13 Şubat 2025 - 15 Şaban 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ra’d Suresi 18. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lilleżîne-stecâbû lirabbihimu-lhusnâ(c) velleżîne lem yestecîbû lehu lev enne lehum mâ fî-l-ardi cemî’an vemiślehu me’ahu leftedev bih(i)(c) ulâ-ike lehum sû-u-lhisâbi veme/vâhum cehennem(u)(s) vebi/se-lmihâd(u)

Rablerinin davetine icabet edenlere güzel bir mükafat var; fakat icabet etmeyenlere gelince: O çeşit adamlar, yeryüzünde ne varsa hepsine sahip olsalar ve bir misli daha malları olsa da kurtulmak için hepsini feda etseler gene onlar için kötü bir soru var, yurtları cehennemdir ve orası ne de kötü yataktır ya.

(O’na iman ve itaatle) Rablerine icabet edenlere (emrini yerine getirenlere ve rızasını gözetenlere) daha güzeli ödenecektir. O’na icabet etmeyenler ise, yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa, mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi. Sorgulamanın en kötüsü (ve ürkütücüsü) işte bunlar içindir. Onların barınma yerleri cehennemdir, o ne kötü bir barınma yeridir.

Rablerinin çağrısına güzel karşılık verenlere en güzel karşılıklar vardır. Ona uymayan ise, yeryüzünde bulunan herşey ve bunun bir misli daha kendilerinin olsa, Allah'ın azabından kurtulmak için onu fidye olarak verirlerdi. En kötü hesap onları beklemektedir, varacakları yer cehennemdir, ne kötü bir dinlenme yeridir orası.

Rablerinin emirlerini yerine getirenler için en güzel mükâfat vardır. O'nun emirlerine uymayanlar, O'na itaat etmeyenler ise, yeryüzündeki servetlerin ve imkânların tamamı, bir misli fazlasıyla kendilerinin olsa, hepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte hesabın en kötüsü onlara çıkarılacak, en ağır şekilde onlar sorgulanacaktır. Mekânları cehennemdir. Orası ne kötü bir mekândır.

bk. Kur’an-ı Kerim, 10/26; 18/87-88.

Rabblerinin çağrısını kabul edenlere en güzel karşılık vardır. O'nun çağrısını kabul etmeyenler ise, yeryüzünde olanların tümü ve bir o kadarı daha onların olsa (azaptan kurtulmak için) fidye olarak verirlerdi. Onlar için kötü sorgulama vardır. Varacakları yer de cehennemdir. Orası ne kötü bir yataktır!

Rablerine icabet edenlere daha güzeli vardır. O'na icabet etmeyenler, yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yeri cehennemdir, ne kötü bir yaratıktır o!..

Dünyada Rablerinin emrine itaat edenler için, ahirette (mükâfatın) daha güzeli var. Allah'ın emrine itaat etmiyenler ise, arzda bulunan şeylerin hepsine bir o kadarı ile beraber sahip olsalar, (azabdan) kurtulmak için hepsini verirlerdi. İşte bunlar (var ya!) Hesabın kötüsü olanlar içindir. Sığınakları da cehennemdir, o ne fena yataktır!

Rablerinin çağrısına müspet cevap verenler için, güzel Cennet vardır. Ona müspet cevap vermeyenler ise, eğer yeryüzündeki her şey ve onunla beraber bir kat daha onların olsa, kurtulmak için fidye olarak verirlerdi. İşte onlar için kötü bir hesap vardır. Onların sığınağı Cehennemdir ve en kötü yatak orasıdır.

Rabblerinin çağrısına uyanlara en güzel ödül vardır. O'nun çağrısına gelmeyenler ise, yeryüzünde olan her şey ve bir katı daha onların olsa, kurtulmak için bunları feda ederlerdi. Onlara hesabın en kötüsü vardır. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!

Tanrının çağrısına uyanlara iylik var, uymayan kimselere —bir kat da artığıyla— kurtuluş karşılığı verseler de, kötü hesap onlarındır, cehennem onların barınakları, o ne kötü barınak

Rablerinin çağrısına uyanlar için (dünyada da ahirette de) mükâfatın en güzeli vardır. O'nun çağrısına uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve onun yanında bir katı daha kendilerinin olsa, (Allah'ın azabından) kurtulmak için hepsini fidye olarak verirlerdi. İşte hesabın kötüsü bunlar içindir. Onların varacakları yer de cehennemdir. Orası ne fena bir dinlenme yeridir! 

Bkz. 5/36, 39/47

Allâh’ın emrine icâbet idenlere büyük mükâfât mev’ûddur ve lâkin icâbet itmeyenler dünyâda bulunan kâffe-i emvâlin iki misline mâlik olub da virseler bile fidye-i necât olamaz, hesâbları fenâ ve meskenleri cehennemdir. Ne fenâ mesken!

Rablerinin çağrısına gelenlere en güzel karşılık vardır. O'nun çağrısına uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve daha bir katı onların olsa, kurtulmak için fidye verirlerdi. İşte hesapları kötü olanlar bunlardır. Varacakları yer cehennemdir; ne kötü konaktır!*

Rablerinin emrine uyanlar için mükâfatın en güzeli vardır. Ona uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve onun yanında bir katı daha kendilerinin olsa, kurtulmak için hepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte hesabın kötüsü bunlar içindir. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!

Rablerinin emrine uyanlar için mükâfatın en güzeli vardır. Ona uymayanlara gelince, eğer yeryüzünde olanların tamamı ve ek olarak bir misli daha onların olsa (kurtuluş için) onu mutlaka feda ederlerdi. Onlar var ya, hesabın en kötüsü işte onları bekliyor; varacakları yer de cehennemdir. Orası ne kötü kalacak yerdir!

İşte Rablerinin emrine uyanlar için en güzel (mükâfat) vardır. Ona uymayanlara gelince, eğer yeryüzünde olanların tümü ile bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, (kurtulmak için) onu mutlaka feda ederler. İşte onlar var ya, hesabın en kötüsü onlaradır. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!

Rab'lerinin çağrısına uyanlar güzeli hak ederler. O'nun çağrısına uymayanlar ise, yeryüzündekilerin hepsine ve bir o kadarına sahip olsalar dahi kurtulmak için hepsini fidye olarak vermeye hazır olacaklardır. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir ve yerleri cehennemdir; ne de felaketli bir konaktır o!

Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardır. O'na itaat etmeyenler ise, yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da onu ve bir o kadarını bütünüyle kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte onlar, hesabın kötüsü kendileri için olanlardır. Varacakları yer de cehennemdir. Orası da ne fena yataktır.

Rablarının emrine icabet edenlere daha güzeli var, ona icabet etmiyenler ise Arzda bulunanın cemiisi bir misli de beraber kendilerinin olsa, hepsini fidyei necat olarak verirlerdi, işte onlar, hisabın kötüsü onlar içindir, me'vaları da Cehennemdir, ve o, ne fena yataktır

(Îmân ve itaat ile) Rablerinin emrine uyanlar için en güzel karşılık (Allah’ın rızası ve cennet) vardır. Allah’ın emrine itaat etmeyen (kâfir) ler ise yeryüzünde bulunan şeylerin hepsi ve onunla birlikte bir misli daha kendilerinin olsa (âhirette, Allah’ın azabından kurtulmak için) onu fidye olarak verirlerdi. İşte onlar için çetin bir hesap vardır, varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir yataktır!

Rabb'lerinin çağrısına uyanlar için, en iyi karşılık vardır. O'na uymayanlar ise, yeryüzünde bulunanların tamamı ve bir o kadarı daha kendilerinin olsa, kurtulmak için hepsini fidye olarak verirlerdi. Hesabın kötüsü onlar içindir. Varacakları yer Cehennem'dir. O ne kötü bir yataktır.

Rableri (nin tâati) ne icabet edenlere (o icabetin) daha güzeli vardır. Ona icabet etmeyenler (e gelince:) yeryüzünde bulunan şeylerin tamâmı, bir misli de beraber (olarak) kendisinin olsa, onu (kurtuluşu uğrunda) muhakkak feda ederdi. İşte onlar! Hesabın kötüsü onlar içindir. Barınakları da cehennemdir. O, ne fena yatakdır!..

Rableri(nin emri)ne icâbet edenlere, (yaptıklarının) daha güzeli (olan bir karşılık, Cennet) vardır. O'na icâbet etmeyenler ise, eğer yeryüzünde bulunanların hepsi ve onunla berâber bir misli daha gerçekten kendilerinin olsa, (Allah'ın azâbından kurtulmak için) onu elbette fedâ ederlerdi. İşte onlara hesâbın kötüsü vardır ve varacakları yer Cehennemdir. O ise, ne kötü yataktır!

Rablerinin çağrısına icabet etmiş olanlara, (ahirette) en güzel ödül (olan cennet) vardır. O’na icabet etmemiş olanlara gelince, şayet yeryüzünde bulunan her şey ve bir katı daha onların olsa, (kurtulmak için) hepsini feda ederlerdi. Hesabın (sorgulamanın) en kötüsü (ve ürkütücüsü) işte onlar içindir. Onların barınma yerleri cehennemdir, o ne kötü bir barınma yeridir! *

(Bu misaller) Rablerinin çağrısına cevap verip güzel şeyler yapanlar içindir. Birde çağrıya cevap vermeyenler var ya, yeryüzündekilerin tümü ve bir o kadarı daha onların olsa, (Allah’ın vereceği azap karşılığında) kurtulmak için onların hepsini feda ederlerdi. Bunlar onların yaptığı kötü (yanlış) hesaplardır. Kalacakları yer cehennemdir, orası ne kötü kalacak yer.

O kimseler ki çalaplarının çağrısına uydular, onlar için iyilik vardır. O kimseler ki çalaplarının çağrısına uymadılar, yeryüzünde ne varsa hepsi kendilerinin olsaydı, onun bir katını daha da edinselerdi, bütün bunları kurtulmalık olarak verirlerdi. Onlar için çetin bir hesap var. Onların durağı Cehennem’dir. Ne kötü yataktır o!

Rablerinin dâvetine icabet edenler için güzel güzel mükâfat vardır. Dâvetine icabet etmeyenler ise yeryüzünde bulunan şeylerin hepsi, bir misli fazlası onların olsa onları kurtuluş bedeli olarak verirler. İşte onlar için çetin bir hesap vardır, onların yurtları Cehennemdir. O ne fena yataktır.

Rablerinin buyruğuna uyanlar için en güzel karşılık vardır. Ona uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve bir katı daha kendilerinin olsa, kurtulmak için fidye olarak verirlerdi. İşte hesapları kötü olanlar bunlardır. Varacakları yer de cehennemdir. Ne kötü bir yerdir orası!

Rablerine icabet edenlere daha güzeli vardır. O'na icabet etmeyenler ise, yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yerleri cehennemdir, pek de kötü bir yataktır o!

Rab’lerinin çağrısına koşanlara, en güzel ödülolan cennet verilecektir. Bu çağrıdan yüz çevirenlere gelince, onlar da öyle dehşet verici bir azapla yüz yüze gelecekler ki, eğer yeryüzünde bulunan her şey ve bir o kadarı daha onların elinde olsaydı, bu azaptan kurtulmak için hepsini fedâ etmek isteyeceklerdi. İşte onları, çetin bir hesaplaşma bekliyor. Varacakları yer ise cehennemdir, ne kötü bir barınaktır o!

Rabb’lerinin çağrısına uymuş olanlar için İyilikler / Güzellikler vardır. O’nun çağrısına uymamış olanlara gelince; topluca Yeryüzü’ndekiler ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa, onu fidye (kurtulma bedeli) verirlerdi. İşte onlar için Hesab’ın kötüsü vardır. Onların barınağı Cehennem’dir. Ne kötü Yatak!

Allah'a olumlu yanıt verenler, en güzele sahip olacaklardır. Olumsuz yanıt verenler ise, dünya dolusu malına bir o kadar daha mal katıp kurtulmak isteyeceklerdir ama boşuna. Berbat bir sorgulama, ardından cehennem. Aman ne berbat bir yer...

Yasalarımıza uyanlar için çok güzel mükâfatlar hazırladık! Yasalarımıza uymayanlar yeryüzündeki her şeyi, hatta verdiklerinin kat kat fazlasını cezamızdan kurtulmak için fidye vermek isterler. Onların fidyesi asla kabul edilmez. İşte hesabın kötüsü inkârcılar içindir. Varacakları yer cehennemdir. Cehennem ne kötü yataktır.

Rablerinin davetine uyanlar için en güzel (ödül) vardır. Ona uymayanlara gelince, yeryüzünde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir benzeri daha onların olsaydı, (azaptan kurtulmak için) elbette onu fidye verirlerdi (feda ederlerdi). [*] İşte hesabın en kötüsü onlaradır. Onların barınağı cehennemdir. (Orası) ne kötü bir yataktır!

Benzer mesajlar: Bakara 2:48, 123; Âl-i İmrân 3:91; Mâide 5:36; En‘âm 6:70; Yûnus 10:54; Zümer 39:47; Hadîd 57:15; Me‘âric 70:11-14.

Rablerinin davetini kabul edenlere en güzel gaye (olan cennet) vardır. Onun davetini kabul etmeyenler ise yeryüzünde olanların tamamı ve bunların bir katı daha kendilerinin olsa, hepsini verip (azaptan) kurtulmak isterlerdi. Hesabın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yerleri ise yatakların en kötüsü olan cehennemdir.

Rableri(nin daveti)ne güzel bir karşılık verenlerle O’na hiç karşılık vermeyenlerin ³⁹ durumlarını. [Bu sonrakiler], yeryüzünde ne varsa, hepsi onların olsa -hatta bunun iki katı- ⁴⁰ [Hesap Günü’nde] kurtulmak için hiç şüphesiz bunların hepsini gözden çıkarırlardı: ⁴¹ İşte hesapların en kötüsü böylelerini bekliyor; böylelerinin sonunda varacakları yer de cehennem olacak: o ne kötü bir dinlenme yeri!

39 Bu aktarım, Zemahşerî’nin yukarıdaki bölüme ilişkin açıklamasına dayanıyor. Öteki müfessirlere göre 18. ayetin başlangıcı önceki ayetin son cümlesi... Devamı..

Rablerinin çağrısına karşılık verenlere en güzel ödül vardır!1 O’nun çağrısına uymayanlara gelince, yeryüzünün bütün servetine hatta onun bir katına daha sahip olsalar, azaptan kurtulmak için hepsini fidye verirlerdi. İşte hesapların en kötüsü onları beklemektedir. Yerleri de cehennem olacaktır. O, kalınacak ne kötü bir yerdir!2, 16/36, 42/47, 26/70, 39/47, 70/11...24

Rablerinin çağrısına güzel bir biçimde karşılık verenlere daha güzeli var. O’nu karşılıksız bırakan kimselere gelince:[¹⁹⁵⁷] eğer ki yeryüzündeki her şey onların olsaydı ve bir o kadarına daha sahip olsalardı, (O gün düştükleri durumdan) kurtulmak için, hiç tereddütsüz hepsini verirlerdi. İşte, hesapların en kötüsü onları beklemektedir ve onların meskeni cehennemdir: o ne kötü bir son duraktır.

[1957] 15. âyette dua eden insan, icâbet eden Allah’tı. Burada ise davet eden Allah, icâbeti istenen insandır. Bu da gösteriyor ki dua Allah-insan ili... Devamı..

(Ey insanlar, biliniz ki) Rablerinin (peygamber vasıtasıyle yaptığı) hak daveti kabul edenler için en güzel mükafat (cennet) vardır, kabul etmeyenlere gelince, -yeryüzünde olan şeylerin hepsi ve bir o kadarı kendilerinin olsa- azaptan kurtulmak için elbette tümünü fedâ etmek isterlerdi. (Fakat yine de kabul edilmezdi) İşte hesabın en kötüsü onlara uygulanır ki varacakları yer cehennemdir, orası ne kötü bir son duraktır!

Rablerinin buyurduklarına icabet edenlere, en güzel karşılık vardır. Ona (Rabinin emirlerine) icabet etmeyenler ise, yeryüzünde bulunan her şey ve bunun bir misli daha kendilerinin olsa, (Allâh’ın azabından kurtulmak için) onu fidye verirlerdi. Onların hesâbı çok kötüdür. Varacakları yer de cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!

Rablerine (Cenâb-ı Hakk'ın davetine) icabet edenler için bir güzellik vardır. O'na icabet etmemiş olanlar içinde yeryüzünde olan şeyleri hepsi ve bir misli de beraber olacak olsa idi elbette kendilerini azaptan kurtarmak için hepsini feda ederlerdi. İşte onlar ki, hesabın en kötüsü kendileri içindir ve onların dönüp girecekleri yer cehennemdir. Ve o ne fena yataktır!

Rab'lerinin çağrısına icabet edenlere en güzel mükâfat, cennet vardır. Fakat O'nun dâvetini kabul etmeyenlere gelince, şayet dünyada olan bütün şeyler ve onların bir misli daha kendilerinin olsaydı, kurtulmaları için fidye olarak hepsini verirlerdi. İşte bunlar çetin bir hesaba mâruz kalacaklardır. Onların kalacakları yer cehennem olacaktır. Orası ne kötü bir yerleşim yeridir! [18, 87-88; 10, 26]

Rablerinin buyruğuna uyanlara, en güzel karşılık vardır. Ona uymayanlar ise, yeryüzünde bulunan her şey ve bunun bir misli daha kendilerinin olsa, (Allah'ın azabından kurtulmak için) onu fidye verirlerdi. Onların hesabı çok kötüdür. Varacakları yer de cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!

Rablerine icâbet idenlere âhiretde en eyi mükâfât vardır. Rablerine icâbet itmeyenler, yeryüzünde olan şeylerin kâffesi onların olsa ve bir o kadar dahî bulunsa, ('azâbdan kurtulmak içün) onları fedâ iderlerdi. İşte onlara âhiretde fenâ hesâb vardır. Yerleri de cehennemdir, orası ne fenâ yatılacak mahaldir.

Rablerinin çağrısına uyanlara en güzeli vardır. Çağrıya uymayanlar ise yeryüzündeki her şeye ve bir o kadarına sahip olsalar verip kurtulmak isterler. Onları kötü bir hesaplaşma bekler. Varacakları yer Cehennem’dir. Ne kötü yataktır o!

Rablerinin çağrısına uyanlara en güzel karşılık vardır. O'nun çağrısına uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve daha bir katı onların olsa, kurtulmak için fidye verirlerdi. İşte hesapları kötü olanlar bunlardır. Barınakları cehennemdir; ne kötü bir yerdir!

Rablerinin çağrısına cevap verenler için ödülün en güzeli vardır. Ona cevap vermeyenler ise, dünyadaki herşey kendilerinin olsa, hattâ bir o kadarı daha olsa, azaptan kurtulmak için hepsini fidye olarak verirlerdi. Onlar için hesabın kötüsü vardır; barınakları ise Cehennemdir. Ne kötü bir döşektir o!

Rablerinin çağrısına olumlu cevap verenler için güzellik vardır. O'na olumlu cevap vermeyenlere gelince, yeryüzündekilerin tamamı onların olsa, bir o kadar da ilave edilse, kurtulmak için bunların tümünü fidye verirlerdi. Böylelerinin hesabı kötü olacaktır; varacakları yer de cehennemdir. Ne kötü yataktır o!

anlaruñ kim uy virdiler çalabı’larına görklürekdür ya'nį uçmaķ. daħı anlar kim uy virmediler aña eger bayıķ anlaruñ oladı ol kim yirdedür hep, daħı ancılayın anuñ-ile yolu virelerdi anı şunlar anlaruñdur ḥisāb yavuzlıġı ya'nį ķatı ḥisāb daħı ŧuraġı anlaruñ ŧamudur. daħı ne yavuz oldı döşek! ya'nį tāmu.

Anlara oy virdiler, Çalaplarına görklüdür. Daḫı anlar oy virmediler aña,eger bayıḳ anlaruñ ola‐y‐dı ol kim yirdedür hep, daḫı ancılayın anuñla yu‐lu virelerdi anı. Şunlar anlaruñdur ḥisāb yavuzluġı. Daḫı ṭuraġı anuñ ṭamudur. Ne yaman döşekdür.

Rəbbinin də’vətini qəbul edənləri (Allaha və Onun Peyğəmbərinə itaət edənləri) ən gözəl ne’mət (Cənnət) gözləyir. Rəbbinin də’vətini qəbul etməyənlər isə yer üzündə olan hər şeyə (bütün sərvətə), üstəlik bir qədərinə də malik olsaydılar, onu (Allahın əzabından qurtarmaq üçün) fidyə verərdilər (lakin kafirlərdən heç bir fidyə qəbul olunmaz). Onları çox pis (çətin) bir haqq-hesab gözləyir (heç bir günahları bağışlanmaz). Onların məskəni Cəhənnəmdir. O necə də pis yerdir!

For those who answered Allah's call is bliss; and for those who answered not His call, if they had all that is in the earth, and therewith the like thereof, they would proffer it as ransom. Such will have a woeful reckoning, and thee habitation will be hell, a dire abode.

For those who respond to their Lord, are (all) good things. But those who respond not to Him,- Even if they had all that is in the heavens and on earth, and as much more, (in vain) would they offer it(1833) for ransom. For them will the reckoning be terrible: their abode will be Hell,- what a bed of misery!

1833 Cf. 3:91 and 10:54 .


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.