İnnâ erselnâ ‘aleyhim sayhaten vâhideten fekânû keheşîmi-lmuhtazir(i)
Gerçekten de bir bağırış gönderdik onlara, derken hayvan ağılına konan çalıya çırpıya döndüler.
Çünkü Biz onların üzerine (sadece kahredici) bir tek çığlık gönderdik. Böylece onlar, ağıldaki çalı-çırpı olan kuru ot kırıntıları gibi oluvermişlerdi.
Biz de onların üzerine korkunç bir ses gönderdik, derken hepsi hayvan ağılında çiğnenmiş yere dökülen çalı çırpıya döndüler, yok olup gittiler.
Biz onlara şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe indirdik. Ânında, hayvan ağılında kalan döküntüye döndüler.
Biz onların üzerlerine bir tek çığlık gönderdik. Bunun üzerine ağılın çalı çırpısı gibi oldular.
Çünkü Biz onların üzerine bir tek çığlık gönderdik. Böylece onlar, ağıldaki çalı-çırpı olan kuru ot gibi oluverdiler.
Çünkü biz, üzerlerine korkunç bir ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyib ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular.
Biz onlara tek bir ses gönderdik. Ağılcının topladığı kuru otlar gibi kırıldılar.
Biz onların üzerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler.
Korkunç bir tek ses gönderdik biz onlara, çöp yığını gibi oluverdiler!
Şüphesiz biz, onların üzerine korkunç bir ses gönderdik de onlar, hayvan ağılındaki kuru otlar gibi ufalanıp çer çöpe döndüler.
Biz ânlara bir sadâ gönderdik (Cebrâil’in sadâsı) Doğranmış kurı saman gibi toz oldılar.
Nitekim üzerlerine bir çığlık gönderdik de, ağılcıların kullandığı kurumuş ot gibi oldular.
Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular.
Üzerlerine tek bir ses yolladık da hayvan ağılındaki (çiğnenip ufalanmış) kuru çalılar gibi oluverdiler.
Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler.
Üzerlerine bir tek patlama gönderdik ve onlar ağılcının topladığı saman yığınına döndüler.
Biz onların üzerine tek sayha (korkunç bir ses) gönderdik; ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp dökülüverdiler.
Çünkü biz üzerlerine tek bir sayha salıverdik, ağılcı çırpısı gibi kırılıp döküle kaldılar
Biz onların üzerine (yaptıklarından dolayı) korkunç bir sayhâ gönderdik de ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular.
Biz, onların üzerlerine tek bir sayha gönderdik. Böylece ağıldaki ufalanmış kuru ot gibi oldular.
Çünkü biz onların üzerine korkunç bir ses gönderdik de hayvan ağılına konan kuru çalı çırpı ve otlar gibi oluverdiler.
Çünkü biz onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik. Böylece onlar, ağıla konulan kuru ot gibi oldular.
Şübhesiz ki biz, onların üzerlerine (korkunç) bir ses gönderdik de, ağıl yapanın (topladığı) kuru ot kırıntıları gibi oldular!
Onların üzerine şiddetli bir seyha (bir ses dalgası) gönderdik ve onlar sanki odunlaşmış kupkuru (cansız) ağaç gibi oluverdiler. *
Onların üzerine şiddetli bir ses dalgası gönderdik ve onlar, ahırda hayvanların yedikleri kuru otlar gibi oldular.
Çünkü Biz onların üzerinde öyle bir çığlık koparttık ki ağıl içindeki kuru otlarmış gibi birden bire yere seriliverdiler.
Üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Onlar, ağıla konmuş kuru ot gibi yere serildiler,
Nitekim Biz de üzerlerine korkunç bir ses [sayha] gönderdik. Hepsi hayvan ağılındaki çiğnenmiş kuru otlar gibi oldular.
Çünkü biz onların üzerine bir tek çığlık gönderiverdik. Böylece onlar, ağılcının topladığı kurumuş çalı çırpı gibi kırılıp dökülüverdiler.
Onların üzerine, korkunç bir patlamayla şehrin altını üstüne getiren bir tek çığlık gönderdik; böylece o zâlimler, ağılda hayvanların, çiğnerken ufalanıp ağızlarından, ayaklarının altına dökülen kuru otlar gibi sönüp gidiverdiler!
Biz, onların üzerine bir tek sayha / yüksek ses gönderdik; Deve Çobanı’nın çırpısı gibi oldular.
Onlar üzerinde bir ses patlaması yaptık. Sonunda hepsi, çit döküntüsü gibi hurdahaş oldular.
Onların üzerine korkunç ses gönderdik. Yaptıkları hatayı sonradan fark ettiler. Onlar suyu hedefleyerek develeri kesmişlerdi. Hâlbuki yaşamları sadece suya dayanmıyordu. İnsanların yaşaması için bitkiler, sebzeler, hayvanlar gerekiyordu. Develerinden süt sağıyor, etlerinden besleniyor, uzak yerlere yüklerini taşıyorlardı. Develerini kesince sütsüz, etsiz kaldılar. Uzak yerlere gidemediler. Tek başına su onların yaşamına yetmedi. Onlar yarattığımız doğanın dengesini unuttular. Suya hedeflenerek yaşamın yasasını unuttular. Devlerini keserek yaşamlarının temelinden birini kesip attılar. Onlara delil olarak deveyi niçin işaret ettiğimizi anlamadılar. Zannettiler ki sadece su ile yaşayacaklar. Hayır! Onların yaşamaları için türlü nimetler verdik. Her nimeti birbirine bağladık. Kim nimetler arasındaki dengeyi bozarsa doğayı yok eder. Doğayı yok eden toplumlar yok olur. Onlar da doğal yasamız gereği yok oldular. Hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler haline geldiler. Şimdi onların üzerine basıyorsunuz.
(Deveyi kesince) biz de üzerlerine korkunç bir ses göndermiştik. Anında ağıla konulan kuru ot gibi olmuşlardı. [*]
Biz de onların üzerine, (azap olarak) bir çığlık gönderiverdik. Sonunda onlar, ağıldaki çalı çırpı kırıntılarına döndüler.
Biz onlara korkunç gürültülü bir depremi musallat ettik sonunda hepsi hayvan ağılındaki otlar gibi ezilip gitti. 27/45...53
Elbet Biz de onlara tek bir bela sayhası gönderdik: sonunda çürüyüp un-ufak olmuş odun talaşına döndüler.
Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik de onlar derhal -hayvan ağılına konulan- kuru ot gibi oluverdiler.
Muhakkak ki, onların üzerlerine bir sayha gönderdik. Artık onlar ağıla konmuş kuru ot gibi oldular.
Biz onlara bir sayha, müthiş bir ses gönderdik, davar ağılındaki kuru ot ve çırpı gibi oldular.
Biz onların üzerine tek sayha (korkunç bir ses) gönderdik; ağılcının topladığı kuru ot gibi kırılıp döküldüler.
Onların üzerine sayha gönderdik ki cümlesi doğranmış kurı ot gibi oldılar.
Üzerlerine yüksek bir ses saldık; hayvan barınağına serilmiş kuru otlar gibi oldular.
Onların üstüne tek bir çığlık gönderdik de deve ağılındaki kuru ot gibi oldular.
Onlara tek bir ses gönderdik de ağıla yığılmış çalı çırpıya döndüler.
Biz, onlar üzerine bir tek ses gönderdik de ağılcının serptiği kuru ot gibi kırılıp ufalandılar.
Biz ularning ustiga bir qichqiriq yuborgan edik, ular xuddi qo‘y uchun qo‘ra yasovchining qo‘rasidan to‘kilgan xas-xashak kabi yakson bo‘lib qoldilar.
bayıķ biz viribidük anlaruñ üzere çaġırmaķ bir gez; pes oldılar ķuru śınmış aġaç gibi aġıl eyleyicinüñ.
Cebrā’īl ‘aleyhi’s‐selāmıñ bir ṣayḥasını onlara gönderdik ki onlar hemān ḥayvānaġılına ḳonulan ot parçaları gibi maḥv oldılar.
Biz onlara bircə dəhşətli (tükürpədici) səs (Cəbrailin qışqırtısını) göndərdik, dərhal (heyvanlar üçün) ağıl düzəldənin istifadə etdiyi quru ota (həşəmə) döndülər.
Lo! We sent upon them one Shout, and they became as the dry twigs (rejected by) the builder of a cattle fold.
For We sent against them(5151) a single Mighty Blast, and they became like the dry stubble used by one who pens cattle.(5152)
| Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |