25 Nisan 2024 - 16 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hûd Suresi 122. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ventazirû innâ muntazirûn(e)

Ve bekleyin, şüphe yok ki biz de beklemedeyiz.

"Ve (sonunuzu) gözleyin bakalım. Çünkü Biz de (başınıza gelecekleri merakla ve umutla) bekleyip durmaktayız."

Ve olacak olanı bekleyin bakalım; doğrusu, biz de bekleyeceğiz.”

“Davranışlarınızın âkıbetini bekleyin, biz de ilâhî tecellinin gerçekleşeceği günü bekleyeceğiz” de.

Bekleyin. Biz de beklemekteyiz."

Ve gözleyip durun; gerçekten biz de gözleyip duruyoruz.'

Gözetleyin akıbetinizi, biz de bunu gözetleyiciyiz.”

121, 122. İnanmayanlara de ki: “Kendi yerinizde çalışın, biz de çalışıyoruz. Bekleyin, biz de bekliyoruz.

“Bekleyiniz! Biz de beklemekteyiz.”

Siz bekleyin, biz de bekleriz

Ve (olacak olanı) “Bekleyin, biz de bekliyoruz.”

121, 122. Îmân idenlere di ki: "Elinizden geleni yapınız biz de elimizden geleni yapacağız netîceye intizâr idiniz biz de intizâr ideceğiz."

121,122. İnanmayanlara: "Durumunuzun gerektirdiğini yapın, doğrusu biz de yapıyoruz; bekleyin, biz de bekliyoruz" de.

“Bekleyin, biz de bekleyeceğiz.”

Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz!”

Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz!

"Sonra bekleyin, biz de beklemekteyiz."

Siz bekleyin görün, biz de bekleyip göreceğiz.

Ve gözetin herhalde biz göetiyoruz

Ve (akıbetinizi) bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz!”

“Bekleyin! Biz de bekliyoruz.”

«Siz gözetleyin, biz de her halde gözetleyiciyiz».

“Ve (siz bizim âkıbetimizi) bekleyin; doğrusu biz de (sizin âkıbetinizi)bekleyenleriz.”

“Bekleyip görün, bende bekleyenlerdenim” de.

Sonunu gözleyin, biz de gözlüyoruz."

Bekleyin, biz de bekleyeceğiz.

“Bekleyiniz! Muhakkak ki biz de beklemekteyiz.”

Bekleyin! Şüphesiz biz de bekleyicileriz.

“Ve zulüm ve haksızlıkta direttiğiniz takdirde, başınıza gelecek belâları bekleyin artık! İşte, biz de Rabb’imizin vereceği hükmü bekliyoruz!” Çünkü biz, şu hakîkate yürekten inanmışız:

“Bekleyin! Biz de beklemekteyiz”.

Bekleyin, çünkü biz de bekliyoruz. "

“Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz! Bilin ki öyle çok beklemeyeceksiniz. Ya bu dünyada ya da ahirette mutlaka yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz!”

Bekleyin! Şüphesiz ki biz de bekleyenleriz.”

“...Siz bekleyin (bakalım) biz de bekleyip göreceğiz.” de.

Ve [olacak olanı] bekleyin bakalım; doğrusu, biz de bekleyeceğiz!”

Ve bekleyin bakalım, zaten biz de bekliyoruz. 6/158, 9/24, 51/14

ve bekleyiniz, iyi bilin ki biz zaten beklemekteyiz.”

(Bizim yenilgiye uğramamızı boşuna) Bekleyin şüphe yok ki biz de (sizin başınıza çökecek olan azabı) beklemekteyiz!

Ve bekleyin, biz de bekleyenlerdeniz!..

«Ve siz gözetiniz, şüphesiz ki biz de gözetenleriz.»

121, 122. İman etmeyenlere de de ki: “Siz yerinizde sayarak elinizden geleni yapın, ama biz de çalışacağız, gerekeni yapacağız. Siz bizim için felaket gözleyin bakalım, biz de eski ümmetlerin başına gelen felaketlerin size gelmesini gözleyip bekliyoruz.

Bekleyin, biz de bekliyoruz!

Siz intizâr idiniz ve biz de muntazırlardanız.

Bir de neler olacağını gözleyin, biz de gözlüyoruz.”

Bekleyin, biz de bekliyoruz.

Bekleyin; biz de bekliyoruz.

"Bekleyin, biz de bekliyoruz!"

121-122. daħı eyit anlara kim inanmazlar “işleñ yirlülenmekligüñüz üzere bayıķ biz işleyicilerüz. daħı göz dutuñ bayıķ biz göz dutıcılaruz.”

Siz ṣaḳlaşuñuz biz helāk olmaġı. Biz daḫı ṣaḳlaşur‐biz, di.

Və (düçar olacağınız əzabı) gözləyin. Biz də gözləyirik!”

And wait! Lo! we (too) are waiting.

"And wait ye! We too shall wait."(1625)

1625 Cf. 11:93, n. 1595, and 10:102, n. 1484. If the wicked only wait, they will see how Allah's Plan unfolds itself. As for those who believe, they a... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.