Kul yâ kavmi-’melû ‘alâ mekânetikum innî ‘âmil(un)(s) fesevfe ta’lemûne men tekûnu lehu ‘âkibetu-ddâr(i)(k) innehu lâ yuflihu-zzâlimûn(e)
De ki: Ey kavmim, siz elinizden geleni yapın, ben de yapmadayım. Yakında bilir, anlarsınız kimin sonunun hayırlı olacağını. Şüphe yok ki zalimler, muratlarına ermezler.
De ki: "Ey kavmim, bütün imkânlarınızla çalışıp (elinizden geleni) yapın; şüphesiz ben de (görevimin gereğini) yapıyorum (yapacağım). Yakında (kutlu) sonuç diyarının (ülke ve dünya iktidarının) kimin olacağını, bilip-öğreneceksiniz. Gerçekten zalimler kurtuluşa ermeyeceklerdir."
De ki: “Ey inanmayan toplumum! Gücünüz içinde olan herşeyi yapın, ben de Allah yolunda görevimi yerine getirmek üzere, gayret göstereyim; ve zamanla anlayacaksınız gelecek kimindir. Şüphe yok ki, varoluş gayesine aykırı hareket edenler, asla mutluluğa erişemiyeceklerdir.”
“Ey kavmim, terketmediğiniz hayat tarzınızı, iktidarınızı yaşamaya devam edin, bütün imkânlarınızla elinizden geleni yapın. Ben de bilinçli olarak görevimi yapmaya devam ediyorum. Bu hayatın, bu dünyanın sonunda kimin kazanacağını, siz de yakında öğreneceksiniz. Şu bir gerçektir ki, küfürleri, nankörlükleri, baskıları, işkenceleri sebebiyle zâlimler kurtuluşa ebedî nimetlerle mutluluğa eremez." de.
De ki: "Ey kavmim! Gücünüzün elverdiğini yapın, ben de yapıyorum. Bu yurdun (dünyanın) sonunun kimin olacağını yakında bileceksiniz. Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa eremezler."
De ki: 'Ey kavmim, bütün yapabileceğinizi yapın; şüphesiz ben de yapıyorum. Bu yurdun (dünyanın) sonu, kimindir, bilip-öğreneceksiniz. Gerçekten zalimler kurtuluşa ermeyeceklerdir.'
(Ey Rasulüm, kavmin Kureyş'e) de ki: “- Ey kavmim! Bütün kuvvetinizle yapacağınızı yapın. Ben vazifemi yapıyorum. Artık dünya evinin sonu olan cennet, kimin olacaktır, bileceksiniz. Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler.”
De ki: “Ey kavmim! Siz kendi yerinizde yapacağınızı yapın. Ben de (kendi yerimde yapacağımı) yapıyorum. Sizler ilerde yerin, yurdun kime kalacağını öğrenirsiniz. Şüphesiz zalimler felah bulmaz.
De ki: “Ey kavmim! Elinizden geleni yapınız! Ben de yapacağım! Yurdun sonunun kimin lehine olduğunu yakında bileceksiniz. Gerçek şu ki, zâlimler iflâh olmazlar.”
Diyesin ki: «Ey ulusum! Gücünüzün yettiğini yapınız, ben de yaparım, göreceksiniz ki son yurt kimindir? Allah zalimlere kurtuluş vermez»
De ki: “Ey kavmim! (Allah'ın nurunu söndürmek için) elinizden geleni yapın, ben de (O nurun her tarafa yayılarak dünyayı aydınlatması için) elimden geleni yapacağım. Yakında kimin nihai başarıya ulaşacağını göreceksiniz!” Şu muhakkak ki, zalimler asla mutluluğa erişemezler.
Ânlara di ki: "Ey kavim elinden geldiği mertebe çalış ben de çalışacağım. Ebedî cennet hayâtının kime nasîb olacağını öğreneceksiniz. Allâh zâlimleri iflah itmez."
De ki, "Ey milletim! Durumunuzun gerektirdiğini yapın, doğrusu ben de yapacağım. Sonucun kimin için hayırlı olacağını bileceksiniz. Zulmedenler şüphesiz kurtulamazlar."
De ki: “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de (görevimi) yapacağım. Ama dünya yurdunun sonucunun kimin olacağını yakında öğreneceksiniz. Şüphesiz, zalimler kurtuluşa eremezler.
De ki: “Ey kavmim! Elinizden gelen ne varsa yapın! Ben de yapacağım! İleride göreceksiniz, güzel akıbet kimin olacak. Şu muhakkak ki zalimler iflâh olmaz.”
De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Yurdun (dünyanın) sonunun kimin lehine olduğunu yakında bileceksiniz. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmazlar.
De ki: "Ey halkım, elinizden geleni yapın, ben de elimden geleni yapacağım. Yakında kimin nihai başarıya ulaştığını göreceksiniz!" Zalimler onmazlar.
De ki: "Ey kavmim! Gücünüz yettiğince yapacağınızı yapın, ben de yapıyorum. Yakında (dünya) yurdunun sonunun kimin olduğunu bileceksiniz. Muhakkak zalimler kurtuluşa eremezler".
Ey kavmım, de: Bütün kuvvetinizle yapın yapacağınızı ben vazifemi yapıyorum, artık yakında bileceksiniz: Dünya evinin sonu kimin olacak? Şu muhakkak ki zalimler felâh bulmazlar
(Resûlüm! O müşriklere) de ki: “Ey kavmim! (İslâm’ı kabul etmiyor ve küfrünüzde ısrar ediyorsunuz, madem öyle, haydi bana karşı olan düşmanlığınızda) elinizden geleni yapın. Hiç şüphesiz ki, ben de (Rabbimin bana vermiş olduğu tebliğ vazifemi) yapacağım. Âhiret yurdunda güzel sonun kimin olacağını yakında öğreneceksiniz. Şüphesiz, zâlimler/kâfirler (îmân edip de günahlarına tövbe etmedikleri müddetçe) kurtuluşa eremezler.”
De ki: “Ey halkım! Elinizden geleni yapın. Ben de yapacağım. İleride göreceksiniz! Son yurt kimin olacak? Kuşkusuz zalimler kurtuluşa eremezler.
De ki: «Ey kavmim, elinizden geleni (komayın) yapın. Ben (vazifemi) hakkıyle yapanım. Artık (dünyâ) evin (in) sonu (olan cennet) kimin olacakdır, (bunu) bileceksiniz. Şu muhakkakdır ki zaalimler muradlarına ermeyecek.
De ki: “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; şübhesiz ben (de vazîfemi)yapıcıyım. Artık dünyanın âkıbeti kimin lehine olacağını ileride bileceksiniz.” Şu muhakkaktır ki, zâlimler kurtuluşa ermez!
Deki “Ey kavmim! Bulunduğunuz mekânda ne yapmak istiyorsanız yapın. Bende doğru bildiklerimi yapacağım. Sonra gelecek olan saadet yurdu kime aitmiş bileceksiniz. Elbetteki Allah, haksızlık yapanları kurtuluşa eriştirmez.”
Ey ulusum! Elinizden geleni yapın. İşte ben de yapıyorum. Artık dünya evinin sonu kime yarıyacağını öğreneceksiniz. Gerçekten Allah kıyıcıları ondurmıyacaktır.
Onlara de ki «— Ey kavmim! Elinizden gelen düşmanlığı yapın. Ben de hilm ile muamele edeceğim. Yakında dâr-ı âhirette hayırlı akıbetin kimin olacağını bilirsiniz. Zalimler felâh bulmazlar.
(Ey Peygamber!) De ki, “Ey kavmim! Siz kendinize yakışanı/elinizden geleni yapınız. Muhakkak ben de yapıyorum. (Dünya) yurdunun akıbetinin kimin için (hayırlı) olduğunu bileceksiniz. Muhakkak ki zalimler kurtuluşa/ mutluluğa erişemezler!
De ki: “Ey kavmim! Var gücünüzle elinizden geleni yapın! Doğrusu ben de (elimden geleni) yapacağım. Bu yurdun (dünyanın) sonu kimindir, bilip öğreneceksiniz. Zulmedenler şüphesiz kurtulamazlar.”
O hâlde, ey şanlı Elçi! Allah’a başkaldırma cüretini gösteren bu inkârcılara meydan okuyarak de ki: “Ey halkım, Allah’ın nurunu söndürmek için, haydi elinizden geleni yapın; ben de sizin zulmünüze karşı elimden geleni yapacağım! Bekleyin, kimlerin mutlu sona ulaştığını yakında göreceksiniz! Gerçekten zâlimler, asla kurtuluşa eremezler!
Hele şu zâlimler, nasıl kurtuluşa erebilirler ki;
De ki:
-“Ey kavmim! İmkânlarınıza göre (işleyeceğinizi) işleyin bakalım!
Ben, işlemekteyim.
İlerde bileceksiniz; Yurd’un akıbeti kimin oluyor?
Gerçek şudur ki; Zâlimler kurtuluşa ermez”.
Onlara şunu söyle: " Sevgili milletim! Siz yapacağınızı yapın, ben de yapayım, Yer edinmede kimin başarılı olacağını pek yakında göreceksiniz, çünkü haksızlık edenin sonuç alması imkânsızdır... "
De ki; “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Dünya hayatının sonunda; kimin haklı olduğunu yakında bileceksiniz. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmazlar!”
(Ey Muhammed! Onlara): “Ey kavmim! Siz ne yaparsanız yapın; kesinlikle ben de (görevimi) yapacağım. Yakında (dünya hayatının sonunda) hayırlı sonucun kime nasip olacağını, öğreneceksiniz. Zalimler ise asla kurtuluşa eremez.” de.
De ki: “Ey [inanmayan] halkım! Gücünüz içinde olan her şeyi yapın [ki] ben de [Allah yolunda] gayret göstereyim; ve zamanla anlayacaksınız gelecek kimindir. ¹¹⁸ Şüphe yok ki zalimler asla mutluluğa erişemeyecekler!”
De ki: “Ey toplumum, siz size yakışanı yapın ben de görevimi yapıyorum. Mutlu sonun kimin olacağını nasıl olsa yakında öğreneceksiniz. Şu bir gerçek ki kendilerini helake sürükleyen zalimler asla iflah olmazlar.” 15/3, 20/135, 38/88, 67/29
De ki: “Ey halkım! Siz kendinize yakışanı yapın! Ben de görevimi yapıyorum ve nasıl olsa zamanla anlayacaksınız kimin mutlu sona ulaşacağını!” Kesin olan şu ki, zalimler asla iflah olmayacaklar.
(Ey Muhammed) De ki: Ey kavmim, elinizden geleni yapın. (Şirk ve küfürde direnip durun) Şüphe yok ki ben de yapacağım! (Peygamberlik görevimi yerine getirmeye çalışacağım) İlerde dünya evinin sonu olan cennetin kime nasip olacağım bileceksiniz. Gerçek şu ki zalimler muradlarına eremeyeceklerdir!
De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de (görevimi) yapacağım. Ama dünya yurdunun sonucunun kim için( güzel) olacağını yakında öğreneceksiniz. Şüphesiz, zalimler kurtuluşa eremezler."
De ki: «Ey kavmim! Son derece iktidarınız ile yapacağınızı yapınız, şüphe yok ki, ben de (memur olduğum vazifeyi) yapmaktayım. Artık şüphesiz yakında bileceksinizdir ki, dar-ı ahiretin güzel akibeti (kime) nâsip olacaktır! Şu muhakkak ki, zalimler felâha eremiyeceklerdir.»
De ki: “Ey halkım, var gücünüzle elinizden geleni yapın. Ben vazifemi yapıyorum. Güzel âkıbetin kime ait olacağını yakında bileceksiniz. Şu muhakkak ki zalimler iflah olmazlar. [11, 121-122; 58, 21; 40, 51, 52; 21, 105; 24, 55]
De ki: "Ey kavmim, gücünüz yettiğince yapacağınızı yapın, ben de yapacağımı yapıyorum. Yakında (dünya) yurdu(nu)n sonunun kime aidolacağını bileceksiniz. Zalimler, asla onmazlar!
Di ki: Ey Kavmim! İstediğiniz gibi işleyiniz, ben de rabbimin bana emr iylediğini işerim. 'Âkıbet dâr-ı âhiretin kimin olacağını karîben anlarsınız. Zâlimler muhakkak felâh bulmazlar.
De ki “Ey Halkım! Elinizden geleni yapın; ben de yapacağım. Bu dünyanın sonunun kime yarayacağını yakında öğreneceksiniz. Şurası gerçek ki yanlış yapanlar umduklarına kavuşamayacaklardır.”
De ki: -Ey kavmim, yapabileceğinizi yapın. Ben de (görevimi) yapacağım. Dünya ve ahiret mükafatının kimin olduğunu öğreneceksiniz. Gerçek şu ki: Zalimler kurtuluşa eremez.
De ki: Ey kavmim, siz elinizden geleni yapadurun; ben de yapıyorum. Bu dünyanın sonunun kim hakkında hayırlı olacağını siz de öğreneceksiniz. Şurası muhakkak ki, zalimler asla iflâh olmazlar.
Ey toplumum! Yapabileceğinizi yapın. Ben de yapıp ediyorum. Yakında yurdun sonunun kime ait olacağını bileceksiniz. Gerçek olan şu ki, zalimler kurtulamayacaklardır.
eyit “iy ķavmum! işleñ yirüñüz ḥāluñuz üzere bayıķ ben işleyiciven. pes tįz bilesiz anı kim ola anuñ śoñı sarāyuñ ya'nį uçmaķ bayıķ ķurtılmaz žālimler.
Eyit yā Muḥammed ḳavmüñe: ‘Amel eyleñüz mertebelerüñüz ḳadarınca, bendaḫı ‘amel eyler‐men. Siz bilseñüz gerek ki kimüñ olsa gerek āḫiret evi.Taḥḳīḳ ẓālimler iflāḥ olmazlar.
(Ya Rəsulum! Qüreyş kafirlərinə) de: “Ey camaatım, əlinizdən gələni edin. Mən də (öz vəzifəmi) yerinə yetirirəm. Axirət yurdunun (gözəl) aqibətinin kimə nəsib olacağını biləcəksiniz. Şübhəsiz ki, zalımlar nicat tapmayacaqlar!
Say (O Muhammad) : O my people! Work according to your power. Lo! I too am working. Thus ye will come to know for which of us will be the happy sequel. Lo! the wrong- doers will not be successful.
Say: "O my people! Do whatever ye cans:(957) I will do (my part): soon will ye know who it is whose end will be (best) in the Hereafter: certain it is that the wrong- doers will not prosper."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |