29 Mart 2024 - 19 Ramazan 1445
Cuma
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ يُونُسَ
/ Yûnus Suresi
◄
٢١٠
- 210
►
11. Cüz /
الجزء ١١
وَاِذَٓا
zaman
اَذَقْنَا
tattırdığımız
النَّاسَ
insanlara
رَحْمَةً
genişlik
مِنْ بَعْدِ
sonra
ضَرَّٓاءَ
bir darlıktan
مَسَّتْهُمْ
kendilerine dokunan
اِذَا
hemen
لَهُمْ مَكْرٌ
hileleri vardır
ف۪ٓي
hakkında
اٰيَاتِنَاۜ
ayetlerimiz
قُلِ
de ki
اللّٰهُ
Allah
اَسْرَعُ
daha hızlıdır
مَكْراًۜ
düzen kurmada
اِنَّ
şüphesiz
رُسُلَنَا
elçilerimiz
يَكْتُبُونَ
yazmaktadırlar
مَا تَمْكُرُونَ
sizin hilelerinizi
﴿٢١﴾
هُوَ الَّذ۪ي
O'dur
يُسَيِّرُكُمْ
sizi gezdiren
فِي الْبَرِّ
karada
وَالْبَحْرِۜ
ve denizde
حَتّٰٓى
hatta
اِذَا
zaman
كُنْتُمْ
olduğunuz
فِي الْفُلْكِۚ
gemide
وَجَرَيْنَ
yürüttüğü
بِهِمْ
bununla
بِر۪يحٍ
bir rüzgârın
طَيِّبَةٍ
tatlı
وَفَرِحُوا
ve neşelendikleri sırada
بِهَا
onların bununla
جَٓاءَتْهَا
birden çıkıp
ر۪يحٌ
bir fırtına
عَاصِفٌ
sert
وَجَٓاءَهُمُ
ve geldiğinde
الْمَوْجُ
dalgalar
مِنْ كُلِّ
her
مَكَانٍ
yönden
وَظَنُّٓوا
ve kanaat getirdiklerinde
اَنَّهُمْ
muhakkak
اُح۪يطَ
her yönden kuşatıldıklarına
بِهِمْۙ
kendilerinin
دَعَوُا
dua etmeye başlarlar
اللّٰهَ
Allah'a
مُخْلِص۪ينَ
has kılarak
لَهُ
O'na
الدّ۪ينَۚ
dini
لَئِنْ
eğer
اَنْجَيْتَنَا
bizi kurtarırsan
مِنْ هٰذِه۪
bundan
لَنَكُونَنَّ
olacağız
مِنَ الشَّاكِر۪ينَ
şükredenlerden
﴿٢٢﴾
فَلَمَّٓا اَنْجٰيهُمْ
kurtardığında ise
اِذَا
hemen
هُمْ
onlar
يَبْغُونَ
taşkınlık etmeye başlarlar
فِي الْاَرْضِ
yeryüzünde
بِغَيْرِ الْحَقِّۜ
haksız yere
يَٓا اَيُّهَا
Ey
النَّاسُ
insanlar
اِنَّمَا
gerçekte
بَغْيُكُمْ
sizin taşkınlığınız
عَلٰٓى
aleyhinize olan
اَنْفُسِكُمْۙ
kendi
مَتَاعَ
geçici zevkleridir
الْحَيٰوةِ
hayatının
الدُّنْيَا
dünya
ثُمَّ
sonra
اِلَيْنَا
bizedir
مَرْجِعُكُمْ
dönüşünüz
فَنُنَبِّئُكُمْ
ve size bildiririz
بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
ne yaptığınızı
﴿٢٣﴾
اِنَّمَا
ancak
مَثَلُ
örneği
الْحَيٰوةِ
hayatının
الدُّنْيَا
dünya
كَمَٓاءٍ
suya benzer
اَنْزَلْنَاهُ
indirdiğimiz
مِنَ السَّمَٓاءِ
gökten
فَاخْتَلَطَ
birbirine karıştığı
بِه۪
onunla
نَبَاتُ
bitkilerinin
الْاَرْضِ
yeryüzü
مِمَّا يَأْكُلُ
yediği
النَّاسُ
insanların
وَالْاَنْعَامُۜ
ve hayvanların
حَتّٰٓى
sonuçta
اِذَٓا
sırada
اَخَذَتِ
alıp
الْاَرْضُ
yeryüzü
زُخْرُفَهَا
güzelliğini
وَازَّيَّـنَتْ
süslendiği
وَظَنَّ
ve sandıkları
اَهْلُهَٓا
sahiplerinin de
اَنَّهُمْ
gerçekten
قَادِرُونَ
kadir olduklarını
عَلَيْهَٓاۙ
bunlara
اَتٰيهَٓا
gelir
اَمْرُنَا
emrimiz
لَيْلاً
gece
اَوْ
veya
نَهَاراً
gündüz
فَجَعَلْنَاهَا
böylece onları çeviririz
حَص۪يداً
biçilmiş hale
كَاَنْ
gibi
لَمْ تَغْنَ
hiç yokmuş
بِالْاَمْسِۜ
bir gün önce
كَذٰلِكَ
işte böyle
نُفَصِّلُ
ayrıntılı olarak açıklıyoruz
الْاٰيَاتِ
ayetlerimizi
لِقَوْمٍ
topluluk için
يَتَفَكَّرُونَ
düşünen
﴿٢٤﴾
وَاللّٰهُ
Allah
يَدْعُٓوا
çağırır
اِلٰى دَارِ
yurduna
السَّلَامِۜ
esenlik
وَيَهْد۪ي
ve iletir
مَنْ يَشَٓاءُ
dilediğini
اِلٰى صِرَاطٍ
yola
مُسْتَق۪يمٍ
doğru
﴿٢٥﴾
◄
٢١٠
- 210
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.