Śumme kîle lilleżîne zalemû żûkû ‘ażâbe-lḣuldi hel tuczevne illâ bimâ kuntum teksibûn(e)
(Bu dünya zilletinden) Sonra (Ahirette de) o zulmetmekte olanlara: (Şimdi) "Sürekli azabı tadın" denilecektir. (Küfür, zulüm ve kötülük olarak) Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacağınızı (zannetmiştiniz?)
Sonra da zulmedenlere, tadın ebedi azabı denecek, kazandığınızın karşılığı neyse ondan başka bir şeyle mi cezaya uğrayacaktınız?
O gün ki, dünya hayatında, yaratılış gayesine aykırı davrananlara “Tadın bitmeyen azabı” denecek. “Yaptığınız işlerin karşılığından başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz sanki.”
Sonra yalanlamaları sebebiyle kendilerine zulüm ve haksızlık yapanlara, müşriklere:
“Tadın bakalım şu ebedî cezayı” denilecek. Vaktiyle işlediğiniz ameller, yüklendiğiniz günahların karşılığından başka bir ceza ile mi cezalandırılacaksınız?*
Sonra zulmedenlere: "Sonsuz azabı tadın. Kazandıklarınızdan başka bir şeyle mi cezalandırılıyorsunuz?" denilir.
Sonra o zulmetmekte olanlara: 'Sürekli azabı tadın' denilecek. Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?'
Sonra o zulmedenlere: “- Ebedî azabı tadın” denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başka bir sebeple cezalandırılacak değilsiniz.
Sonra o zalimlere: “Ebedî bir azabı tadın! Siz kazandığınızdan başka bir şey ile cezalandırılmıyorsunuz” denilir.
Sonra zulmedenlere, “Süreli azabı tadınız” denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?
Sonra da, zulüm edenlere: «Sonsuz azabı tadın, size ancak yaptığınızla ceza olunursuz» denilecektir
Sonra da zulmedenlere: “Ebedî azabı tadın! Siz ancak vaktiyle kazanmakta olduğunuzun cezasına çarptırılıyorsunuz” denilecek.
Haksızlık edenlere de: "Sürekli azabı tadın, ancak yaptığınıza karşılık ceza çekiyorsunuz" denir.
Sonra da zulmedenlere, “Ebedî azabı tadın! Siz ancak vaktiyle kazanmakta olduğunuzun cezasına çarptırılıyorsunuz” denilecektir.
Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, «Ebedî azabı tadın!» denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?
Sonra zulmedenlere: "Ebedi azabı tadın," denir, "Kazandığınızdan başka bir karşılık mı bekliyordunuz?"
Sonra o zulüm yapanlara "Tadın bakalım şu ebedi azabı!" denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başkası ile mi cezalandırılacaksınız?"
Sonra denilecek o zulm edenlere ki tadın bakalım huld azâbını, vaktile kazandığınızdan başka bir sebeble cezalandırılacak değilsiniz?
Sonra zulmedenlere, “Süresiz azabı tadın.” denir. Kazandığınızdan başka bir karşılık mı bekliyordunuz?
Sonra, o zulmedenlere «Ebedî azabı tadın, denilecek, (vaktiyle) ne kazanıyor idiyseniz ondan başkasıyle mi cezâlandırılacakdınız ya»?.
Sonra o zulmedenlere: “Ebedî azâbı tadın! Vaktiyle kazanmakta olduğunuz(günahlar)dan başkası ile cezâlandırılacak değilsiniz!” denilecek.
Sonra dirilmeyi yalanlayıp kendilerine haksızlık yapanlara “Sürekli olan azabı tadın. Yalnızca sizin kendi başınıza kazandıklarınız la cezalandırılırsınız” denir.
Sonra zalim olanlara denir: Azab-ı daimiyi [¹⁰] tatın. Siz, ancak kazancınızdan dolayı ceza görürsünüz.*
Sonra o zulmetmiş olanlara, “Temelli azabı tadın; kazanmakta olduklarınızdan başka bir şeyle mi cezalandırılacaksınız?” denilecek.
Sonra zâlimlere, “Tadın bakalım sonsuz azâbı!” denilecek, “Yaptığınız fenâlıklardan başka bir şeyin cezasını mı çekiyorsunuz sanki?” İşte âhirette durum bundan ibaret. Fakat zâlimlerin dünyadaki şu tavırlarına bir bakar mısınız:
Sonra o zâlimlere (âhirette): “Şimdi sonsuz azabı tadın bakalım. (Nasıl?) yaptıklarınızın karşılığını tam görüyorsunuz değil mi?” denilecek.
O Gün ki, [dünya hayatında] haksızlık yapmaya eğilim gösterenlere, ‘Tadın bitmeyen azabı’ denecek, yapageldiğiniz işlerin karşılığından başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz sanki?” 73
Sonra o kendilerine yazık edenlere: – Tadın bakalım kalıcı azabı, kazandıklarınızın dışında bir karşılık mı bekliyordunuz? 6/70, 27/90, 68/35…37
Sonunda, zulmeden o kişilere[1628] denilecek ki: “Tadın bitimsiz azabı! Kazanıp durduğunuz şeyler dışında bir karşılık mı bekliyordunuz?”[1629]*
Sonra zulmetmiş olanlara denilecektir ki, «Şimdi ebedî azabı tadınız. Siz başkasıyla değil, ancak kazanmış olduğunuz şey sebebiyle cezalandırılırsınız.»
Sonra o zalimlere: “Ebedî azabı tadın bakalım! Siz dünya hayatında neyi hak ettiyseniz, sadece onun karşılığını göreceksiniz. ” denir. [32, 14]
Sonra zulmedenlere: "Sürekli azabı tadın!" denilecek, "Yalnız kazandığınız şeylerle cezalandırılmıyor musunuz?"
İlerisinde yanlışlar içindeki o kimselere şöyle denecektir: “Kalıcı azabı tadın bakalım. Kazandığınızın karşılığından başka ne görecektiniz!”
Sonra zalimlere şöyle denir:-Sonsuz azabı tadın, Kazandıklarınızdan başkasıyla mı cezalandırılacaksınız? denir.
Sonra da o zulmedenlere denir ki: Sürekli azabı tadın bakalım! Siz ancak kendi işlediklerinizin cezasını görüyorsunuz.
Sonra, zulmedenlere şöyle denecek: " O uzun süreli azabı tadın! Kazandığınız şeyler dışında bir şeyle cezalandırılmayacaksınız!"
andan eyidildi anlara kim žulm eylediler “ŧaduñ ebed ķalmaķ 'aźābını cezā virinilmezsiz illā anı kim olduñuz ķazanursız.”
Sonra zülm edənlərə: “Dadın əbədi əzabı. Siz ancaq qazandığınız günahlara görə cəzalandırılırsınız!” – deyiləcək.
Then will it be said unto those who dealt unjustly: Taste the torment of eternity. Are ye requited aught save what ye used to earn?
"At length will be said to the wrong-doers: ´Taste ye the enduring punishment!(1443) ye get but the recompense of what ye earned!´"*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |