Yüce Allah’ın: وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ أَوْلَادَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ أَرَادَ أَنْ يُتِمَّ الرَّضَاعَةَ Anneler, çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler (2/Bakara 233) sözünde belirtilen tam iki yıl, çocuğun yarına olanın üst sınırı olduğuna işarettir.
لِيَحْمِلُوا أَوْزَارَهُمْ كَامِلَةً يَوْمَ الْقِيَامَةِ Bunu söylemelerinin sebebi şu: Kıyamet günü, kendi günâhlarını tam olarak yüklensinler (16/Nahl 25) sözünde ise, onların, cezanın tamamına çarpılacaklarına dikkat çekmektedir.
فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ فِي الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعْتُمْ تِلْكَ عَشَرَةٌ كَامِلَةٌ Bunu bulamayana ise üç gün hacda, yedi de döndüğünüzde ki tam on gün oruç tutması lazım gelir. (2/Bakara 196) âyetine gelince, deniyor ki: Önce on denmesi ve onun tam diye nitelendirilmesi, bize yedi ile üç toplandığında on edeceğini öğretmek değildir. Aksine, bu on günlük orucun kurban yerine geçen orucun tamamlanacağını açıklamak için böyle denmiştir.
Kimileri ise, on sayısının “tam” diye nitelendirilmesinin nedeni, söylenen söze bir ilave yapmak gibidir ve bunun sayılar dilinde üstün bir özelliğinin olduğuna dikkat çekmektedir. Ayrıca, on sayısının, sayıların varacağı ondalık sayıların birincisi olmasına ve bundan sonrakilerin onun bir nevi tekrarı olduğuna da işaret etmektedir. Buna göre, on sayısı, tam sayıdır.