Feżûkû ‘ażâbî ve nużur(i)
Artık tadın azabımı ve korkutuşlarımı.
Şimdi azabımı ve uyarmamı tadın! (denildi.)
Artık tadın azabımı ve uyarılarımın sonucunu.
“İşte azâbımı, sorumluluk, hesap ve ceza konusundaki uyarılarımı dinlememenin cezasını tadın.” denildi.
İşte tadın azabımı ve uyarılarımı.
Şimdi azabımı ve uyarmamı tadın.
Tadın bakalım azabımı ve peygamberimin tehdidlerini!...
Azabımı ve uyarılarımı(n sonucunu) tadın!” (dedik.)
İşte, azabımı ve uyarımı tadın!
İmdi, tadın azabımı, tadın kocundurmalarımı!
(Onlara:) “Haydi, azabımı ve uyarılarımı tadın (bakalım dedik)!”
"Benim ’azâbımı ve tehdîdlerimi göriniz" didik.
"Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik.
“Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!” dedik.
Tadın bakalım azabımı ve uyardığım sonuçları!
İşte azabımı ve uyarılarımı tadın! (denildi).
Azabımı ve uyarılarımı tadın bakalım.
"Azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).
Tadın bakalım azâbımı ve inzarlarımı
Haydi, (yaptıklarınıza karşılık olarak) azabımı ve uyarılarımı tadın!
Haydi! Tadın bakalım, azâbımı ve uyarılarımı!
«İşte tadın benim azabımı ve tehdîdlerimi (n akıbetini)».
Azabımı ve uyarılarımı tadın!
“İşte azâbımı ve (size olan) tehdidlerimi tadın!” (dedik).
“Haydi azabımı ve uyarılarımı(n akıbetini) tadın!”(dedik.)
Azabımı ve uyarılarımı tadın.
"Şimdi azabımı, uyarmalarımın sonunu tadın bakalım."
Onlara «— Artık azabımı, korkutmalarımı tadın» dedik.
“Haydi, azabımı ve uyarılarımı tadınız!” (dedik).
Şimdi azabımı ve uyarıp korkutmamı tadın.
“Azâbımı ve uyarılarımı dinlememenin cezasını şimdi tadın bakalım!”
Tadın benim azabımı ve uyarılarımı!
acı ve tehditlerimi tadın artık dedik o kadar.
"Haydi, uyardığım azabı tadın!" dedik.
(Kendilerine) “Azabımı ve uyarılarım(a itibar etmemenizin sonucunu) tadın!” (demiştik).
(Ve onlara): “Benim azabım ve uyarılarım nasılmış? Tadın bakalım!” (dedik.)
“Uyarılarım gözardı edildiğinde başınıza gelen azabı tadın bakalım!”
– Tadın bakalım benim azabımı ve tehdidim nasılmış! 26/160...166
sonunda, uyarımın (dinlenilmemesi) halinde azabım nasıl olurmuş (gördüler).
Azabım ve tehdidim nasılmış? (Müşrikler bu kıssadan da hiç ibret almazlar mı?)
«Artık azabımı ve tehditle- rimi tadın!» (dedik).
Haydi tadın Benim cezalandırmamı ve tehditlerimi!
Azabımı ve uyarılarımı(n akıbetini) tadın!
" 'Azâbımızı ve inzârımızı tadın" dinildi.
“Uyarıların ardından gelen azabımın tadına varın.”
-Tadın azabımı ve tehdidimi!
Şimdi tadın azabımı ve uyarılarımın sonucunu!
Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı!
Bas, Mening azobimni va ogohlantirishlarimni totib ko‘ringlar.
“pes ŧaduñ ya'nį eyittük anlara 'aźābumı daħı ķorķıtmaķlarumı.”
onlara benim ‘aẕāb ve inẕārımı ṭadıñ buyruldı.
(Onlara: ) “İndi əzabımı və təhdidlərimi dadın!” (dedik).
Now taste My punishment after My warnings!
"So taste ye My Wrath and My Warning."
| Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |