18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kehf Suresi 84. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnnâ mekkennâ lehu fî-l-ardi veâteynâhu min kulli şey-in sebebâ(n)

Biz, gerçekten de onu yeryüzünde yerleştirip yüceltmiştik, her şeyin yolunayoradamına ait ne bilgi varsa vermiştik ona.

Gerçekten, Biz ona yeryüzünde (ve göklerde) sapasağlam bir imkân ve iktidar bahşettik ve ona her şeyden bir sebep (çözüm çaresi ve manevi teknoloji projesi) verdik.

Biz gerçektende O'nu yeryüzünde yerleştirip, yüceltmiştik ve herşeyin yoluna, yordamına ait ne bilgi varsa, vermiştik O'na.

Gerçekten biz Zülkarneyn'i iktidar, kudret, itibar ve imkân sahibi yaptık. Onu, her konuda maksadına doğru araçlarla ulaşma bilgisi, kudreti, imkânlarıve maharetiyle donattık.

Gerçekten biz onu yeryüzünde güçlü bir iktidar sahibi kılmış ve ona her şeyden bir yol vermiştik.

Gerçekten, biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik.

Gerçekten biz, Zül'-Karneyn'i (Rûm hükümdarı İskender'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona (gayesine ulaşmak için) istediği her şeyden bir vasıta (sebep) verdik.

Biz onu yeryüzünde iktidar sahibi yaptık. Ve her şeyi ona, araç ve gereç olarak verdik.

Şüphesiz, biz, ona yeryüzünde imkan sağladık ve kendisine her şeye ulaşacağı bilgiyi verdik.

Yeryüzünde, gerçekten berkittik onu, her şeyin yolunu gösterdik ona

84-85. Doğrusu biz, onu yeryüzünde büyük bir kudret sahibi kıldık ve ona herşey için bir sebep verdik. O da (Batı'ya gitmek için) bir yol tuttu.

Zülkarneyn ’in büyük güç ve imkân sahibi kılınması kıssada “sebep” kelimesiyle ifade edilmiştir Müfessirler bu kelimeyi genellikle “amaca ulaştıran il... Devamı..

Biz ânın arz üzerinde kudretini tahkîm itdik. Ve istediğini yapması içün esbâb halk iyledik

Doğrusu biz onu yeryüzüne yerleştirmiş ve her şeyin yolunu ona öğretmiştik.

Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacına ulaşabileceği) bir yol verdik.

Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir yol öğrettik.

Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar ve kudret sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir sebep (bir vasıta ve yol) verdik.

Biz ona yeryüzünde yönetim gücünü ve her türlü imkanı verdik

Gerçekten biz onu (Zülkarneyn'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona ulaşmak istediği her şeyi elde etmesinin bir yolunu verdik.

Biz onun için Arzda bir müknet hazırladık ve ona her şeyden bir sebeb verdik

(Allah buyuruyor ki:) Şüphesiz biz onu yeryüzünde güçlü kıldık, ona her şeyden bir sebep (ilim, kudret ve hükümranlık gibi dilediği ve yöneldiği şeye kendisini ulaştıracak her türlü imkân) verdik.

Doğrusu Biz, onu yeryüzünde güçlendirdik ve ona her şeyden bir sebep¹ verdik.

1- Sonuca ulaşmayı sağlayacak şey.

Hakıykat, biz onu yer (yüzün) de büyük bir kudret saahibi kıldık ve ona (muhtâc olduğu) her şeyden bir sebeb (bir yol) verdik.

Şübhesiz ki biz, ona (Zülkarneyn'e) yeryüzünde imkân verdik ve kendisine(istediği) herşeyden bir sebeb (ulaşması için bir yol) verdik.

Zülkarneyn’i yeryüzünde bir mekâna yerleştirdik ve her şeyin nasıl ve neden yapıldığının bilgisini öğrettik.

Gerçekten Biz onun yeryüzünde gücünü artırdık. Biz ona her işte başarmanın yollarını da sağladık.

84, 86. Biz, yeryüzünde ona seferi kolaylaştırmak suretiyle kudret verdik, kendisine her şeyi teshir etmek esbabını da verdik. O, bir yol tuttu [¹]. Nihayet güneşin battığı yere vardı. Onu, kara çamurlu [²] bir pınara batar buldu [³] pınarın yanında kâfir bir kavim buldu. Biz «— Zülkarneyn! Bunlar İslâm/a gelmezlerse bunları ya azaba çarparsın [⁴], yahut onlara hüsn-ü muamelede bulunursun [⁵]» dedik.

[1] Eshab-ı seferi hazırlamaya başladı.[2] Sıcak, balçığı kokar.[3] Uzaktan böyle hayâl etti, gûya güneş böyle bir pınara batıyordu.[4] Öldürürsün.[5]... Devamı..

Biz onu yeryüzünde kudretli kıldık ve ona her şeyin bir yolunu/sebebini gösterdik.²⁷

27 Zülkarneyn’in kimliği hakkında tefsir kitapları birbirini tutmaz rivayetlerle doludur. Kimine göre Hz. İbrâhim zamanında yaşamış Yemenli veya Babil... Devamı..

Gerçekten biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona her şeyden (hedefe ulaştıran) bir sebep verdik.

Biz ona, yeryüzünde eşi benzeri görülmemiş bir kudret ve egemenlik bahşetmiş ve kendisini, bir cihan hükümdarında bulunması gereken zekâ, cesaret, merhamet, bilgi-hikmet ve benzeri üstün özelliklerle yüceltmiş ve bilgi, güç, kuvvet, teknoloji, kültür gibi her türlü araçlarla donatmıştık.

Biz, onun için Yeryüzü’nde konumlandırdık / yerleştirdik; bir sebep olarak herşeyden verdik.

Onu, maddî manevî imkânlarla donattık, ayrıca yol yordam ve yöntem bilgisi yükledik.

Biz O’nu yeryüzünde kudret sahibi kıldık! Kendisine her konuda yardım ettik! Çünkü O inananlardan biriydi! Rabbini tanır! Rabbinin yasalarına uyardı!

Şüphesiz ki biz onu yeryüzünde iktidar sahibi kılmıştık; ona her şey için bir sebep (bir vasıta) vermiştik.

Gerçekten Biz, onu yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona (ulaşmak istediği) her şeyin bilgisini verdik.

Ona yeryüzünde güvenli bir yer sağladık ve onu, [ulaşacağı] her şeye doğru araçlarla ulaşma [bilgisiyle] ⁸² donattık;

82 İbni ‘Abbâs, Mücâhid, Sa‘îd b. Cubeyr, ‘İkrime, Katâde ve Dehhâk’a göre (ki bunların hepsinden İbni Kesîr nakletmiştir), sebeb -lafzen, “[bir şeye]... Devamı..

Gerçekten biz ona yeryüzünde geniş imkânlar güç ve kudret verdik ve ona muhtaç olduğu her şeye ulaşma imkânı ve yollarını bahşettik. 22/41

Evet, onun (iktidarı) için yeryüzünde uygun bir zemin hazırladık[²⁴³⁰] ve ona eşyanın yasalarıyla uyumlu araçların (bilgisini) bahşettik;[²⁴³¹]

[2430] Mekkennâ için bkz: 12:21. Alternatif bir karşılığı şudur: “ona (iktidar) imkânı hazırladık”. [2431] “Bir şeye kendisi ile ulaşılan şey” anla... Devamı..

Gerçekten biz onu yeryüzünde büyük bir kudret sahibi kıldık; ona ulaşmak istediği her şey için bir sebep (bir vasıta, bir yol) verdik! (Sebebsiz hareket etmezdi, el tuttuğu her iş bir sebep olurdu, sebep olmak ise eşyanın aslına aid değildir, Allah'ın bir tahsisidir)

Biz ona yeryüzünde çok imkanlar sahibi kıldık ve ona herşeyden bir sebep (istediklerine ulaşmanın yolunu, aracını) verdik.

Biz O'nu yeryüzünde bir kudrete erdirdik ve ona her şeyden bir sebep verdik.

84, 85. Biz ona dünyada geniş imkânlar verdik ve onun ihtiyaç duyduğu her konuda sebep ve vasıtalar ihsan ettik. O da batıya doğru bir yol tuttu.

Biz onu yeryüzünde güçlü kıldık ve ona herşeyden bir sebep (istediği herşeye ulaşmanın yolunu, aracını) verdik.

Biz ona arzda kudret ve miknet ve her şeyden bir yol ve sebeb-i vusûl virdik.

(Allah buyuruyor ki) Onu ülkesinde iyi bir makama getirmiş, her şeye bir yol bulma imkânı vermiştik.

Biz, onu yeryüzünde güçlendirmiş ve ona her şeyin yolunu öğretmiştik.

Biz onu yeryüzünde geniş imkânlarla yerleştirdik ve ona herşey için bir sebep(10) verdik.

(10) Her konuda onu başarıya ulaştıracak, her amaca erişmesini sağlayacak bir yol, bilgi, güç, vasıta, imkân.

Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona her şeyden bir sebep verdik.

bayıķ biz yirlendürdük anı yirde daħı virdük aña her neseneden maķśūda irürici.

Taḥḳīḳ biz aña pādişāhlıḳ virdük. Daḫı virdük aña her nesneden sebeb vāṣılolmaġ‐ıçun.

Biz onu yer üzərində möhkəmləndirib qüvvətləndirdik və hər şey verdik (hər şeyin yolunu ona öyrətdik).

Lo! We made him strong in the land and gave unto every thing a road.

Verily We established his power on earth, and We gave him the ways and the means to all ends.(2429)

2429 Great was his power and great were his opportunities ("ways and means"), which he used for justice and righteousness. But he recognised that his ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.