Lemecmû’ûne ilâ mîkâti yevmin ma’lûm(in)
Elbette bilinen günün muayyen ve mukadder vaktinde toplanacaksınız.
"Bilinen (ve belirlenen) bir günün buluşma vaktinde mutlaka toplanacaklardır."
Allah'ın belirlediği muayyen bir zamanda, hesap günü için toplanacaklardır.
Bilinen bir günün buluşma vaktinde mutlaka toplanacaklardır.
'Bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.'
Belirli bir günün muayyen vaktinde çaresiz toplanacaklardır.”
Belli bir günde buluşmak üzere toplatılacaklar.”
47,48,49,50. Şöyle diyorlardı: “Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı yeniden diriltileceğiz? Eski atalarımız da mı?” De ki: “Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de, belli bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir.”
Belli bir günün atanan vaktinde, toplanacaklar!»
Bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.”
49,50. Ânlara di ki: "Evvel gelenler sonra gelenler ma’lûm olan günde sûret-i kat’iyede ictimâ’ ideceklerdir."
49,50. De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün belirli bir vaktinde toplanacaklardır."
49,50. De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.”
Bilinen bir günün belirlenmiş bir vaktinde mutlaka bir araya getirilecekler!”
Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır!
"Bilinen günün buluşma anı için toplanacaklardır."
"Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır."
Lâbüd cem' olunacaklar mikatına ma'lûm bir günün
49-50. (Resûlüm! O kâfirlere) de ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, (Allah tarafından takdir edilmiş) belli bir günün, belli bir vaktinde mutlaka (hesap vermek üzere, mahşerde) toplanacaklardır.”
Bilinen günün belli olan zamanında kesinlikle toplanmış olacaklar.
ma'lûm bir günün muayyen vaktında behemehal toplanacaklardır».
49,50. De ki: “Şübhe yok ki öncekiler de, sonrakiler de, bilinen bir günün belli bir vaktinde elbette toplanacak olanlardır.”
Allah’ın bilgisinde olan, belirlenmiş bir vakitte bir araya getirilmiş olacaklar.
belli bir günün belli bir vaktinde kesenkes toplanacaklardır.»
Malûm bir günün muayyen bir vaktinde herhalde toplanacaklar.
“Elbette belli bir günün belirlenmiş bir vaktinde toplanırlar.”
“Bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.”
“Hepsi, Allah tarafından bilinen bir Günün buluşma vaktinde bir araya getirilecekler.”
“Bilinen bir günün belirlenen vaktine elbette toplanmışlardır”.
o malum günün zaman ayarlı buluşgasında kesinlikle buluşacaklardır. "
"Günü gelince yeryüzündeki yaşamınızın hesabını vermek için diriltileceksiniz. Allah’ın huzurunda toplanacaksınız. İşte o gün inkâr ettiğiniz gündür. Artık kaçışınız yoktur. Dünyada sizi şımartan, sizi alkışlayan, size yağ çeken hiç kimse yanınızda yoktur. Tek başınıza, yapayalnız hesap vereceksiniz. Güvendiğiniz malınız, mülkünüz, paranız, pulunuz, adamlarınız, mevkileriniz, makamlarınız yok olup gitmiştir."
(Onların tümü) belirli bir günün, belirli bir vaktinde mutlaka toplanacaklardır.
[yalnızca Allah tarafından] bilinen bir Gün’ün belirlenmiş olan bir vaktinde bir araya getirilecekler:
Ve hepsi belli bir günün, belli bir vaktinde bir araya toplanacaklar. 78/17
elbet (sadece Allah tarafından) bilinen bir günün belirli vaktinde bir araya toplanacaklar.
Elbette ki onlar belli bir günün (kıyâmet gününün) belirlenmiş bir vaktinde (huzurumuzda) toplanacaklardır.
Belli günün buluşma vakti için mutlaka hepsi toplanacaklardır.
«Elbette malum bir günün muayyen bir vaktinde toplanılmış (olacaklardır).»
49, 50. De ki: “Öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün, belli vaktinde mutlaka toplanacaksınız. ” [11, 103-105]
Belli bir günün buluşma vakti için mutlaka toplanacaklardır.
"Ma'lûm günün (kıyâmetin) mîkâtına elbette toplanacaklardır."
Hepsi belli günün belli vaktinde bir araya toplanacaklardır.”
Belli bir günün, belli bir vaktinde bir araya getirileceksiniz.
Belirlenmiş olan o malûm günde hepiniz toplanacaksınız.
Bilinen bir günün buluşma vakti/buluşma yerinde mutlaka bir araya getirileceklerdir.
49-50. eyit “bayıķ öñdüngiler daħı śoñraġılar dirilmişlerdür vaķtindin yaña bilinmiş günüñ.”
dirileceklerdür bir bilinmiş gün vaḳtına.
Mə’lum bir günün (qiyamət gününün) müəyyən bir vaxtında mütləq (məhşərə) cəm ediləcəklər.
Will all be brought together to the tryst of an appointed day.
"All will certainly be gathered together for the meeting appointed for a Day well-known.(5246)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |