Kul eraeytum mâ enzela(A)llâhu lekum min rizkin fece’altum minhu harâmen vehalâlen kul (Â)llâhu eżine lekum(s) em ‘ala(A)llâhi tefterûn(e)
De ki: “Görüşünüz nedir, söyler misiniz? Allah'ın sizin için indirip (yararlandığınız), sizin de (kendi kafanızdan) bir kısmını haram ve helâl kıldığınız rızıktan haber var mı?” De ki: “(Bunları) Allah mı size izin verdi, yoksa Allah hakkında yalan uydurup iftira mı etmektesiniz?”
De ki: Allah'ın, size verdiği rızıklardan bir kısmını haram, bir kısmını helal saymanıza ne dersiniz? De ki: Allah mı izin verdi size, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?
De ki: Baksanıza, Allah size rızık olarak ne indirdiyse, tuttunuz onun bir kısmını haram, bir kısmını da helal yaptınız. De ki: Allah mı size böyle izin verdi, yoksa siz Allah'a mı iftira ediyorsunuz?
“Allah'ın size verdiği rızkın, mahsulün ve hayvanların bir kısmını haram, bir kısmını helâl saymanıza ne dersiniz?” de.
“Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?” de.
De ki: "Allah'ın size rızık olarak verdiklerinin kimisini helal kimisini haram kılmanız hakkında ne diyorsunuz?" De ki: "Allah mı size izin verdi yoksa siz Allah'a karşı yalan mı uyduruyorsunuz?"
De ki: 'Allah'ın sizin için indirdiği sizin bir kısmını haram ve helal kıldığınız rızıktan, haber var mı? Söyler misiniz?' De ki: 'Allah mı size izin verdi, yoksa Allah hakkında yalan uydurup iftira mı ediyorsunuz?'
(Ey Rasûlüm), müşriklere de ki: “-Allah sizin için rızık olarak hangi şeyleri indirdi de, siz ondan bir haram ve bir halâl yaptınız, bana haber verin. “ De ki: “- Size Allah mı izin verdi (de böyle yaptınız), yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?
De ki: “Gördünüz mü? Allah size rızık indirmiştir. Siz ise o rızkı kendinize göre helal ve haram saydınız.” De ki: “Allah mı size böyle izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?
De ki: “Ne oldu size de, Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram bir de helâl yaptınız?” De ki: “Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?”[197]*
Diyesin ki «Söyleyiniz, Allahın sizlere verdiği azıktan kimini helâl, kimini de haram kıldınız?», diyesin ki: «Allahtan mı izin aldınız? Yoksa Allaha mı iftiradasız?»
(Allah adına helal-haram uydurarak değer yargılarını yozlaştıranlara) de ki: “Allah'ın size bahşettiği fakat sizin bir kısmını helâl, bir kısmını haram saydığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De ki: “Bu hususta Allah mı size izin verdi, yoksa (yalan uydurarak) Allah'a iftira mı ediyorsunuz?”*
De ki: "Allah'ın size indirdiği rızkın bir kısmını haram, bir kısmını helal kıldığınızı görmüyor musunuz?" De ki: "Size Allah mı izin verdi, yoksa Allah'a karşı yalan mı uyduruyorsunuz?"
De ki: “Allah’ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De ki: “Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”
De ki: Allah’ın size indirdiği rızıktan bir kısmını helâl, bir kısmını da haram bulmanıza ne dersiniz? De ki: Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?
De ki, "ALLAH'ın size indirdiği rızıkların bir kısmını helal, bir kısmını da haram ettiğinizi görmez misiniz?" De ki, "ALLAH mı size izin verdi, yoksa ALLAH'a iftira mı ediyorsunuz?"*
De ki, "Baksanıza, Allah sizin için nice rızıklar indirdi, siz onlardan bir kısmını haram, bir kısmını helâl yaptınız". De ki, "Size Allah mı izin verdi, yoksa siz Allah'a iftira mı ediyorsunuz?"
De ki baksanıza a: Allah sizin için rızk olarak neler indirdi de siz ondan bir haram, bir halâl yaptınız, size, de: Allah mı izin verdi? Yoksa Allaha iftira mı ediyorsunuz?
De ki: “Allah'ın size rızık olarak indirdiklerinin bir kısmını helal, bir kısmını haram yaptığınızı görmüyor musunuz?” De ki: “Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?”¹*
De ki: «Allahın size indirib de (kendi kendinize) ondan (kimini) haram, (kimini) halâl yapdığınız rızıkdan ne haber? Söyleyin bana?» De ki: «Allah mı size izin verdi de (öyle yapdınız), yoksa Allaha iftira mı ediyorsunuz?»
De ki: “Söyleyin bakalım! Allah size rızık olarak neleri indirdi de (siz) ondan (bir kısmını) helâl ve (bir kısmını) haram kıldınız?” De ki: “Allah mı size (böyle) izin verdi, yoksa Allah'a iftirâ mı ediyorsunuz?”
Allahın sizin için indirdiği rızıkları görüyor musunuz? Bu rızıkları kendinize göre haramlar ve helaller yaptınız. Deki “Böyle yapmanızı Allah mı emretti, yoksa Allah adına yalan mı uyduruyorsunuz?
De ki: Allah/ın size gönderdiği rızk hakkında ne diyeceksiniz? Siz ki onun bir kısmını haram, bir kısmını helâl [⁴] kıldınız. De ki Allah bu hususta size izin mi verdi, yoksa Allah/a iftira mı ediyorsunuz?*
De ki: “Baksanıza, Allah sizin için rızk olarak neler indirdi de siz bir kısmını haram, bir kısmını da helal kıldınız.” “Size” de, “Allah mı izin verdi? Yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?”
Ve yine, iyi-kötü, haram-helâl, güzel-çirkin, doğru-eğri gibi değer yargılarını hoyratça tahrif edip yozlaştıran toplumlara seslenerek de ki: “Allah’ın size bahşettiği, fakat sizin —hiçbir makul gerekçeye dayanmadan— bir kısmını helâl, bir kısmını haram saydığınız nîmetleri hiç düşündünüz mü?”
Onları düşünmeye dâvet ettikten sonra, de ki: “Haramı helâl, helâli haram yapma konusunda size Allah mı izin verdi, yoksa Allah’ın adını kullanarak yalan mı söylüyorsunuz?”
(Ve onlara): “Allah’ın size indirdiği rızıklardan bir kısmını haram, bir kısmını da helâl1 kıldığınızın farkında mısınız, yoksa bu hususta size Allah mı izin verdi veya siz, Allah’a iftira mı ediyorsunuz?” de.2*
De ki: “Hiç Allah'ın sizin için rızık olarak indirdiği şeyler üzerinde düşündünüz mü? O rızıklar ki, bir kısmını yasaklıyor, bir kısmını da meşru görüyorsunuz”. 81 De ki: “[Böyle yapmanız konusunda] size Allah mı izin verdi; yoksa (düpedüz) kendi tahminlerinizi mi Allah'a yakıştırıyorsunuz?”
De ki: – Görmüyor musunuz Allah’ın size rızık olarak ikram ettiği yiyecekleri keyfinize göre bir kısmını helal bir kısmını haram kılıyorsunuz. Deki Allah mı buna izin verdi, yoksa uydurarak Allah’a iftira mı ediyorsunuz? 3/94, 4/50, 7/28, 42/21
Sor (onlara): “Ya Allah’ın sizin yararlanmanız için ikram ettiği, sizin de (keyfî olarak) bir kısmını haram bir kısmını helâl saydığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?”[1637] De ki: “Size (bunu) Allah mı bildirdi, yoksa siz Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”[1638]*
De ki: «Bana haber veriniz! Allah Teâlâ sizin için rızktan neler indirdi ve siz ondan bir haram bir de helâl kıldınız.» De ki: «Allah Teâlâ mı size izin verdi, yoksa siz Allah'a iftira mı ediyorsunuz?»
De ki: “Peki, Allah'ın size ihsan ettiği rızıklardan, bir kısmını helâl, bir kısmını haram yapmanıza ne dersiniz? ”De ki: “Allah mı sizin böyle yapmanıza izin verdi, yoksa siz Allah'a iftira mı ediyorsunuz? ”
De ki: "Gördünüz mü, Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerin bir kısmını haram ve bir kısmını helal yaptınız." De ki: "Allah mı size böyle izin verdi, yoksa siz Allah'a iftira mı ediyorsunuz?"
De ki “Allah’ın size indirdiği her bir rızkı düşündünüz mü? Siz onu helal, haram diye sınıflandırıyorsunuz.” De ki “Bunu size Allah mı bildirdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”
De ki:-Allah'ın size indirdiğinin bir kısmını haram, bir kısmını helal kıldığınızı görüyor musunuz? De ki: -Size Allah mı izin verdi; yoksa Allah hakkında yalan mı uyduruyorsunuz?
De ki: Bakın, Allah size ne rızıklar indiriyor; sonra siz onların kimini haram, kimini helâl sayıyorsunuz. De ki: Size bunun için Allah mı izin verdi; yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?
De ki: "Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?"
eyit “ ħaber virüñ anı kim indürdi Tañrı sizüñ içün rūzį pes eyledüñüz andan ḥarām daħı ḥelāl” eyit: “Tañrı mı destūr virdi size yā Tañrı’ya yalan baġlarsız?”
De: “Allahın sizə ruzi olaraq (göydən) nə endirdiyini gördünüzmü ki, onun bir qismini haram, bir qismini isə halal etdiniz?” De: “(Bunu deməyə) Allah Özü sizə izin verdi, yoxsa Allaha iftira yaxırsınız?”
Say: Have ye considered what provision Allah hath sent down for you, how ye have made of it lawful and unlawful? Say: Hath Allah permitted you, or do ye invent a lie concerning Allah?
Say: "See ye what things(1447) Allah hath sent down to you for sustenance? Yet ye hold forbidden some things thereof and (some things) lawful." Say: "Hath Allah indeed permitted you, or do ye invent (things) to attribute to Allah."*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |