فَمَا كَانَ دَعْوٰيهُمْ اِذْ جَٓاءَهُمْ بَأْسُنَٓا اِلَّٓا اَنْ قَالُٓوا اِنَّا كُنَّا ظَالِم۪ينَ
Türkçe Transcript
Femâ kâne da’vâhum iż câehum be/sunâ illâ en kâlû innâ kunnâ zâlimîn(e)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Azabımız geldiği zaman ancak, biz zulmetmiştik diye niyaz edebildiler.
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Zorlu azabımız onlara geldiğinde (aciz ve çaresiz biçimde dua edip) yalvararak: "Biz gerçekten zulme sapanlardandık" demelerinden başka (itirafları) olmadı. (Ve bu son pişmanlıkları bir yarar da sağlamadı.)
Abdullah Parlıyan Meali
Ve cezamız başlarına koptuğu zaman, kendi kendilerine “Vah bize, biz gerçekten yaratılış gayesine aykırı hareket edenlerdendik” demekten başka, söyleyecek sözleri olmamıştır.
Ahmet Tekin Meali
Azâbımız onlara geldiğinde:
“Biz gerçekten Allah'a şirk koşan, rasullerini yalanlayan, inkârda, isyanda ısrar eden zâlim kimseleriz" diyerek itiraftan başka bir savunmaları olmadı.bk. Kur’ân-ı Kerim, 21/11-15.
Ahmet Varol Meali
Kendilerine azabımız geldiğinde: "Şüphesiz biz zalim kimselerdik" demekten başka savunmaları olmadı.
Ali Bulaç Meali
Zorlu azabımız onlara gelince yakarışları: 'Biz gerçekten zulme sapanlardandık' demelerinden başka olmadı.
Ali Fikri Yavuz Meali
Azabımız kendilerine geldiği zaman, yalvarış ve itirafları ancak şu olmuştu: “- Gerçekten bizler zalimlerdeniz.”
Bahaeddin Sağlam Meali
Azabımız onlara geldiği zaman, “gerçekten bizler zalimler idik” demekten başka bir şey dava edemediler.
Bayraktar Bayraklı Meali
Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, “Biz gerçekten zâlim kişilermişiz” demelerinden başka bir şey olmadı.
Besim Atalay Meali (1965)
Azabımız onlara gelip çattığı zaman, ancak çağrıları: «Biz zalimiz!» demekten başka bir şey olmadı
Cemal Külünkoğlu Meali
Baskınımız başlarına geldiği zaman, çağırışları: “Biz gerçekten (haddi aşan) zalimlerdendik” demekten başka bir şey olmadı.
Cemil Said (1924)
Bizim gazâbımıza uğradıkları vakit "Evet biz zâlim idik" diyü bağırdılar.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Baskınımıza uğradıklarında, sözleri, "Gerçekten biz haksızdık" demekten ibaret kalmıştır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Azabımız kendilerine geldiğinde, “(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten biz zalimler olmuştuk” demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı.
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Azabımız onlara gelip çattığında, “Biz gerçekten zalim kişilermişiz!” diye yakınmaktan başka söyleyecekleri söz kalmadı.
Diyanet Vakfı Meali
Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, «Biz gerçekten zalim kişilermişiz» demelerinden başka bir şey olmadı.
Edip Yüksel Meali
Kendilerine azabımız geldiği vakit, "Gerçekten bizler zalimler imişiz," demekten başka sözleri olmadı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Azabımız onlara geldiğinde "Biz gerçekten zalimlermişiz!" demelerinden başka yalvarışları kalmadı.
Elmalılı Meali (Orijinal)
Azâbımız kendilerine geldiği vakıt da «bizler hakıkaten zalimler idik» demekten başka da'vaları olmadı
Emrah Demiryent Meali
Kendilerine azabımız geldiği vakit, “Gerçekten bizler zâlimlermişiz!” demekten başka bir sözleri olmadı.
Erhan Aktaş Meali
Azabımız onlara geldiğinde tek feryatları, “Biz gerçekten zalimlermişiz.” demelerinden başka bir şey olmadı.
Hasan Basri Çantay Meali
Kendilerine azabımız geldiği zaman çağrışları «Biz hakîkaten zaalimlerdendik» demelerinden başka (bir şey) olmadı.
Hayrat Neşriyat Meali
Azâbımız onlara geldiğinde: “Gerçekten biz zâlimlerdik!” demelerinden başka çağırışları (ve yalvarışları) da olmadı.
İlyas Yorulmaz Meali
Azap onların üzerine çöktüğünde, söyleyebildikleri tek söz “Eyvah biz kendimize yazık edenlerden olmuşuz” demektir.
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
Azabımız kendilerine erişince de çağrıları yalnız şu oldu. "Gerçekten biz kıyıcı kimselerdik."
İsmail Hakkı İzmirli
Azabımız onlara gelip çattığı zaman onların niyazları «— Biz, zalim kimseleriz» demekten ibaret olmuştu.
İsmail Yakıt
Gazabımız onlara geldiğinde onların yakarışları, “Biz gerçekten zalimlermişiz!” demekten başka bir şey değildi.
Kadri Çelik Meali
Azabımız kendilerine geldiğinde, “Bizler, gerçekten zalimlerdik!” demekten başka bir yakarışları olmadı.
Mahmut Kısa Meali
Ve azâbımız gelip çattığı zaman, “Eyvah! Meğer biz ne kadar zâlimmişiz!” diye feryat etmekten başka bir şey yapamamışlardı. Fakat son pişmanlık fayda vermemişti. Ama iş bununla da bitmeyecek, öyle bir gün gelecek ki:
Mahmut Özdemir Meali
Onlara sıkıntı azabımız geldiğinde: -“Biz, Zâlimler’dik” demekten başka bir dâvâları / feryatları olmadı.
Mehmet Çakır Meali
Kendilerine Felaket geldiğinde yaptıkları son dua hep: " kendimiz ettik kendimiz bulduk. " demek olmuştur.
Mehmet Çoban Meali
Azabımız onlara gelince; “Biz gerçekten zalimlermişiz!” dediler.
Mehmet Okuyan Meali
Azabımız kendilerine geldiğinde “Biz zalimlermişiz!” diye sızlanıp yalvarmaktan başka sözleri kalmamıştı.
Mehmet Türk Meali
Azabımız onlara gelince onlar: “gerçekten biz zâlimlerden olduk.” demekten başka bir şey söyleyemediler.
Muhammed Esed Meali
Ve cezamız başlarında koptuğu zaman, kendi kendilerine, “vah bize! Biz gerçekten zalim kimselerdik!” demekten başka söyleyecek sözleri olmamıştır. ⁵5 Lafzen, “... demekten başka dâvâları, savunmaları yoktu”.
Mustafa Çavdar Meali
Azabımız onları yakaladığı vakit, feryatları: “Biz, gerçekten azabı hak eden zalimlerden olmuştuk” demekten başka bir şey olmadı. 6/40- 43- 47, 13/31, 16/45, 29/53
Mustafa İslamoğlu Meali
Kahredici gazabımız kendilerine gelip çatınca, “Kesinlikle bizdik haksız olan, evet biz!” itirafından başka bir savunmaları olmayacaktır.
Orhan Kuntman Meali
Azabımız çattığında ise (suçlarını kabul etmek zorunda kaldılar ve son) sözleri ancak Biz gerçekten zalim kimseler idik" demekten ibaret oldu. (Bu, onların başına dünyadayken çatan azaptır, kıyamet gününde ise)
Osman Fırat Meali
Azâbımız onlara geldiğinde "Biz gerçekten zâlimlermişiz!" demelerinden başka yalvarılan kalmadı.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Onlara azabımız geldiği zaman ise onların sözleri, «Biz hakikaten zalim kimseler olmuş idik» demekten başka olmamıştır.
Suat Yıldırım Meali
Azabımız gelip çattığında da itiraf ve yalvarmaları: “Biz gerçekten zalim adamlarmışız! ” demekten başka bir şey olmadı. [21, 11-15]
Süleyman Ateş Meali
Azabımız onlara geldiğinde "Biz gerçekten zalimlermişiz!" demelerinden başka yalvarıları kalmadı.
Süleyman Tevfik (1927)
'Azâbımız geldiği zamân sözleri ve iddi'âları "Biz zâlimlerden idik" dimek oldı. (İ'tirâf itdiler.)
Süleymaniye Vakfı Meali
Baskınımız gelince şundan başka bir haykırışları olmamıştır: “Biz, yanlışlar içindeydik!”
Şaban Piriş Meali
Azabımız onlara geldiği vakit, feryatları “Biz, gerçekten zalimler idik!” demekten başka bir şey olmadı.
Ümit Şimşek Meali
Kendilerine azabımız geldiği zaman onların “Biz gerçekten zalimmişiz” sözünden başka bir diyecekleri yoktu.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Azabımız onlara gelip çattığında, yaptıkları, şu çığlığı yükseltmekten başka bir şey olmamıştır: Biz gerçekten zalimlerdik.
Eski Anadolu Türkçesi
pes olmadı anlaruñ du'āsı ol vaķt kim geldi anlara 'aźābumuz illā kim eyittiler “bayıķ biz olduġ-dı žālimler.”
Satır Altı Meal (1534)
Pes degül‐idi anlaruñ du‘āları, geldükde bizüm ‘aẕābumuz illā eyitdiler kitaḥḳīḳ biz ẓālimler‐idük.
Bunyadov-Memmedeliyev
Əzabımıza düçar olduqları zaman onların: “Biz həqiqətən, zalım olmuşuq!” – deməkdən başqa heç bir sözləri olmamışdır.
M. Pickthall (English)
No plea had they, when Our terror came unto them, save that they said: Lo! We were wrongdoers.
Yusuf Ali (English)
When (thus) Our punishment took them, no cry did they utter but this: "Indeed we did wrong."(992)992 The spiritual story of man begins with a prelude. Think of the towns and nations ruined by their iniquity. Allah gave them many opportunities, and sent them warners and teachers. But they arrogantly went on in their evil ways, till some dreadful calamity came like a thief in the night and wiped out their traces. In a warm climate the disturbance in the heat of the midday rest is even more than the disturbance at night. It was when the catastrophe came that the people realised their sins, but it was too late.