Fe-innehum leâkilûne minhâ femâli-ûne minhâ-lbutûn(e)
Derken onlar, onu yerler de karınları şişer.
(İşte cehennemdekiler) Artık kesinlikle (ve mecburen) ondan yiyecekler, böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar (ve acıdan kıvranıp duracaklar)dır.
Cehennemlikler, ondan yemeye ve karınlarını onunla şişirmeye mahkumdurlar.
Cehennemlikler, kesinlikle bunu yerler. Karınlarını bununla doldururlar.
Muhakkak ki onlar ondan yiyecekler ve karınları(nı) onunla dolduracaklardır.
Artık gerçekten, ondan yiyecekler böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar.
Muhakkak o kâfirler bundan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklar.
Onlar gerçekten ondan yiyecekler, karınlarını ondan dolduracaklar.
Onlar kesinlikle ondan yiyip, karınlarını onunla dolduracaklar.
O yemişten yiyerek karınların doldururlar!
Cehennemlikler ondan (zorla) yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.
Ânlar bu ağaç meyvesinden ekl idecekler ve karınlarını doldıracaklar.
İşte cehennemlikler bundan yerler, karınlarını onunla doldururlar.
Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır.
Zalimler mutlaka onu yiyecekler, karınlarını onunla dolduracaklar.
(Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.
Onlar ondan yiyerek karınlarını doyuracaklar.
Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır.
Her halde onlar ondan yiyeceklerdir. Yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır
(Cehennemlikler) ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.
Onlar, ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.
İşte hakıykat onlar bundan yiyecekler, bu suretle karınlarını bundan dolduracaklar.
Onlar, ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.
Bundan sonra şübhesiz ki onlar, elbette bundan yiyecek kimseler olup, artık karınları(nı) bununla dolduracak olanlardır.
Şüphesiz onlar (o zalimler), o (meyvesi çok acı, görünümü çirkin ve kokusu çok kötü) ağaçtan yer ve karınlarını onunla tıka basa doldururlar.
Cehennemde olanların o zakkumdan başka yiyecekleri yok ve yalnızca karınlarına onlardan dolduracaklar.
İşte onlar, ne de olsa, bu yemişlerden yiyecekler, karınlarını bu yemişlerle dolduracaklardır.
Muhakkak ki Onlar ondan yiyecekler ve onunla karınlarını doyuracaklardır.
Artık hiç tartışmasız onlar ondan yiyecekler, böylece karınlarını da onunla dolduracaklar.
Zâlimler, karınları şişinceye kadar ondan yemek zorunda bırakılacaklar.
Onlar, bundan elbette yemektedirler, Karınlar’ı doldurmaktadırlar.
Artık cehennemlikler, zıkkım yiyip karınlarını zıkkımla dolduracaklar.
İnkâr edenler ondan yiyerek karınlarını dolduracaklar.
(Cehennemdekiler) ondan yer ve karınlarını ondan doldururlar.
O (kâfirler) ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını da onunla dolduracaklardır.
ve [zalim]ler ondan yemeye ve karınlarını onunla doldurmaya mahkumdurlar.
İşte onlar, bu zakkumdan yiyecek ve karınlarını onunla dolduracaklar. 44/43...46, 56/51.56
ve onlar kesinlikle ondan yemeye ve karınlarını onunla tıka basa doldurmaya mecburdurlar;
Onlar muhakkak o ağaçtan yiyecekler, karınlarını onunla dolduracaklardır.
Artık şüphe yok ki onlar, ondan elbette yiyicilerdir ve ondan karınlarını dolduruculardır.
İşte o zalimler bunları yer ve karınlarını tıka basa doldururlar.
Onlar ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.
Kâfirler ondan yerler karınlarını doldırırlar.
Onlar çaresiz ondan yer; karınlarını onunla doldururlar.
İşte onlar, bundan yerler ve karınlarını onunla doldururlar.
Ondan mutlaka yiyecekler, hem de karınlarını tıka basa dolduracaklar.
Onlar ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.
Bas, do‘zax ahllari, albatta, undan yeyuvchi va qorinlarni u bilan to‘ldiruvchidirlar.
pes bayıķ anlar yiyicilerdür andan daħı ŧoldurıcılardur andan ķarınlar.
Pes anlar andan yiyeler ve andan ḳarınların ṭolduralar.
Onlar (cəhənnəm əhli) ondan yeyəcək və qarınlarını onunla dolduracaqlar.
And lo! they verily must eat thereof, and fill (their) bellies therewith.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |