30 Ekim 2025 - 8 Cemaziye'l-Evvel 1447 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mümtehine Suresi 13. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû lâ tetevellev kavmen ġadiba(A)llâhu ‘aleyhim kad ye-isû mine-l-âḣirati kemâ ye-ise-lkuffâru min ashâbi-lkubûr(i)

Ey inananlar, Allah'ın gazabına uğrattığı toplulukla dostluk etmeyin; gerçekten de onlar, ahiretten, tamamıyla ümitlerini kesmişler, nitekim kafirler de, kabirlerdekilerden tamamıyla ümit kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Allah’ın gazabına uğramış bir kavmi (fikren ve fiilen sapıtıp Yahudileşmiş, şirke ve zulme yönelmiş kesimleri, sakın) veli (yönetici) edinmeyin!.. (Zira bunlar küfür ve zulüm ehlidir.) Ki, kâfirler (dünyaya geri dönmeleri konusunda) kabirde olanlardan (ölülerin dirilip kalkmalarından) ümitlerini kestikleri gibi, onlar da ahiretten ümitlerini kesmiş (sadece dünyaya yönelmiş)lerdir.

Ey inananlar! Allah'ın gazap ettiği kimseler olan Yahudilerle dostluk etmeyin. Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, mezarlıktakilerin geri dönmelerinden nasıl ümitlerini kesmişlerse, o Yahudiler de ahiret ve sevabından ve nimetlerinden, öylece ümit kesmiş kimselerdir.

Ey iman nimetine kavuşanlar, kendilerine Allah'ın gazap ettiği milletlerle, yahudilerle dostluklar, ittifaklar kurmayın. İşlerinizin idaresini onlara bırakarak, onları kendinize hâkim hale getirmeyin. Onlar, kâfirlerin, kabirdekilerin dünyaya dönüşlerinden, yeniden diriltilmelerinden ümit kestikleri gibi, bile bile Muhammed'e, Kur'ân'a iman etmemeleri sebebiyle âhiretteki, ebedî yurttaki nasiplerinden, lütuf ve rahmetten, kurtuluştan ümit kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine kızdığı bir topluluğu dost edinmeyin. İnkâr edenler kabirlerde bulunanlardan ümit kestikleri gibi onlar da ahiretten ümit kesmişlerdir.

13.İbnu Münzir`in Abdullah bin Abbas (r.a.)`tan rivayet ettiğine göre Abdullah bin Ömer (r.a.) ve Zeyd bin Haris (r.a.) yahudilerden iki adamla dostlu... Devamı..

Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Öyle bir kavmi dost edinmeyin ki, Allah onlara gazab etmiş, ahiretten ümidi kesmişler ve mezarlıklarda yatan kâfirlerin ümidsiz halleri gibi, ümidsizliğe düşmüşlerdir, (Allah'ın rahmetinden ümidlerini kesmişlerdir).

Ey iman edenler! Allah’ın gazabına uğrayan, kâfirlerin kabirdeki ölülerden ümit kestikleri gibi, Ahiretten ümit kesen bir toplumu dost edinmeyin.

Ey iman edenler! Allah'ın gazap ettiği bir toplumu dost edinmeyiniz! Zira onlar, kâfirler kabirlerindekilerden ümit kestikleri gibi, âhiretten ümit kesmişlerdir.[633]

[633] Mümtehıne sûresinden çıkarılacak genel ilkeler için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIX, 230-232.

Ey inanmış olanlar! Allahın kakıdığı bir ulusla dost olmayınız, mezarlarda yatanlarla, kâfirler nice umut kesmişlerse, ahretten de öylecene umutların kesmişlerdir

Ey inananlar! Allah'ın gazabına uğramış bir topluluğu dost edinmeyin! Çünkü (âhireti inkâr edenler) kabir ehliyle bir daha görüşüp bir araya gelmekten nasıl ümitsizse, onlar da (kalıcı ve aşağılayıcı azabı gerektiren suçları sebebiyle) ahiretten öyle ümitsizdirler.

Ey mü’minler! Allâh’ın gadabına uğrayan akvâm ile dostluk itmeyiniz, kâfirler kabirlerde bulunanların dirileceğinden ümîdlerini kesdikleri gibi bunlar da âhiretin hayrından nâ-ümîddirler.

Ey inananlar! Allah'ın gazabına uğramış milleti dost edinmeyin; inkarcıların kabirde bulunan kimselerden umutlarını kestikleri gibi, onlar da, ahiretten umutlarını kesmişlerdir.*

Ey iman edenler! Kendilerine Allah’ın gazap ettiği, kabirlerdeki kâfirlerin ümit kestikleri gibi tamamen ahiretten ümitlerini kesmiş[542] bir toplumu dost edinmeyin.

Âyetin son cümlesi şöyle de tercüme edilebilir: “Kâfirlerin kabirdekilerden ümit kestikleri gibi, ahiretten ümit kesmişlerdir.”

Ey iman edenler! Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinmeyin. Onlar, inkârcıların kabirlerdekilerden ümit kestikleri gibi âhiretten ümit kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği bir kavmi dost edinmeyin. Zira onlar, kâfirlerin kabirlerdekilerden(onların dirilmesinden) ümit kestikleri gibi ahiretten ümit kesmişlerdir.

 Bu âyetin son cümlesi şöyle de anlaşılabilir: Zira onlar, kabirlerde bulunan kâfirlerin kurtuluştan ümit kestikleri gibi ahiretten de ümit kesmişlerd... Devamı..

Ey inananlar, ALLAH'ın kendilerine kızgın olduğu bir topluluğu dost edinmeyin. İnkarcılar, mezardakilerden nasıl umut kesmişlerse onlar da ahiretten öylesine umut kesmişlerdir.

Ey inananlar, Allah'ın gazab ettiği kimselerle dostluk etmeyin. Kâfirler, mezarlık halkından nasıl ümidi kesmişse, onlar da ahiretten öyle ümidi kesmişlerdi.

Ey o bütün iyman edenler! Öyle bir kavmı dost tanımayın ki Allah kendilerine gazabetmiş, Âhıretten ümidi kesmişler, eshabı kuburdan olan kâfirlerin me'yusiyyetleri gibi ye'se düşmüşlerdir.

Ey îmân edenler! Allah’ın gazap ettiği bir topluluğu (yahûdî kâfirlerini) dost edinmeyin. Zira onlar, (diğer) kâfirlerin (müşriklerin) kabirlerdekilerden (onların diriltilmesinden) ümit kestikleri gibi âhiretten ümit kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Allah'ın gazap ettiği halka dönmeyin.¹ Gerçeği yalanlayan nankörlerin, mezarlık halkından ümitlerini kestikleri gibi² onlar da ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

1- Onlara velayetinizi vermeyin. Onları, kendinize yönetici, koruyucu, gözetici edinmeyin. Kur\an\da yer alan “veli”, “evliya” gibi sözcükler genellik... Devamı..

Ey îman edenler, üzerlerine Allahın gazab etdiği o kavm ile dost olmayın ki mezarların yaranından olan kâfirler nasıl ümidlerini kesdilerse onlar da öylece âhiretden ümidlerini kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Allah’ın kendilerine karşı gazaplandığı bir kavmi veli edinmeyin. Onlar kâfirlerin, kabir halkının (yeniden diriltilmesinden) umut kestiği gibi ahiretten umut kesmişlerdir.

[58/22; 58/14; 6/29; 16/38; 23/37; 64/7]

Ey îmân edenler! Allah'ın kendilerine gazab ettiği bir kavmi (yahudileri) dost edinmeyin; gerçekten (onlar,) kâfirlerin kabir ehlinden (ölülerin dirilmesinden) ümidlerini kestiği gibi, âhiretten ümidlerini kesmişlerdir.

Ey iman etmiş olanlar! (Yaptıkları zulüm ve kötülükler yüzünden) kendilerine Allah’ın azap etmesini dilediği bir topluluğu veli (yönetici, lider ve temsilci) edinmeyin; inkârcıların mezarlık halkından (ölmüş olanların yeniden dirilip dünyaya dönüşlerinden) ümit kestikleri gibi (iman etmemeleri ve yaptıkları kötülükler sebebiyle) onlar da ahiretten (ebedi yurttaki nasiplerinden, lütuf ve rahmetten, kurtuluştan) ümit kesmişlerdir. *

(*) Onlara velayetinizi vermeyin. Onları, kendinize yönetici, koruyucu, gözetici edinmeyin. Kur’an’da yer alan “veli”, “evliya” gibi sözcükler genelli... Devamı..

Ey İman edenler! Allah’ın üzerlerine öfke yağdırdığı bir topluluğa sığınıp, onların korumaları altına girmeyin. Onlar, nasıl ki daha önceki doğruları inkâr edipte kabirlerde ki ölenlerinden (tekrar bir daha hayata dönmelerinden) ümitlerini kestikleri gibi, ahiret hayatından da ümitlerini kesmişlerdir.

Ey inananlar! Allah’ın öfkesine uğrıyan kimselere sakın yakınlık göstermeyin. Tanımazlar sinlerindeki ölülerin dirileceğinden nasıl umutsuz iseler, öbür dünyadan da öyle umutsuzdurlar.

Mü/minler! Allah/ın hışmına uğramış olan kimselerle dostluk etmeyin, mezara giren kâfirlerin ümitsizliğe düştükleri gibi onlar da Âhiretin felahından nevmittirler [²].

[2] Veya kâfirler mezara girenlerden me'yus oldukları gibi âhirette de me'yus olmuşlardır.

Ey inananlar! Kendilerine Allah’ın gazap ettiği bir toplumu [kavm] dost edinmeyiniz. Zira onlar, inkâr edenlerin kabir ehlinden umutlarını kestikleri gibi, ahiretten de umutlarını kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Allah'ın gazabına uğrayan bir topluluğu dost edinmeyin. Çünkü bunlar kâfirlerin mezardakilerden ümitlerini kestikleri gibi ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Kendilerine ilâhî vahiy bilgisi verildiği hâlde, ihtirâslarının peşinden sürüklenerek dünyevî çıkarlarının kulu kölesi olan ve böylece Allah’ın gazâbına uğrayan bir topluluğu —yani Yahudileri ve Yahudileşen kimseleri— kendinize koruyucu, yönetici, yandaş, müttefik ve dost edinmeyin! Çünkü onlar, gâyet iyi bildikleri ilâhî prensiplere ihânet ettiklerinden, âhiretten tamamen umut kesmişlerdir; tıpkı, âhireti inkâr eden kâfirlerin, mezardaki cansız bedenlerin yeniden dirilişinden umut kestikleri gibi!

Ey iman edenler! Allah’ın gazap ettiği bir kavmi veliyy edinmeyin! Kâfirler’in Kabir arkadaşlarından (sahiplerinden) ümit kestiği gibi Âhiret’ten ümit kesmişlerdir.

Sevgili müminler! Allah'ın öfke duyduğu bir toplum ile içli dışlı olmayın. Çünkü onların, ahiret hayatından beklentileri yoktur. Zaten inkarcılar ölülerin dirileceğine inanmazlar.

Ey iman edenler! Kendilerine Allah’ın gazap ettiği bir kavmi dost edinmeyin! Zira onlar, kâfirlerin mezardakilerden umudu kestikleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Kendilerine Allah’ın gazap ettiği (hiçbir) topluluğu dost edinmeyin! [*] Onlar, kâfirlerin mezarlar halkından (ölülerden) ümit kestikleri gibi elbette ahiretten ümit kesmişlerdir.

Benzer mesaj: Mücâdele 58:14.

Ey îman edenler! Allah’ın gazabına uğrayan ve kâfirlerin kabirde bulunan kimselerden umutlarını kestikleri gibi, âhiretten umutlarını kesen bir toplumu,¹ sakın dost edinmeyin.

1 (قَوْماً) kelimesinin nekra olması sebebiyle kastedilenlerin belirli bir toplum olmayıp, âyette zikrolunan özellikleri taşıyan tüm toplumların buna ... Devamı..

SİZ EY imana ermiş olanlar! Allah’ın gazabına uğrayan toplum ile dost olmayın! ²² Onlar[ı dost edinenlerin] öteki dünya ile ilgili hiçbir ümitleri kalmamıştır; ²³ tıpkı bu hakikat inkarcılarının, [şimdi] mezarlarında yatanları [tekrar görme] ümitlerini kaybetmiş bulunmaları gibi. ²⁴

22 Karş. 58:14 ve ilgili not 25, ki “Allah’ın gazabına uğrayan toplumu dost edinenler”e atfı açıklamaktadır.23 Yani, yalnızca öteki dünyaya inancı olm... Devamı..

Ey iman edenler, Allah’ın gazabına uğramışlarla birlik olmayın. Çünkü onlar, kâfirlerin kabirlerde yatan ölülerin yeniden dirilişinden ümit kestikleri gibi ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

SİZ ey iman edenler! Allah’ın gazabına uğrayan bir kavim olan ve kabirdekilerin (tekrar dirileceğinden) ümit kesen (müşrik) kâfirler gibi âhiretten ümit kesen (Yahudileri), dost ve müttefik edinmeyin![⁵⁰⁷⁴]

[5074] Zımnen: Onlar tek dünyalıdırlar. Tek dünyalı olanın iki yüzü olması doğaldır. İki yüzlülerle nasıl candan yürekten dostluk kurabilirsiniz? Son ... Devamı..

Ey iman edenler, Allah’ın gazap ettiği bir kavim (Kureyş müşrikleri) ile dostluk etmeyin. Zira onlar, kâfirler -nasıl kabirdekilerden (onların dirilmesinden) umud kesmişlerse -onlar da ahiretten öyle umud kesmişlerdir. (Onlar ancak kabirdeki ataları dirilirse iman edeceklerini bildiren gafillerdir, ne kadar uyarılsalar imana gelmezler)

Ey imân etmiş olanlar! Bir kavim ile dostlukta bulunmayın ki, Allah onların üzerine gazap etmiştir. Muhakkak ki ahiretten ye'se düşmüşlerdir. Nasıl ki kâfirler, kabirlerde bulunanlardan ümitlerini kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazab ettiği bir güruhu dost edinmeyin. Onlar ki ölüp kabre giren bir kâfir nasıl âhiret mutluluğundan ümidini kesmişse, kendileri de âhiretten öyle ümitlerini kesmişlerdir.

Verdiğimiz meale göre, burada bir kısım Yahudilere ima edilmektedir. Onların âhiretten ümitsizlikleri, ya âhireti kabul etmeyişleri, âhirete iman etme... Devamı..

Ey inananlar, Allah'ın kendilerine gazabettiği; kafirlerin mezarlık halkından umudu kestiği gibi ahiretten umudu kesmiş olan bir topluluk ile dostluk etmeyin!

Ey Mü'minler! Allâh'ın gadab itdiği kavim ile dostluk itmeyin. (Yahûdîlerle). Onlar, kâfirlerin, ölenlerin ba's olunmalarından me'yûs oldukları gibi âhiretden me'yûs olmuşlardır. [¹]

[1] Mü'minlerden ba'zıları onlardan istifâdeleri oldığı içün Yahûdîlerle dostluk itmekde olduklarından bu âyet-i kerîme onlar hakkında nâzil oldı. ... Devamı..

Ey inanıp güvenenler (müminler)! Allah’ın öfkesini hak eden bir topluluğa yakınlık göstermeyin.Onlar, kabirlerde olan kafirlerin umut kesmeleri gibi[*] ahiretten ümitlerini keserler.

[*] Kabirlerde olan kafirler gerek ölüm meleklerinin kendisine davranışlarından(Nisa 4/97, Nahl 16/28-29) ve gerekse birinci kat semanın kapılarının k... Devamı..

-Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir toplumu dost edinmeyin. Onlar, kabirdeki kafirlerden ümitlerini kestikleri gibi, ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Allah'ın gazap ettiği bir topluluğu veli edinmeyin. Çünkü mezardakilerin tekrar diriltilmesinden kâfirler nasıl ümit kesmişlerse, onlar da âhiretten öylece ümitlerini kesmişlerdir.

Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir toplulukla dostluk kurmayın! Çünkü bunlar âhiretten ümitlerini kesmişlerdir. Tıpkı, kabir halkından olan inkârcıların, ümitlerini kestikleri gibi…

Ey iymon keltirganlar, Allohning g‘‎azabiga duchor bo‘‎lgan qavmni do‘‎st tutmanglar. Xuddi barcha kofirlar qabr egalarining qayta tirilishlaridan noumid bo‘‎lganlaridek, ular ham oxiratdan noumid bo‘‎lgandirlar.

iy anlar kim įmān getürdiler! dostlıķ eylemeñ bir ķavm-ıla kim ķaķıdı Tañrı anlara ya'nį cuḥūdlar. bayıķ nevmįd oldılar āħiretde nite kim nevmįd oldı kāfirler, sinle islerinden.

İy mü’minler, dost idinmeñüz bir ḳavmi, Tañrı Ta‘ālā anlara ġazab eyledi, ümīẕ kesdiler āḫiretden. Nite kim ümīẕ kesdi kāfirler sinler ehlin‐den. |

Ey iman gətirənlər! Allahın qəzəbinə düçar olmuş bir qövmlə dostluq etməyin. Kafirlər qəbiristan əhlindən (ölülərin qiyamət günü diriləcəyindən) ümidlərini üzdükləri kimi, onlar da axirətdən (axirətdə Allahın mərhəmətindən) ümidlərini üzmüşlər!

O ye who believe! Be not friendly with a folk with whom Allah is wroth, (a folk) who have despaired of the Hereafter as the disbelievers despair of those who are in the graves.

O ye who believe! Turn not (for friendship) to people on whom is the Wrath of Allah,(5429) of the Hereafter they are already in despair, just as the Unbelievers are in despair about those (buried) in graves.(5430)

5430 The Unbelievers, who do not believe in a Future Life, can therefore have no hope beyond this life. Miserable indeed is this life to them; for the... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.