23 Eylül 2025 - 30 Rebiü'l-Evvel 1447 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Fussilet Suresi 51. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iżâ en’amnâ ‘alâ-l-insâni a’rada ve neâ bicânibihi ve-iżâ messehu-şşerru feżû du’â-in ‘arîd(in)

Ve insana bir nimet verdik mi yüz çevirir ve şükürden uzaklaşır ve eğer bir şerre uğrarsa uzunuzadıya dua eder durur.

İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizip (Hakk’tan ve hayırdan uzaklaşıverir), ona bir şer (ve musibet) dokunduğu zaman ise, (bakarsın ki) artık o geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir. (Oysa önemli ve gerekli olan, sağlıklı ve varlıklı olduğu dönemde Allah’a yönelmektir.)

Biz insana bir nimet verdik mi, şükür ve kulluktan yüz çevirip, kibirlenip yan çizer. Kendisine bir kötülük, bir şer geldiğinde de, kapsamlı ve enine boyuna dua eder.

Biz insana bir nimet verdiğimiz zaman bize şükürden yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğu zaman da uzun uzun yalvarır.

bk. Kur’an-ı Kerim, 11/9; 17/83.

İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirir ve yan çizer. Kendisine bir kötülük dokunduğunda ise artık geniş (çok çok) dua eder.

İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir.

Biz insana nimet verdiğimiz vakit, şükretmekten yüz çevirir ve yan büküb uzaklaşır. Kendisine darlık dokunuverdi mi, artık geniş geniş duaya dalar.

İnsana nimet verdiğimiz zaman, (Biz’den) yüz çevirir ve kendini çeker. Ona bir şer dokunduğu zaman, uzun uzadıya yalvarmaya başlar.

İnsana bir nimet verdiğimizde nankörlük edip yüz çevirir; fakat ona bir kötülük dokununca da yalvarıp durur.

Biz, insana nimet verdiğimizde yüz dönerek, yan çizer, bir kötülük dokununca, uzun boylu dua eder

Ne zaman insana nimetlerimizi bahşetsek (Bizden) yüz çevirir ve uzaklaşır; ne zaman da başına bir musibet gelse, hemen dualar okumaya başlar.

Bkz. 17/83Dünyalıklarla şımaran ve Allah’tan uzaklaşan bir toplumun, başına gelen felaketleri savması için, duaya sarılarak Allah’ın desteğini alması ... Devamı..

İnsâna bir ni’met ihsân itdiğimiz vakit kaçar, bizden uzaklaşır. Bir felâkete uğradığı vakit ise uzun uzun du’âlar ider.

İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirerek yan çizer; başına bir kötülük gelince uzun uzun yalvarır.

İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de yalvarmaya koyulur.

Ne zaman insanoğluna bir lutufta bulunsak arkasını dönüp uzaklaşır; başına bir kötülük geldiğinde de uzun uzadıya yalvarıp yakarır.

İnsana bir nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirir ve yan çizer. Fakat ona bir şer dokunduğu zaman da yalvarıp durur.

İnsana bir nimet verdik mi, yüz çevirip yan çizer. Başına bir kötülük geldiğinde ise yalvarıp durur.

Biz insana bir nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğu zaman da uzun uzun yalvarır.

Evet insana ni'met verdiğimiz vakıt yan büker, başının tuttuğuna gider de kendisine şer dokunuverdimi artık enine boyuna duâya dalar

Biz, insana bir nimet verdiğimiz zaman (şükretmesi gerekirken, nankörlük ederek bize şükürden) yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğu zaman da (başına gelen sıkıntının kaldırılması için) bize bol bol (dua ederek) yalvarır.

İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirip yan çizer.¹ Kendisine bir kötülük dokunduğu zaman da bol bol dua ederek yardım ister.

1- Mal, imkân ve güç verince Bizi unutur; başına bir bela geldiği, sıkıntıya düştüğü zaman da yeniden Bizi hatırlamaya başlar.

İnsana ni'met verdiğimiz vakit (şükürden) yüz çevirir, nefsi ondan uzaklaşır. Ona bir şer dokunduğu zaman ise artık o, geniş (bol) bir düâ saahibidir.

İnsana nimet verdiğimiz zaman sırt döner ve yan çizer, ona bir şer dokunduğunda ise uzun uzadıya yakarır.

[28/78; 39/49]

Hem insana ni'met verdiğimiz zaman (şükürden) yüz çevirir ve yan çizer. Ona kötülük dokunduğu zaman da bol bol duâ eden bir kimse olur.

Ve (nankör) insana bir nimet (mal, mülk, servet ve zenginlik) verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirir (kendisine bu nitmetleri bizim verdiğimizi adeta unutur) ve yan çizer. Fakat ona bir şer dokunduğu zaman da (yine bize) yalvarıp durur.

Biz insana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve bizden uzaklaşarak yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğunda, sanki devamlı dua ediyormuş gibi uzun uzun duacı kesilir.

Biz insana iyilik ettik mi, o yüz çevirir, yan çizer. Ancak, başına bir sıkıntı geldi mi, bu sefer de bol bol yalvarır!

Biz insana nimet verdik mi şükürden yüz çevirir, yan çizer. Fakat başına bir fenalık geldi mi bol bol duada bulunur [²].

[2] Yani insan ne fenalığa sabreder, ne iyiliğe şükreder.

İnsana bir nimet verdiğimiz zaman yüz çevirir ve yan çizer. Kötülük [şer] dokunduğu zaman ise, dua eder/yalvarır durur.

İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirir ve uzaklaşır; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş bir yakarış sahibidir.

Evet; insanoğluna katımızdan zenginlik, sağlık, güzellik, güç, zeka gibi bir nîmet verdik mi, bunları kendisine kimin verdiğini unutarak ayetlerimizden yüz çevirir ve kibre kapılarak yan çizer fakat başına bir belâ gelince de, onun bir an önce kaldırılması için uzun uzadıya Bize yalvarıp yakarır.

İnsan’a nimet verdiğimiz zaman yüz çevirdi; yan çizip uzaklaştı. Ona Şerr dokunduğu zaman bol bol duaya sarıldı.

Zaten insana iyilik ettik mi, hep burun kıvırıp aykırılamıştır. Ama başına bir iş geldi mi, duaları uzatır da uzatır.

Yokluk içindeyken nimet verip zenginleştirdiğimiz insan bizden yüz çevirir. Yolumuzdan saparak yasalarımıza uymaz. Hatta şımararak yasalarımıza karşı çıkar. İnsanların çıkarlarına göre koyduğu yasalara uyar. Ama işleri kötü gidip başına bir bela gelirse anında geri döner. Yalvarır yakarır, emirlerimizi yerine getirip yasalarımıza uymaya başlar. Peki, bunları gerçekten inanarak mı yapar? Elbette hayır! Muhtaç olduğu ve çıkarına geldiği için yapar. Bilin ki ona tekrar nimet versek yine şımarıp azar.

Biz o (nankör) insana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. [*]Kendisine bir şer dokunduğu zaman da uzun yakarışta bulunur.

Benzer mesaj: İsrâ 17:83.

Biz, insana bir nîmet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer(ek Bizden) uzaklaşır, ama kendisine bir şer dokunduğu zaman da ısrarla yalvarır.¹

1 Bk. (İsra: 83)

Ne zaman insana nimetlerimizi bağışlasak yan çizer ve [Bizi anmaktan] uzaklaşır, başına bir kötülük gelince de hemen dualar okumaya başlar! ⁴⁷

47 Lafzen, “uzun [yani, geniş veya kapsamlı] yakarışlarda bulunur”.

İşte bu insana biz ne zaman bir lütufta/ikramda bulunsak yüz çevirir küstahlaşıp şımarır, ama başı dara düştüğü zaman da sürekli dua ile yalvarıp yakarır. 46/20

Ne zaman insana nimetlerimizi bahşetsek yüz çevirir ve yan çizer; ne zaman da başına bir musibet gelse, başlar yalvar yakar uzun uzadıya dualar okumaya.

(O) İnsana nimet verdiğimiz zaman (Rabbine şükretmez de) yüz çevirir, başına bir belâ geldiğinde ise yalvarıp yakarır.

Ve insana nîmet verdiğimiz zaman yüz çevirir ve böbürlenmekte bulunur. Ve ona bir kötülük dokunduğu zaman ise artık bol bol duacıdır.

Biz insana nimet verdiğimizde o, şükürden yüz çevirir, başını alır uzaklaşır. Fakat kendisine sıkıntı dokununca, bir de bakarsın uzun uzun yalvarır durur. [17, 83; 11, 9]

İnsana bir ni'met verdik mi yüz çevirir; yan çizer. Ona bir şer dokundu mu yalvarıp durur.

Eğer bir insâna in'âm ider isek şükürden ve tâ'atdan yüz çevirir ve bir tarafa çekilir. Ona bir şer isâbet itse derhâl uzun ve 'arîz du'âlara başlar.

İnsana iyilik etsek yan çizip kendini kenara çeker. Başına bir sıkıntı gelince de yalvarır durur.

İnsana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve büyüklük taslar. Bir kötülük dokunduğu zaman hemen yalvarmaya başlar.

Biz ne zaman insana bir nimet bağışlasak, o yüz çevirir, yan çizer. Başına bir kötülük gelince de derinlemesine duaya dalar.

İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan yatar. Kendisine şer dokununca, hemen duaya koyulur.

Qachonki, insonga ne’mat ato qilsak, shukr qilishdan yuz o‘‎giradi va o‘‎z tomoniga ketadi. Agar yana unga yomonlik yetib qolsa, uzundan-uzoq duo qiluvchidir.

daħı ķaçan kim ni'met virevüz ādemiye yüz döndüre daħı ıraķ eyleye yanını daħı ķaçan kim yoķaña aña yavuz pes du'ā issidür çoķ.

Daḫı ḳaçan ki ni‘metler virsevüz ādem oġlına i‘rāż idüp, ıraḳ olur nefsibile. Ḳaçan ki özine ziyān degse, çoḳ du‘ā ḳılur şerden ḫalāṣ olmaġ‐ıçun.

(Kafir, naşükür) insana ne’mət bəxş etdiyimiz zaman (imandan) üz döndərər, (haqdan) uzaqlaşıb yan gəzər. Ona bir pislik üz verdikdə isə (Rəbbinə) uzun-uzadı dua edər (yaxşı gündə Allahı unudar, dar gündə dərhal Ona yalvarar).

When We show favour unto man, he withdraweth and turneth aside, but when ill toucheth him then he aboundeth in prayer.

When We bestow favours(4523) on man, he turns away, and gets himself remote on his side (instead of(4524) coming to Us); and when evil seizes him, (he comes) full of prolonged prayer!

4523 The last verse and note dealt with men's distortion of the values of life. Here we come to men's ingratitude and hypocrisy. If they receive good,... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.