Min fir’avn(e)(c) innehu kâne ‘âliyen mine-lmusrifîn(e)
Firavun'dan; şüphe yok ki o haddi aşanlardan yücelik satan, ululanan biriydi.
(Onları) Firavun’dan (ve zulüm ortaklarından azad eylemiştik). Çünkü o, ölçüyü taşıran bir mütekebbirdi.
Firavun'un onların başına sardığı azaptan. Şüphesiz o Firavun, haddi aşanlardan ve büyüklük taslayan, ululanan biriydi.
Firavun'dan da kurtardık. O, meşruiyet sınırını aşanlardan, ağır-adaletsiz hükümler içeren kanunlar koyup uygulayanlardan, günah-isyan ve inkâr bataklığına dalanlardan bir zorba, bir diktatördü.
Firavun'dan. Şüphesiz o ölçüyü taşıranlardan bir büyüklenici (zorba) idi.
Firavun'dan. Çünkü, o, ölçüyü aşan bir mütekebbirdi.
Firavun'dan (esaretinden ve oğullarının öldürülmesinden). Çünkü o azgın müsriflerdendi, (şirke varanlardandı).
Firavundan… O, gerçekten üstünlük taslayan ve müsriflerden idi.
30,31. Andolsun biz, İsrâiloğulları'nı o alçaltıcı azaptan, yani Firavun'dan kurtardık. Çünkü o, aşırı gidenlerden bir zorba idi.
30,31. Horlayıcı azaptan, Firavun'un azabından İsrail oğulların kurtardık; o çok üstün bir fesatçıdır
30-31. Andolsun ki biz, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan, Firavundan kurtardık. Çünkü o, haddi aşan, büyüklük taslayan bir zorba idi.
30,31. Biz Benî İsrâîl’i mütekebbir ve haddi mütecâviz olan Fir’avn’ın ’azâb-ı hakâretinden kurtardık.
30,31. And olsun ki, İsrailoğullarını, azgın bir zorba olan Firavun'un alçaltıcı azabından kurtardık.
30,31. Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi.
30-31. Gerçekten İsrâiloğulları’nı aşağılayıcı bir azaptan, Firavun’un işkencesinden kurtarmış olduk. O haddi aşan, ululuk taslayan birisiydi.
Yani Firavun'dan. Çünkü o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi.
Firavun'dan. O, azgın bir diktatör idi.
Firavun'dan da kurtardık çünkü o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı.
Fir'avinden, çünkü o üstün müsriflerden idi
30-31. Kasem olsun ki, Biz İsrâiloğullarını, o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Şüphesiz o, haddi aşan azgın bir zorba idi.
30,31. Andolsun ki biz İsrâîl oğullarını o zillet verici azâbdan, Fir'avndan kurtardık. Hakıykat o, haddi aşanlardan bir mütekebbirdi.
30,31. And olsun ki, İsrâiloğullarını o (pek) aşağılayıcı azabdan, Fir'avun'dan kurtardık. Çünki o üstünlük taslayan bir kimse idi, haddi aşanlardandı.
Bozgunculuk yapan ve kendini yüce gören Firavundan (kurtardık)
Firavun’un elinden. Çünkü o, kendini beğenmiş azgının biriydi.
Çünkü o, kabarmıştı, haddi aşanlar katarına girmişti.
(Yani) Firavundan. Muhakkak ki o, üstünlük taslayan azgınlardan [musrifîn] biri idi.
Firavun'dan (kurtardık). Şüphesiz o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi.
Firavunun o müthiş azâbından! Gerçekten o, sınırı aşan azgın bir diktatör idi!
Firavun’dan!
O, yücelik taslayarak Aşırı Giden / Müsrifler’dendi.
Yani Firavun'un elinden. Çünkü Fıravun, aşırı uçların başını çekiyordu.
Firavun haksızlıkta, adaletsizlikte, zulümde önde giden zorbalardandı. Zorbalıkta hiç sınır tanımazdı. Haksızlıkta hep aşırı giderdi.
30,31. Yemin olsun ki biz, İsrailoğullarını küçük düşürücü o azaptan yani Firavun’dan kurtarmıştık. Şüphesiz ki o, haddini aşanlardan bir zorbaydı.
30,31. İsrâil oğullarını o küçük düşürücü azaptan ve haddi aşan diktatörlerden (birisi) olan Firavundan kesinlikle Biz kurtardık.
Yani Firavun’dan. Çünkü O hak hukuk tanımayan bir zorbaydı. 7/104...110, 10/88...92, 44/19...33
Firavun’dan… Çünkü o, haddini bilmez küstahlardan biriydi.
30,31. Andolsun ki biz, İsrailoğullarını horlayıcı azaptan -Firavun'dan- kurtardık, doğrusu o çok azgın bir zorba idi.
Fir’avn’dan. Çünkü o, büyüklenen, aşırı giden biri idi.
Fir'avun'dan, şüphe yok ki, o, müsriflerden bir mütekebbir ol muştu.
30, 31. Böylece, İsrailoğullarını gerçekten zelil eden, aşağılayan o işkenceden, Firavun'un işkencesinden kurtardık. Doğrusu, bu adam, haddini aşan, büyüklük taslayan zorbanın teki idi.
Fir'avn'dan. Çünkü o, (insanları ezip) ululanan, sınırı aşanlardan biri idi.
30,31. Biz, Benî İsrâîl'i zelîl idici 'azâbdan ve mütekebbir kâfirlerden olan Fir'avn'dan kurtardık.
Firavun’un çektirdiği azaptan... Çünkü o, kendini yüce gören ve aşırılıkları olan biriydi.
Firavundan, çünkü o, haddi aşan bir zorba idi.
Onları Firavun'dan kurtardık. Gerçekten o haddini aşmış bir zorba idi.
Firavun'dan kurtardık. Firavun, haddi aşanların büyüklük taslayanlarından biriydi.
30-31. daħı bayıķ ķurtarduķ benį isrāyil’i 'aźābdan ħor eyleyici fir'avndan bayıķ ol oldı yücelik eyleyici fesād eyleyicilerden.
Fir‘avndan ḳurtarduḳ. Taḥḳīḳ ol mütekebbir mel‘ūn‐ıdı. Kāfir müsriflerdenidi.
Fir’ondan (xilas etdik). Həqiqətən, o, təkəbbür göstərən, həddi aşanlardan idi!
(We delivered them) from Pharaoh. Lo! he was a tyrant of the wanton ones.
Inflicted by Pharaoh, for he was arrogant (even) among inordinate transgressors.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |