Fe’akarû-nnâkate ve’atev ‘an emri rabbihim ve kâlû yâ sâlihu-/tinâ bimâ ta’idunâ in kunte mine-lmurselîn(e)
Dişi deveyi, ayaklarını kesip öldürdüler ve Rablerinin emrinden çıktılar, isyan ettiler ve ey Salih dediler, peygamberlerdensen tehdid ettiğin şeyi yap bize bakalım.
Böylelikle dişi deveyi boğazlayıp öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp (Salih’e de): "Ey Salih! Eğer gerçekten gönderilenlerden (bir peygamber) isen, va’ad ettiğin şeyi getir bakalım" demeye (kalkışmışlardı).
Derken o dişi deveyi, ayaklarından keserek öldürdüler. Rablerinin buyruğuna burun kıvırıp sırt çevirdiler ve bununla da kalmayıp, “Ey Salih! Eğer gerçekten, Allah'ın elçilerinden biriysen, tehdit ettiğin azabı getirde görelim” dediler.
Dişi deveyi, kılıçla bacaklarından biçerek öldürdüler. Rablerinin koyduğu planın, buyruğunun dışına çıktılar.
“Ey Sâlih, eğer, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirilen hak peygamberlerdensen, bizi tehdit ettiğin o azâbı getir" dediler.
Nihayet dişi deveyi boğazladılar, Rabblerinin emrinden dışarı çıktılar ve: "Ey Salih! Eğer gerçekten peygamber olarak gönderilenlerden isen bizi tehdit ettiğin azabı getir bakalım" dediler.
Böylelikle dişi deveyi öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp (Salih'e şöyle) dediler: 'Ey Salih, eğer gerçekten gönderilenlerden (bir peygamber) isen, vaadettiğin şeyi getir, bakalım.'
Nihayet o dişi deveyi öldürdüler. Rablerinin emrinden çıkıp isyan ettiler ve şöyle dediler: “- Ey Salih, sen, gerçek Peygamberlerdensen, bizi kendisiyle korkutmakta olduğun şeyi (azabı), bize getir bakalım.”
76, 77. O büyüklük taslayanlar: “Biz ise, o inandığınız şeyleri inkâr ediyoruz” dediler. Ve o devenin el ve ayaklarını kesip, azarak Allah’ın emrine karşı geldiler. Ve: “Ey Salih! Eğer peygamberlerden isen, bize vaadettiğin azabı getir!” dediler.
Derken, o dişi deveyi ayaklarını keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden dışarı çıktılar da, “Ey Sâlih! Eğer sen gerçekten peygamberlerdensen, bizi tehdit ettiğin azabı bize getir” dediler.
İmdi, dişi deveyi hemen tepelediler, Tanrı'nın buyurumuna karşı koyup dediler ki : «Ey Salih ! Eğer sen peygambersen getir bize korkuttuğun nesneyi»
Ve böyle (diyerek Allah'a itaatin simgesi olan) dişi deveyi yatırıp hunharca kestiler ve böylece Rablerinin buyruğuna burun kıvırıp sırt çevirdiler. Ve (bununla da kalmayıp): “Ey Salih! Eğer gerçekten Allah'ın elçilerinden biriysen, haydi getir şu bizi korkutup durduğun azabı!” dediler.
76,77. Büyüklük taslayanlar, "Sizin inandığınızı biz inkar ediyoruz" dediler ve dişi deveyi kesip devirdiler; Rablerinin buyruğuna baş kaldırdılar, "Ey Salih, eğer sen peygambersen bizi tehdit ettiğin azaba uğrat bakalım" dediler.
Nihayet deveyi kestiler, Rablerinin emrine karşı geldiler ve “Ey Salih! Sen eğer (dediğin gibi) peygamberlerden isen, haydi bizi tehdit ettiğin azabı getir” dediler.
Derken, o deveyi keserek öldürdüler, böylece rablerinin emrinden dışarı çıktılar ve “Ey Sâlih! Eğer sen gerçekten peygamberlerden isen, bizi tehdit ettiğin azabı bize getir!” dediler.
Derken o dişi deveyi ayaklarını keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden dışarı çıktılar da: Ey Salih! Eğer sen gerçekten peygamberlerdensen bizi tehdit ettiğin azabı bize getir, dediler.
Deveyi işkence ederek kestiler ve Rab'lerinin emrine baş kaldırdılar: "Salih, gerçekten elçilerden birisi isen, bizi tehdit ettiğin azabı başımıza getir," dediler.
Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan dışarı çıktılar; "Ey Sâlih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir! "dediler.
Derken o nâkayı tepelediler ve rablarının emrinden tuğyan ettiler ve dediler ki: Hey Sâlih, sen gerçek mürselînden isen bizi tehdid etmekte olduğun azâbı getir görelim
Derken (o dişi) deveyi kestiler, Rablerinin emrine karşı geldiler ve “Ey Sâlih! Sen eğer (dediğin gibi) peygamberlerden isen, haydi bizi tehdit ettiğin azabı getir!” dediler.
Derken dişi deveyi kestiler ve böylece Rabb'inin emrine karşı geldiler ve “Ey Salih! Sen gerçekten gönderilenlerdensen, haydi bizi tehdit ettiğin şeyleri getir.” dediler.
Derken o dişi deveyi, ayaklarını keserek, öldürdüler. Rablerinin emrinden (uzaklaşıb) isyan etdiler ve: «Saalih, eğer sen gönderilmiş peygamberlerden isen bizi tehdîd edib durduğun azabı getir bize» dediler.
Derken o dişi deveyi kesip Rablerinin emrine karşı (haddi aşarak) isyân ettiler ve dediler ki: “Ey Sâlih! Eğer peygamberlerden isen, bizi (kendisiyle) tehdîd etmekte olduğun(azâb)ı bize getir!”
Hemen dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin emrine başkaldırmış oldular. Salih’e “Eğer sen Rabbin tarafından gönderilmiş bir elçi isen, bize vaat ettiğini başımıza getir” dediler.
Bunun üzerine dişi deveyi ayaklarını keserek öldürdüler. Böylece çalaplarının buyruğuna karşı gelmiş oldular. Bir de dediler: "Ey Salih! Eğer sen gönderilen bir elçi isen sözünü ettiğini başımıza getir de görelim."
Artık dişi deveyi sinirlendirdiler, Rablerinin emrine karşı serkeşlik ettiler, istihza ile «— Salih! Eğer gönderilen peygamberlerden isen bize, tehdit ettiğin azabı getir bakalım» dediler.
Çok geçmeden dişi deveyi hunharca boğazladılar²⁴ ve Rablerinin buyruğu dışına çıktılar ve dediler ki: “Ey Salih! Eğer sen gerçekten elçilerdensen haydi vaat/tehdit ettiğin azabı bize getir bakalım!”
Böylece dişi deveyi kesip devirdiler ve rablerinin buyruğuna baş kaldırdılar da, “Ey Salih! Eğer sen peygambersen, bize vaat ettiğin şeyi (azabı) getir” dediler.
Ardından da, Rab’lerinin emrine başkaldırdılar veAllah’a itaatin simgesi olan deveyi kesip öldürdüler. Üstelik Sâlih’e meydan okuyarak, “Ey Sâlih!” dediler, “Eğer sen gerçekten Peygambersen, haydi bizi tehdit edip durduğun şu azâbı getirde görelim!”
Derken, Deve’yi tepelediler; onlar rabb’lerinin emrinden çıkarak isyan ettiler.
-“Ey Salih! Gönderilmiş (Rasûl)ler’den isen, bizi tehdit ettiğin azabı bize getir!” dediler.
deveyi kesip Tanrı buyruğuna karşı geldiler: " Sevgili Salih! Eğer hakikaten Tanrı’ elçisi isen, söyleyip durduğun belâyı getir de görelim hadi " dediler.
Allah’ın emrine karşı gelip dişi deveyi keserek öldürdüler. Sonra; “Ey Salih! Eğer sen gerçek bir Resulsen tehdit ettiğin azabı bize getir!” diyerek meydan okudular.
Rablerinin emrinden çıkarak o dişi deveyi boğazlamış [*] ve “Ey Salih! Elçilerdensen bize vadettiğini bize getir!” demişlerdi.
Hemen dişi deveyi boğazlayarak, Rablerinin emrinden dışarı çıktılar ve: “Ey Salih! Eğer gerçekten sen Peygamberlerdensen (haydi) bizi tehdit edip durduğun (şu azabı) getir de (görelim.)” dediler.
Ve böyle (diyerek) dişi deveyi yatırıp hunharca kestiler, ⁶¹ Rablerinin buyruğuna burun kıvırıp sırt çevirdiler. Ve (bununla da kalmayıp): “Ey Salih,” dediler, “eğer gerçekten Allah’ın elçilerinden biriysen, haydi getir şu bizi korkutup durduğun azabı!”
Nihayet o deveyi hunharca öldürdüler. Böylece Rablerinin emrine başkaldırdılar ve: – Ey Salih, eğer gerçekten Allah’ın elçisi isen bizi korkutup durduğun o azabı getir! Dediler. 11/62, 67/25, 91/14
En sonunda dişi deveyi[¹²¹¹] işkenceyle, vahşice katlettiler[¹²¹²] ve Rablerinin buyruğuna karşı geldiler; üstelik dediler ki: “Ey Sâlih! Eğer rasullerden biri olduğun gerçekse, haydi getir şu bizi tehdit ettiğin azabı!”
Ve o dişi deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler, (böylece) Rablerinin emrini hiçe saydılar ve "Ey Salih: eğer sen gerçekten (Rabbinden gönderilmiş) peygamberlerden isen, bize -tehdit edip durduğun- o azabı getir (de görelim) dediler.
Derken deveyi boğazladılar ve rablerinin buyruğu dışına çıktılar; "Ey Sâlih, eğer gerçekten elçilerden isen, hadi bizi tehdid ettiğini (azâbı) getir!" dediler.
Sonra o dişi deveyi boğazladılar, ve Rablerinin emrinden tekebbürde bulunup kaçındılar ve «Ey Sâlih! Eğer sen gönderilmiş peygamberlerden isen bizi korkutur olduğun şeyi bize getir» dediler.
Derken deveyi boğazladılar ve Rab'lerinin emrinden çıkıp O'na isyan ettiler ve dediler ki: “Salih! Sen gerçekten resullerden isen, bizi tehdit edip durduğun o azabı getir de görelim! ”
Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğu dışına çıktılar; "Ey Salih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdidettiğin (azab)ı bize getir!" dediler.
Mu'cize olan deveyi kesdiler ve rablerinin emrinden çıkarak 'isyân iylediler, ve "Ey Sâlih! eğer sen rasûl isen bizi korkutdığın 'azâbı getir" didiler.
Sonra Rablerinin emrine karşı gelerek dişi deveyi kestiler ve dediler ki “Bak Salih! Eğer sen elçilerden isen bizi tehdit ettiğin şeyi getir de görelim.”
Ayaklarını keserek o deveyi öldürdüler. Rab'lerinin emrine baş kaldırdılar ve:-Ey Salih, eğer peygamberlerden isen bize korkutup durduğun azabı getir! dediler.
Ve deveyi keserek Rablerinin emrinden çıktılar ve “Ey Salih, eğer sen peygamberlerden isen, bize vaad ettiğini getir de görelim” dediler.
Bu arada dişi deveyi boğazladılar. Ve Rablerinin emrinden dışarı çıkıp şöyle dediler: "Ey Sâlih! Eğer Allah tarafından gönderilenlerdensen, bizi tehdit ettiğin şeyi önümüze getiriver."
pes depelediler arvaña deveyi daħı boyun virmediler yüz döndürdiler çalabıları buyruġından daħı eyittiler “iy śāliḥ! getür bize anı kim va'de eyledüñ bize eger olduñ-ise viribinilmişlerden.”
Pes siñirlediler deveyi, daḫı çıḳdılar Tañrıları buyruġından. Daḫı eyitdiler:İy Ṣāliḥ, getür bize sen va‘de eylegen nesneyi, eger sen peyġamberlerden‐iseñ.
Sonra o dəvəni tutub kəsdilər və (bununla da) Rəbbinin əmrini saymazyana pozub (istehza ilə): “Ey Saleh! Əgər sən (həqiqi) peyğəmbərlərdənsənsə, bizi qorxutduğunu (bizi təhdid etdiyin əzabı) gətir görək!” – dedilər.
So they hamstrung the she camel, and they flouted the commandment of their Lord, and they said: O Salih! Bring upon us that thou threatenest if thou art indeed of those sent (from Allah).
Then they ham-strung the she-camel, and insolently defied the order of their Lord, saying: "O Salih! bring about thy threats, if thou art a messenger (of Allah.!)"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |