20 Nisan 2024 - 11 Şevval 1445
Cumartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ الحَشر
/ Haşr Suresi
◄
٥٤٥
- 545
►
28. Cüz /
الجزء ٢٨
ذٰلِكَ
bu
بِاَنَّهُمْ
onların sebebiyledir
شَٓاقُّوا
karşı gelmeleri
اللّٰهَ
Allah'a
وَرَسُولَهُۚ
ve Elçisine
وَمَنْ
ve kim
يُشَٓاقِّ
karşı gelirse
اللّٰهَ
Allah'a
فَاِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah'ın
شَد۪يدُ
çetindir
الْعِقَابِ
azabı
﴿٤﴾
مَا قَطَعْتُمْ
kesmeniz
مِنْ ل۪ينَةٍ
bir hurma ağacını
اَوْ
yahut
تَرَكْتُمُوهَا
onu bırakmanız
قَٓائِمَةً
dikili
عَلٰٓى
üzerinde
اُصُولِهَا
kökleri
فَبِاِذْنِ
hep izniyle
اللّٰهِ
Allah'ın
وَلِيُخْزِيَ
ve cezalandırması içindir
الْفَاسِق۪ينَ
yoldan çıkanları
﴿٥﴾
وَمَٓا
şey
اَفَٓاءَ
verdiği ise
اللّٰهُ
Allah'ın
عَلٰى رَسُولِه۪
Elçisine
مِنْهُمْ
onlardan (ganimetlerden)
فَمَٓا اَوْجَفْتُمْ
siz sürmediniz
عَلَيْهِ
onun üzerine
مِنْ خَيْلٍ
bir at
وَلَا
ne de
رِكَابٍ
deve
وَلٰكِنَّ
fakat
اللّٰهَ
Allah
يُسَلِّطُ
musallat eder
رُسُلَهُ
elçilerini
عَلٰى
üzerine
مَنْ
kimselerin
يَشَٓاءُۜ
dilediği
وَاللّٰهُ
Allah
عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ
her şeye
قَد۪يرٌ
kadirdir
﴿٦﴾
مَٓا اَفَٓاءَ
verdikleri (ganimetler)
اللّٰهُ
Allah'ın
عَلٰى رَسُولِه۪
Elçisine
مِنْ اَهْلِ
halkından
الْقُرٰى
o kent
فَلِلّٰهِ
Allah'a
وَلِلرَّسُولِ
Elçiye
وَلِذِي الْقُرْبٰى
ve akraba olanlara
وَالْيَتَامٰى
ve yetimlere
وَالْمَسَاك۪ينِ
ve yoksullara
وَابْنِ السَّب۪يلِۙ
ve yolcuya aittir
كَيْ
ta ki
لَا يَكُونَ
olmasın
دُولَةً
dolaşan bir şey
بَيْنَ
arasında
الْاَغْنِيَٓاءِ
zenginler
مِنْكُمْۜ
içinizden
وَمَٓا اٰتٰيكُمُ
size ne verdiyse
الرَّسُولُ
Elçi
فَخُذُوهُ
onu alın
وَمَا نَهٰيكُمْ
size neyi yasakladıysa
عَنْهُ
ondan
فَانْتَهُواۚ
sakının
وَاتَّقُوا
ve korkun
اللّٰهَۜ
Allah'tan
اِنَّ
çünkü
اللّٰهَ
Allah'ın
شَد۪يدُ
şiddetlidir
الْعِقَابِۢ
azabı
﴿٧﴾
لِلْفُقَـرَٓاءِ
fakirler içindir
الْمُهَاجِر۪ينَ
hicret eden
الَّذ۪ينَ اُخْرِجُوا
çıkarılan
مِنْ دِيَارِهِمْ
yurtlarından
وَاَمْوَالِهِمْ
ve mallarından
يَبْتَغُونَ
ararlar
فَضْلاً
bir lutuf
مِنَ اللّٰهِ
Allah'dan
وَرِضْوَاناً
ve rızasını
وَيَنْصُرُونَ
ve yardım ederler
اللّٰهَ
Allah'a
وَرَسُولَهُۜ
ve Elçisine
اُو۬لٰٓئِكَ
işte
هُمُ
onlardır
الصَّادِقُونَۚ
doğru olanlar
﴿٨﴾
وَالَّذ۪ينَ تَبَوَّؤُ
ve yerleşenler
الدَّارَ
o yurda (Medine'ye)
وَالْا۪يمَانَ
ve imana sarılanlar
مِنْ قَبْلِهِمْ
onlardan önce
يُحِبُّونَ
severler
مَنْ هَاجَرَ
hicret edenleri
اِلَيْهِمْ
kendilerine
وَلَا يَجِدُونَ
ve duymazlar
ف۪ي صُدُورِهِمْ
göğüslerinde
حَاجَةً
bir ihtiyaç
مِمَّٓا
ötürü
اُو۫تُوا
onlara verilelerden (ganimet)
وَيُؤْثِرُونَ
tercih ederler
عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ
öz canlarına
وَلَوْ كَانَ
olsa dahi
بِهِمْ
kendilerinin
خَصَاصَةٌۜ
ihtiyaçları
وَمَنْ
kim
يُوقَ
korunursa
شُحَّ
cimriliğinden
نَفْسِه۪
nefsinin
فَاُو۬لٰٓئِكَ
işte
هُمُ
onlar
الْمُفْلِحُونَۚ
başarıya erenlerdir
﴿٩﴾
◄
٥٤٥
- 545
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.