25 Ocak 2025 - 25 Receb 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hûd Suresi 105. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yevme ye/ti lâ tekellemu nefsun illâ bi-iżnih(i)(c) feminhum şakiyyun vese’îd(in)

O gün geldi mi hiçbir kimse, Rabbinin izni olmaksızın konuşamaz; onların bir kısmı kutsuzdur, bir kısmı kutlu.

(Kıyametin) Geleceği günde, O’nun (Allah’ın) izni olmaksızın, hiç kimse konuşamayacaktır. Artık onlardan kimi ’bedbaht ve mutsuz’, (kimi de) mutlu ve bahtiyardır.

O gün gelince Allah'ın izni olmaksızın, kimse konuşamayacaktır. O gün bir araya getirilenlerden kimileri, felakete uğramış üzüntülü ve mutsuz, kimileri de mutlu ve sevinçli olacaklardır.

O gün gelince, Allah'ın izni olmadan hiçbir kimse konuşamaz. O gün, insanların bir kısmı bedbaht, bir kısmı mutludur.

bk. Kur’an-ı Kerim, 20/108; 42/7; 78/38.

O gün gelince, O'nun izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onlardan kimi bedbaht kimi de mutludur.

(Kıyametin) Geleceği günde, O'nun izni olmaksızın, hiç kimse söz söyleyemez. Artık onlardan kimi 'bedbaht ve mutsuz', (kimi de) mutlu ve bahtiyardır.

O gün gelince, Allah'ın izni olmadıkça, hiç kimse konuşamaz. Artık insanlardan bir kısmı muazzebdir; bir kısmı da bahtiyardır.

O gün geldiği zaman Allah’ın izni olmadan hiçbir kimse konuşamaz. O gün onlardan bazıları mutsuz, bazıları da mutludur.

Kıyamet geldiği gün Allah'ın izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onlardan kimi bedbaht, kimi de mutludur.

O gün eriştiğinde, O'nun izni olmadan, kimse bir şey diyemez, içlerinden birtakımı mutsuzdur, birtakımı mutludur

O gün gelince, O'nun izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onlardan kimi bahtsızdır (mutsuzdur), kimi mutlu.

Bkz. 20/108, 42/7, 78/38

O gün Allâh’ın izni olmaksızın kimse ses çıkarmıyacakdır, insânların bir kısmı ’azâb-ı nâra dûçâr olacak bir kısmı mes’ûd olacakdır.

O gün gelince, Allah'ın izni olmaksızın hiç kimse konuşamaz: İçlerinde bedbaht olanlar da, mesut olanlar da vardır.

O gün geldiği zaman Allah’ın izni olmadan hiçbir kimse konuşamaz. Onlardan mutsuz (cehennemlik) olanlar da vardır, mutlu (cennetlik) olanlar da.

O gün geldiğinde Allah’ın izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onlardan kimi bedbahttır, kimi mutlu!

O geldiği gün Allah'ın izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onlardan kimi bedbahttır, kimi mutlu.

O gün geldiği zaman, hiç kimse O'nun izni olmadan konuşamaz. Onlardan kimi talihsiz, kimi de mutludur.

O gün gelince Allah'ın izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onların kimi bedbaht, kimi de mutludur.

O geleceği gün hiç bir nefis, tekellüm edemez, ancak onun izmile başka, artık kimi bedbaht kimi mes'ud

O gün geldiğinde, Allah’ın izin verdiklerinden başka, hiçbir kimse konuşamaz. Onlardan (mahşerde toplananlardan) kimi şakî (cehennemlik), kimi de saîd (cennetlik) tir.

O gün gelince, O'nun izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onlardan kimi mutsuz kimi de mutludur.

Gelecek olan o günde Allahdan izinsiz hiç bir kimse konuşmaz. Artık onlardan kimi şakıy (bedbaht), kimi de saîd (bahtiyar) dir.

Gelecek olan o gün, O'nun izni olmadan hiçbir kimse konuşamaz! Artık onlardan kimi şakidir (bedbahttır), kimi de saîddir (bahtiyârdır)!

O gün (o ahiret ve hesap günü) gelince, O’nun (o zatım olan Allah’ın) izni olmadan hiçbir kimse (kalkıp da mazeret belirtmek amacıyla kendiliğinden) konuşamaz (ancak izin verildikten sonra konuşabilir). O gün onlardan (insanlardan) kimi (dünyada yaptıkları zulüm ve kötülükler nedeniyle) mutsuz, kimi de (dünyada yaptıkları iyilikler nedeniyle) mutludur. *

(*) Bu ifade ahiret günü ilâhî mahkemede kişinin kendisini savunma hakkının olmadığına değil, Allah’ın mutlak otoritesine bir atıftır. Her insana kesi... Devamı..

O gün geldiğinde, Allah’ın izin verdiklerinden başka hiçbir kimse konuşamaz. İçlerinde Allah’a başkaldırmış olanlar da olsa, mutlu olanlarda olsa (konuşamazlar).

O gün gelince Allah’ın uygunu olmadan kimse konuşamaz. İşte o kimselerin kimi mutludur, kimi de mutsuzdur.

O gün geldiğinde Allah/ın izni olmaksızın hiçbir kimse söz söyleyemeyecektir. Onların bir kısmı bahtsız, bir kısmı ise bahtiyardır.

O gün geldiğinde O’nun izni olmaksızın hiç kimse konuşamaz. Onlardan bedbaht/mutsuz [şakîy] olanlar da mutlu [sa’îd] olanlar da vardır.

O gün gelince, Allah'ın izni olmaksızın hiç kimse konuşamaz; içlerinde azgın olanlar da, mesut olanlar da vardır.

O Büyük Güngelip çattığı zaman, Allah’ın izni olmadan hiç kimse konuşamayacak. Büyük mahkeme kurulacak ve herkese yaptığının karşılığı verilecek. Böylece insanlar iki gruba ayrılacak; kimileri bedbaht ve perişan, kimileri mutlu ve bahtiyâr!

Gün gelir bir nefis, O’nun izniyle olmadan konuşamaz. Onların bir kısmı mutsuz, bir kısmı da mutludur.

O gün geldi mi, Allah'ın izni olmadan kimse ağzını açamaz. Kimi sıkıntılı, kimi de mutludur.

O gün geldiği zaman hiç kimse Rabbinin izni olmadan konuşamaz. Hesap günü toplanan insanlardan kimi dünyada yaptıklarından dolayı bahtsızdır. Gelecekleri çok kötüdür. Kimi de mutlu ve bahtiyardır. Çünkü onlar dünyada Rabbine inanmışlar, Rabbinin yasalarına göre yaşamışlar, bu nedenle cennetle mükâfatlandırılacaklardır.

O geldiği gün O’nun (Allah’ın) izni olmadan kimse konuşamaz. Onlardan kimi azgındır, kimi mutlu.

O (kıyamet) günü gelince;¹ Onun izni olmaksızın, kimse konuşamaz.² Artık (o gün) o (insanların) kimisi sefil, kimisi de bahtiyardır.

1 (يَوْمَ يَاْتِ) ibaresi (يَوْمَ يَاْتِ يَوْمُ الْقِيَامَةِ) takdirindedir ve “kıyamet günü geldiği gün” demektir. 2 Konuyla ilgili olarak Bk. (Nebe’... Devamı..

O Gün gelince, O’nun izni olmadıkça kimse konuşamayacak; ve [bir araya getirilenlerden] kimileri bedbaht, kimileri de bahtiyar olacak.

O gün gelince, Allah’ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamayacak, o gün insanların bir kısmı bedbaht ve mutsuzdur, bir kısmı da bahtiyar ve mesuttur. 123/108, 50/28, 78/38. 42/7, 64/2

O gün geldiğinde, hiçbir kimse O’nun izni olmadan savunma yapamaz:[¹⁸⁰¹] sonuçta onlardan kimileri bedbaht, kimileri de bahtiyar olur.

[1801] Bu ifade ilâhî mahkemede kişinin kendisini savunma hakkının olmadığına değil, Allah’ın mutlak otoritesine bir atıftır. Her insana kesinlikle sa... Devamı..

O geldiği gün, -O'nun izin verdikleri dışında- kimse konuşamaz. (O gün) İnsanlardan kimi bedbahttır, kimi de mutludur.

O geldiği gün, hiç kimse O’nun izni olmadan konuşamaz. Oradakilerden kimi şaki (suçlu mutsuz), kimi sa’id (mutlu)dur.

O geldiği gün hiçbir şahıs konuşamaz. Ancak onun izniyle (konuşmak müstesna). Artık onlardan kimi şakidir, kimi de saiddir.

O gün gelince, Allah'ın izni olmaksızın hiç kimse konuşamaz. Artık onlardan kimi bedbaht, kimi mutludur. [78, 38; 20, 108; 42, 7]

O geldiği gün, hiç kimse O'nun izni olmadan konuşamaz. O(raya toplana)nlardan kimi şaki (bahtsız), kimi sa'id(mutlu)dur.

O günde bir nefis, Allâh'ın izni olmadıkca ağzını açub bir söz söyleyemez. Oraya toplanan halk arasında şakî olanlar ve sa'îd olanlar vardır.

O gün gelince Allah’ın izni olmadan kimse konuşamaz. Onlardan kimi sıkıntılı, kimi de mutludur.

O gün gelince, Allah'ın izni olmadıkça hiç kimse konuşamaz. Onların bir kısmı şakidir, bir kısmı mesuttur.

O gün geldiğinde, kimse Allah'tan izinsiz konuşamaz. Onlardan bedbahtlar da vardır, mutlu olanlar da.

O geldiği gün hiçbir benlik, O'nun izni olmadan söz söyleyemez. Onların bir kısmı bahtsız, bir kısmı mutludur.

ol gün kim gele söylemeye hįç nefs illā anuñ destūrıyıla. pes bir nicesi anlaruñ bed baħtdur daħı nįk baħtdur.

Ol gün gelicek hīç kimse söylemez illā Allāh buyruġı‐y‐ıla. Anlar niçesi ṭamuehlidür ve niçesi uçmaḳ ehlidür.

(Qiyamət) gəldiyi gün (Allahın) izni olmadan heç kəs danışa bilməz. (O gün) insanların bir qismi bədbəxt, bir qismi isə xoşbəxt olacaqdır!

On the day when it cometh no soul will sneak except by His permission; some among them will be wretched, (others) glad.

The day it arrives, no soul shall speak(1605) except by His leave: of those (gathered) some will be wretched and some will be blessed.(1606)

1605 Speak: i.e., either in self-defence or in accusation of others or to intercede for others, or to enter into conversation or ask questions, one wi... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.