İnnâ mekkennâ lehu fî-l-ardi veâteynâhu min kulli şey-in sebebâ(n)
Biz, gerçekten de onu yeryüzünde yerleştirip yüceltmiştik, her şeyin yolunayoradamına ait ne bilgi varsa vermiştik ona.
Gerçekten, Biz ona yeryüzünde (ve göklerde) sapasağlam bir imkân ve iktidar bahşettik ve ona her şeyden bir sebep (çözüm çaresi ve manevi teknoloji projesi) verdik.
Biz gerçektende O'nu yeryüzünde yerleştirip, yüceltmiştik ve herşeyin yoluna, yordamına ait ne bilgi varsa, vermiştik O'na.
Gerçekten biz Zülkarneyn'i iktidar, kudret, itibar ve imkân sahibi yaptık. Onu, her konuda maksadına doğru araçlarla ulaşma bilgisi, kudreti, imkânlarıve maharetiyle donattık.
Gerçekten biz onu yeryüzünde güçlü bir iktidar sahibi kılmış ve ona her şeyden bir yol vermiştik.
Gerçekten, biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik.
Gerçekten biz, Zül'-Karneyn'i (Rûm hükümdarı İskender'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona (gayesine ulaşmak için) istediği her şeyden bir vasıta (sebep) verdik.
Biz onu yeryüzünde iktidar sahibi yaptık. Ve her şeyi ona, araç ve gereç olarak verdik.
Şüphesiz, biz, ona yeryüzünde imkan sağladık ve kendisine her şeye ulaşacağı bilgiyi verdik.
Yeryüzünde, gerçekten berkittik onu, her şeyin yolunu gösterdik ona
84-85. Doğrusu biz, onu yeryüzünde büyük bir kudret sahibi kıldık ve ona herşey için bir sebep verdik. O da (Batı'ya gitmek için) bir yol tuttu.
Biz ânın arz üzerinde kudretini tahkîm itdik. Ve istediğini yapması içün esbâb halk iyledik
Doğrusu biz onu yeryüzüne yerleştirmiş ve her şeyin yolunu ona öğretmiştik.
Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacına ulaşabileceği) bir yol verdik.
Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir yol öğrettik.
Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar ve kudret sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir sebep (bir vasıta ve yol) verdik.
Biz ona yeryüzünde yönetim gücünü ve her türlü imkanı verdik
Gerçekten biz onu (Zülkarneyn'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona ulaşmak istediği her şeyi elde etmesinin bir yolunu verdik.
Biz onun için Arzda bir müknet hazırladık ve ona her şeyden bir sebeb verdik
(Allah buyuruyor ki:) Şüphesiz biz onu yeryüzünde güçlü kıldık, ona her şeyden bir sebep (ilim, kudret ve hükümranlık gibi dilediği ve yöneldiği şeye kendisini ulaştıracak her türlü imkân) verdik.
Hakıykat, biz onu yer (yüzün) de büyük bir kudret saahibi kıldık ve ona (muhtâc olduğu) her şeyden bir sebeb (bir yol) verdik.
Şübhesiz ki biz, ona (Zülkarneyn'e) yeryüzünde imkân verdik ve kendisine(istediği) herşeyden bir sebeb (ulaşması için bir yol) verdik.
Zülkarneyn’i yeryüzünde bir mekâna yerleştirdik ve her şeyin nasıl ve neden yapıldığının bilgisini öğrettik.
Gerçekten Biz onun yeryüzünde gücünü artırdık. Biz ona her işte başarmanın yollarını da sağladık.
84, 86. Biz, yeryüzünde ona seferi kolaylaştırmak suretiyle kudret verdik, kendisine her şeyi teshir etmek esbabını da verdik. O, bir yol tuttu [¹]. Nihayet güneşin battığı yere vardı. Onu, kara çamurlu [²] bir pınara batar buldu [³] pınarın yanında kâfir bir kavim buldu. Biz «— Zülkarneyn! Bunlar İslâm/a gelmezlerse bunları ya azaba çarparsın [⁴], yahut onlara hüsn-ü muamelede bulunursun [⁵]» dedik.
Biz onu yeryüzünde kudretli kıldık ve ona her şeyin bir yolunu/sebebini gösterdik.²⁷
Gerçekten biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona her şeyden (hedefe ulaştıran) bir sebep verdik.
Biz ona, yeryüzünde eşi benzeri görülmemiş bir kudret ve egemenlik bahşetmiş ve kendisini, bir cihan hükümdarında bulunması gereken zekâ, cesaret, merhamet, bilgi-hikmet ve benzeri üstün özelliklerle yüceltmiş ve bilgi, güç, kuvvet, teknoloji, kültür gibi her türlü araçlarla donatmıştık.
Biz, onun için Yeryüzü’nde konumlandırdık / yerleştirdik; bir sebep olarak herşeyden verdik.
Onu, maddî manevî imkânlarla donattık, ayrıca yol yordam ve yöntem bilgisi yükledik.
Biz O’nu yeryüzünde kudret sahibi kıldık! Kendisine her konuda yardım ettik! Çünkü O inananlardan biriydi! Rabbini tanır! Rabbinin yasalarına uyardı!
Şüphesiz ki biz onu yeryüzünde iktidar sahibi kılmıştık; ona her şey için bir sebep (bir vasıta) vermiştik.
Gerçekten Biz, onu yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona (ulaşmak istediği) her şeyin bilgisini verdik.
Ona yeryüzünde güvenli bir yer sağladık ve onu, [ulaşacağı] her şeye doğru araçlarla ulaşma [bilgisiyle] ⁸² donattık;
Gerçekten biz ona yeryüzünde geniş imkânlar güç ve kudret verdik ve ona muhtaç olduğu her şeye ulaşma imkânı ve yollarını bahşettik. 22/41
Evet, onun (iktidarı) için yeryüzünde uygun bir zemin hazırladık[²⁴³⁰] ve ona eşyanın yasalarıyla uyumlu araçların (bilgisini) bahşettik;[²⁴³¹]
Gerçekten biz onu yeryüzünde büyük bir kudret sahibi kıldık; ona ulaşmak istediği her şey için bir sebep (bir vasıta, bir yol) verdik! (Sebebsiz hareket etmezdi, el tuttuğu her iş bir sebep olurdu, sebep olmak ise eşyanın aslına aid değildir, Allah'ın bir tahsisidir)
Biz ona yeryüzünde çok imkanlar sahibi kıldık ve ona herşeyden bir sebep (istediklerine ulaşmanın yolunu, aracını) verdik.
Biz O'nu yeryüzünde bir kudrete erdirdik ve ona her şeyden bir sebep verdik.
84, 85. Biz ona dünyada geniş imkânlar verdik ve onun ihtiyaç duyduğu her konuda sebep ve vasıtalar ihsan ettik. O da batıya doğru bir yol tuttu.
Biz onu yeryüzünde güçlü kıldık ve ona herşeyden bir sebep (istediği herşeye ulaşmanın yolunu, aracını) verdik.
Biz ona arzda kudret ve miknet ve her şeyden bir yol ve sebeb-i vusûl virdik.
(Allah buyuruyor ki) Onu ülkesinde iyi bir makama getirmiş, her şeye bir yol bulma imkânı vermiştik.
Biz, onu yeryüzünde güçlendirmiş ve ona her şeyin yolunu öğretmiştik.
Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona her şeyden bir sebep verdik.
bayıķ biz yirlendürdük anı yirde daħı virdük aña her neseneden maķśūda irürici.
Taḥḳīḳ biz aña pādişāhlıḳ virdük. Daḫı virdük aña her nesneden sebeb vāṣılolmaġ‐ıçun.
Biz onu yer üzərində möhkəmləndirib qüvvətləndirdik və hər şey verdik (hər şeyin yolunu ona öyrətdik).
Lo! We made him strong in the land and gave unto every thing a road.
Verily We established his power on earth, and We gave him the ways and the means to all ends.(2429)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |