Velekad ci/nâhum bikitâbin fassalnâhu ‘alâ ‘ilmin huden verahmeten likavmin yu/minûn(e)
Biz onlara öyle bir kitap gönderdik ki onu bilgiyle açıkladık, o kitapta, ne lazımsa hepsini bildirdik, inananlara doğru yolu gösterir ve rahmettir.
Andolsun, Biz onlara (kutlu) bir Kitapla gelip (Peygamber gönderip uygulamalı anlatmış); iman edecek her topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere (kesin) bilgiye (ilme) dayanarak Onu çeşitli biçimlerde açıklamıştık.
“Çünkü biz gerçekten de onlara, inanacak bir toplum için bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı, ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitap ulaştırmıştık.”
Biz onlara bilgi ile açıkladığımız, iman edenler topluluğu için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirdik.
Andolsun, biz onlara bir Kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık.
Andolsun, biz onlara (Mekke'lilere) bir kitab (Kur'an) getirdik ki, iman edecek olan herhangi bir kavme, bir hidayet ve rahmet (temel nizam) olsun. Onun için tam bir ilim üzere, onun hükümlerini ayrı ayrı beyan ettik.
Andolsun ki Biz onlara bir kitap ile geldik. O kitabı, inanan bir toplum için rahmet ve hidayet olarak bilgi ile açıkladık.
Gerçekten, onlara inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, bilgiye dayalı ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitabı ulaştırmıştık.
Bilgiyle doldurmuş bulunduğumuz bir kitabı onlara getirmiştik, inanan bir ulusa kılavuzdur, rahmettir
Andolsun ki Biz onlara, inanmaya gönüllü bir toplum için hidayet rehberi ve bilgiye dayalı ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz rahmet kaynağı olan (mükemmel) bir kitap gönderdik.
Halbuki biz ânlara kitâb gönderdik ve ’ilimle ’anları irşâd itdik îmân idenlere rahmetimizin delâilini gösterdik.
And olsun ki Biz onlara bir Kitap getirdik, inanan bir millet için yol gösterici ve rahmet olarak onu bilgiyle uzun uzun açıkladık.
Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik.
Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, içinde tam bilgiye dayalı açıklamalar yaptığımız bir kitap getirdik.
Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik.
Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik.
Filhakıka biz onlara öyle bir kitâb gönderdik ki iyman edecek her hangi bir kavme bir düsturı hidayet ve rahmet olmak için tam bir ılm üzere onu fasıla fasıla ayırd ettik
Gerçek şu ki, biz onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir Kitap gönderdik.
Gerçekten Biz, onlara, iman etmek isteyen bir halk için, bilgiye göre açıkladığımız; yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik.
Andolsun, biz onlara öyle bir kitâb getirmişizdir ki îman edecek herhangi bir kavme (mahz-ı) hidâyet ve rahmet olmak için onu tam bir ilim üzere tafsıyl etmişizdir.
Şübhesiz (biz) onlara bir Kitab da getirdik ki, îmân edecek bir topluluğa, bir hidâyet ve bir rahmet olarak bir ilim üzere onu iyice açıkladık.
Biz, inanan bir toplumu doğru yola ulaştıran ve rahmet olan, (Allah katından) gerçek bir bilgi ile açıklanmış bir kitap gönderdik.
Gerçekten Biz onlara öyle bir Kitap gönderdik ki bölümlere ayrılmıştır, inananlar takımı için doğru yolu göstericidir, esirgeyicidir.
Onlara, bilerek tafsil eylediğimiz bir Kitap getirmişiz. O mü/min olanlara rehberdir, mahz-ı rahmettir.
Andolsun ki, Biz onlara, inanan bir topluluk [kavm] için, yol gösterici ve bir rahmet olarak, bilgiye dayanarak ayrıntılarıyla açıkladığımız bir kitap getirdik.
Hiç şüphesiz biz onlara ilim üzere açıkladığımız bir kitab getirdik; bu kitap iman eden bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Doğrusu Biz onlara, inanan bir toplum için hidâyet rehberi ve rahmet kaynağı olmak üzere, tam bir hikmet ve bilgiyle hakîkati tüm yönleriyle açıkladığımız mükemmel bir kitap gönderdik.
And olsun, onlara, inanacak bir kavim için hidayet ve rahmet olmak üzere ilme göre açıkladığımız bir kitabı getirdik!
Bizim, Mekkelilere sunduğumuz bu Kitap, bir bilgi ürünüdür. Bu Kitap, inananların önünü açacak ve sevgi aşılayacaktır.
İnanan bir toplum için yol gösterici olarak kitap gönderdik. Kitapta insanlara lazım olacak her şey açıklanmıştır. Kitapta çeşitli misaller verdik ki iyice anlasınlar. Geleceklerine yönelik konuşmalar yaptırdık. Belki düşünüp öğüt alırlar. Onları henüz yeryüzünde yaşarken hayallerinde, idraklerinde cennete cehenneme götürdük. Cennetliklerle cehennemliklerle konuşturduk. Ey dünyada yaşayanlar; sizler dünyada Araf ehlisiniz. Gönderdiğimiz ayetlerle akıl ederek düşünürsünüz. İşte gözlerinizin önünde cennetliklerin hali, gözlerinizin önünde cehennemliklerin hali! Onları birbiriyle atıştırdık ki anlayasınız. Onları birbiriyle konuşturduk ki anlayasınız. Sizi onlarla konuşturduk ki anlayasınız. Henüz vakit varken, ölüm size gelmemişken, dünyanızdan geleceğinizi görün istedik. Kitabımızda size bu yönde ışık tutan senaryolar kurduk. Oturduğunuz yerden cennete cehenneme gittiniz. Onlarla diyaloglar kurdunuz. Belki akıl edersiniz, belki düşünüp öğüt alırsınız. Böylece size hidayet yollarınızı gösterecek birçok delil sunduk. Kitabımızda anlayasınız diye her şeyi açıkça anlattık.
Yemin olsun ki onlara, bilgiyle açıkladığımız [*] ve inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirmiştik (göndermiştik). [*]
Gerçekten Biz onlara inanan bir toplum için eksiksiz bir bilgi üzere açıkladığımız, yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap, gönderdik.
Çünkü biz onlara, inanıp güvenen mümin bir toplum için, doğru yol rehberi ve rahmet olan ve bilgi ile açıkladığımız bir kitap getirmiştik. 10/57, 12/111, 16/64- 89, 30/55- 56
Zira Biz onlara, iman eden bir toplum için bir yol haritası ve rahmet pınarı olan, tarifsiz bir bilgiye dayalı izahlarımız bulunan bir kitap iletmiştik.
Andolsun ki biz onlara (Mekkelilere) iman edecek (herhangi) bir topluluk için bir hidayet rehberi ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir Kitap (Kur an) getirdik.
Ve gerçekten biz onlara bir kitab ile geldik ve onu bir bilgiyle açıkladık. İman eden bir toplum için doğru yolu gösterici ve rahmet olarak..
Muhakkak onlara bir kitap getirdik. İşte onu imân edecek bir kavim için bir hüda ve rahmet olmak için tam bir ilim üzere mufassalan irad ettik.
Gerçekten onlara tam bir vukufla mânalarını bir bir bildirdiğimiz ve iman edecek kimseler için bir hidâyet, bir rahmet olan bir kitap getirdik. [11, 1; 4, 166]
Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik.
Biz onlara (insânlara) onların mesâlihini (fâidelerini) bilerek akâid ve ahkâmı tafsîl ider bir kitâb getirdik. O kitâb mü'minlere rehber-i hidâyet ve mahz-ı rahmetdir.
Onlara, bir ilme[*] göre açıkladığımız Kitap getirdik. O, inanan ve güvenen bir topluluk için rehber ve bir ikramdır.
Biz onlara, ilim ile açıkladığımız, iman eden bir toplum için de kılavuz ve rahmet olan bir kitap getirmiştik..
Biz onlara bir kitap getirmiş ve o kitabı, iman eden bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere, İlâhî ilmimizle açıklamış bulunuyoruz.
Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.
daħı bayıķ getürdük anlara ķur’ān’ı seçdük bellü eyledük anı bilmek üzere ŧoġru yol iken daħı raḥmet iken bir ķavma kim įmān getürürler.
Taḥḳīḳ biz getürdük anlara bir kitāb ki beyān eyledük anı bilgi‐le. Doġru yolgöstericidür, daḫı raḥmetdür bir ḳavme ki īmān getürdiler.
Həqiqətən, Biz onlara (Məkkə müşriklərinə və kafirlərinə) elmlə müfəssəl izah etdiyimiz, inanan bir qövm üçün hidayət və mərhəmət olan (dini vəzifələrini öyrətmək üçün mükəmməl) bir Kitab (Qur’an) gətirdik.
Verily We have brought them a Scripture which We expound with knowledge, a guidance and a mercy for a people who believe.
For We had certainly sent unto them a Book, based on knowledge, which We explained in detail,- a guide and a mercy to all who believe.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |