Bu kelime, faziletin elde edilmesi için istiâre edilir; bu da bir tür öne geçmektir: وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ : (İyilik işlemekte) önde olanlar, (karşılıklarını almakta da) önde olanlardır (56/Vakıa 10); yani salih amellerle, ilâhî sevaba ve cennetine doğru önde olanlar.
Şu âyetler de aynı anlamdadır: وَيُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ : Hayırlı işlere koşuşurlar (3/Âl-i İmran 114); أُوْلَئِكَ يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ : İşte bunlar, hayırlarda yarışırlar (23/Mü’minûn 61); نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ : Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez (56/Vakıa 60); yani bizden kaçamazlar. وَلا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا سَبَقُوا : Küfre sapanlar kaçıp-kurtulduklarını sanmasınlar (8/Enfâl 59); وَمَا كَانُوا سَابِقِينَ : Ama öne geçemezlerdi (29/Ankebût 39). Bu âyetler, onların Allah’tan kaçamayacaklarına işaret eder.