18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
En’âm Suresi 113. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velitesġâ ileyhi ef-idetu-lleżîne lâ yu/minûne bil-âḣirati veliyerdavhu veliyakterifû mâ hum mukterifûn(e)

Onlar, ahirete inanmayanların gönülleri meyletsin ve hoşnut olsunlar da yapageldiklerine devam etsinler diye söylerler o sözleri.

Ta ki ahirete inanmayanların (dini ve davayı bile dünyalarına araç yapanların) kalpleri ona (marazlı münafıklara) meyletsin de, ondan (bu yaldızlı ve saptırıcı iddia ve iftiralardan) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını (suçlarını ve sorumluluklarını) yüklenedursunlar (diye Allah CC bu fırsatı onlara tanır).

Ahirete inanmayanların kalpleri o yaldızlı sözlere kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye o şeytanlar böyle yaparlar.

Âhirete, ebedî yurda iman etmeyenlerin kalpleri, akılları yaldızlı sözlere kansın, ondan hoşlansın ve işledikleri suçu, günahı işlemeye devam etsinler diye böyle vesvese vermeye devam ederler.

Ahirete inanmayanların kalpleri o sözlere meyletsin, onlardan hoşnut olsunlar ve kendilerinin yaptıklarını onlar da yapsınlar diye (böyle sözler fısıldarlar).

Bir de ahirete inanmayanların kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve içi çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar.

Bir de o yaldızlı lâfa, âhirete inanmıyanların kalbleri meyletsin, ondan hoşlansınlar ve kazanmakta oldukları günahı onlar da kazansınlar diye, öyle yaparlar.

(Allah bu sözlerine izin verir ki;) Ahirete inanmayanlar ona kulak versinler, ona kansınlar ve yapmakta oldukları suçları yapmaya devam etsinler.

Âhirete inanmayanların kalpleri, yaldızlı söze kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar.

Ahrete inanmamış bulunanların gönülleri ona aksın, hoşnut olsunlar, yaptıkların yapsınlar

Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye (bu fısıldamayı yaparlar).

112, 113. Böylece her nebîye düşman cinler ve şeytânlar yaratdık bunlar biri birilerini gâfilâne aldatmağa çalışıyorlar. Eğer Allâh istemese idi yapmaz idi. Sen ânların iftirâlarından ihtirâz it Âhirete inanmıyanları bırak bu hissiyât ile oyalansınlar.

112,113. Aldatmak için birbirlerine cazip sözler fısıldayan cin ve insan şeytanlarını her peygambere düşman yaptık. Bu şeytanlar ahirete inanmayanların kalblerinin o sözlere yönelmesi, ondan hoşnut olması ve kendilerinin işledikleri suçları işlemeleri için böyle yaparlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı, sen onları iftiraları ile başbaşa bırak;

Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye (bu fısıldamayı yaparlar).

112-113. Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak da âhirete inanmayanların kalpleri ona (o yaldızlı sözlere) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri kötülüğü bundan böyle de işlemeye devam etsinler.

Âhirete inanmayanların kalpleri ona (yaldızlı söze) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye (böyle yaparlar).

Ahirete inanmıyanların kalbi ona kansın, ondan hoşlansın ve gerçekten yapmak istediklerini yapabilsinler diye. . .

Bir de ahirete iman etmeyenlerin kalbleri, o yaldızlı söze kansın, ondan hoşlansın ve işledikleri suçları işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar.

Bir de o yaldızlı lâfa Âhırete inanmıyanların gönülleri aksın ve onu hoşlansınlar ve bu ele geçirmekte oldukları varidatı elde etsinler diye öyle yaparlar

(Şeytanlar,) âhirete inanmayanların kalpleri o (uydurma) sözlere meyletsin, onlardan hoşnut olsunlar ve kendilerinin yaptıklarını onlar da yapsınlar diye (yaldızlı sözler fısıldarlar).

Böylece ahirete inanmayanların gönülleri ona¹ yönelsin, ondan hoşlansınlar: yaptıkları şeyleri yapmaya devam etsinler.²

1- Şeytana. 2- Şeytan, onları işledikleri günahlara devam ettirsin.

Bir de (bu telkıyni) âhirete inanmazların gönülleri ona ağsın, ondan hoşlansınlar, kazanmakda oldukları (günâhı) onlar ko-kazana dursunlar diye (yapar).

Bir de (o şeytanlar bu telkini) âhirete inanmayanların gönülleri ona (o yaldızlı sözlere) meyletsin, ondan hoşlansınlar ve onlar işleyici oldukları (günahları)nı işlesinler diye (yaparlar).(1)

(1)“Kâinâttaki şerlerin, zararların, beliyyelerin (belâların) ve şeytanların ve muzırların (zararlı şeylerin) halk ve îcadları (yaratılmaları), şer ve... Devamı..

Ahirete inanmayanların gönülleri, kendi aralarındaki süslü sözlere meyletsinler ve tercih ettiklerine razı olsunlar ve birbirlerini istedikleri derecelere yükseltsinler.

Şunun için ki öbür dünyaya inanmıyanların gönlü o sözlerle ağsın, o sözlerle kıvansınlar, kazanacakları günahları da varsın kazansınlar.

Bir de âhirete inanmayanların kalpleri ona [⁵] meyil etmeleri, ondan hoşnut olmaları, irtikâp ettikleri günahları irtikâp etmeleri kastiyle [⁶] telkin ederler.

[5] Aldatmaya, yaldızlı sözlere, peygamber düşmanlığına.[6] Yani zikri yaraşmayan fenalıkları da.

(Onların amacı), Ahirete inanmayanların kalpleri, onların yaldızlı sözlerine kansın ve böylece onlardan/şeytanlardan hoşnut/razı olsunlar ve işlemekte oldukları suçları işlemeye devam etsinler.

(Rabbin bunu dilemedi ki) Ahirete inanmayanların kalpleri ona (yaldızlı söze) meyletsin, ondan hoşlansın ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler.

Zulüm sisteminin önderleri, böyle süslü ve aldatıcı propagandalarla her çeşit kötülüğü telkin etmeye çalışırlar ki, âhirete inanmayanların kalpleri o yaldızlısözlere yavaş yavaş meyletsin, böylece ondan iyice hoşlansınlar ve güç ve serveti elinde bulunduran zâlimler, halkı kandırıp kendi saflarına çekerek öteden beri yapageldikleri o çirkin işleri yapmaya devam etsinler.
O hâlde ey Müslüman! Zâlimlerin, —bu yaldızlı propagandanın bir parçası olarak— ancak Yahudi ve Hıristiyanların onaylaması şartıyla Kur’an’a inanabilecekleri iddiasına karşılık, onlara de ki:

Âhiret’e inanmayanların gönülleri akarsa aksın; ondan hoşlansınlar; suç işlemeye devam etsinler!

Çünkü, ahirete inanmayanın gönlü, hep şeytandadır. Bu gibiler, şeytanları memnun etmeye ve onları taklit etmeye pek heveslidirler...

Ahirete inanmayanların kalpleri onların süslü laflarına kansın! Onlar akıl, bilim diye onları aldatmaya devam etsin! Kendi kendilerini kandırmaktan hoşlanarak suç işlemeye devam etsin! Ne çıkar? Hesabımıza gelmeyecekler mi? Onların akıl dedikleri şeyi onlara biz vermedik ki? Onların bilim dediği şey yarattığımız varlıklara koyduğumuz yasa değil mi? Sanki onlar kendi kendilerine aklı mı bulmuşlar? Kendi kendilerine yarattığımız varlıklara yasa mı koymuşlar? Bizim olan şeylerle bizimle mücadele mi ediyorlar? Onların yaptıkları densizliklerin hesabını isteyeceğimiz gün şaşırıp kalacaklar.

Ahirete inanmayanların kalpleri ona (yaldızlı söze) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye (böyle yaparlar).

112,113. İşte böylece Biz her Peygambere, birbirlerini aldatmak için yaldızlı sözler söyleyen insan ve cin şeytanlarını,¹ düşman yaptık. Eğer Rabbin dileseydi onlar bunu yapamazlardı.² Artık sen onları âhirete inanmayanların kalplerini o yaldızlı sözlerle kandırmak, ondan hoşlanmalarını sağlamak ve yaptıkları kötülükleri yapmaya devam ettirmek için uydurdukları iftiraları ile baş başa bırak.

1 (شَيَاط۪ينَ الْاِنْسِ وَالْجِنِّ) Terkibinin izafeti için, beyaniyye veya lâmiyye olması hakkında iki görüş vardır. Eğer bu terkip beyaniyye olarak ... Devamı..

Yine de, ahirete inanmayanların kalpleri O’na yönelebilsin ve O’nda tatmin bulabilsinler diye, ayrıca ulaşabilecekleri [fazilet derecesi]ne ulaşabilsinler diye,

Onların amacı da ahirete inanmayanların kalplerini o sözlere meylettirerek, ondan hoşnut olmalarını sağlamaktır ki böylece işledikleri günahları işlemeye devam etsinler. 10/7, 16/22, 27/4-5,

Zaten onların bundan amacı, âhirete inanmayanların gönüllerini o (yaldızlı yalanlarla) çelmektir ki, berikiler ondan hoşlansınlar ve ulaşmak için çabaladıkları kötü sonuca ulaşabilsinler.[¹¹⁰⁸]

[1108] “Ağacın ya da yaranın kavlayan kabuğu” anlamına gelen iktiraf, genellikle olumsuz anlamda kullanılır (Râğıb). Bu âyet bir üstteki âyetle bağlan... Devamı..

(Onlar bu yaldızlı sözlerle ancak) Ahirete inanmayanların kalplerini (küfre) meylettirerek günahlardan hoşlanmalarını sağlarlar ve olmadık suç işlemeye teşvik ederler, (müminlere ise hiçbir zarar veremezler)

(Ey Muhammed, o insan şeytanları sana, -aranızdaki ihtilaflı bir konuyu halletmek için- kitap ehlinden bir hakem tutmayı da teklif etme küstahlığında ... Devamı..

Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye (bu fısıldamayı yaparlar).

Ve o (yaldızlı) sözlerle ahirete inanmayanların gönülleri ona meyletsin ve ondan hoşlansınlar ve onlar irtikab eder olduklarını irtikab etsinler diye telkin eyler.

Bir de bu telkini, âhirete inanmayanların gönülleri ona meyletsin, derken ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçlarını işlemeye devam etsinler diye yaparlar.

Ki ahirete inanmayanların kalbleri o(nların yaldızlı sözleri)ne kansın, ondan hoşlansınlar ve onlar, işledikleri suçları işlemeğe devam etsinler.

Tâ ki âhirete îmân itmeyenlerin kalbi ona meyl idüb râzı ve hosnûd ola ve günâhdan kazanacakları mikdârı kazanalar.

Bunun bir sebebi de Ahirete inanmayanların o sözlere gönülleri aksın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçlarını işlemeye devam etsinler diyedir.

Ahirete inanmayanların kalpleri o sözlere kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri günahları işlemeye devam etsinler.

Onlar bunu, âhirete inanmayanların gönülleri o yaldızlı sözlere meyletsin, sonra ondan hoşlansınlar ve işlemekte oldukları kötülükleri işlemeye devam etsinler diye yaparlar.

Ki âhirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan hoşlansınlar, elde ettikleri şeylere sahip olmaya devam etsinler.

daħı tā meyl eyleye anuñ yaña göñülleri anlaruñ kim inanmazlar āħirete daħı tā rāżį olalar aña daħı tā ķazanalar yazuķdan anı kim anlar ķazanıcılardur

Daḫı ḳulaḳ dutmaġ‐ıçun aña yürekleri bile, ol kişiler ki inanmazlar āḫiretedaḫı rāżī olmaġ‐ıçun aña, daḫı kesb eylemeg‐içün yaman işleri.

(İnsanlardan və cinlərdən olan şeytanlar bu təmtəraqlı sözləri) axirətə inanmayanların ürəkləri onlara meyl etsin, onlar ondan (həmin sözlərdən) xoşlansınlar və gördükləri çirkin işləri bir daha görsünlər (deyə, təlqin edərlər).

That the hearts of those who believe not in the Hereafter may incline thereto, and that they may take pleasure therein, and that they may earn what they are earning.

To such (deceit) let the hearts of those incline, who have no faith in the hereafter: let them delight in it, and let them earn from it what they may.(942)

942 People who have no faith in the future destiny of man listen to and are taken in by the deceit of evil. If they take a delight in it, let them. Se... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.