18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hucurât Suresi 15. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnnemâ-lmu/minûne-lleżîne âmenû bi(A)llâhi ve rasûlihi śümme lem yertâbû ve câhedû bi-emvâlihim ve enfusihim fî sebîli(A)llâh(i)(c) ulâ-ike humu-ssâdikûn(e)

İnananlar, ancak o kişilerdir ki Allah'a ve Peygamberine inanırlar da sonra şüpheye düşmezler ve mallarıyla ve canlarıyla savaşırlar Allah yolunda, işte onlardır doğru söyleyenlerin ta kendileri.

(Hakiki) Mü’minler ancak o kimselerdir ki: Allah’a (Kur’an’ın hükümlerine) ve Resulüne (Hz. Peygamberin öğretilerine tamamen ve samimiyetle) iman getirirler; sonra hiçbir kuşkuya (ve korkuya) kapılmadan (ve asla Hakk’tan caymadan) mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda (Din, Millet ve Vatan uğrunda) cihad ederler. İşte bunlar, (iman davasında) sadık olanların ta kendileridir.

[Not: Demek ki Hakk hâkim olsun ve adil bir düzen kurulsun da tüm insanlık huzura kavuşsun diye, mallarıyla canlarıyla ve bütün imkânlarıyla çalışıp ç... Devamı..

Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve Rasülü'ne iman ettikten sonra, hiçbir şüpheye sapmayıp, imanlarında sarsıntı geçirmeyen ve böylece Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşan kimselerdir. İşte iman iddiasında doğru olanlar onlardır.

Mü'minler, kesinlikle Allah'a ve Rasulüne iman edenler, dahası, İslamda şüpheye düşürecek konular aramayanlar, şüphe içinde bocalamayanlar, ithamlarda bulunmayanlar, Allah yolunda, İslâm uğrunda mallarını, servetlerini, canlarını ortaya koyarak cihad edenlerdir. İşte imanlarında samimi olanlar bunlardır.

Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve elçisine iman etmiş sonra şüphe etmemiş ve mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad etmişlerdir. İşte doğrular [1] onlardır.

1.İmanlarında sadık ve samimi olanlar.

Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resûlü'ne iman ettiler, sonra hiç bir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir.

Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve Peygamberine iman etmişlerdir; sonra (imanlarında) şüpheye düşmemişler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşmışlardır. İşte böyle kimseler, imanlarında sadık olanlardır.

Gerçek inananlar; ancak Allah ve Resulüne inanan, sonra şüpheye düşmeyen, malları ve canları ile Allah yolunda cihad edenlerdir. İşte asıl doğru olanlar bunlardır.

Gerçek müminler, Allah'a ve Peygamberine inanan, sonra şüphe etmeyen ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenlerdir. İşte sözünde duranlar onlardır.

İnanmış bulunanlar o kimseler ki, hem Allaha, hem de peygamberine inan edeler, sonra şüphe etmezler, mallariyle, canlariyle Allahın yolunda uğraş ederler, işte bunlar gerçeklerdir

(Gerçek) mü'minler ancak, Allah'a ve Peygamberine inanan, sonra (inandıklarında zerre kadar) şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.

Kur’an’da iman ve İslâm birlikte kullanıldığında farklı anlamlara gelir. İslam, Müslüman kimliğine bürünerek teslim olmayı, iman ise kayıtsız şartsız ... Devamı..

Hakîki mü’minler Allâh’a ve rasûlüne îmân idenler ve hiç şübhe iymeyenler ve emvâli ve nefisleri ile Allâh yolunda muhârebe idenlerdir. Bunlar sâdıkdırlar.

"İnananlar, ancak Allah'a ve peygamberine inanmış, sonra şüpheye düşmemiş; Allah uğrunda mallarıyla, canlarıyla cihat etmiş olanlardır. İşte onlar doğru olanlardır."

İman edenler ancak, Allah’a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.

Müminler ancak, Allah’a ve resulüne iman eden, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad eden kimselerdir. İçleri dışları bir olanlar işte bunlardır.

Müminler ancak Allah'a ve Resûlüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır.

İnananlar onlardır ki, ALLAH'a ve elçisine inandılar, sonra kuşku beslemediler ve ALLAH yolunda paraları ve canlarıyla savaşım verdiler. Onlar doğru olanlardır.

Gerçek müminler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır.

Mü'minler ancak o kimselerdir ki Allaha ve Resulüne iyman ettikten sonra şübheye düşmeyip Allah yolunda mallariyle, canlariyle mücahede etmektedirler işte onlardır ki sâdıklardır

Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah’a ve Resûlü’ne (kalben) îmân ederler, sonra (îmânlarında, hiçbir şekilde) şüpheye düşmezler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla (sırf, Allah rızası için) cihat ederler! İşte (îmân iddiâsında) sadık olanlar bunlardır.

İnananlar, ancak Allah'a ve Resûl'üne iman eden, sonra da bunda en küçük bir kuşkuya yer vermeyen; malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad eden kimselerdir. Onlar, özü ve sözü bir olanlardır.

Mü'minler ancak o kimselerdir ki Allaha ve resulüne îman etdikden sonra şübheye sapmayıp Allah yolunda mallariyle, canlariyle savaşırlar. İşte onlar (îmanlarında) saadık olanların ta kendileridir.

Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve Resûlüne îmân ederler, sonra şübheye düşmezler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihâd ederler! İşte onlar, (îmanlarında)gerçekten sâdık olanlardır!

Gerçekten inananlar, Allah’a ve O’nun elçisine iman eden, sonra asla şüphe etmeyen, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda mücadele eden kimselerdir. İşte onlar, doğruluklarını ispat etmiş olanlardır.

İşte inanalar o kimselerdir ki Allah’a, elçisine inanırlar, sonra işkillenmezler, Allah uğrunda mallarıyla, canlarıyla savaşırlar. Doğrular işte bulardır.

Mü/minler yalnız o kimselerdir ki Allah/a ve peygamberine iman ettiler, bundan sonra şüpheye de düşmediler, mallarıyle, canlarıyle Allah yolunda duruştular, işte imanlarında sadık olanlar bunlardır.

“İnananlar ancak Allah’a ve elçisine inanan ve bu (inancından) kesinlikle ödün vermeyen [lem yertâbû] ve Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihat edenlerdir. İşte onlar doğru olanların tâ kendileridir.

Müminler ancak Allah'a ve resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır.

Gerçek müminler, ancak Allah’a ve Elçisine yürekten inanan, imanın tadını tattıktan sonra en ağır imtihânlar karşısında bile sarsılmadan ayakta kalabilen, inançlarında en ufak bir kuşkuya kapılmayan ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla fedâkârca mücâdele eden kimselerdir. İşte iman iddiasında doğru olanlar bunlardır.

Doğrusu Allah’a ve O’nun rasûlüne iman etmiş, sonrasında kuşkuya düşmemiş, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla (çalışıp) cihad etmiş Müminler, işte onlar Sadıklar / Özü-Sözü Doğrular’dır.

Mümin dediğin, Allah ve resulüne hiç kuşku duymadan inanıp mallarıyla canlarıyla Allah için mücadele eden, doğrulardır.

Gerçekten iman etmiş olanlar; Allah’a ve Resulüne inanan, inancından şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla mücadele edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerdir.

Gerçek müminler ancak Allah’a ve Elçisine iman eden, sonrasında şüphe duymayan, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla [cihad] edenlerdir (fedakârlık yapanlardır). İşte (inancında) doğru olanlar sadece bunlardır.

Mü’minler ancak, Allah’a ve Rasûlü’ne îman eden, sonra (îman ettiği şeylerde) kuşkuya kapılmayan, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular, ancak onlardır.

[Şunu bil ki, gerçek] müminler, yalnızca, Allah’a ve Elçisi’ne iman edenler ve (bu konuda) bütün şüphelerden uzak duranlardır; ¹⁹ ve Allah yolunda bütün malları ve canları ile cihad edenlerdir: işte onlardır sözlerinde duranlar!

19 Lafzen, “ondan sonra hiçbir şüphe taşımayanlardır”.

Gerçek müminler, Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Elçisine iman eden imanlarında hiçbir şüpheye yer vermeyen ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla tüm gayretlerini sarf edenlerdir. İşte iman davasında sadık olanlar bunlardır. 8/2-3, 57/19

Gerçek mü’minler sadece Allah’a ve Rasulü’ne iman edenler, ondan sonra da kuşkunun semtine uğramayanlar ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenlerdir: İşte bunlar sadık olanların ta kendileridir.[⁴⁶⁵⁴]

[4654] Âyetin el-mu’minûn ile gelmesinin anlamı şudur: Önemli olan sizin kendi imanınız hakkında ne dediğiniz değil, Allah’ın sizin imanınız hakkında ... Devamı..

Müminler ancak onlardır ki, Allah’a ve Resulüne iman etmiş, sonra kuşkuya düşmemiş ve Allah yolunda mallarıyla canlarıyla savaşmışlardır, işte onlar sadıkların ta kendileridir.

Ancak iman edenler, Allah’a ve resulüne iman eden, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.

Mü'minler ancak o zâtlardır ki, Allah'a ve O'nun Peygamberine imân etmişlerdir, sonra bir şüpheye düşmemişler ve mallarıyla ve nefisleriyle Allah yolunda mücâhedede bulunmuşlardır. İşte sâdık olanlar da onların tâ kendileridir.

Müminler ancak o kimselerdir ki Allah'ı ve resulünü tasdik eder ve sonra da hiçbir şüpheye düşmezler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla mücahede ederler. İşte imanına bağlı, gerçek müminler bunlardır.

Mü'minler onlardır ki Allah'a ve Elçisine inandılar, sonra şüphe etmediler; Allah yolunda mallarıyle, canlarıyle cihadettiler. İşte (iman sözlerinde) doğru olanlar onlardır.

Allâh ve rasûlüne îmân iden ve sonra bundan şek itmeyen ve malları ve nefisleriyle fîsebîlillâh cihâd iyleyen mü'minlerdir ki sâdıklardır.

İnanıp güvenenler (müminler) sadece şunlardır: Allah’a ve elçisine güvenen, sonra güveninde şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla mücadele(cihad) edenlerdir. Özü sözü doğru olanlar işte bunlardır.

Asıl müminler, Allah'a ve Resûlüne iman edip, hiç şüphe etmeyen ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenlerdir. İşte doğrular/sadıklar onlardır.

Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve Resulüne iman ederler, sonra da asla şüpheye düşmez, malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad ederler. İşte onlar özü sözü doğru olanların tâ kendileridir.

Müminler ancak şu kimselerdir ki, Allah'a ve resulüne iman ederler; sonra hiçbir kuşkuya düşmezler ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda didinirler. İşte bunlardır, özü-sözü birbirine uyanlar.

bayıķ mü’minler anlar kim įmān getürdiler Tañrı’ya daħı yalavacına andan gümānlenmediler daħı ġaża eylediler malları-y-ıla daħı nefsleri-y-ile Tañrı yolında şunlar anlardur girçekler.

Mü’minler ancaḳ ol kimselerdir ki Allāh resūline īmān itdiler ve cüdā niyetde şekitmediler. Ṣoñra Allāh yolında nefsleri‐y‐le hem mālları‐y‐la cihād itdiler. İḫlāṣıtam gösterdiler. işte o iḫlāṣ ṣāḥibi olan mü’minler ṣādıḳdırlar.

Mö’minlər yalnız Allaha və Peyğəmbərinə iman gətirən, (iman gətirdikdən) sonra heç bir şəkk-şübhəyə düşməyən, Allah yolunda malları və canları ilə vuruşanlardır! Məhz belələri (imanlarında) sadiq olanlardır!

The (true) believers are those only who believe in Allah and His messenger and afterward doubt not, but strive with their wealth and their lives for the cause of Allah. Such are the sincere.

Only those are Believers who have believed in Allah and His Messenger, and have never since doubted, but have striven with their belongings and their persons in the Cause of Allah: Such are the sincere ones.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.