19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ankebût Suresi 51. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Eve lem yekfihim ennâ enzelnâ ‘aleyke-lkitâbe yutlâ ‘aleyhim(c) inne fî żâlike lerahmeten veżikrâ likavmin yu/minûn(e)

Onlara yetmez mi ki şüphe yok, sana kitap indirdik, onlara okunup durmada; şüphe yok ki bu kitapta elbette inanan topluluğa hem rahmet var, hem öğüt.

Sana indirdiğimiz O Kitap -ki karşılarında okunup duruyor- onlara yeterli olmadı mı? Onda iman edecek bir kavim için elbette (büyük) bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır. (Çünkü Kur’an; dini, ahlâki, siyasi, ekonomik ve sosyal her türlü sorunun çözümüne esas olacak temel hükümleri içeren en yetkili ve en kutsi kaynaktır.)

Hayret doğrusu! Kendilerine okunup duran bu kitabı, sana indirmemiz onlara yetmez mi? Şüphesiz O'nda iman eden bir toplum için, hem rahmet, hem de öğüt vardır.

Sana sorumluluklarını tevdi etmek üzere indirdiğimiz, halen kendilerine okunmakta olan kitap, Kur'an mucize olarak zalimlere-müşriklere (ehl-i kitaba) yetmiyor mu? Elbette iman eden bir kavim için Kur'an'da rahmet, öğüt ve ibretler vardır.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 17/92; 26/197.

Kendilerine okunan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda iman eden bir topluluk için bir rahmet ve öğüt vardır.

51.İbnu Mace`in, İbnu Ebi Hatim`in ve Müsned`inde Darimi`nin rivayet ettiklerine göre bazı Müslümanlar yahudilerden duydukları şeyleri yazdıkları bazı... Devamı..

Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır.

Sana indirdiğimiz bu Kur'an, o mucize istiyenlere karşı okunub dururken, (hâlâ mucize olarak) kendilerine kâfi gelmedi mi? Şübhesiz ki Kur'an'da, iman edecek bir millet için büyük bir rahmet ve bir öğüd var.

Onlara okunan bir kitabı üzerlerine indirmemiz onlara yetmedi mi? Şüphesiz o Kur’anda inanan bir toplum için rahmet ve mesaj vardır.

Kendilerine okuduğun kitabı sana indirmiş olmamız onlara mucize olarak yetmedi mi? Çünkü bunda, inanacak bir toplum için kesinlikle rahmet ve öğüt vardır.

Onlara yetmez mi ki, sana kitap gönderdik, onlara okunuyor, inanan bir ulusçün bunda hem rahmet var, hem dahi öğüt vardır

Kendilerine okunan (bu) Kitab'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman edecek bir toplum için rahmet ve öğüt vardır.

“Kendilerine okunan (bu) Kitab’ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu?” söylemi; “vahyin içeriği, ilahi kökeninden gelen şaşırtıcı kanıtları ve Ku... Devamı..

Senin kendilerine okudığın kitâbı inzâl iylemekliğimiz ânlara kifâyet itmiyor mı? Bu Allâh’ın rahmetine delîl ve îmân iden kavimlere va’azdır.

Kendilerine okunan bir Kitap'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan topluluk için rahmet ve ibret vardır.*

Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi?[419] Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.

Hz. Peygamberden mucize isteyenlere karşı bu âyette, “Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi?” şeklinde cevap verilerek âde... Devamı..

Kendilerine okunan bu kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu? Elbette inanan bir topluluk için onda rahmet ve ibret vardır.

Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.

Bu kitabı sana indirmiş olmamız ve kendilerine okunması onlara yetmez mi? Bunda inanan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.

Sana indirdiğimiz ve onlara okunmakta olan kitap, kendilerine yetmedi mi? Bunda iman edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve öğüt vardır.

Yetişmedi mi daha onlara ki sana kitab indirdik, karşılarında okunup duruyor? Şübhesiz ki onda iyman edecek bir kavm için muhakkak bir rahmet ve ilâhî bir ıhtar var

Kendilerine okunan Kitâb’ı (Kur’ân’ı) sana vahyetmiş olmamız (mu‘cize olarak) onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.

Kendilerine okunan Kitap'ı sana indirmemiz onlara yetmedi mi? Kuşkusuz bunda¹ inanan bir toplum için bir rahmet² ve zikir³ vardır.

1- Kur\an\da. 2- İnsanlığa kurtuluşun yollarını gösteren, onları karanlıklardan aydınlığa çıkaracak olan. 3- Öğüt.

Sana indirdiğimiz o kitâb — ki (müstemirren) karşılarında okunub duruyor — onlara kâfi gelmedi mi? Onda îman edecek bir kavm için elbette (büyük) bir rahmet (ve ni'met) ve bir öğüt var.

Şübhesiz bizim sana indirdiğimiz (ve) kendilerine okunup durmakta olan bu Kitab, onlara yetmedi mi? Şübhesiz bunda, îmân edecek bir kavim için, gerçekten bir rahmet ve bir nasîhat vardır.(2)

(2)“Milyonlar Arabî (Arabca) kitablar yazılmışlar, meydandadır. Şimdi bütün bu kitabların en belîğleri, en fasihleri (ma‘nâca en güzel ve ifâdesi en a... Devamı..

Mucize olarak kendilerine okunan, sana indirdiğimiz kitap onlara yetmedi mi? Elbette ki bunda inanan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.

Yoksa onlara okunmakta olan Kur’an’ı sana bildirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda inananlar takımı için kesin bir esirgeme, bir öğüt vardır.

Yoksa onlara okunup durmakta olan Kitabı sana inzâl edişimiz elvermiyor mu? Bunda iman eden cemaat için, hem rahmet, hem öğüt vardır.

Muhakkak ki kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu?³¹ Hiç şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.

31 Bu ayet Hz. Peygamber’den mucize isteyenlere karşı bir cevaptır. Bu cevapta, Kur’an’ın sürekli bir mucize oluşuna vurgu vardır. Bütün zamanlar için... Devamı..

Kendilerine okunmakta olan kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman etmekte olan bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir hatırlatma vardır.

Kendilerine gece gündüz okunup duran ve her ayeti başlı başına birer mûcize olan bu Kitabı sana göndermemiz, onlara mûcize olarak yetmiyor mu? Hiç kuşkusuz bunda, inanmaya gönlü olan insanlar için rahmet ve şefkatimizin en açık bir tecellîsi ve kulaklara küpe olması gereken bir öğüt vardır.

Onlara okunan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmedi mi?
İnanacak bir kavim için bunda elbette hatırlatmalar ve rahmet vardır.

Acaba kendilerine okuduğun bu Kitabı, sana indirmiş olmamız, onlar için yeterli değil mi? Halbuki bu Kitap'ta, inanç toplumu için gerekli olan sevgi de vardır ibret dolu anılar da.

Kendilerine okunan Kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmedi mi? Şüphesiz kitabımızda inananlar için rahmet ve öğüttür. Kitaptaki rahmete, öğütlere itibar etmeleri gerekirken başka şeylere mi itibar ediyorlar?

Kendilerine [tilavet] edilmekte (okunup aktarılmakta) olan Kitabı (Kur’an’ı) sana indirmemiz onlara yetmedi mi? [*] Elbette iman eden bir toplum için onda rahmet ve (gerçeğin) hatırla(t)ması vardır.

Bu cümle Kur’an dışı mucize beklentileri, mucize kabulleri ve iddialarının geçersizliğini göstermektedir. Bkz. İsrâ 17:59; Kamer 54:2. Kur’an, başka d... Devamı..

Kendilerine okunmakta olan Kitabı, sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?¹ Şüphesiz bu (kitapta,) inanan bir topluluk için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt vardır.

1 Bu âyetin, eğer öncesine bakarsak, “O (Muhammed’e) Rabbinden bir kısım mûcizeler indirilse olmaz mıydı?” diyen zâlimlere cevap olarak indirildiği an... Devamı..

Hayret! Bu ilahî kelâmı, kendilerine iletmen için sana göndermiş olmamız onlara yetmez mi? ⁵⁰ Kuşkusuz onda rahmet[imizin tezahürü] ve iman edecek kimseler için bir uyarı vardır.

50 Yani, “bu vahyin içeriği, ilahî kökeninden gelen ‘mucizevî kanıtlar’ın yardımı olmadan özünde yatan hakikati kavramaları için yeterli değil midir?”... Devamı..

Hem kendilerine okunan bu kitabı/Kuran’ı sana indirmiş olmamız, onlara mucize olarak yetmiyor mu? Oysa bunda inanacak bir toplum için tarifsiz bir rahmet ve ilahi bir öğüt vardır. 7/203, 4/82, 16/64

Ne yani! Şimdi bu İlâhi kelâmı, kendilerine iletmen için sana indirmiş olmamız (mucize olarak) onlara yetmedi mi?[³⁵³⁹] Elbet bunda, inanacak bir toplum için tarifsiz bir rahmet ve İlâhi bir uyarı zaten vardır.

[3539] Eğer birine bu vahiy mucize olarak yetmiyorsa, ona hiçbir mucize yetmez. Her nebinin bir nübüvvet âyeti/belgesi vardır, Kur’an Hz. Muhammed’in ... Devamı..

Kendilerine okunan bu Kitab'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? (Ki bu mucizenin ta kendisidir. Onda, kendilerinden öncekilerin haberleri, aralarındaki ayrılıkların hükümleri vardır, oysa sen okuma-yazma bilmeyen birisin, kitap ehlinden birisiyle bir arada bulunmuş da değilsin!.. Bu haberleri ve bu kadar hikmetli sözleri senin söylemene imkan var mıdır?) Elbette iman eden bir topluluk için bunda rahmet ve ibret vardır.

Kendilerine anlatılan kitabı sana indirmemiz, onlara yetmedi mi? Şüphesiz iman eden bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır.

Onlara kafi gelmedi mi ki, şüphesiz Biz senin üzerine kitabı indirdik, onlara karşı tilâvet olunmaktadır. Muhakkak ki, onda imân eden bir kavim için elbette bir rahmet ve bir nasihat vardır.

Hem kendilerine okunan bu kitabı indirmemiz onlara kâfi gelmiyor mu? Elbette bunda iman edecek kimseler için bir rahmet ve yeterli bir ders vardır. [26, 197; 17, 92]

Kendilerine okunan Kitabı sana indirmemiz, onlara yetmedi mi? Şüphesiz inanan bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır.

Bizim onlara indirdiğimiz ve kendilerine tilâvet olunan kitâb onlara mu'cize olarak kâfî değil midir? Bunda îmân iden kavim içün rahmet ve mev'ıza vardır.

Anlaşılır bir şekilde okunan bu Kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? İnanan bir topluluk için bu bir ikram ve doğru bilgidir.

Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız, onlara yetmez mi? Çünkü onda inanacak bir toplum için rahmet ve öğüt vardır.

Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? İman edecek bir topluluk için, hiç kuşkusuz, onda bir rahmet ve öğüt vardır.

Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.

ay daħı dap olmadı mı anlara kim bayıķ biz indürdük üzerüñe ķur’ān’ı oķınur anlaruñ üzere? bayıķ anuñ içinde raḥmetdür daħı añmaķdur ķavma kim inanurlar.

Yitişmez mi anlara ki biz indürdük senüñ üstüñe Ḳur’ānı ki oḳunuranlar üstine. Taḥḳīḳ anda raḥmetler vardur ve naṣīḥatler vardur mü’minlere.

Məgər (müşriklər) oxunmaqda olan Kitabı sənə nazil etməyimiz onlara kifayət etmədimi? Həqiqətən, bunda iman gətirən bir tayfa üçün həm mərhəmət, həm də öyüd-nəsihət (ibrət) vardır!

Is it not enough for them that We have sent down unto thee the Scripture which is read unto them? Lo! herein verily is mercy, and a reminder for folk who believe.

And is it not enough for them that we have sent down to thee the Book which is rehearsed to them? Verily, in it is Mercy and a Reminder to those who believe.(3482)

3482 The perspicuous Qur'an, as explained in detail by Allah's Messenger, in conjunction with Allah's Signs in nature and in the hearts of men, should... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.