz) bir metâ'dan başka (bir şey) değildir.
Allah, dilediğine rızkı genişletir ve (dilediğine de) daraltır. Fakat (onlar) dünya hayâtıyla şımardılar. Hâlbuki dünya hayâtı, âhiretin yanında (değersiz) bir menfaatten başka bir şey değildir.
Allah dileyen (kâinatta geçerli tabii kanunlarını gözeterek, çalışıp, çabalayan ve rızkı kazanmak için sebeplere sarılan) kimse için rızkını yayıp bir ölçüye göre takdir eder (verir). Onlar ise, (bu gerçeğin farkında ve şuurunda olmayanlar) dünya hayatıyla sevinip şımarmaya durdular. Oysa dünya hayatı ahirete göre ancak az bir geçimlik ve çok az bir yararlanmadan ibarettir. *
Allah rızkı dilediği kimse için geniş tutar ve yayar, dilediğinin rızkını da dar (az vererek) tutar ve kısar. Dünyadaki yaşamınızla övünüp böbürlenin, dünya hayatı, ahiret hayatının yanında bir vasıtadır.
Allah kimi dilerse onun azığını artırır, ya da eksiltir. Onlar bu dünya yaşayışıyla kıvanırlar. Ancak bu dünya yaşayışı öbür dünyaya göre bir gönenmedir, o kadar.
Allah rızkı dilediğine genişletir, dilediğine darlaştırır. Mekkeliler dünyada diriliği ile şâd oldular. Halbuki dünya diriliği âhirete nisbetle az bir geçinmeden ibarettir.
Allah dilediğine rızkı genişletir ve bir ölçüye göre verir. Onlar dünya hayatıyla sevinmektedirler. Hâlbuki dünya hayatı, az bir geçimlikten [metâ’] başka bir şey değildir.
Allah dilediğine rızkı genişletip yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysa dünya hayatı, ahirette (var olan sınırsız mutluluğun yanında geçici) bir metadan başkası değildir.
Dilediğine bolca rızık bahşeden ve dilediğine de rızkı sınırlı ölçüde veren, Allah’tır. Dolayısıyla, sahip olduğu nîmetlerden dolayı hiç kimsenin bir başkasına üstünlük taslamaya hakkı yoktur. Ama inkârcılar, bu tür nîmetlere sahip olmayı üstünlük ölçüsü gördüler ve dünya hayatının gelip geçici zenginlik ve refahıyla şımarıp, huzur ve mutluluğu onda aradılar. Oysa dünya hayatı, âhiretin sonsuz nîmetlerine nazaran birkaç lokmalık bir yol azığından başka bir şey değildir.
Allah, dileyeceği kimseler için Rızk’ı genişletiyor; ölçülü veriyor. Bir de Dünya Hayatı’yla sevindiler. Oysa Âhiret içinde Dünya Hayatı bir geçimlikten başkası değildir.
Allah dünya malını, kimine bol bol, kimine de gıdım gıdım ölçerek verir. bazıları, dünya hayatını çok severler. Ama bunlar, dünya hayatının, ahrete oranla tadımlık olduğunu bilmelidirler...
Allah rızkı dilediğine bolca verir. Dilediğinden de kısar. İnsanların bazılarına rızkı bolca verip bazılarından kısmamızın nedenleri vardır. Her insan bu nedenlerle imtihana tabi tutulmuştur. Rızık verilen rızıktan, rızık verilmeyen fakir yoksul kalışından imtihan edilir. Bakalım ne yapacaklar? Rızık verilen görevlerini yerine getirip verilen rızıkları paylaşacak mı? Rızık verilmeyen işe koyulup rızkının peşine mi koşacak yoksa başkalarının servetlerinin dedikodusunu mu yapacak? Başkalarının servetlerinde gözü mü olacak? Veya haksız bir şekilde yasalara aykırı hırsızlık, soygunculuk, gasp mı yapacak? Toplumu yönetenler sosyal dengeyi kurmak için üzerlerine düşen görevleri yapacak mı? İnkâr edenler dünya hayatı ile sevinmektedir. Allah’ın gerçeklerini inkâr edenler, dünya hayatında varlık sahibi oldukça kendilerini sağlama aldıklarını zanneder. Hayır, öyle değildir. Dünya hayatı ahiretin yanında çok az bir yararlanmadır. Onlar böyle yaparak ebedi olan ahiret hayatını bir anlık dünya hayatına değişirler. Ne az akıl ediyorlar.
Allah rızkı dileyene (layık gördüğüne) açarak (bol) da verebilir, kısarak (dar) da. [*] Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahirete göre dünya hayatı, geçici bir yarardan başka bir şey değildir.
Allah rızkı dilediğine genişletir ve (dilediğine) de daraltır. O (kâfirler) hep dünya hayatıyla avundular. Hâlbuki âhiret hayatının yanında dünya hayatı, çok basit bir şeydir.
RIZKI dilediğine bolca, dilediğine sınırlı ölçüde veren Allah’tır. Hal böyleyken, [bol rızık verilenler] dünya hayatıyla sevinirler; oysa, ahiret hayatı yanında dünya hayatı yalnızca geçici bir doyumdan, bir avuntudan ibarettir.
Allah, gerekli çabayı gösteren için bir ölçüye göre verir. Onlar da, dünya hayatında bununla sevinirler. Oysa dünya hayatı, ahirete göre geçici bir geçimlikten ibarettir. 3/185, 28/60, 42/36, 57/20
ALLAH, rızkı tercih edene/tercih ettiğine genişletir ve daraltır. Ve (rızkı genişletilenler) dünya hayatında sevinirler; ne var ki dünya hayatı âhirete nazaran kısa vâdeli bir hazdan ibarettir.[¹⁹⁶⁵]
(Ey insanlar biliniz ki) Allah, dilediği kulunun rızkını genişletir de daraltır da! (Bazan bir kafire büyük servet verdiği halde, bir mümini zaruret içinde bırakabilir.. bu, O'nun hikmeti ve imtihanı gereğidir.. bu bakımdan malım mülküm var diye böbürlenmemelidir.. çünkü o mal kafirin sorumluluğunu ve cezasını artırmaktan başka bir işe yaramaz) Müşrikler dünya hayatı ile şımardılar! (da fakir müminleri hor gördüler) Oysa ahiret nimetlerinin yanında, dünya hayatının zevk ve sefası geçici ve değersiz bir yararlanmadan başka birşey değildir.
Allâh, rızkı dilediğine bol verir dilediğine de ölçülü verir. Ve onlar dünya hayatıyla ferahlandılar. Oysa dünyâ hayâtı, âhiretin yanınında bir geçimden ibarettir.
Allah Teâlâ dilediğine rızkını genişletir ve darlatır. Ve onlar dünya hayatı ile sevindiler. Halbuki, dünya hayatı ahiret yanında bir metadan başka değildir.
Allah dilediği kimsenin rızkını bollaştırır, dilediği kimsenin rızkını ise daraltır. O inkârcılar, sadece dünya hayatıyla sevinirler. Halbuki dünya hayatı, âhiretin yanında geçici, değersiz bir metadan başka bir şey değildir. [23, 55-56; 87, 16-17]
Allah, dilediğine rızkı açar da, kısar da. Dünya hayatıyle sevindiler. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, bir geçimden ibarettir.
Allâh dilediğine rızkı çok virir ve dilediğine de kısar. Müşrikler dünyâ hayâtıyla ferahlanır. Halbuki hayât-ı dünyâ âhirete nisbeten cüz'î bir geçinmedir.
Allah, düzenine uyan ve gerekli güce sahip olan için rızkı yayar. Onlar da dünya hayatıyla mutlu olurlar. Dünya hayatı ahirete göre sadece bir kez yararlanmadır.
Allah dilediği kimseye rızkını genişletir ve güçlendirir. O da dünya hayatıyla kendinden geçer. Oysa, dünya hayatı, ahiret için bir araçtan başka bir şey değildir.
Allah dilediği kimse için rızkı bollaştırır da, daraltır da. Onlar ise dünya hayatıyla şımardılar. Lâkin âhiretin yanında dünya hayatı az bir nasiplenmeden ibarettir.
Allah, dilediği kimse için rızkı alabildiğine açar da sınırlayıp kısar da. İğreti dünya hayatıyla sevinip şımardılar. Oysaki dünya hayatı, âhirete oranla sadece küçük bir nimetlenme.
Tañrı döşer rūzįyı aña kim diler daħı endāzeler. daħı sevindiler yaķın dirliġe daħı degül yaķın dirlik āħiretde illā menfa'at dutası nesene.
Tañrı döşer rızḳ aña kim diler daḫı dar eyler. Daḫı sevindiler yaḳın dirlige.Daḫı degül yaḳın dirlik āḫiretde illā menfa‘at ṭutası nesne.
Allah istədiyi bəndənin ruzisi bol da edər, azaldar da. (Məkkəlilər) dünya həyatı (bol ruzi) ilə sevindilər. Halbuki dünya həyatı (ne’məti) axirət həyatı (ne’məti) ilə müqayisədə çox cüz’i (əhəmiyyətsiz) bir şeydir (dünya ne’məti müvəqqəti, axirət ne’məti isə əbədidir).
Allah enlargeth livelihood for whom He will, and straiteneth (it for whom He will); and they rejoice in the life of the world, whereas the life of the world is but brief comfort as compared with the Hereafter.
Allah doth enlarge, or grant by (strict) measure, the Sustenance(1840) (which He giveth) to whomso He pleaseth. (The wordly) rejoice in the life of this world: But the life of this world is but little comfort in the Hereafter.(1841)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |