×

Hoşgeldiniz.

Kullanıcı

Şifre




Şifremi UnuttumKAYDOL
Ayarlar

 

Nisâ / 72

وَاِنَّ مِنْكُمْ لَمَنْ لَيُبَطِّئَنَّۚ فَاِنْ اَصَابَتْكُمْ مُص۪يبَةٌ قَالَ قَدْ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيَّ اِذْ لَمْ اَكُنْ مَعَهُمْ شَه۪يداً

Türkçe Transcript

Ve-inne minkum lemen leyubatti-enne fe-in esâbetkum musîbetun kâle kad en’ama(A)llâhu ‘aleyye iż lem ekun me’ahum şehîdâ(n)

Abdulbaki Gölpınarlı Meali

İçinizde mutlaka ağır davranan olacak ve size bir felaket gelip çatınca da diyecek ki: Allah, gerçekten de bana lütfetti de o zaman, onlarla beraber bulunmadım.

Abdullah-Ahmet Akgül Meali

Şüphesiz içinizden (aynı din ve dava mensubu görünen kimselerden, cihad ve fedakârlık konusunda) ağır davrananlar (bu hizmetleri angarya sayan münafıklar) vardır. (Bu imani ve insani gayretlerinizden dolayı) Şayet size bir musibet (sorun ve sıkıntı) dokunacak olsa (hemen): "Kesinlikle Allah’ın bana bir nimetidir ki, onlarla birlikte (cihad amaçlı hizmetlerine katılıp) şahit olmadım (hazır bulunmadım; yoksa aynı sıkıntıya ben de uğrayacaktım)" diyerek (sevinirler).

Abdullah Parlıyan Meali

Aranızda mutlaka geride kalanlar olacak ve o zaman başınıza bir felaket geldiğinde; “Onlarla birlikte bulunmamamız, Allah'ın bize bir lütfudur” diyecekler.

Ahmet Tekin Meali

İçinizden bazıları cihad konusunda kesinlikle ağırdan alırlar, ayak sürürler. Eğer sizin başınıza bir felâket gelirse: “Allah bana lütfetti de, onlarla beraber bulunmadım" der.

Ahmet Varol Meali

Sizin içinizde pek ağır davranan var. Sizin başınıza bir musibet geldiğinde "Allah bana lütfetti de onlarla birlikte bulunmadım" der.

Ali Bulaç Meali

Şüphesiz içinizden ağır davrananlar vardır. Şayet, size bir musibet isabet edecek olsa: 'Doğrusu Allah, bana nimet verdi, çünkü onlarla birlikte olmadım' der.

Ali Fikri Yavuz Meali

Gerçek sizden öylesi (münafık) vardır ki, ağır alacaktır. Eğer size bir felâket gelirse diyecek ki: “- Doğrusu Allah bana ihsan etti. Çünkü onlarla beraber savaşta bulunmadım.”

Bahaeddin Sağlam Meali

İçinizden öyleleri var ki pek ağır davranır. Eğer başınıza bir musibet gelirse, “Allah bana ikram etti. Çünkü ben, onlarla beraber olmadım” der.

Bayraktar Bayraklı Meali

Aranızda mutlaka geride kalanlar olacak ve o zaman başınıza bir felâket geldiğinde, “Onlarla birlikte bulunmamamız Allah'tan bize bir lütuftur” diyecekler.

Besim Atalay Meali (1965)

İçinizde öyleleri vardır ki, ağır davranırlar, başınıza bir şey gelse derler ki: «Allah bana acıdı da, ben onlarla bulunmadım»

Cemal Külünkoğlu Meali

İçinizden bazıları vardır ki (cihad konusunda) pek ağır davranırlar. Eğer başınıza bir felaket gelirse, “Allah bana lütfetti de onlarla birlikte bulunmadım” derler.

Görüldüğü gibi Allah, en küçük bir detayı bile göz ardı etmiyor. Savaş emri alınmasına rağmen uyuşuk davranışlarla geri kalmayı planlayan, pasif ve zayıf iradeli insanların ikiyüzlülüğünü ortaya koyuyor. Savaştan geri durduğu için etkilenmeyen bu tip insanlar “Allah bize lütfetti de onlarla birlikte bulunmadık” derler, yani Allah’ın emrinden kaçarak geri kalmalarını Allah’ın bir lütfu olarak değerlendirirler.

Cemil Said (1924)

İçinizden ba’zısı arkanızdan yavaş yavaş sürinerek gelecek, eğer size bir musîbet ’ârız olur ise "Alah bana luft-u mahsûsada bulundı, muhârebede hazır oldum" diyecek.

Diyanet İşleri Meali (Eski)

Şüphesiz aranızda pek ağır davrananlar vardır; size bir musibet gelirse: "Allah bana iyilikte bulundu, çünkü onlarla beraber bulunmadim" der.

Diyanet İşleri Meali (Yeni)

Şüphesiz, aranızda öyle kimseler var ki, (onların her biri savaşa gitme konusunda) hakikaten pek ağır davranır. Eğer başınıza bir musibet gelirse, “Allah, bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım” der.

Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)

İçinizden bazıları vardır ki, pek ağırdan alır. Eğer başınıza bir felâket gelirse, “Allah yüzüme baktı da onlarla beraber bulunmadım” der.

Diyanet Vakfı Meali

İçinizden bazıları vardır ki (cihad konusunda) pek ağırdan alırlar. Eğer size bir felâket erişirse: «Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım» der.  

 Burada «ağırdan alırlar» denilen kimseler çeşitli bahanelerle savaşa katılmak istemeyen, katılanları da engellemeye çalışan münafıklardır.

Edip Yüksel Meali

İçinizde ağır davrananlar var. Size bir musibet gelirse, "ALLAH bana iyilik etti de onlarla birlikte şehit düşmedim," der

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Şüphesiz içinizden bir kısmı vardır ki, pek ağır davranır. Eğer başınıza bir musibet gelirse: "Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadım." der.

Elmalılı Meali (Orijinal)

Maamafih içinizden öylesi vardır ki her halde ağır alacaktır: bakar eğer size bir musîbet isabet ederse «cidden, der: Allah bana lütfetti zira onlarla beraber hâzır bulunmadım»

Emrah Demiryent Meali

72-73. Sizin içinizde (cihat hususunda) pek ağır davranan (munâfık) lar var. Sizin başınıza bir musibet geldiğinde, *(sanki daha önceden) sizinle onun arasında bir yakınlık/dostluk yokmuş gibi (başınıza gelen musibete sevinerek) “Allah bana lütfetti de onlarla birlikte bulunmadım!” der. Fakat size Allah’tan (fetih ve ganimet gibi) bir nimet erişirse (bu sefer de, âhiret endişesi ile değil de, sırf elde edemediği dünyalık menfaatten dolayı), “Keşke ben de onlarla beraber olsaydım da büyük bir başarı (ve ganimet) kazansaydım!” der.

* “(sanki daha önceden) sizinle onun arasında bir dostluk yokmuş gibi”; Munâfıkların bu dostluğu, inancında değil görünüştedir. Onlar, mü’minlerle beraber olmayı İslâm’ın izzeti için değil, bilakis mal ve dünyalık elde etmek için istemektedirler.

Erhan Aktaş Meali

İçinizden ağır davranan bazı kimseler, size bir musibet isabet ederse, “Allah bana nimet verdi¹ de onlarla bulunmadım.” der.

1- Allah beni korudu.

Hasan Basri Çantay Meali

İçinizden (öylesi vardır ki) muhakkak ağır davranacakdır. Eğer size bir musîybet gelib çatarsa diyecek ki: «Allah bana cidden lûtfetdi. Çünkü onlarla beraber bulunmadım»!

Hayrat Neşriyat Meali

Hiç şübhesiz içinizden öyleleri de vardır ki, (cihâda karşı) mutlaka ağır davranacaktır. Fakat size bir musîbet isâbet ederse: “Allah bana lûtfetti de onlarla berâber hazır bulunmadım” der.

İlyas Yorulmaz Meali

Sizin içinizden mutlaka geride kalmak isteyenler olacaktır. Savaşta size yenilgi nasip olursa, geride kalan kimseler “Mağlup olanlarla beraber olmamam bana Allah’ın nimetidir” der.

İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu

İçinizde öylesi vardır ki kendini ağır alacaktır. Size bir kötülük gelince şöyle diyecektir: " Doğrusu Allah’tan oldu da ben orada onlarla birlikte bulunmadım."

İsmail Hakkı İzmirli

İçinizden münafık kısmı muhakkak ağır davranır. Eğer size bozgunluk gibi bir musibet gelirse «onlarla beraber hazır olmadığımdan dolayı Allah bana lûtufta bulundu» der.

İsmail Yakıt

Elbette sizin içinizden bazıları ağırdan alacaktır. Eğer size bir musibet erişirse, “Allah bana lütfetti de onlarla beraber (bu işe) tanık olmadım” der.

Kadri Çelik Meali

Şüphesiz sizden bazıları pek ağır davranırlar. Size bir musibet gelirse, “Allah gerçekten bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım” der.

Mahmut Kısa Meali

İçinizden, işi ağırdan alan ve yetişemedim bahanesiyle sizinle birlikte savaşa gelmeyen münâfıklar da olacak: Siz savaştayken başınıza bir felâket gelecek olsa, bu tip münâfık, “Allah yüzüme baktı da beni korudu, iyi ki onlarla birlikte değildim!” der.

Mahmut Özdemir Meali

Sizden, elbette ağırdan alan kimseler de vardır. Size bir musibet isabet ettiğinde: -“O anda onlarla birlikte tanık değildim; Allah beni nimetlendirdi” dedi.

Mehmet Çakır Meali

İçinizde işi mutlaka ağırdan alanlar olacaktır. Hattâ, sizin başınıza bir iş gelince, içlerinde: " Güzel Allah'ım bana acıdı, çünkü, onlarla beraber değildim " diyenler olacaktır.

Mehmet Çoban Meali

Aranızda öyle kimseler var ki savaş çağrısı yapılınca ağır davranır. Savaştan kurtulmak için çareler arar. Fırsatını bulunca kaçar. Eğer savaşa gidenlerin başına olumsuzluk gelirse; "Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım!" der.

Mehmet Okuyan Meali

İçinizden (savaş konusunda) ağırdan alanlar vardır. Size bir musibet gelirse, (böyleleri) “Elbette Allah bana lütfetti de onlarla birlikte bulunmadım.” der. [*]

Yüce Allah işte ayetin ilk cümlesinde sözünü ettiği kişilerin içlerindeki ikiyüzlü davranış özelliğini deşifre etmekte ve müslümanların başına herhangi bir musibet gelirse müslümanlarla beraber bulunmamalarını Allah’ın kendilerine lütfu ve ihsanı olduğunu söylediklerini haber vermektedir. Aslında kardeşlerini yalnız bıraktıkları ve muhtemelen bu davranışları yüzünden müslümanların başına sıkıntı geldiği için üzülecekleri yerde sevinen bu tipler, gerçek anlamda kalplerine iman henüz tam yerleşmemiş kişiler olmalıdır. Zira bu gibiler hakkında Âl-i İmrân 3:154, 156 ve 168’de geniş sayılabilecek bilgiler verilmekte ve Uhud’da savaşa katılmamaları yanlışına ilave olarak, katılanları kınadıkları ve “savaşa katılmasalardı öldürülmezlerdi” şeklinde sözler söyledikleri ifade edilmektedir.

Mehmet Türk Meali

Şüphesiz içinizden bazıları vardır ki (cihad konusunda) pek ağırdan alırlar. (Hatta bunlar) eğer sizin başınıza bir musîbet gelirse: “(iyi ki) Allah lütfetti de onlarla beraber bulunmadım.” diye (sevinir.)

Muhammed Esed Meali

Aranızda mutlaka geride kalanlar olacak ve o zaman, başınıza bir felaket geldiğinde, “Onlarla birlikte bulunmamamız Allah’ın bize bir lütfudur!” diyecekler.

Mustafa Çavdar Meali

Elbette içinizden, işi ağırdan alıp ayak sürüyenler olacaktır. Savaşta yenilmeniz durumunda, “Onlarla birlikte olmamakla Allah beni korumuş’’ der. 3/142, 8/5

Mustafa İslamoğlu Meali

Aranızda elbette işi ağırdan alan kimseler olacak ve bir yenilgiyle karşılaştığınızda “Onlarla birlikte bulunmamam Allah’ın bana bir lutfudur” diyecekler.

Orhan Kuntman Meali

Kuşkusuz içinizde öyle kimseler (münafıklar) vardır ki (sefere çıkmakta) ağır davranırlar (da geride kalırlar) Eğer size bir müsibet (yenilgi) isabet edecek olursa "Allah bana lütfetti de; onlarla beraber bulunmadım" der.

Osman Fırat Meali

İçinizden bir kısmı var ki, pek ağır davranır. Eğer size bir felâket erişirse: "Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadım. " der.

Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Ve şüphesiz sizden öyle kimse vardır ki, elbette ağır davranacaktır. Eğer size bir musibet isabet ederse, «Muhakkak Allah Teâlâ bana lütfetti, çünkü onlar ile beraber hazır bulunmadım» der.

Suat Yıldırım Meali

Aranızda öylesi vardır ki, işi ağırdan alır. Başınıza bir felâket gelirse der ki: “Neyse ki, Allah bana lutfetti de onlarla beraber çıkmadım. ”

Süleyman Ateş Meali

İçinizden bir kısmı var ki, pek ağır davranır. Eğer size bir felaket erişirse: "Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadım." der.

Süleyman Tevfik (1927)

Ve sizden ba'zı kimseler vardır ki cihâd ve gazâya çıkmakda betâet ve teehhüre 'azim iylemişdir. [³] Eğer size bir musîbet (mağlûbiyet ve bozgunluk) irerse "Allâh bana in'âm iyledi de onlarla berâber çıkub harbe hazır olmadım" dirler.

[3] Abdullah bin Übey ve ashâbı gibi münâfıklar.

Süleymaniye Vakfı Meali

İçinizden ağır davrananlar mutlaka olacaktır. Başınıza bir iş gelse "Gerçekten Allah bana iyilikte bulunmuş da onlarla birlikte olmamışım.” diyeceklerdir.

Şaban Piriş Meali

Elbette içinizde ağır davrananlar vardır. Şayet size bir musibet isabet edecek olursa: - Doğrusu Allah bana nimet vermiş de onların yanında olmadım, der.

Ümit Şimşek Meali

Sizden öyleleri var ki, işi ağırdan alır; başınıza bir musibet geldiği zaman da “Allah bana lütfetti; iyi ki onlarla beraber değilmişim” der.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İçinizden öylesi de var ki, ne olursa olsun ağırdan alır. Size bir musibet gelip çatarsa şöyle diyecektir: "İyi ki onlarla birlikte şehit olmadım. Allah bana lütufta bulundu."

Eski Anadolu Türkçesi

daħı bayıķ bir niceñüz oldur kim dölenür girü ķalu. pes eger degir-ise size muśįbet eyide bayıķ eylük eyledi Tañrı benüm üzerüme ol vaķt kim olmadum anlaruñ- ıla ḥāżır.

Satır Altı Meal (1534)

Taḥḳīḳ sizüñ niçeñüz eglenür tizledüp gitmez. Eger size muṣībet yitişse eydür: Taḥḳīḳ ni‘met virdi Tañrı Ta‘ālā baña kim anlaruñla ben daḫı ḥāżırbulunmadum.

Bunyadov-Memmedeliyev

Aranızda elələri də (münafiqlər) vardır ki, (siz cihada çıxdıqda) ağır tərpənər və əgər sizə bir müsibət üz versə: “Allah mənə lütf etdi ki, onlarla birlikdə (döyüşdə) olmadım”, - deyər.

M. Pickthall (English)

Lo! among you there is he who loitereth; and if disaster overtook you, he would say: Allah hath been gracious unto me since I was not present with them

Yusuf Ali (English)

There are certainly among you men who would tarry behind:(589) If a misfortune befalls you, they say: "(Allah) did favour us in that we were not present among them."

589 The doubter detaches himself in thought and action from the community. If the general body has a reverse, he blesses Allah that he was not among them, instead of being ashamed of himself for desertion. If the general body wins a success, he does not rejoice from the common cause, but only regrets for himself that he was not there to share in the glory and the gains!


Designed by ÖFK