Sirâta-lleżîne en’amte ‘aleyhim ġayri-lmaġdûbi ‘aleyhim velâ-ddâllîn(e)
nimetlendirdiğin kişilerin yolunu; gazebe uğramışların da değil, sapıkların da
(Daha önce) Kendilerine nimet verdiğin (hidayet ve hakikate erdirdiğin) kimselerin (Nebilerin, Sıddıkların, Şehitlerin ve Salihlerin) doğrultusuna (bizi yönlendirip yollandır; ama ne olur Yarabbi, Yahudilerin Siyonist kesimleri, işbirlikçileri, tüm şirk ve şekavet ehli olan ve Hakk dini yozlaştıran azgınlar gibi bütün) gazabına (ve kahrına) uğrayanların ve (Hristiyanların zalim emperyalist kesimleri, müşrik takipçileri ve Batı ahlâksızlığının taklitçileri gibi her türlü Hakk’tan ve hayırdan uzaklaşıp) sapıtanların yoluna (kaymamıza fırsat tanıma! Bizleri bütün bâtıl ve barbar yollardan) gayrı (ve ayrı olan İslam’da sabit kıl). Amin!
Nimet verdiğin kimselerin yoluna. Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil.
Dine, kitaba ve şeriata kavuşturduğun, nimetlerine ve lütuflarına mazhar ettiğin kullarının, peygamberlerin, samimiyetlerini isbat edenlerin, İslâm önderlerinin, sâlih kimselerin, şehitlerin yolunda başarılı eyle.
Gazabına uğrayan zâlimlerin, âsilerin, dinine, Kur'ân'ına düşmanlık edenlerin,zalimleri,yahudilerin; başlarına buyruk hareket ederek hak yoldan uzaklaşıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih denlerin, cahillerin, hristiyanların doğruluğu, muh-kemliği, güvenliği olmayan yolundan bizi uzak tut Allahım.
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet. Gadaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil.
6,7. Bizi doğru yola ilet; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil.
Kendilerine, (fazlından ve ihsanından) nimet verdiğin kimselerin (Peygamberlerle velilerin) yoluna (hakkı kabul etmeyip küfre vardıklarından) gazâba uğrayanların ve sapıklarınkine değil... (Amin= Kabul buyur, Allah'ım!...)
Kendilerine nimet verdiğin (peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihler) yoluna… (Sebepler dünyasında boğulup) gazabına maruz kalanların yoluna değil ve (yanlış yola girip) varlığın mahiyetini anlamakta boğulup karanlık maddeye saplanan sapıkların yoluna değil.
6,7. Bizi doğru yola, yani kendilerini nimetlendirdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapıkların yoluna değil![5]
Sevdiklerin yoluna Sapıklarla gazaba uğramışlar yolundan başka olan (Amin)
6-7. Bizi doğru yola, kendilerine (lütuf ve ikramda bulunarak) nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil.
Senin gadabına uğrayan ve râh-ı müstakîminden inhirâf idenlerin yoluna gönderme
Nimete erdirdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğrayanların, ya da sapıtanların yoluna değil.
6,7. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
Nimetine erdirdiklerinin yoluna; gazaba uğramışların yoluna da, dalâlete sapmışların yoluna da değil! Âmin!
Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
Gazaba uğrayanların ve sapmışların değil; kendilerine iyilikte bulunduğun kimselerin yoluna...
O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
O kendilerine in'am ettiğin mes'utların yoluna. Ne o gadap olunanların ne de sapgınların.
Nimet verdiğin kimselerin (peygamberlerin, sıddıkların, şehitlerin ve sâlihlerin) yoluna. Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil.
Nimet verdiklerinin yolunu. Gazabına uğrayanların ve sapkınların yolunu değil.
6,7. Bizi doğru yola, kendilerine ni'met verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil.
Kendilerine ni'met verdiğin kimselerin yoluna; gazab edilmiş olanların ve dalâlete düşenlerin (yoluna) değil!(9) (Âmîn!)(10)
Kendilerine nimet verdiğin (hidayet, hakikat ve doğru yola erdirdiğin), gadaba uğramamış (davetine icabet edip azaba maruz kalmamış) ve (doğru yoldan) sapmamış kimselerin yoluna. *
Kendilerini mükâfaatlandırdıklarının yoluna, senin gazabına uğramış ve sapkınların yoluna değil.
doğru yol ki Senin iyilik ettiğin kimselerin yoludur. Öfkelendiğin kimselerin, sapkınların yolu değil.
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna. Gazaba uğramış ve sapıtmışların yoluna değil.
Kendilerine nimet verdiğin, gazaba uğramamış ve sapmamış kimselerin yoluna.
Nîmet verdiğin kimselerin, insanlık tarihi boyunca, tevhid sancağını elden ele taşıyan Peygamberlerin ve onların izinden yürüyen âlimlerin, şehitlerin, salihlerin yoluna...
Gazâba uğramışların,yani —Yahudiler örneğinde olduğu gibi— hakîkati pekâlâ bildikleri hâlde, dünyaya ve dünya nîmetlerine aşırı bağlılıkları yüzünden ilâhî irâdeye başkaldıran; servet, güç, makâm, şöhret gibi değerleri hayatın biricik ölçüsü hâline getirerek arzu ve heveslerini ilâhlaştıran, bu yüzden dünyada ve âhirette Senin gazâbını hak eden azgınların yoluna değil yâ Rabbi ve sapmışların, yani —Hıristiyanlar örneğinde olduğu gibi— bidat ve hurâfeleri ‘iyi niyetlerle’ Allah’ın dinine ekleyerek hak dinden sapan, âhireti kazanma adına dünyayı ve dünya nîmetlerini inkâr eden; okuma, öğrenme ve düşünme yeteneklerini kendi elleriyle körelterek, cehâlet ve bağnazlık zindanlarında bocalamayı “Allah’a yaklaşmak” zanneden o şaşkınların yoluna değil...
Allah’ın Elçisi (s) bu sûrenin sonunda “Âmîn!” yani “Duâmızı kabul eyle, yâ Rab!” derdi.
Gazap Edilmişler’in dışında, nimet verdiklerinin yoluna! Sapmışlar’ın değil!
Tıpkı değer verdiğin kullar gibi, kızıp etmeden, dışlamadan n'olur!
"Geçmişte sana inanmış nice topluluklara yardım ettin! Onlara doğru yolu gösterdin! Onlardan yana olduğunu ayetlerinle bize bildirdin! Biz onlar gibi iyi ve güzel, senin razı olduğun insanlardan olmak istiyoruz. İnancımızla, eylemlerimizle, senin yanında olmak istiyoruz. Sen de bizim yanımızda ol! Yanlış yollara düşersek bizi koru! Bizi uyar! Bizi iyilerle beraber kıl! Senin yolunda gidenlerle beraber kıl! Yolundan sapan, sana karşı çıkan, kötülük yapanlardan bizi uzak tut! Çünkü biz kötülerin yolundan değil senin yolundan yürümek istiyoruz. Onun için kötülerle değil iyilerle birlikte olmamıza yardım et! Bizim için doğru yolunu aydınlat ki, karanlığı tanıyalım! Karanlıklardan çıkıp aydınlığa kavuşalım!"
6,7. Bizi doğru yola, nimet verdiklerinin [*] yoluna ulaştır; gazaba uğratılmışların ve sapkınların yoluna değil. [*]
O kendilerine nimet verdiğin kimselerin¹⁵ yoluna;¹⁶ o gazaba uğramışların ve o sapmışların¹⁷ yoluna değil.¹⁸
nimet bahşettiklerinin ³ yoluna; gazab[ın]a uğrayanların ve sapkınlarınkine değil! ⁴
Yani kendilerine nimet verdiklerinin yoluna. Gazaba uğramış ve sapıtmış olanların yoluna değil. 2/90, 5/77, 16/106, 4/69, 19/58, 43/59
Nimet verdiklerinin yoluna;[⁹] gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil![¹⁰]
Nimete erdirdiğin kullarının yoluna
Gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil (Rabbimiz) (*)
Ni’met verdiğin kimselerin yoluna. Kendilerine gazabedilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil.
6,7. Bizleri doğru yola hidâyet et, o kendilerine in'am etmiş olduğun zâtların yoluna ilet, gazaba uğramışların ve sapık bulunmuşların yoluna değil.
Nimet ve lütfuna nail ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil. [4, 69]
-ni'met verdiğin kimselerin yoluna. Kendilerine gazabedilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil. (ya Rabbi)!
O, kendilerine in'âm ve ihsân iylediklerinin yolıdır. Üzerlerine gazab olunanların ve dalâlete düşenlerin yolının gayridir.
Mutluluk verdiğin kimselerin yoluna. Gazaba uğramamış ve sapıtmamış olanların yoluna. (Amin) [*]
Gazaba uğrayanların ve sapanların değil..
Kendilerine nimetler verdiğin kullarının yoluna ilet. Gazabına uğramış, yahut sapmış olanların yoluna değil.
Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlığa/şaşkınlığa saplanmamışların yoluna...
yolı anlaruñ kim eylük eyledüñ anlaruñ üzerine ķaķınılmışlar degüller ya'nį cuḥūd degüller daħı azmışlar degüller ya'nį naśrānįler degüller.
Ol kimseleriñ yolı ki onları fażl u iḥsānıñla ḳısmen nübüvvet, risālet, velāyet,ṣıddīḳıyyet, şehādet ve ṣalāḥiyyet, ḳabūl‐i şerī‘at, ıṭla‘‐ı esrār‐ı ḥaḳīḳat ni‘metiyle mü‐kerrem ḳıldıñ. Seniñ ġażabıñda küfre muṣırr olanlar, Yehūdīler gibi temerrüdlerisebebiyle ‘inād ve kibrlerine ve sā’ir cināyetleri işleyenleriñ üzerlerine ġażab vāki‘ ol‐duġı gibi.
Ne’mət verdiyin kəslərin yoluna! Qəzəbə düçar olmuşların və (haqdan) azmışların (yoluna) yox!
The path of those whom Thou hast favoured; Not (the path) of those who earn Thine anger nor of those who astray.
The way of those on whom Thou hast bestowed Thy Grace, those whose (portion) is not wrath(23), and who go not astray(24).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |