Vemâ kâne lenâ ‘aleykum min sultân(in)(s) bel kuntum kavmen tâġîn(e)
Ve size karşı bir gücümüzkuvvetimiz yoktu bizim, hayır, siz azgın kişilerdiniz.
"Bizim sizin üzerinizde zorlayıcı hiçbir gücümüz yoktu; bilakis siz (Hakk’tan ayrıldığımızı bilerek bizim peşimize düşen) azgın bir kavimdiniz."
Üstelik sizi zorlayacak bir gücümüz de yoktu, ama siz azgın kişilerdiniz.
“Bizim, sizin üzerinizde bir nüfûzumuz yoktu. Siz, zaten azgın, haksızlığı alışkanlık haline getirmiş bir toplumdunuz.”
Bizim sizin üzerinizde bir nüfuzumuz yoktu. Aksine siz kendiniz azgın bir topluluktunuz.
'Bizim üzerinizde zorlayıcı hiç bir gücümüz yoktu; hayır siz (kendiniz) azgın bir kavimdiniz.'
Bizim de sizin üzerinize bir hakimiyetimiz yoktu; ancak siz azmış bir kavim idiniz.
“Bizim sizin üzerinizde bir gücümüz yoktu. Bilakis siz, azgın bir toplum idiniz.”
“Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Siz kendiniz, azgın bir toplum olmuştunuz.”
Sizin üzerinizde bizim hiçbir kudretimiz yoğudu, sizler azgın ulustunuz
(Ayrıca) “Bizim sizin üzerinizde hiçbir yaptırım gücümüz yoktu. Ama siz (ta başından beri zaten) azgın bir topluluktunuz.”
29,30,31,32. Ânlar da: "Hayır siz inanmak istemediniz, bizim size karşu hiç bir hükmümüz yok idi, siz mücrim kavim idiniz, rabbimizin hükmi bizim hakkımızda da sâdır oldı, biz de ’azâbı çekeceğiz. Biz sizi dalâlete sevk itdik çünki biz de dalâletde idik." cevâbını virecekler.
"Bizim sizin üstünüzde bir nüfuzumuz yoktu. Bilakis, azmış bir millettiniz."
“Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hâkimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgın bir kavimdiniz.”
Bizim, sizin üzerinizde hiçbir etkili baskımız olmamıştı; bilâkis siz azgın bir topluluktunuz.
29, 30. (Ötekiler de:) «Bilâkis, derler, siz inanan kimseler değildiniz. Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yok. Fakat siz kendiniz azgın bir toplum idiniz.»
"Bizim sizin üzerinizde her hangi bir gücümüz yoktu. Aksine siz azmış bir topluluktunuz."
"Bizim de size karşı bir gücümüz yoktu. Fakat siz azmış bir kavimdiniz."
Ve bizim size karşı cebredebilecek bir saltanatımız yoktu, fakat siz azmış bir kavm idiniz
(Yine derler ki:) “Bizim sizin üzerinizde zorlayıcı hiçbir gücümüz yoktu, bilakis siz, azgın bir topluluktunuz.
Bizim sizin üzerinizde yetkimiz yoktu. Bilakis, siz azmış bir halktınız.
«Ve bizim size karşı bir haakimiyyetimiz de yokdu. Bil'akis siz (de bizim gibi) azgınlar güruhu idiniz».
“Hem bizim için, sizin üzerinizde bir güç yoktu. Bil'akis (siz), bir azgınlar topluluğu idiniz.”
“Bizim sizin üzerinizde hiçbir yaptırım gücümüz yoktu. Ama siz azgın bir topluluktunuz.”
Bizim sizin üzerinizde hiç bir baskımız olamazdı ki. Tersine, sizler azgın kimselerdiniz.
Sizi zorlayacak hiçbir kuvvetimiz yoktu, belki siz taşkın bir cemaattiniz.
“Bizim sizin üzerinizde hiçbir gücümüz/hâkimiyetimiz [sultân] yoktu. Bilakis siz azgın bir topluluktunuz [kavm]”.
“Bizim sizin üzerinizde zorlayıcı hiç bir gücümüz yoktu; hayır, siz (kendiniz) azgın bir kavimdiniz.”
“Üstelik, bizim sizi zorlayacak bir gücümüz de yoktu! Aksine, siz kendi irâdenizle azgınlık ediyordunuz!”
-“Bizim Sizin üzerinizde hiçbir etkileme gücümüz yoktu. Azgın bir kavim oldunuz”.
Yani biz size herhangi bir baskı yapmadık. Aksine azgın olan siz idiniz.
"Üstelik bizim sizi zorlayacak bir gücümüz de yoktu. Siz zaten Allah’ın yolundan çıkan azgın bir toplum idiniz!"
Bizim sizi zorlayacak hiçbir gücümüz yoktu. Aslında siz azgın bir toplumdunuz!
29,30,31,32. (Diğerleri de:) “Hayır! (Aslında) siz zâten Müslüman bile değildiniz. (Sonra) bizim sizin üzerinizde hâkimiyet kurma gücümüz de yoktu. Hatta siz, azgın bir toplum idiniz. Sonunda (hepimiz) Rabbimizin azabını hak ettik ve bu azabı mutlaka tadacağız. Biz, sizi azdırdık, çünkü biz de azgın kimselerdik.” derler. ¹
Üstelik sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu: bilakis, siz küstahça bir kibire kapılmıştınız!
– Ayrıca bizim sizin üzerinizde hiç bir yaptırım gücümüz yoktu. Bilakis siz ta baştan azgın ve isyankâr bir toplum idiniz. 26/91...104
Hem bizim sizin üzerinizde bir gücümüz de yoktu: bilâkis siz küstah ve azgın bir topluluktunuz!
“Bizim sizi (küfre) zorlayacak bir gücümüz yoktu siz de (bizim gibi) azgın bir topluluk idiniz.”
(Kulluk edilenler de) ’’Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Siz kendiniz azgın bir toplum idiniz. ’’ (derler )
«Bizim için sizin üzerinizde bir saltanat bulunmuş değildik. Belki siz sapıtmışlar olan bir kavim olmuş idiniz.»
29, 30, 31, 32. “Hayır, bilakis! derler öbürleri, siz zaten iman eden kimseler değildiniz. Hem bizim, sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu ki! Bilakis, siz azgın bir gürûh idiniz! ”“Ne dersek boş! Artık Rabbimizin azap hükmü hakkımızda kesinleşti. Biz hak ettiğimiz cezayı mutlaka tadacağız. Evet, sizi biz kışkırttık, çünkü biz de azmış durumdaydık. ”
Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Siz kendiniz azgın bir toplum idiniz.
"Bizim size cebr itmeğe kudretimiz yokdı. Siz esâsen 'âsî bir kavim idiniz" cevâbını virirler.
Bizim sizin üzerinizde bir üstünlüğümüz(sulta) olamazdı. Aslında sizler taşkınlık eden kimselerdiniz.
-Bizim size karşı bir yaptırım gücümüz de yoktu. Fakat siz, zaten azgın bir toplum idiniz.
“Sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Kendiniz bir azgınlar güruhu olup çıktınız.
"Bizim size karşı bir sultamız yoktu. İşin esası şu ki siz azmış bir topluluktunuz."
“daħı olmadı-y-ıdı bizüm sizüñ üzere hįç ķudrat belki olduñuz-idi bir ķavm gümrāhlar.”
Daḫı biz sizüñ üstüñüze musallaṭ degül‐idük. Bel ki siz azġun ḳavm‐idüñüz.
Və bizim sizin üzərinizdə heç bir hökmümüz də yox idi. Xeyr, siz (özünüz) azğın (günah etməkdə həddi aşmış) bir qövm idiniz.
We had no power over you, but ye were wayward folk.
"Nor had we any authority over you. Nay, it was ye who were a people in obstinate rebellion!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |