19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Âl-i İmrân Suresi 78. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-inne minhum leferîkan yelvûne elsinetehum bilkitâbi litahsebûhu mine-lkitâbi vemâ huve mine-lkitâbi veyekûlûne huve min ‘indi(A)llâhi vemâ huve min ‘indi(A)llâhi veyekûlûne ‘ala(A)llâhi-lkeżibe vehum ya’lemûn(e)

Kitap ehlinin bir bölüğü de kitaptan bir şey okuyorlarmış zannına kapılmanız için dillerini oynatıp dururlar, halbuki okudukları, kitapta yoktur. Bu, Allah katındandır derler, değildir Allah katından ve bile bile Tanrıya bühtan ederler.

Onlardan (Yahudi ve Hristiyanlardan ve Müslüman görünen münafıklardan) öyleleri vardır ki, siz onu(n söylediklerini ve okur göründüklerini) kitaptan (Allah’ın kelâmından) sanasınız (ve kutsal kurallar gibi sarılasınız) diye dillerini kitaba doğru eğip bükerler; (veya kitapta olanı eksik ve değişik söylerler, onlar sadece istismar ve suistimal peşindedirler.) Oysa o (konuştukları), kitaptan değildir. (Ayrıca kendi uydurduklarını) "Bu Allah katındandır" derler; oysa o, Allah katından değildir. (Bunlar) Kendileri de (haksız ve dayanaksız olduğunu) bildikleri halde Allah’a karşı (O’nun adına böyle) yalan söyleyip (asılsız iddialar ileri sürmektedir).

Onlardan öyle bir gurup daha vardır ki, söyledikleri Allah'ın kitabından olmadığı halde ondan olduğunu sanasınız diye, dilleriyle kitabı çarpıtırlar. Ve Allah'tan olmadığı halde bu Allah'tandır derler. Böylece bile bile Allah'a karşı yalan uydururlar.

Ehl-i kitaptan öyle bir grup da var ki, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitaptan okuyormuş gibi dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları kitaptan değildir. Bir de:
“Bu Allah katındandır” derler. O Allah katından da değildir. Onlar bile bile Allah adına yalan söylüyorlar.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 2/75.

Onlardan bir topluluk da, Kitap'tan olmayan bir şeyi Kitap'tan sanmanız için, Kitab üzerinde dillerini eğip bükerler ve "Bu Allah katındandır" derler. Oysa o Allah katından değildir. [14] Onlar bile bile Allah hakkında yalan söylemektedirler.

14.Kitap`taki bazı kelimelerin farklı anlamlara gelebilmesi için değişik şekillerde okurlar. Böylece Kitap`la ilgisi olmayan bazı iddiaları Kitab`a da... Devamı..

Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. 'Bu Allah katındandır' derler. Oysa o, Allah katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler.

Kitap ehlinden bir gürûh da vardır, dillerini kitaba doğru eğer bükerler ki, siz, o tahrif ettiklerini kitaptan sanasınız. Halbuki o, kitaptan değildir. Bir de: “- Bu Allah katındandır” derler; halbuki o, Allah katından değildir. Allah nâmına bile bile yalan söylerler.

Onlardan bir fırka da, dillerini kitaba yaklaştırırlar ki, sen onların söylediklerini kitaptan sanasın. Hâlbuki o söyledikleri kitaptan (vahiyden) değildir. “Allah’ın katındandır” diyorlar. Hâlbuki o Allah’ın katından değildir. Bildikleri halde Allah’a karşı yalan söylüyorlar.

Onlardan bir grup var ki, kitapta olmayan bir şeyi siz kitaptan sanasınız diye, dilleriyle kitabı çarpıtırlar ve Allah'tan olmadığı halde, “Bu, Allah katındandır!” derler, böylece bile bile Allah hakkında yalanlar uydururlar.

Onlardan birtakımları, kitaptan sanmanızçin —dillerin bükerek — kitaptan okurlar, o, kitaptan değildir, bir de derler ki: «Bu, Allah katındandır», o, Allah katından değil, bile bile Allaha karşı yalan söylerler

Onlardan bir grup vardır ki, Kitap'tan olmadığı hâlde Kitap'tan sanasınız diye (okudukları metinleri ayetler arasına karıştırarak) Kitap'tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve: “Bu, Allah katındandır” derler. Hâlbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.

Kitap ehlinin bir kısmına yapılan bu gönderme, aslında Kur’an’a inandığı halde ondaki ilahi öğretilerin hükümlerini gelenekçi anlayışın gölgesine bıra... Devamı..

Ânlardan bir fırka lisânları ile kitâbın sözlerini tebdîl idiyorlar. Ve size beyân itdiklerinin kitâbda bulındığını söylüyorlar. Halbuki o sözler Allâh’dan gelmiyor, bildikleri halde Allâh’a karşu yalan söylüyorlar.

Onlardan bir takımı, Kitapta olmadığı halde Kitaptan zannedesiniz diye dillerini eğip bükerler. O, Allah katından olmadığı halde: "Allah katındandır" derler, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.

Onlardan (Kitap ehlinden) bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı hâlde Kitab’dan sanasınız diye (okudukları) Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Hâlbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.

Onlardan bir grup, kitapta olmayanı ondan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler ve Allah katından olmadığı halde, “Bu Allah katındandır” derler. Onlar bile bile Allah hakkında yalan uydurmaktadırlar.

Ehl-i kitaptan bir gurup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları Kitap'tan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde: Bu Allah katındandır, derler. Onlar bile bile Allah'a iftira ediyorlar.

Onların bazısı, kitapta olmayanı kitaptan sanasınız diye dillerini bükerek kitabı taklit eder ve ALLAH katından olmadığı halde, "Bu ALLAH katındandır," derler. Bile bile, ALLAH adına yalan söylerler.

Kitap ehlinden öyle bir güruh da vardır ki, siz onu kitaptan sanasınız diye, dillerini kitaba doğru eğip bükerler. Halbuki o, kitaptan değildir. "Bu, Allah katındandır." derler; oysa o, Allah katından değildir. Allah'a karşı, kendileri bilip dururken, yalan söylerler.

Bir de onlardan bir fırka vardır dillerini kitaba eğer büğerler: onu kitabdan sanasınız diye: halbuki kitabdan değildir, hem o Allah tarafındandır derler: halbuki Allah tarafından değildir, de Allah namına bile bile yalan söylerler

Ve şüphesiz onlardan (ehl-i kitaptan) bir grup (var ki) kitaptan (Tevrât’tan) olmadığı hâlde okurken, kitaptan (Tevrât’tan) olduğunu sanasınız diye, dillerini eğip bükerler (kelimeleri çarpıtarak okurlar). Bu (okuduklarımız) Allah’ (ın kelâmı olan Tevrât) tandır derler, hâlbuki o (okudukları şeyler) Allah’ (ın kelâmı olan Tevrât) tan değildir. Onlar, bile bile Allah adına yalan söylüyorlar.

Onlardan¹ bir kısım kimseler de Kitap'ta olmadığı halde, Kitap'tan sanasınız diye Kitap'ı dillerini eğip bükerek okurlar. Oysa o Kitap'tan değildir. “Bu Allah katındandır.” diyorlar, oysa o, Allah'tan değildir. Allah adına bile bile yalan söylüyorlar.

1- Din adamları sınıfı. (Ruhban sınıfı, cemaat liderleri, tarikat şeyhleri, ilahiyatçılar, mezhep kurucuları, dini geçim kaynağı yapanlar, insanları k... Devamı..

Ehl-i Kitabdan öyle bir güruh da vardır ki (bir şey okuyorlarmış gibi) dillerini Kitaba doğru eğib bükerler, siz onu Kitabdan sanasınız diye. Halbuki o, Kitabdan değildir. «Bu, Allah katındandır» derler, o ise, Allah katından değildir. Allaha karşı, kendileri bilib dururken, yalan söylerler.

Doğrusu onlardan (ehl-i kitabdan) elbette bir fırka da vardır ki, kendisi Kitab'dan olmadığı hâlde, onu Kitab'dan sanasınız diye, (doğru kelimeyi değiştirerek) dillerini Kitab'la eğip bükerler. Ve o, Allah tarafından olmadığı hâlde: “Bu, Allah katındandır!” derler. Bu sûretle onlar, Allah'a karşı (hakikati) bile bile yalan söylerler.(1)

(1)“Dindar bir adam, din muhabbeti için: ‘Hak böyledir, hakīkat budur, Allah’ın emri böyledir’ der. Yoksa, Allah’ı kendi keyfine konuşturmaz. Hadsiz d... Devamı..

Onlardan öyle kimseler var ki, dillerini kitaba sokarlar. Siz onun söylediğini kitaptan zannedersiniz, ama söyledikleri kitabın içinde yoktur. (söyledikleri kitap dan çıkmayınca, bu defada) Söylediklerinin Allah’ın katından olduğunu söylerler, ama o söyledikleri de Allah’ın katından değildir. Onlar bile bile Allah adına yalan söylüyorlar.

Kitap’lılar arasında bir takımı da Kitap okurken ağızlarını eğip bükerler, bu okuduklarını Kitap’tan okuyor sanasınız diye. Oysaki bunlar Kitap’ta yoktur. «Bunlar Allah katındandır» derler. Oysaki Allah katından değildir. Onlar bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.

Ehl-i Kitaptan öyle bir güruh vardır ki o tahrif olunanı Kitaptan sanmanız için Kitabı, dillerini eğerek, bükerek okurlar [¹]. Kitaptan değil iken «Allah tarafındandır» derler. Halbuki o, Allah tarafından değildir. Onlar bile bile Allah/a karşı yalan söylerler.

[1] Âyeti yerinden oynatırlar veya Kitabı okurken dillerini, münzel olan âyetten muharref olan cihete döndürürler.

Onlardan belli bir grup [ferîk] vardır ki, kitaptan olmayan şeyi, siz kitaptan sanasınız diye, dillerini kitapla eğip bükerler ve söyledikleri Allah’ın katından olmadığı hâlde “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Böylece onlar bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.

Onlardan bir takımı (söyledikleri şeyler) kitapta olmadığı halde kitaptan zannedesiniz diye dillerini eğip bükerler. O, Allah katından olmadığı halde, “Allah katındandır” derler ve bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.

Onlardan bir kısmı da, söyledikleri Kitaptan olmadığı hâlde, siz onları Kitaba ait metinler sanasınız diye Kitabı okurken kendi uydurdukları sözleri ayetler arasına karıştırır, ilâhî üslûbu taklit etmeye çalışarak, dillerini eğip bükerler. Böylece, bâtıl teviller yaparak ilâhî hükümleri çarpıtırlar. O uydurdukları sözler Allah katından olmadığı hâlde, “Bunlar Allah katındandır!” diyerek Allah adına bile bile yalan söylerler.
Hıristiyanlara gelince, onların “Bizzat İsa Mesih, kendisini tanrı edinmemizi bize emretmişti!” sözleri çirkin bir iftiradan başka bir şey değildir:

Onlardan bir grup, Kitap’tan olmadığı halde onu Kitap’tan saymanız için dillerini Kitap’la ilgili eğip büküyorlar.
Allah katından olmadığı halde “O Allah katındandır” diyorlar.
Bile bile Yalan’ı Allah’a söylüyorlar.

Kimileri de sizi yanıltmak için kitaptan okuyormuş gibi ağız hareketleri yaparlar. Aslında kitaptan falan değildir. Bir de kalkıp aslında olmadığı halde: " Bunlar Allah kelâmı " diyorlar. kendi yalanlarını, Allah'ın üstüne atıyorlar. Hem de bile bile bunu yapıyorlar.

Kitap ehlinden bir grup var ki; Kitaptan olmadığı halde kitaptan zannetmeniz için dillerini eğip bükerler. "Bu Allah katındandır!" derler. Kendi sözlerini ayetmiş gibi algılatmaya çalışırlar. Hâlbuki söyledikleri Allah katından değildir. Bilerek Allah’a karşı yalan söylerler.

Şüphesiz ki onlardan (kitap ehlinden) bir grup, (okuduklarını) kitaptan sanasınız diye Kitab’ı (Tevrat’ı okurken) dillerini eğip bükerler. (Oysa) o (okudukları), Kitaptan (Tevrat’tan) değildir. (Söyledikleri) Allah katından olmadığı hâlde “O, Allah katındandır.” derler. Allah hakkında bilerek yalan söylerler. [*]

Burada kitap ehlinden bazılarının yaptığı gibi din ya da Allah adına konuşurken aldatmamanın gerekliliğine dikkat çekilmektedir.

Onlardan öyleleri de vardır ki kitapta olmayan bir şeyi, Allah’ın kitabından sanmanızı sağlamak için dilleriyle çarpıtırlar.¹ Ve ardından da Allah tarafından gönderilmeyen şeyler için: “Bu, Allah’ın katındandır.” derler. Böylece Allah adına bile bile, yalan söylerler.

1 Bk. (Nisâ: 42 ve dipnotu.)

Onlardan öylesi de var ki, [söyledikleri] Kitâb-ı Mukaddes’den olmadığı halde ondan olduğunu düşünesiniz diye dilleriyle Kitâb-ı Mukaddes’i çarpıtırlar ve Allah’tan olmadığı halde, “Bu, Allah’tandır!” derler; böylece bile bile Allah hakkında yalanlar uydururlar. ⁶⁰

60 Müfessirlerin çoğu, bunun, özellikle Kur’an’da sık sık Eski Ahid’i kasden tahrif etmekle itham edilen Yahudilere işaret ettiğini var sayarlar. Anca... Devamı..

Onların bir kısmı, kitaptan olmadığı halde sizin kitaptan zannetmeniz için dillerini eğip bükerler. Allah’ın kitabından okuyormuş gibi yaparlar, o Allah katından olmadığı halde “Allah katındandır” derler. Bile bile Allah hakkında yalan söylerler. 2/79, 6/93

Yine (Yahudilerden) öylesi de var ki, Tevrat’tan olmadığı hâlde ona ait olduğunu sanasınız diye dillerini eğip bükerek Tevrat’ı çarpıtırlar ve o Allah kelâmı olmadığı hâlde “Bu Allah kelâmıdır” derler: sonuçta onlar, bile bile Allah’a iftira etmiş olurlar.[⁶¹⁹]

[619] Bunun en tipik örneği Hz. İsa’nın tüm insanlığı yaratan ve yaşatan anlamına kullandığı “Babam” mecazını Pavlus Hıristiyanlığı’nın hakikate taşım... Devamı..

Kitap ehlinden bir güruh da vardır ki, -okuduklarını kitaptan sanasınız diye- kitabı okurken dillerini eğip bükerler, oysa o kitaptan değildir... Söyledikleri Allah katından olmadığı halde, "Bu Allah katındandır" derler. Allah adına bile bile yalan söylerler.

Onlardan (Kitap Ehlinden) bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı hâlde Kitab’dan sanasınız diye (okudukları) Kıtap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, "Bu, Allah katındandır" derler. Hâlbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.

Ve onlardan bir fırka da vardır ki, kitap ile dillerini eğer bükerler. Onu kitaptan sanasınız diye. Halbuki o kitaptan değildir. Ve derler ki, «O Allah katındandır.» Halbuki, o Allah tarafından değildir. Ve onlar bildikleri halde Allah Teâlâ'ya karşı yalan söylerler.

Ehl-i kitaptan bir kısmı da, aslında kitaptan olmadığı halde, Sizin kitaptan zannetmeniz için, Okurken ağızlarını dillerini eğip bükerler (bazı kelimelerin telaffuzunu değiştirirler). Bir şeyler söyleyip, “Bu Allah tarafındandır. ” derler. Halbuki o, Allah tarafından değildir. Bile bile Allah adına yalan uydururlar. [2, 75]

Onlardan bir grup var ki, Kitapta olmayan bir şeyi, siz Kitaptan sanasınız diye dillerini Kitapla eğip büker(sözlerini, Kitabın sözü imiş gibi göstermek için kelimeleri dillerinde bükerek okur, onları, Kitabın sözlerine benzetmeğe çalışır)lar ve: "O, Allah katındandır." derler. Oysa o, Allah katından değildir. Bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.

Ehl-i Kitâb'dan bir tâife vardır ki okuduklarını size kitâbdan zan itdirmek içün lisânlarını imâle iderler (kelimelerini ezüb büzerek, uzadarak okurlar) Halbuki o okudukları şeyler kitâbdan değildir (kendi uydurdukları şeylerdir) Bunlar Allâh tarafındandır dirler halbuki onlar Allâh'dan değildirler, öyle oldığını bildikleri halde Allâh Te'âlâ'ya iftirâ idüb yalan söylerler.

Onlardan bir takımı Kitaptan okur gibi dillerini eğip bükerler[*] ki Kitap’tan sanasınız. Ama Kitaptan değildir. “O Allah katındandır.” derler, ama Allah katından da değildir. Allah’a karşı bile bile yalan söylerler.

[*] Kitap'ta olmayan şeye "Kitaptandır" derler, onu kendilerince açıklamaya kalkarlar, kelimelerin anlamlarını kaydırırlar, dışarıdan bakıldığında anl... Devamı..

Onların bir kısmı, kitaptan olmadığı halde, sizin kitaptan zannetmeniz için kitaba bakarak dillerini eğip bükerler. O, Allah katından olmadığı halde “Allah katındandır” derler. Bile bile Allah hakkında yalan söylerler.

Kitap Ehlinden bir kısmı da var ki, kitabı okurken dillerini eğip bükerler—tâ ki, okudukları şeyi kitaptan sanasınız. Oysa o kitaptan değildir. Bir de derler ki, “Bu Allah katındandır.” Oysa o Allah katından değildir. Böylece, bile bile Allah hakkında yalan söyleyip dururlar.

Onlardan bir zümre vardır, aslında Kitap'tan olmayan bir şeyi siz Kitap'tan sanasınız diye, dillerini Kitap'la eğip bükerler. O, Allah katında olmadığı halde, "Bu, Allah katındandır." derler. Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler.

daħı bayıķ anlardan bir bölük, egerler dillerini kitāb’ıla tā sanasız anı ya'nį tevrįt durur değil kitāb’dan daħı degül ol kitāb’dan. daħı eydūrler ol Tañrı ķatından.” daħı degül ol Tañrı ķatından. daħı eydürler Tañrı üzere yalanı anlar bilürlerken.

Daḫı anlardan bir bölük vardur dillerin depredürler, ḥattā siz anı kitābdanṣanasız, daḫı ol kitābdan degüldür. Daḫı eydürler ol Allāh ḳatındandur, olAllāh ḳatından degüldür. Daḫı söylerler Allāh ḥaḳḳında yalanı anlar bilür‐lerken.

(Ey müsəlmanlar!) Onlardan (kitab əhlindən) bir zümrə də vardır ki, siz onların oxuduqlarını (Tövratdan) hesab edəsiniz deyə, kitab oxuyan zaman dillərini (qəsdən) o tərəf-bu tərəfə əyirlər (bükürlər). Halbuki onların bu oxuduqları kitabdan (Tövratdan) deyildir. Onlar isə: “Bunlar Allah tərəfindəndir”, -dedilər. Bunlar isə heç də Allah tərəfindən deyildir. Söylədikləri Allah dərgahından olmadığı halda, “Bu, Allah dərgahındandır”,- deyirlər. Onlar bilə-bilə Allaha qarşı yalan söyləyirlər.

And Lo! there is a party of them who distort the Scripture with their tongues, that ye may think that what they say is from the Scripture, when it is not from the Scripture. And they say: It is from Allah, when it is not from Allah; and they speak a lie concerning Allah knowingly.

There is among them a section who distort the Book with their tongues: (As they read) you would think it is a part of the Book, but it is no part of the Book; and they say, "That is from Allah," but it is not from Allah. It is they who tell a lie against Allah, and (well) they know it!


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.