19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yâsîn Suresi 62. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velekad edalle minkum cibillen keśîrâ(an)(s) efelem tekûnû ta’kilûn(e)

Ve andolsun ki sizden birçok halk yığınını doğru yoldan saptırdı o, aklınız mı yoktu da akıl edemediniz?

Andolsun o (şeytan taifesi), sizden birçok insan-neslini saptırmış (ve yoldan çıkarıp belaya bulaştırmış olduğu halde) yine de aklınızı kullanıp (ibret almamıştınız).

Ama işin doğrusu bu iken, pekçok insan şeytana uydu da, o nice toplumların yollarını şaşırttı. Akledecek durumda değiller miydi?

Böyle iken, o sizden birçok nesillerin hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti tercihlerine özgürlük tanıdı. Hâlâ akıl erdirir hâle gelemediniz mi?

O sizden pek çok nesilleri saptırmıştı. Hiç akıl etmiyor muydunuz?

Andolsun o, sizden birçok insan-neslini saptırmıştı. Yine de aklınızı kullanmıyor muydunuz?

Böyle iken içinizden bir çok kimseleri şeytan yoldan çıkardı. O vakit neye düşünür akıl eder olmadınız?

And olsun! O şeytan, sizden büyük bir halk kesimini saptırmıştır. Artık aklınızı kullanan olmayacak mısınız?

Yemin olsun, şeytan içinizden birçok nesli saptırmıştı. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?

O içinizden bir haylisin sapkınlığa uğrattı, düşünmüyor musunuz?

“Andolsun ki, o (şeytan) sizden pek çok nesli saptırmıştı. (Bunu gördüğünüz halde) neden aklınızı kullanmadınız?”

Şeytân sizden bir çoğını idlâl iyledi anlamadınız mı?

And olsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştı, akletmez miydiniz?

“Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?”

Nitekim o şeytan sizden nice nesilleri saptırdı. Hiç aklınızı kullanmıyor muydunuz!

Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?

Buna rağmen o, sizden bir çok nesilleri saptırdı. Hiç aklınızı kullanmaz mıydınız?

Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?

Böyle iken celâlıma karşı o içinizden bir çok cibilletleri yoldan çıkardı, ya o vakıt sizin akıllarınız yokmıy dı?

Kasem olsun ki, o (şeytan) sizden (önce yaşamış) nice nesilleri saptırmıştı. Siz de bunu (görüp, ders çıkaracak,) anlayacak akıl yok muydu?

Ezelî ve ebedî ilmi ile her şeyi hakkıyla bilen Allah Teâlâ’nın, kâfirlere yöneltmiş olduğu bu tür sorular, onlardan cevap bekleme sorusu değil, esası... Devamı..

Ant olsun ki sizden birçoklarını saptırdı. Sizde bunu anlayacak akıl yok muydu?

Andolsun ki (şeytan) sizden birçok halkı sapdırmışdı. O vakit neye akıl etmiyordunuz?

“Böyle iken, yemîn olsun ki (şeytan), içinizden birçok nesilleri dalâlete sevk etmiştir. Hiç mi akıl erdirmiyordunuz?”

“O şeytan sizden pek çoğunuzun soyunu saptırmıştı. Akıllarını kullanmayanlardan mısınız?”

Gerçekten içinizden birçoklarını ayartan da odur. Siz bunu düşünemiyor musunuz?

«— * O, içinizden birçok halkı yoldan çıkardı. Sizde akıl yok muydu?»,

“Andolsun o, sizden pek çok nesli [cibillen] saptırdı. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?”

“Şüphesiz o, sizden birçok insan kuşağını saptırmıştı. Yine de akıllıca düşünmeli değil miydiniz?”

“Oysa o, sizden önceki birçok nesilleri yoldan çıkarmıştı; peki bunu görüp de aklınızı kullanmıyor muydunuz?”

And olsun, o sizden pek çok türediyi saptırdı!
Aklediyor olmadınız mı?

Şeytan çoğunuzu baştan çıkardı demek, o zaman hiç mi kafanız çalışmadı?

“Şeytan pek çoğunuzu kandırıp saptırdı. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?

Şeytan sizden pek çok nesli saptırdı; akıl etmediniz mi?

“Yemin olsun o, sizden birçok insan kuşağını saptırdı. Siz aklınızı hiç kullanmıyor muydunuz?”

[Şeytana gelince,] o bir çoğunuzu saptırmıştır; neden aklınızı kullanmıyorsunuz?”

Şeytan sizden nesiller boyu birçoğunu saptırmıştı bunu bilip aklınızı başınıza almanız gerekmiyor muydu? 2/168-169, 4/119-120, 10/100

Doğrusu (o şeytan) sizden nice kuşakları yoldan çıkarmıştır; o zaman aklınız başınızda değil miydi?

Böyle iken andolsun ki o, sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. O zaman (sonunuzun cehennem olacağını) düşünmüyor muydunuz?

’’Ve O bir çoğunuzu saptırmıştır; neden aklınızı kullanmadınız?"

Andolsun ki, sizden bir çok cemiyetleri sapıklığa düşürdü. Siz âkilâne düşünür olmadınız mı?

Şeytan, içinizden nice nesilleri saptırdı. Bunu düşünmeli değil miydiniz?

O, sizden birçok kuşağı saptırmıştı. Düşünmüyor muydunuz?

"O şeytân sizden bir çok halkı dalâlete düşürdi, bunı ta'kkul itmez misiniz?"

O, içinizden nice nesilleri yoldan çıkardı, aklınızı çalıştırmıyor muydunuz?

O, sizden çoğu toplumları saptırmıştı. Hiç aklınızı kullanmadınız mı?

Gerçekten de o sizden nice nesilleri saptırdı. Hiç mi aklınızı kullanmadınız?

Yemin olsun, şeytan, içinizden birçok nesli saptırmıştı. Aklınızı hiç işletmiyor muydunuz?

daħı bayıķ azdurdı sizden bölük ħalķ çoķ iy olmaduñuz mı anlarsız?

Daḫı ol şeyṭān çoḳ cemā‘atler azdurdı sizden. Pes niçün fikr eylemezsiz?

Həqiqətən, (Şeytan) içərinizdən çoxlarını yoldan çıxartdı. Məgər ağlınız kəsmirdi?

Yet he hath led astray of you a great multitude. Had ye then no sense?

"But he did lead astray a great multitude of you. Did ye not, then, understand?(4008)

4008 Fourthly, it is pointed out that they were given Understanding ( 'aql), so that by their own faculties they could have judged their own best inte... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.