Mâ nunezzilu-lmelâ-ikete illâ bilhakki vemâ kânû iżen munzarîn(e)
Biz melekleri, ancak hak ve gerçek olarak indiririz, indiririz ama o vakit de mühlet vermeyiz, göz açtırmayız kafirlere.
(Oysa) Hakk (ve gerekli) olmaksızın Biz melekleri indirmeyiz. (Göndermemiz gerektiğinde ise) O zaman da onlara göz açtırılmayacak (mühlet verilmeyecek, hemen helak edileceklerdi).
Melekleri ancak, gerçeğe dayalı bir hikmetle indiririz ve o zaman da, inkârcılara mühlet verilmez, göz açtırılmaz. Yani peygamber gönderme çağrı ve hatırlatma için; melek gönderme ise yargı ve cezalandırmak içindir.
Biz melekleri, ancak hakkın icrası göreviyle, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı olarak indiririz. O zaman onlara göz açtırılmaz, mühlet de verilmez.
Biz melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.
Hak olmaksızın biz melekleri indirmeyiz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.
Biz, o melekleri, ancak hikmet üzere indiririz ve indirildikleri vakit de onlara (kâfirlere) göz açtırılmaz.
(İyi bilsinler ki) Biz, melekleri ancak hak (ve hikmet) ile indiririz… Melekler indiği zaman da, o kâfirlere artık mühlet verilmez.
Biz melekleri ancak bir amaç için indiririz. O zaman onlara mühlet verilmez.
Bizler ancak, melekleri hakla indirmekteyiz, o zaman, onlar bekletilmezler
Oysa biz melekleri ancak bir hak (ve hikmet gereği) indiririz, o zaman da onlara mühlet verilmez (gerekli azaba çarpılırlar).
Melekler ancak ihkâk-ı hak içün ve intizâr olunmadığı bir zamânda gelir.
Biz melekleri ancak gerekince indiririz. O takdirde de ceza görecekler asla geri bırakılmazlar.
Biz, melekleri ancak hak ve hikmete uygun olarak indiririz. O zaman da onlara mühlet verilmez.
Biz melekleri ancak açık gerçekle indiririz, o zaman da onlara artık süre tanınmaz.
Biz melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman onlara mühlet verilmez.
Biz melekleri ancak belli bir amaç için göndeririz, o zaman da kimseye süre tanınmaz.
Biz o melekleri ancak, hak ile indiririz. Ve indirildikleri vakit de onlara (kâfirlere) hiç mühlet verilmez.
Biz o Melâikeyi ancak hakkile indiririz ve o vakıt onlara göz açtırılmaz
(O haddi aşan kâfirler şunu iyi bilsinler ki) biz, melekleri ancak hak (ve hikmet) ile göndeririz. Ve o zaman da onlara artık mühlet verilmez!
Biz o melekleri hak (kın, hikmet ve kaderin bir iktizası) olmadan indirmeyiz. O zaman da kendilerine (ne) mühlet, (ne aman) verilmez.
(Hâlbuki) melekleri (onların üzerine) ancak hak (ettikleri azâb) ile indiririz ve o vakit(o kâfirler kendilerine) mühlet verilmiş kimseler de olmazlar.
Biz ancak melekleri hak (onları inkârlarından dolayı yok etmek) için indiririz. O zaman onlar bekletilmezler.
Biz melekleri gerekmedikçe göndermeyiz. Gönderdikten sonra da artık hiç göz açtırmayız.
(Hâlbuki) Biz melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman da onlara/suçlulara mühlet verilmez.
Hak olmaksızın biz melekleri indirmeyiz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.
Ey kâfirler!Biz melekleri, kâfirlerin anlamsız isteklerini karşılamak için değil, ancak belli bir hikmet ve amaç doğrultusunda, yani hak ile göndeririz ve o zaman, onlara mühlet de verilmez, derhal işleri bitirilir. Çünkü melekler, ancak imtihân bittiğinde gönderilir ki, bu da zâlimlerin sonu demektir.
Eğer kâfirler, alay ve iftiralarla elçimizi susturabileceklerini, baskı ve işkencelerle Allah’ın nurunu söndürebileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar:
Melekler’i ancak Hakk ile indiririz.
O zaman göz açtırılmazlardı.
Halbuki biz, melekleri olağan üstü durumlar için görevlendiririz. Zaten onlar gelince kimseye göz açtırmaz.
Yok edecek melekleri süreleri dolunca göndeririz. O gün cezalarını hak etmişlerdir. Artık onlara süre de verilmez. Çünkü verilen süre bitmiştir. Düşünüp öğüt almaları için yeteri kadar süre vermiştik. Düşünmeleri için verdiğimiz süre bitince niçin şaşırıyorlar? Sanki hiç uyarılmamışlar gibi hareket ediyorlar. Süre bittiğinde onların tekrar süre istemeleri de işe yaramaz.
Biz, melekleri ancak ve ancak bir amaç ile indiririz. O zaman da onlara zaman tanınmaz.
Biz melekleri, ancak (îman etmeyerek azabı) hak edenler için indiririz. O zaman da onlara asla göz açtırılmaz.¹
(Oysa,) Biz melekleri ancak hakk[ın iktizası] olarak indiririz; ⁷ ve o zaman da artık [ilahî mesajı reddetmeleri yüzünden cezayı hak edenler] asla geri bırakılmazlar! ⁸
Biz melekleri, ancak haklı bir sebep için indiririz ve o zaman da onlara göz açtırılmaz. 6/158, 25/21, 51/31...34
Biz, melekleri ancak ve ancak hakikatin gerçekleşmesi için indiririz; eğer (dedikleri olsaydı), o zaman da onlar için asla erteleme olmazdı.[²⁰²⁷]
Biz melekleri ancak hak (ve bir hikmet üzere, helak hükmü) ile indiririz ki, o zaman kendilerine hiçbir mühlet verilmez.
Biz, melekleri ancak hak ile (onlara ceza için) indiririz. O zaman da onlara mühlet verilmez.
Biz melekleri ancak hak ile indiririz ve o zaman (münkirlerin) kendilerine bir mühlet verilmiş olmazlar.
Biz o melekleri ancak hikmet gereğince göndeririz. Ama o zaman da, kendilerine hiç mühlet verilmez, derhal işleri bitirilir, mahvolup giderler.
Biz, melekleri ancak hak ile (hikmet gereğince) indiririz, o zaman da kendilerine asla göz açtırılmaz, (derhal işleri bitirilir, mahvolup giderler).
Biz melâikeyi ancak hak ile ('azâbın mukarrer olan vaktinde) ve onların ona hiç muntazır olmadıkları sırada indiririz.
Biz melekleri sadece gerçek[*] bir iş sebebiyle göndeririz. Gönderdikten sonra da onlara artık süre tanınmaz.
Melekleri haksız yere indirmeyiz, indirince de onlara süre verilmez.
Oysa melekler ancak hak ile inerler; o zaman da kendilerine göz açtırılmaz.
Biz o melekleri ancak ve ancak hak üzere, hak bir yolla indiririz. Ve o zaman inkârcılara göz açtırılmaz.
indürmezüz firişteleri illā ḥaķk-ıla daħı olmadılar andan mühlet virinilmişler.
İnmez feriştehler, illā ḥaḳḳ‐ıla. Daḫı olmadılar ol vaḳt mühlet virinilmişler‐den.
(Allah onların cavabında buyurdu: ) “Biz mələkləri yalnız haqq olaraq (peyğəmbərlərə vəhy gətirmək, kafirlərə əzab vermək üçün) endiririk. O zaman onlara (kafirlərə) heç bir möhlət verilməz!
We send not down the angels save with the Fact, and that case (the disbelievers) would not be tolerated.
We send not the angels down except for just cause:(1942) if they came (to the ungodly), behold! no respite would they have!(1943)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |