3 Ekim 2025 - 10 Rebiü'l-Ahir 1447 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Sâffât Suresi 66. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fe-innehum leâkilûne minhâ femâli-ûne minhâ-lbutûn(e)

Derken onlar, onu yerler de karınları şişer.

(İşte cehennemdekiler) Artık kesinlikle (ve mecburen) ondan yiyecekler, böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar (ve acıdan kıvranıp duracaklar)dır.

Cehennemlikler, ondan yemeye ve karınlarını onunla şişirmeye mahkumdurlar.

Cehennemlikler, kesinlikle bunu yerler. Karınlarını bununla doldururlar.

Muhakkak ki onlar ondan yiyecekler ve karınları(nı) onunla dolduracaklardır.

Artık gerçekten, ondan yiyecekler böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar.

Muhakkak o kâfirler bundan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklar.

Onlar gerçekten ondan yiyecekler, karınlarını ondan dolduracaklar.

Onlar kesinlikle ondan yiyip, karınlarını onunla dolduracaklar.

O yemişten yiyerek karınların doldururlar!

Cehennemlikler ondan (zorla) yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.

Ânlar bu ağaç meyvesinden ekl idecekler ve karınlarını doldıracaklar.

İşte cehennemlikler bundan yerler, karınlarını onunla doldururlar.

Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır.

Zalimler mutlaka onu yiyecekler, karınlarını onunla dolduracaklar.

(Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.

Onlar ondan yiyerek karınlarını doyuracaklar.

Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır.

Her halde onlar ondan yiyeceklerdir. Yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır

(Cehennemlikler) ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.

Onlar, ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.

İşte hakıykat onlar bundan yiyecekler, bu suretle karınlarını bundan dolduracaklar.

Onlar, ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.

Bundan sonra şübhesiz ki onlar, elbette bundan yiyecek kimseler olup, artık karınları(nı) bununla dolduracak olanlardır.

Şüphesiz onlar (o zalimler), o (meyvesi çok acı, görünümü çirkin ve kokusu çok kötü) ağaçtan yer ve karınlarını onunla tıka basa doldururlar.

Cehennemde olanların o zakkumdan başka yiyecekleri yok ve yalnızca karınlarına onlardan dolduracaklar.

İşte onlar, ne de olsa, bu yemişlerden yiyecekler, karınlarını bu yemişlerle dolduracaklardır.

Onlar o ağaçtan zoraki [³] yiyip karınlarını dolduracaklar,

[3] Yahut açlıkla.

Muhakkak ki Onlar ondan yiyecekler ve onunla karınlarını doyuracaklardır.

Artık hiç tartışmasız onlar ondan yiyecekler, böylece karınlarını da onunla dolduracaklar.

Zâlimler, karınları şişinceye kadar ondan yemek zorunda bırakılacaklar.

Onlar, bundan elbette yemektedirler, Karınlar’ı doldurmaktadırlar.

Artık cehennemlikler, zıkkım yiyip karınlarını zıkkımla dolduracaklar.

İnkâr edenler ondan yiyerek karınlarını dolduracaklar.

(Cehennemdekiler) ondan yer ve karınlarını ondan doldururlar.

O (kâfirler) ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını da onunla dolduracaklardır.

ve [zalim]ler ondan yemeye ve karınlarını onunla doldurmaya mahkumdurlar.

İşte onlar, bu zakkumdan yiyecek ve karınlarını onunla dolduracaklar. 44/43...46, 56/51.56

ve onlar kesinlikle ondan yemeye ve karınlarını onunla tıka basa doldurmaya mecburdurlar;

Onlar muhakkak o ağaçtan yiyecekler, karınlarını onunla dolduracaklardır.

Artık şüphe yok ki onlar, ondan elbette yiyicilerdir ve ondan karınlarını dolduruculardır.

İşte o zalimler bunları yer ve karınlarını tıka basa doldururlar.

Onlar ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.

Kâfirler ondan yerler karınlarını doldırırlar.

Onlar çaresiz ondan yer; karınlarını onunla doldururlar.

İşte onlar, bundan yerler ve karınlarını onunla doldururlar.

Ondan mutlaka yiyecekler, hem de karınlarını tıka basa dolduracaklar.

Onlar ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.

Bas, do‘‎zax ahllari, albatta, undan yeyuvchi va qorinlarni u bilan to‘‎ldiruvchidirlar.

pes bayıķ anlar yiyicilerdür andan daħı ŧoldurıcılardur andan ķarınlar.

Pes anlar andan yiyeler ve andan ḳarınların ṭolduralar.

Onlar (cəhənnəm əhli) ondan yeyəcək və qarınlarını onunla dolduracaqlar.

And lo! they verily must eat thereof, and fill (their) bellies therewith.

Truly they will eat thereof(4074) and fill their bellies therewith.

4074 The parable of fruits and drinks in the contrasted fortunes of the Good and the Evil is further


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.