Fea’rid ‘anhum ventazir innehum muntazirûn(e)
(Allah’ın va’adine ve fetih müjdesine inanmayanları bırak!) Artık Sen onlardan yüz çevir ve bekleyip gözle. Zaten onlar da (kuşku ve tedirginlik içinde) gözleyip beklemeye koyulmuşlardır. (Bir müddet daha şeytanlıkları ve şımarıklıkları ile baş başa bırak ki, oyalanıp avunsunlar; zira yakında tarihi bir inkılâpla küfür ve zulüm saltanatları yıkılacaktır!)
Ey Muhammed! Artık onlardan yüz çevir, onlara aldırma, onların başına gelecek olan Allah'ın azabını bekle, zaten onlar da zamanın belalarının, size gelmesini beklerler.
Artık onlardan yüz çevir ve bekle. Onlar da beklemektedirler.
Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.
Şimdi o kâfirlerden yüz çevir de (kendilerine inecek azabı) gözet; çünkü onlar (senin helâkini) bekleyip duruyorlar.
Artık onlardan yüz çevir, bekle. Çünkü onlar da bekliyorlar.
Sen onlardan yüz çevirip, gözetle; onlar da gözetliyorlar
Ânlardan uzaklaş ve intizâr it ânlar da muntazırdırlar.
Onları bırak, bekle; zaten onlar da senin akıbetini beklemektedirler.*
Şimdi sen onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphesiz onlar da bekliyorlar.
Artık sen onlara aldırma ve bekle. Zaten onlar da bekliyorlar.
Öyleyse onlardan yüz çevir ve bekle; onlar da beklemektedirler.
Şimdi sen onlardan yüz çevir de gözet. Çünkü onlar da gözetmektedirler.
Şimdi onlardan yüz çevir de gözet, çünkü onlar gözetiyorlar
(Habibim!) Şimdi sen onlardan (kâfirlerden) yüz çevir (söylediklerine aldırma) ve bekle. Zaten onlar da beklemektedirler.
Artık onları kendi hallerine bırak ve olacakları bekle. Doğrusu onlar da bekleyenlerdir.
Artık onlardan yüz çevir, (inecek azâblarını) bekle. Çünkü onlar bekleyicidirler.
Artık onlardan yüz çevir ve (onlara gelecek olan azâbı) bekle! Zâten onlar da bekleyicidirler!
Artık (tebliğ görevini ihmal etmeden) sen onlardan (inanmak istemeyen o gruptan) yüz çevir (onları kendi hallerine bırak) ve (hakikatin ortaya çıkmasını) bekle, zaten onlar da beklemektedirler. *
Onlardan yüz çevir (onlarla artık muhatap olma) ve sonucu bekle, şüphesiz ki onlar da bekleyecekler.
Artık sen onlardan yüz çevir. Bekle. Çünkü onlar da bekliyeceklerdir.
(Ey Peygamber!) Sen onlardan yüz çevir [fa’rıd] ve bekle/gözetle. Muhakkak onlar da beklemektedirler/gözetlemektedirler.
Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.
Ey Müslüman! Madem ki onlar, bunca öğüt ve uyarılara rağmen hâlâ inkârda diretiyorlar, o hâlde, onları inkârlarıyla baş başa bırak ve hakkınızda Rabb’inin vereceği hükmü bekle; doğrusu onlar da, başlarına gelecek korkunç âkıbeti bekliyorlar!
Artık onlardan yüz çevir! Beklemede kal! Onlar da beklemektedir.
Resulüm! Onlara aldırma! Bekle. Zaten onlar da beklemede.
Şimdi sen inkâr edenlerden uzak dur! Sonra azimle ve kararlılıkla bekle! Şüphesiz onlar da bekliyorlar. Ceza başlarına gelince nasılsa gerçeği öğrenecekler.
Onlardan yüz çevir ve bekle! Şüphesiz ki onlar da bekleyenlerdir.
Ve hemen onlardan yüz çevir ve onların beklediği gibi, sen de (sonucu) biraz bekle.
Artık onları kendi hallerine bırak ve onların beklediği gibi sen de [hakikatin ortaya çıkmasını] bekle.
Şu halde sen onları kendi hallerine bırak. Madem onlar senin akıbetini bekliyorlar sen de olacakları bekle! 6/67, 38/88, 67/29
Şu halde boş ver onları da (kendi işine bak);[³⁷⁰⁸] ve bekle zaten onlar da beklemektedirler![³⁷⁰⁹]
Artık sen onları kendi hallerine terk et ve bekle! (Onlar muhakkak hak ettikleri cezaya kavuşacaklardır. Rabbinin yardımı ile sen zafere ulaşacaksın) Şüphe yok ki onlar da beklemektedirler! (Taptıkları putlardan medet umarak sana galebe çalacaklarını sanmaktadırlar. Fakat ne yazık ki bu beklemeleri hüsranla sonlanacaktır)
Artık onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphe yok ki, onlar da bekleyicilerdir.
Şimdi sen onları kendi hallerine bırak. Yardımımızı veya onların helâk edilmelerini bekle! Çünkü onlar da senin helâk olmanı bekliyorlar. [52, 30; 11, 93; 44, 59]
Sen onlardan yüz çevir ve bekle, zaten onlar da beklemektedirler.
Yâ Muhammed! Onlardan i'râz iyle. (Yüzüni çevir ve sözlerine ehemmiyet virme). Ve Allâh'ın fetih ve nusretine intizâr it. Onlar da mü'minlere galebe itmeğe intizâr iderler.
Onları bırak, bekle; onlar da seni beklemektedir.
Şimdi, onlardan uzaklaş ve bekle, onlar da bekliyorlar.
Sen onları kendi haline bırak ve bekleyedur; onlar da bekliyorlar.
Artık onlardan yüz çevir ve bekle! Zaten onlar da bekliyorlar.
Bas, siz esa ulardan yuz o‘giring va ularning holi nima bo‘lishini kutib turing! Zero, ular ham halokatni kutib turuvchidirlar.
pes yüz döndür anlardan daħı göz dut ya'nį arķa virme kim bayıķ anlar göz dutıcılardur ya'nį helāklıġuña.
Pes yüz ḳaytar anlardan. Daḫı ṣaḳlaş ol güni. Taḥḳīḳ anlar ṣaḳlaşurlar.
(Ya Rəsulum!) Artıq onlardan üz çevir və (Allahın onlara əzab verəcəyi günü) gözlə. Doğrusu, onlar da (sənin ölümünü, başına bir iş gələcəyini və ya sənə qələbə çalacaqlarını) gözləyirlər! (Lakin onlar sənə heç bir şey edə bilməzlər. Sən mütləq zəfər çalacaqsan, çünki Allah səninlədir!)
So withdraw from them (O Muhammad), and await (the event). Lo! they also are awaiting (it)
So turn away from them, and wait: they too(3665) are waiting.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |