18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ra’d Suresi 11. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lehu mu’akkibâtun min beyni yedeyhi vemin ḣalfihi yahfezûnehu min emri(A)llâh(i)(k) inna(A)llâhe lâ yuġayyiru mâ bikavmin hattâ yuġayyirû mâ bi-enfusihim(k) ve-iżâ erâda(A)llâhu bikavmin sû-en felâ meradde leh(u)(c) vemâ lehum min dûnihi min vâl(in)

Herkesin önünde, ardında, birbiri ardınca gelip giden melekler var, onu, Allah'ın emriyle koruyup gözetirler. Şüphe yok ki bir topluluk, ahlakını değiştirmedikçe Allah o topluluğu değiştirmez. Allah, bir topluluğun kötülüğünü dilerse o kötülüğü geriye atmaya imkan yoktur ve onlara, ondan başka bir yardımcı da bulunamaz.

(İnsanın) Onun önünden ve arkasından (devamlı) izleyenleri (ve takipçi melekleri) vardır. Onu Allah’ın emriyle (sürekli) gözetip korumaktadırlar. Bir millet kendi durumlarını değiştirmedikçe Allah onların durumlarını değiştirip bozmayacaktır. Allah da bir kavme (İslam’dan ve insanlıktan uzaklaştıkları için ceza olarak bela ve musibetler gönderip çeşitli) sıkıntı ve kötülükler diledi mi, artık onu önleyecek ve geri çevirecek (bir güç) de yoktur (bulunmayacaktır). Onların Allah’tan başka velileri (ve sahipleri de) yoktur (çıkmayacaktır).

Her insanın önünde ve arkasında, kendisini Allah'ın emrine bağlı olarak koruyup denetleyen melekler vardır. Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmedikçe, Allah onların genel durumunu değiştirmez. Allah bir topluma kendi kötülüklerinin bir sonucu olarak, bir felaket tattıracağı zaman, onu geri çevirecek yoktur. Zaten o insanların, Allah'tan başka koruyup kollayanları da yoktur.

İnsanın önünde ve arkasında, Allah'ın var ettiği ve koruduğu düzenin gereği olarak kendisini koruyan kanunlar, korumalar ve davranışlarını zapta geçirmek için nöbet tutan melekler vardır.
Bir millet, sahip olduğu ilahî-insanî değerleri, benliğini, kendilerindeki yüksek hasletleri değiştirmedikçe, Allah o milletin elinde olan nimetleri değiştirmez, sosyal, siyasî ve ekonomik düzenlerini bozmaz. Allah toplumların başına hak ettikleri bir felâket getirmek, onları cezalandırmak istediği zaman da, artık bu felâketin, bu cezanın geri çevrilme imkânı yoktur. Onların Allah'ın dışında, kulları durumundakilerden velileri, koruyucuları, yardım edenleri de bulunmaz.

bk. Kur’an-ı Kerim, 8/53.

Onu (insanı) önünden ve arkasından izleyenler vardır ki kendisini Allah'ın emriyle korurlar. Bir topluluk kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.[2] Allah bir topluluğa kötülük (azap) dileyince de artık onu geri çevirmeye yol yoktur. Onların O'ndan başka velileri da yoktur.

2.Bir topluluk kendi iyi halini değiştirmedikçe Allah onlara olan nimetini değiştirmez.

O'nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri (takipçileri) vardır, onu Allah'ın emriyle gözetip-koruyorlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O'ndan başka bir veli yoktur.

Her insan için, önünden ve arkasından takip eden Melekler vardır; onu Allah'ın emriyle korurlar. Muhakkak ki Allah bir topluma verdiği nimeti, onlar, kendilerindeki iyi hali fenalığa çevirmedikçe bozmaz. Bir topluma da Allah bir kötülük diledi mi, artık onun geri çevrilmesine hiç bir çare yoktur. O toplum için (kendilerine yardım edecek) Allah'dan başka bir yardımcı da yoktur.

İnsan için, önden ve arkadan takip ediciler vardır. Onu Allah’ın azabından korurlar. Şüphesiz bir toplum, kendi öz durumlarını değiştirmedikçe, Allah onların halini değiştirmez. Fakat eğer Allah bir topluma bir azap dilemişse, O’na karşı koyacak bir şey bulunmaz. Ve Allah’a karşı hiç kimse onlara sahip çıkamaz.

Onun önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu koruyan takipçiler/melekler vardır. Bir toplumu oluşturan fertler kendi iç dünyalarındakini değiştirinceye kadar, Allah onların oluşturduğu toplumu değiştirmez. Allah bir topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri çevrilme diye bir şey yoktur. Onların Allah'tan başka yardımcıları da yoktur.[232]

[232] Toplumsal değişimde Yüce Allah’ın kuralı hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, X, 42-45.

İnsanlar için önünden, ardından kovalayanlar var, Allahın buyrumuyla onu korurlar, kendözünü bozmadıkça bir ulus, Allah bozmaz onları, Allah bir ulusa kıyacak olsa, onu kimse döndüremez, onlar için, ondan özge dost yoktur

Kişiyi önünden ve arkasından takip eden (melekler) vardır ki, Allah'ın emriyle onu korurlar. Herhangi bir toplum, tutumunu değiştirmedikçe Allah o toplumun konumunu değiştirmez. Allah, bir topluma (kendi kötülüklerinin bir sonucu olarak) ceza vermeyi dilediği zaman, artık onu geri çevirecek (kimse) de olmaz. Zaten onlar için Allah'tan başka ir koruyucu da yoktur.

Bkz. 8/53Koruyucu melekleri; bazı tefsirciler, insanı her türlü kötülükten koruyan (mahiyetleri sadece Allah tarafından bilinen) melekler olarak yorum... Devamı..

Her insân önünden ve arkasından melekler ile muhâtdır. Önünde ve arkasında Allâh’ın emriyle âna nezâret iderler. Evvelâ insânlar tegayyür itmedikce Allâh insânlara virdiğini tegayyür itmez mücâzâtının önüne kimse geçemez insânların ândan başka muhâfızı yokdur.

Ardında ve önünde insanoğlunu takip edenler vardır; Allah'ın emriyle onu gözetirler. Bir millet kendini bozmadıkça Allah onların durumunu değiştirmez. Allah bir milletin fenalığını dileyince artık onun önüne geçilmez. Onlar için Allah'tan başka hamide bulunmaz.

İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar.[290] Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.

“Koruyucu Melekler” için ayrıca En’âm sûresinin 61. âyetine bakınız.

Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz.

Onun önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu koruyan takipçiler (melekler) vardır. Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez. Allah bir topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri çevrilme diye bir şey yoktur. Onların Allah'tan başka yardımcıları da yoktur.

 Her insanın önünde ve arkasında koruyucu ve yazıcı melekler vardır. Bunlar insanı korudukları gibi amellerini de yazarlar. Âyette işaret edilen bir d... Devamı..

(Onların herbiri için) önünden ve ardından nöbetleşerek izleyenler vardır. Onu ALLAH'ın emriyle korurlar. Bir topluluk kendisini değiştirmedikçe ALLAH onların durumunu değiştirmez. ALLAH bir topluluk için fenalık istedi mi, hiç bir güç onu durduramaz; onların O'ndan başka bir koruyup kollayanları da olmaz.

Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır. Allah'ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah'dan başka bir veli de bulunmaz.

her biri için önünden ve arkasından ta'kıb eden Melâike vardır, onu Allah'ın emrinden dolayı gözetirler. Her halde Allah, bir kavme verdiğini onlar nefislerindekini bozmadıkça bozmaz, bir kavme de Allah, bir kötülük irade buyurdumu artık onun reddine çare bulunmaz, öyleya onlar için ondan başka bir vâli yok

O’nun (her insanın) önünden ve arkasında Allah’ın emriyle onu koruyan takipçiler (melekler) vardır. Bir toplum (kendilerine verilen emniyet, izzet ve âfiyet gibi nimetlere nankörlük edip de) içinde bulundukları (güzel) durumu (günahlara dalarak) değiştirmedikçe, Allah onların durumunu değiştirmez. Ve Allah, bir kavme (inkâr ve isyanları yüzünden) bir azap takdir ederse, artık onu geri çevirecek yoktur. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.

Onu her şeyi ile izleyenler vardır. Allah'ın işinden olarak- onu gözetirler. Kuşkusuz bir halk kendi durumunu değiştirmedikçe, Allah onların durumunu değiştirmez. Ve Allah, bir halka ceza vermeyi istediğinde¹ hiçbir güç bunu engelleyemez. Onlar için O'ndan başka bir veli² yoktur.

1- Bir toplum yaptığı kötülükler nedeniyle, cezalandırılmayı hak ettiğinde. 2- Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. Çevirilerde “Veli”... Devamı..

Onun (ve her insanın) önünde, arkasında kendisini Allahın emriyle gözetleyecek ta'kibci (melek) ler vardır. Bir kavm, özlerindeki (güzel hal ve ahlâk) ı değişdirip bozuncaya kadar Allah şübhesiz ki onun (haalini) değişdirib bozmaz. Allah bir kavmin de fenalığını (azabını) diledi mi artık onun reddine hiç bir (çâre) yokdur: Onlar için Ondan (Allahdan) başka bir velî (ve yardım eden) de yokdur.

O kimseyi önünden ve arkasından ta'kib eden (melek)ler vardır; Allah'ın emriyle onu korurlar. Kendilerinde olan (iyi hâl)i değiştirmedikçe, şübhesiz ki Allah, bir kavme olan(ni'metin)i değiştirmez. Fakat Allah, bir kavme (kendi isyanları yüzünden) kötülük dilediği zaman, artık onu geri çevirecek kimse yoktur. Onlar için O'ndan başka bir dost da yoktur.

Her kişinin önünde ve arkasında onu takip eden ve Allah’ın verdiği yetki ile yaptıklarını kayıt edenler var. Bir topluluk kendi içlerinde (nefislerinde) olanları değiştirmedikçe, Allah da onların içlerinde olanları değiştirmez. Allah bir topluluğa azap vermek istediğinde, O’na engel olacak hiçbir kimse olmadığı gibi, O’ndan başka onları sahiplenip koruyacak da yoktur.

Çünkü o kimsenin önünden, ardından giden melekler vardır, Allah’ın buyruğuyla onu korurlar. Bir ulus kendi kendini bozmadıkça Allah da onu bozmaz. Allah bir ulusun kötü olmasını dileyince artık Onu bundan döndürecek yoktur. Onlar için Allah’tan başka yardımcı da yoktur.

İnsanın önünden, ardından birbiri ardınca gelen melekler vardır. Allah/ın emriyle onu mazarratlardan saklarlar. Bir kavim kendi tavır ve hareketlerini bozmadıkça Allah onlardaki refahı bozmaz. Allah bir kavim için ukubet isterse onu reddedecek yoktur. Onlar için Allah/tan başka iş yapacak da yoktur.

Onun/insanın önünden ve arkasından izleyenler vardır. Onu Allah’ın emrinden (dolayı) gözetip korumaktadırlar. Muhakkak ki, bir toplum [kavm] kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Eğer Allah bir topluma [kavm] bir kötülük dilerse artık onu geri çevirecek yoktur. Zaten onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.

Onun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah'ın emrinden (kesinleşmemiş belalarından) gözetip korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefislerinde olanı değiştirinceye kadar, bir toplulukta olanı değiştirmez. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onun geri çevrilişi (diye bir şey) yoktur; onlar için O'ndan başka bir veli yoktur.

İnsanoğlunun önünde ve arkasında, etrafını çepeçevre kuşatan ve her attığı adımda onu bir gölge gibi takip eden görevli melekler vardır ki,Allah’ın emriyle onukoruyup gözetir ve tüm davranışlarını bir bir kaydederler.Ve bütün bunlar, ilâhî yasalar çerçevesinde cereyan eder. İnsanın toplumsal ve bireysel hayatına yön veren bu yasalara göre: Bir toplum kendi özündeki nitelikleri değiştirmediği sürece, Allah onların durumunu —ister iyilik, ister kötülük yönünde olsun— değiştirmez. O hâlde kötülüğü tercih edenler, tercih ettikleri yönde değişime uğramaya mahkûmdurlar. Zira Allah, kendi yaptıkları şeyler nedeniylebir toplumu cezalandırmaya karar verdi mi, hiçbir şey bunun önüne geçemez ve hiç kimse onları Allah’a karşı koruyamaz!

Onun arkasından ve önünden takipçileri vardır; Allah’ın emrinden onu koruyup gözetirler.
Allah, kendilerindeki şeyleri değiştirmedikçe bir kavmi değiştirmez.
Allah bir kavme kötülük istediği zaman artık onun geri dönüşü yoktur.
Onlar için O’ndan başka hiçbir vâli / koruyucu / sahip yoktur.

Her insanın, önden ve arkadan takipçileri vardır. Bu takipçiler, Allah'tan aldıkları emirle o şahsı korurlar. Toplumlar kendi öz değerlerini bozmadıkları sürece Allah o toplumu bozmaz. Allah, bir toplumun kötülüğünü istedi mi, onu kimse durduramaz. Ama o topluma yine Allah'tan başka sahip çıkan da olamaz...

İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle insanı korurlar. Şüphesiz ki bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Bir toplum iyiye güzele yönelik olarak doğru karar verip, topluca hareket etmedikçe veya içlerinden akıl sahipleri toplumu iyiye, güzele, doğruya sevk etmedikçe veya toplum içindeki zalimlerden kurtulmadıkça, mevcut halinden başka bir yapıya geçemez. Hiçbir şey kendi kendine olmaz. Rabbinizin yasası böyledir. Rabbiniz insanları da toplumları da bir yasa üzerine yaratmıştır. Durumunu değiştirmek için harekete geçmeyen toplumları Allah değiştirmez. Çünkü Allah’ın yasası böyledir. Allah; yaptığı zulümlerden veya zalimlere karşı gelip kendilerini düzeltmek istemeyen, sürekli kötülük üzerine yaşayan topluma, yaptıkları kötülükleri yüzünden ceza yazdığında, yazdığı cezanın zamanı geldiğinde artık onu kimse geri döndüremez. Cezamızın uygulanmasına kimse engel olamaz. Onlara ceza geldiği gün Allah’tan başka yardımcıları yoktur. Hal böyleyken, inkâr edenler cezayı gördüklerinde bile, bunun Allah ile ilgisi yok, bunlar doğal olaylardır derler. Bilmezler mi ki doğanın yasasını koyan Allah’tır! Doğanın yasanını yöneten Allah’tır! Doğal olayların verdiği ceza da Allah’ın yasasının gereğidir.

(Her insanın) önünden ve arkasından Allah’ın emriyle onu koruyan takipçiler (melekler) vardır. [*] (Kişiler) kendilerindekini değiştirinceye kadar Allah hiçbir toplumu değiştirmez. [*] Allah bir topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri döndürülme diye bir şey yoktur. Onların O’ndan (Allah’tan) başka yardımcıları da yoktur.

Bu ayet En‘âm 6:61. ayetle birlikte okunmalıdır.,Benzer mesaj: Enfâl 8:53. Bu ayet “Fertler teker teker kendilerini değiştirmedikçe Allah da onların o... Devamı..

O (insanın) önünde ve arkasında onu Allah’ın emriyle koruyan (melekler) vardır.¹ Bir toplum, (tek tek) kendi durumlarını değiştirmedikçe Allah da onların durumlarını değiştirmez.² Eğer Allah bir topluluğun helâkini isterse, onu engelleye-cek hiç bir güç yoktur. Zâten onların, On-dan başka koruyucuları da yoktur.

1 Âyetin bu bölümü: “...O (insanın) önünde ve arkasında onun (ne yaptığını) kayıt altına alan ve (ne olduklarını Allah’ın bildiği) varlıklar vardır...... Devamı..

[Böyle biri sanıyor mu ki] kendisini önünden ve ardından izleyen ²⁴ (ve) onu Allah her ne ki takdir etmişse ²⁵ ona karşı koruyup gözeten refakatçileri vardır. Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını ²⁶ değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez; ve Allah insanlara [kendi kötülüklerinin bir sonucu olarak] bir felaket tattıracağı zaman hiçbir şey bunun önünde duramaz: çünkü onların, kendilerini O’na karşı koruyabilecek kimseleri yoktur.

24 Lafzen, “ellerinin arasından ve arkasından”. 2:255’de olduğu gibi, “ellerinin arasında” tabiri “onun tarafından fark edilen, görülen” ya da “onun i... Devamı..

Zira her insanın, önünde ve ardında onu izleyen ve Allah’ın emriyle koruyup yaptıklarını kaydedenler vardır.1 Bir toplum, kendi durumunu değiştirmedikçe, Allah onların durumunu değiştirmez!2 Fakat (yaptıkları zulümlere göre) Allah, bir toplumun cezalandırılmasını dileyince artık onu geri döndürecek yoktur ve onların Allah’tan başka sığınacakları bir sığınakları da yoktur.3, 16/61, 50/17-18, 82/10...12, 28/53, 318/27, 51/50

önünden ve ardından takip eden koruma korteji var da, kendisini Allah’ın gazabından korur (sanıyorsa, Allah onu da bilir).[¹⁹⁵⁰] Hiç kuşkusuz bir toplumun bireyleri kendi iç dünyalarını değiştirmedikçe Allah o toplumun gidişatını (kendiliğinden) değiştirmez.[¹⁹⁵¹] Ve Allah (hak eden) bir toplumu cezalandırmayı murad ettiği zaman, onu engellemek mümkün olmaz; O’na karşı kendilerini sahiplenecek bir dosttan da mahrumdurlar.

[1950] Tercihimiz, başta Taberî olmak üzere, onun nakilde bulunduğu İbn Abbas, İkrime ve Dahhâk’ın tercihlerine dayanmaktadır. Zemahşerî bu tercihi “d... Devamı..

Her insanın önünde ve ardında; Allah'ın emriyle onu takip eden ve gözetleyen (melek)ler vardır (ki yaptığı her amelini defterine kaydederler, her insan gibi, toplumun tümünün -iman ve küfür- hangi istikamete meyletmesinin de önemi vardır.) Şüphe yok ki Allah, herhangi bir kavim yaratılışında bulunan güzel ahlakı değiştirmedikçe; (Rablerinin hüküm, emir ve yasaklarına riayet ettikçe) onlara bahşettiği nimeti -güzel ahlakı- elbette bozmaz. Fakat Allah bir kavme (şirk ve küfürde direndiklerinden ötürü) bir kötülük diledi mi, artık onu geri çevirecek hiçbir kuvvet yoktur. (İsteseler de istemeseler de Allah'ın murâd ettiği o kötülük ve ceza muhakkak meydana gelir.) Ve onların Allah’tan başka yardımcıları da yoktur!

O her birinin (İnsanın) önünden ve arkasından izleyen(melek)ler vardır, onu Allâh'ın emriyle korurlar. Bir topluluk kendi durumlarını değiştirmedikçe Allâh onların durumlarını değiştirmez. Allâh bir kavme kötülük istedi mi artık onu geri çevirecek yoktur. Zaten onların, O'ndan başka koruyucuları da yoktur.

Onun için önünden ve arkasından takibeden (melekler) vardır ki, onu Allah'ın emriyle muhafaza ederler ve şüphe yok ki, Allah Teâlâ, herhangi bir kavimdeki hali değiştirmez, onlar kendi nefislerindekini değiştirmedikçe. Ve Allah Teâlâ bir millete bir fenalık murad edince de artık onu geri bırakacak yoktur. Ve onlar için O'ndan başka bir yardımcı da yoktur.

O insanın önünde ve ardında devamlı sûretle nöbetleşerek görevlendirilen melekler vardır. Bunlar, Allah'ın emrinden ötürü, onu koruyup kollarlar. Bir toplum kendinde olan durumu değiştirmedikçe, hiç şüphe yok ki, Allah da o toplumda olan hali değiştirmez. Allah bir toplum için de kötülük irade buyurdu mu, onu geri çevirecek kuvvet yoktur. Artık Allah'ın dışında onları himaye edecek kimse olamaz. [8, 53]

Görevli melekler, insan günah işleyince onun için mühlet isterler, mağfiret dilerler, yahut onu tehlikelerden korurlar veya Allah’ın emri sebebiyle in... Devamı..

O(insa)nın önünden ve arkasından izleyen(melek)ler vardır, onu Allah'ın emrinden korurlar. Bir millet kendi durumlarını değiştirmedikçe Allah onların durumlarını değiştirmez. Allah da bir kavme kötülük istedi mi artık onu geri çevirecek yoktur. Zaten onların, O'ndan başka koruyucuları da yoktur.

Âyette motamot mânâ şöyledir: Her birini, önünden ve arkasından izleyen, kendini Allah'ın emrinden koruyan melekler vardır. " مِنْ اَمْرِ اللّٰه "taki... Devamı..

Allâh Te'âlâ'nın insânları ta'kîb idici melekleri vardır ki önlerinden ve arkalarından dolaşarak Allâh'ın emriyle onları hıfz iderler. Tahkîk Allâh Te'âlâ bir kavme olan in'âm ve ihsânını, o kavim kendi nefislerindeki ahlâk ve ahvâli tebdîl itmedikce tağyîr itmez. Allâh bir kavme fenâlık murâd itse irâdesini red idecek yokdur. Ve onlara Allâh'dan gayrı dostluk idecek bulunmaz.

Kişiyi önünden ve arkasından takip eden (melekler) vardır; Allah’ın emriyle onu (ve yaptıklarını) koruma altına alırlar[*]. Bir toplum kendinde olanı bozmazsa, onu Allah da bozmaz. Allah bir topluma sıkıntı vermek isterse, kimse engel olamaz. Onların Allah ile kendi aralarına girecek bir dostları yoktur.

[*] Oturan iki alıcı, (bütün yaptıklarını) sağından ve solundan kayda alırken ağzından çıkan her sözü kaydeden bir gözcü de yanında bekler. (Kaf 50/17... Devamı..

İnsanoğlunu arkasında ve önünde takip edenler vardır; Allah'ın emriyle onu gözetirler. Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah bir toplumun kahrını dileyince artık o geri döndürülemez. Onların Allah'tan başka koruyucusu da yoktur.

İnsanın önünde ve arkasında, Allah'ın emriyle onu izleyen ve koruyan melekler vardır. Bir toplum kendisini değiştirmedikçe Allah da onlara verdiğini değiştirmez. Allah bir topluluk için kötülük murad ettiğinde ise, artık onun geri çevrilişi yoktur; onlar için Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da olmaz.

Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen gözcüler vardır ki, kendisini Allah'ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler. Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah'ın berisinden koruyucu bir dost da olamaz.

anuñdur biribiri ardınca geliciler ileyinden daħı ardından śaķlarlar anı Tañrı buyruġından bayıķ Tañrı ayruķsı eylemez anı kim bir ķavumdadur tā ayrukśı eyleyeler anı kim gendüzilerindedür daħı ķaçan kim dileye Tañrı bir ķavma yavuzlıķ döndürmek yoķdur anuñ. daħı yoķdur anlaruñ andan ayruķ hįç iş issi.

Anuñdur biri biri ardınca geliciler ileyinden daḫı ardından. Ṣaḳlar anıTañrı buyruġından ötürü. Bayıḳ Tañrı ayruḳsı eylemez anı kim bir ḳavm‐dedür ayruḳsı eyleyeler anı kim kendülerindedür. Daḫı ḳaçan kim dileyeTañrı bir ḳavme yavuzluḳ, döndermek yoḳdur anı. Daḫı yoḳdur anlaruñandan artuḳ hīç iş issi.

(İnsan üçün) onu öndən və arxadan tə’qib edənlər (mələklər) vardır. Onu (insanı) Allahın əmri ilə qoruyurlar. Hər hansı bir tayfa öz tövrünü (nəfsində olanları) dəyişmədikcə (pozmadıqca), Allah da onun tövrünü (onda olanları, onun əhvalını) dəyişməz. Əgər Allah hər hansı bir qövmə bir pislik yetirmək istəsə, onun qarşısı heç cür alına biməz və Ondan başqa onların heç bir hamisi də olmaz.

For him are angels ranged before him and behind him who guard him by Allah's command. Lo! Allah changeth not the condition of a folk until they (first) change that which is in their hearts; and if Allah willeth misfortune for a folk there is none that can repel it, nor have they a defender beside Him.

For each (such person)(1816) there are (angels) in succession, before and behind him: They guard him by command of Allah. Verily never will Allah change the condition of a people until they change what is within themselves.(1817) But when (once) Allah willeth a people´s punishment, there can be no turning it back, nor will they find, besides Him, any to protect.

1816 See last verse. Every person, whether he conceals or reveals his thoughts, whether he skulks in darkness or goes about by day—all are under Allah... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.