19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Muhammed Suresi 31. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velenebluvennekum hattâ na’leme-lmucâhidîne minkum ve-ssâbirîne ve nebluve aḣbârakum

Ve andolsun ki sizden savaşanları ve sabredenleri bildirmek ve gizlediklerinizi haber vermek için sizi sınamaktadır.

Andolsun, Biz içinizden (gerçek) mücahit olanlarla (davasında) sabredip (dik duranları) bilip, (onları kaypaklardan) ayırıncaya (ve sadıkları belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, sizi imtihana tâbi tutacağız ve (İslam davası ve Allah rızası konusunda iddia edip) haber verdiklerinizin (doğruluk derecesini) sınayıp (herkesin ayarını ve amacını ortaya koyacağız).

Ve hepinizi mutlaka sınayacağız ki, bizim yolumuzda üstün gayret gösterenleri ve sıkıntılara göğüs gerenleri diğerlerinden ayırabilelim. Çünkü biz iman ve cihadla alakalı bütün iddialarınızın doğruluğunu deneyeceğiz.

Andolsun ki, içinizden hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenlerle, şer'î mükellefiyetlere riayet edenleri, sabrederek mücadeleye devam edenleri belirleyinceye, amellerinizi, davranışlarınızı görüp açığa çıkarıncaya kadar, elbette sizi imtihan ederiz.

Andolsun ki, sizi içinizden cihad edenleri ve sabredenleri bilinceye kadar [4] deneyeceğiz. Haberlerinizi de sınayacağız. [5]

4.Ortaya çıkarıncaya kadar.5.Haberlerinizi açığa çıkaracağız.

Andolsun, biz sizden mücahid olanlarla sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, deneyeceğiz ve haberlerinizi sınayacağız (açıklayacağız).

And olsun, sizi (savaşla) imtihana sokacağız; tâ ki içinizden mücahidleri ve sabır gösterenleri meydana çıkaralım ve haberlerinizi imtihan meydanlarına örnek yapalım.

Andolsun! Biz, sizden olan mücahid ve sabredenleri bilinceye kadar ve kalplerinizde olan gizlilikleri ortaya çıkartıncaya kadar sizi deneyeceğiz.

Andolsun ki, içinizden cihad edenleri ve sabredenleri bilmek için sizi imtihan edeceğiz; sözlerinizin doğruluğunu da test edeceğiz.

Sizden savaşanlarla, sabredenleri ayırt etmeklik için, sizi sınarız, sizin haberlerinizi açıklarız da

Andolsun ki, içinizden, üstün gayret gösterenleri ve sıkıntılara göğüs gerenleri belirlemek için sizi imtihan edeceğiz. Ayrıca söz ve davranışlarınızın (örtüşüp örtüşmediğini de) deneyeceğiz.

Dîn uğrunda mücâhede idenleri ve sebât iyleyenleri zâhire ihrâc idinceye kadar sizi tecziye ideceğiz.

And olsun ki sizi, içinizden cihada çıkanları ve sabredenleri meydana çıkarana ve haberlerinizi açıklayana kadar deneyeceğiz.

Andolsun, içinizden, cihad edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz.

Sizi deneyeceğiz ki, içinizden cihad edenleri, zorluklara göğüs gerenleri ortaya çıkaralım ve size ait haberleri de (söz ve iddiaları) deneyerek açıklığa kavuşturalım.

Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.  

 Âyet, müminlerin cihadla ve güçlüğü olan diğer yükümlülüklerle imtihan edileceklerini, ayrıca itaat veya isyanlarının açıklanacağını haber vermektedi... Devamı..

Sizden çaba gösterenleri ve güçlüklere karşı direnenleri ortaya çıkarıncaya kadar sizi sınayacağız ve kalitenizi sınayacağız.

Andolsun ki, biz içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya ve yaptıklarınızla ilgili haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi deneyeceğiz.

Celalım hakkı için sizi imtihana sokacağız, tâ ki içinizden mücahidleri ve sabredenleri belli edelim ve haberlerinizi imtihan meydanlarına nümune yapalım

Kasem olsun ki, (ey insanlar!) İçinizden (tüm gayretini göstererek, İslâm davası uğrunda) cihat edenleri ve (İslâm davasında direnip) sabredenleri, (sizler için) ortaya çıkarıncaya kadar, (îmân ve itaat hususundaki bütün) iddiâlarınızdan imtihân edeceğiz.

İçinizden cihad edenleri ve sabredenleri ortaya çıkarıncaya kadar sizi sınava tabi tutarız. Ve haberlerinizi¹ de sınava tabi tutacağız.

1- Konuştuklarınıza bağlı kalıp kalmadığınızı, sözünüzde durup durmadığınızı.

Andolsun sizi imtihan edeceğiz. Tâki içinizden mücâhidleri ve sabr-u sebat edenleri belirtelim. Haberlerinizi açıklayalım.

Celâlim hakkı için, içinizden cihâd edenleri ve sabredenleri belli edinceye ve haberlerinizi (sırlarınızı) ortaya çıkarıncaya kadar, sizi imtihân edeceğiz!(2)

(2)Vaktiyle bir eşkıya reisi iken tevbe eden ve ma‘neviyâtta çok inkişaf eden Fudayl bin İyad hazretleri(ra), bu âyet-i celîleyi okudukça ağlar ve der... Devamı..

Sizin aranızdan Allah yolunda mücadele edenleri ve sabredenleri öğreninceye kadar mutlaka deneyeceğiz ve aynı zaman da sizin (savaş) haberlerinizle deneyeceğiz.

Ant olsun ki Biz kesenkes seni sınayacağız. İçinizde din uğrunda savaşanlarla katlananları bilinceye kadar. Sizin için söylenenleri de sınayacağız.

* İçinizden vuruşanlarla katlananları ayırdetmek için sizi imtihana çekeceğiz, size ait haberleri de aşikâr edeceğiz [¹].

[1] Veya ahvalinizi de deneyeceğiz.

Andolsun Biz; sizi (bazı görevlerle) sınayacağız ki, içinizden Allah yolunda cihat edenleri, sıkıntıya sabredenleri/ göğüs gerenleri ve sizinle ilgili haberlerin (doğru olup olmadığını) ortaya çıkaralım.

Şüphesiz biz, sizden mücahit olanlarla sabredenleri belirleyip ortaya çıkarıncaya ve (yaptıklarınızla ilgili) haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi deneyeceğiz.

Andolsun ki, içinizden Allah yolunda mücâdele eden ve bu uğurda karşısına çıkan sıkıntılara sabreden samîmî ve fedâkâr müminleri ortaya çıkarıncaya kadar, hepinizi çetin bir sınavdan geçireceğiz; ayrıca, iman ve itaat konusundaki bütün iddialarınızı birer birer denemeye tâbi tutacağız.

İçinizdeki Mücahidler’i ve Sabırlılar’ı bilmemiz için sizi denemekteyiz.
Haberlerinizi de denemekteyiz / test etmekteyiz.

Ama biz, kim gayretli, kim sabırlı gösterene kadar, sizi sınamaya devam edeceğiz. Ayrıca haberlerinizi de süzüyoruz...

Andolsun! İçinizden Allah yolunda mücadele edenleri, bu yolda azimli, kararlı olanları belirleyinceye, durumlarınızı gerçeğinizle ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz.

Sizi mutlaka imtihan edeceğiz; ta ki içinizden [cihad] edenlerle (fedakârlık yapanlarla) sabredenleri bil(dir)ip (ortaya çıkaralım) [*] ve haberlerinizi(n doğruluğunu) deneyelim.

“Yüce Allah’ın bilmesi” ifadesiyle ilgili izahımız ve ilgili ayetler için bkz. Âl-i İmrân 3:140, dipnot 11.

Biz, içinizden (Bizim yolumuzda) cihad edenlerle, sabredenleri ortaya çıkarıncaya kadar, sizi deneyeceğiz ve bu konudaki haberlerinizi (herkese) bildireceğiz.¹

1 Âyetin son bölümü “haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.” diye de tercüme edilebilir.

ve hepinizi mutlaka sınayacağız ki [Bizim yolumuzda] üstün gayret gösterenleri ve sıkıntılara göğüs gerenleri (diğerlerinden) ayırabilelim: ³⁷ çünkü biz, bütün iddialarınızı[n ³⁸ doğruluğunu] deneyeceğiz.

37 Karş. 3:140, ki orada ‘alime fiili aynı şekilde çevrilmiştir.38 Lafzen, “haberlerinizin” -yani, inanç konusuyla ilgili bütün iddialarınızın. Burada... Devamı..

Andolsun ki içinizden Allah yolunda tüm gayretini gösterenleri ve davasında direnip sabredenleri ortaya çıkarıncaya kadar sizi ve tüm iddialarınızı da sınayacağız. 3/142, 29/2

İçinizden (Allah yolunda) üstün çaba gösteren ve zorluklara karşı direnenleri belirleyinceye kadar[⁴⁵⁷⁴] sizi mutlaka sınayacağız: zira Biz, sizin bütün iddialarınızı sınarız.

[4574] Veya: “bilinceye kadar”. Tercihimizin gerekçesi için bkz: 2:143, not 274.

Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar, (kimin itaatkâr kimin isyankâr olduğunu ortaya çıkarıncaya kadar) sizi imtihan edeceğiz.

Ve biz sizi deneyeceğiz ta ki içinizden cihâd edenleri, sabredenleri bilelim ve haberlerinizi de sınayalım.

Celâlim hakkı için sizi imtihana tâbi tutacağız, tâ ki, sizden mücâhit olanlar ile sabredici olanları bilelim ve sizin haberlerinizi de deneyeceğizdir.

Sizi mutlaka imtihan edeceğiz, ta ki içinizden mücahede edenleri, sabır ve sebat gösterenleri ortaya çıkaracak ve gösterdiğiniz yararlılıkları imtihan meydanlarında örnek göstereceğiz.

Allah’ın tanıması: İşlere karşılık verilmesine, ceza veya mükâfat verilmesine esas teşkil edecek şekilde, fiilî olarak tanıyıp bilmesi demektir. Yoksa... Devamı..

Andolsun biz sizi deneyeceğiz ki içinizden cihadedenleri (güçlüklere) sabredenleri bilelim ve söylediğiniz sözlerin (doğru olup olmadığını) sınayalım.

Biz, aranızdan mücâhidleri ve meşâkk-ı cihâdda sabır idenleri temyîz itmek ve haberlerinizi âşikâr iylemek içün sizi imtihân ve tecrübe ideriz.

Şurası bir gerçek ki içinizden mücadele (cihad) edenleri ve sabırlı davrananları öğreninceye; haberlerinizi ortaya çıkarıncaya kadar sizi zorlu bir imtihandan geçireceğiz.

-İçinizdeki mücahidleri ve sabırlı olanları tesbit edene kadar sizi Elbette deneyeceğiz. Haberlerinizi de deneyeceğiz.

Gerçek şu ki, içinizden cihad eden ve sabredenleri ayırt edinceye ve sözlerinizin doğruluğunu meydana çıkarıncaya kadar Biz sizi sınamaya devam edeceğiz.

Yemin olsun, içinizden gayret gösterip didinenlerle sabredenleri bilinceye kadar, sizi belalarla imtihan edeceğiz. Haberlerinizi de eleyip tarayacağız.

daħı śınayavuz sizi tā bilevüz ġaża eyleyicileri sizden daħı śabr eyleyicileri daħı śınayavuz ħaberlerüñüzi.

Daḫı ṣınayacaġuz sizi ġazālıġa buyurmaġ‐ıla. Ḥattā biz bilmeg‐içün sizdenġazālıḳ iden kimseleri, ṣabr idicileri daḫı. Daḫı sizüñ ḫaberlerüñüzi ṣına‐maġ‐ıçun.

(Ey mö’minlər!) And olsun ki, Biz içərinizdəki mücahidləri və (əziyyətlərə) səbr edənləri ayırd edib bilmək (ümmətə mə’lum etmək) üçün sizi imtahana çəkəcək və sizə dair xəbərləri (əməllərinizi) də yoxlayacağıq. (Elə edəcəyik ki, Allahın sizin barənizdə əzəldən bildikləri – kimin həqiqi, kimin yalançı mö’min olduğu zahirə çıxıb Onun bütün bəndələrinə bəlli olsun!)

And verily We shall try you till We know those of you who strive hard (for the cause of Allah) and the steadfast, and till We test your record.

And We shall try you(4855) until We test those among you who strive their utmost and persevere in patience; and We shall try your reported (mettle).(4856)

4855 Cf. 34:21, and n. 3821. The test and trial is for our own psychological development, to help in the exercise of such choice as has been given to ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.