19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ankebût Suresi 29. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

E-innekum lete/tûne-rricâle vetakta’ûne-ssebîle vete/tûne fî nâdîkumu-lmunker(a)(s) femâ kâne cevâbe kavmihi illâ en kâlû-/tinâ bi’ażâbi(A)llâhi in kunte mine-ssâdikîn(e)

Siz, boyuna erkeklerle mi temas edecek, meşru yolu mu kesecek, meclislerinizde hep kötü işlerde mi bulunacaksınız? Kavminin cevabı, ancak eğer doğru söyleyenlerdensen Allah azabını getir bize sözü olmuştu.

(Bu uyarılara rağmen) "Siz (hâlâ) erkeklere yaklaşacak, yol kesip (eşkıyalıkla uğraşacak) ve bir araya gelişlerinizde (bu rezillik ve) çirkinlikleri (hiç utanmadan) yapıp duracak mısınız?" Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: "Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah’ın azabını getir (de görelim)" demekten ibaretti.

Siz erkeklere azgınca bir şehvetle yaklaşarak, yolları keserek, toplantılarınızda her türlü hayasızlığı yapacaksınız öyle mi?” Kavminin cevabı sadece: “Eğer doğrulardan isen, haydi Allah'ın azabını getir!” demek oldu.

“Siz, helâl yoldan karşı cinsle meşrû ilişkiyi bırakıp, ille de, erkeklere yaklaşacak, soygun yapmak, erkeklere tecavüz etmek, adam öldürmek için yol kesecek, toplantılarınızda aklın ve şeriatın suç saydığı, haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği sapık ilişkilerde bulunacak ve hayasızlık mı yapacaksınız?” dedi. Kavminin Lût'a cevabı:
“İddialarında, tehdit ettiğin konuda doğru isen, Allah'ın azâbını getir bize” demelerinden ibaretti.

Siz erkeklere yanaşıyor, yolu kesiyor ve toplantı yerlerinizde çirkin işler mi yapıyorsunuz?" Kavminin cevabı ancak: "Eğer doğru sözlülerden isen bize Allah'ın azabını getir haydi!" demeleri oldu.

'Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?' Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: 'Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah'ın azabını getir' demek oldu.

Cidden hâlâ erkeklere gidecek, (mal aşırmak için) yolu kesecek ve toplantınızda edebsizlik yapıb duracak mısınız?” Buna karşı kavminin cevabı, ancak şöyle demeleri olmuştur: “- Eğer doğru söyliyenlerdensen, getir bize Allah'ın azabını.”

“Sizler, erkeklere (şehvetle mi) varıyorsunuz? Yol mu kesiyorsunuz? Meclisinizde iğrenç işler mi yapıyorsunuz?” dedi. Ona kavminin cevabı ise, ancak: “Eğer doğrulardan isen, bize Allah’ın azabını getir” demek oldu.

“Siz ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarda edepsizlikler yapacak mısınız/grup seks mi yapacaksınız?”

Erkeklere yanaşıp, döl yolunu keserek, derneklerinizde iğrenç işler yaparsınız!»; ulusunun cevabı ancak: «Eğer sen gerçeksen, bize getir Allahın azabını!» demek olmuştur

“Siz hâlâ (kadınları bırakıp) erkeklere yanaşacak, (neslin çoğalma) yol(unu) kesecek ve üstelik bu çirkinliği kamuya açık yerlerde güpegündüz guruplar halinde yapacaksınız öyle mi?” Kavminin cevabı: “Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi Allah'ın azabını getir bize!” demekten başka bir şey olmadı.

28, 29. Lût kavmine didi ki: "Öyle rezîlâne bir fi’ilde bulunuyorsunuz ki sizden evvel ’âlemde hiç bir kimse böyle hareketde bulunmamışdır. Erkekler ile münâsebetde mi bulıunacaksınız? Kuttâ-’ı tarîklik mi ideceksiniz? Biri birinize ef’âl-i şenî’a mı yapacaksınız?" Bu kavmin cevâbı ne oldı? "Eğer sözünde sâdık isen bizim üzerimize ’azâb-ı ilâhîyi da’vet it" didiler.

"Erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz?" Milletinin cevabı: "Doğru sözlü isen bize Allah'ın azabını getir" demek oldu.

“Siz hâlâ erkeklere yanaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?” Kavminin cevabı, “Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi Allah’ın azabını getir bize” demeden ibaret oldu.

“Siz hâlâ erkeklere yaklaşacak, meşrû yolu kapatacak, toplantılarınızda ahlâk dışı işler yapacak mısınız?” Kavminin tek cevabı şu oldu: “Hadi, doğru söyleyenlerden isen başımıza Allah’ın azabını getir de görelim!”

(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah'ın azabını getir bize!

"Siz erkeklerle cinsel ilişki kuruyor, yolları kesiyor ve toplantılarınızda her kötülüğü işliyorsunuz." Halkının biricik karşılığı, "Doğrulardan isen ALLAH'ın azabını getir bakalım,"demeleri oldu.

"(Bu ilâhî ikazdan sonra) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?" Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: "Doğru söyleyenlerden isen Allah'ın azabını getir bize!"

Cidden siz hâlâ erkeklere gidecek ve yolu kesecek ve meclisinizde edebsizlik yapıp duracak mısınız? Buna kavminin cevabı ancak şöyle demeleri oldu: «haydi getir bize Allahın azâbını sadıklardan isen»

(Ey kavmim! Bunca uyarılarıma rağmen) siz (hâlâ) erkeklere (şehvetle) yaklaşacak, (neslin çoğalma) yol (unu) kesip ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler (hayâsızlıklar) yapacak mısınız?” Kavminin cevabı ise şöyle demelerinden ibaret oldu: “(Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, haydi, Allah’ın azabını getir bize!”

“Gerçekten siz; erkeklere yönelecek, yanlış yolu seçecek ve bir araya gelerek çirkinlik yapacak mısınız?” Halkının yanıtı: “Eğer doğru söyleyenlerden isen Allah'ın azabını bize getir.” demeleri oldu.

«Siz her halde erkeklere gidecek, yol kesecek, toplantı yerinizde meşru olmayanı yapacak mısınız»? Kavminin cevâbı: «Eğer doğru söyleyenlerdensen Allahın azabını getir bize» demelerinden başkası olmadı.

“Gerçekten siz hâlâ erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edebsizlik yapıp duracak mısınız?” Buna rağmen kavminin cevâbı: “Eğer (iddiâsında) doğru kimselerden isen, Allah'ın azâbını bize getir!” demelerinden başka bir şey olmadı.

“(Kadınlardan başka) Erkeklere şehvetle gidiyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda çirkin şeyler yapıyorsunuz” demişdi. Kavminin cevabı da “Eğer doğru söyleyenlerden isen, Allah’ın azabını başımıza getir” demeleri olmuştur.

Ah, siz erkeklere mi yaklaşmadınız, yoları mı kesmediniz, derneklerinizde uygunsuz işler mi yapmadınız!" ulusunun verdiği karşılık ancak şu oldu: "Eğer sen doğru bir kimse isen Allah’ın azabını bize getir de görelim."

28, 29. Lût/u da gönderdik. Hani o, kavmine şöyle demişti: Sizden evvel âlemde hiçbir kimsenin yapmadığı hayasızlığı yapıyorsunuz. Siz erkeklere mi yanaşmıyorsunuz? Namuslarına veya mallarına taarruz için yolları mı kesmiyorsunuz? Derneklerinizde her nevi yüzsüzlük mü yapmıyorsunuz? Kavminin ona cevabı istihza ile «— İddianda gerçek diyorsan bize Allah/ın azabını getirin» demekten ibaret kaldı.

“Siz hâlâ erkeklere yanaşacak,²⁰ yol kesecek ve toplantılarınızda bu kötülüğü (herkesin gözü önünde) yapıp duracak mısınız?” Kavminin cevabı: “Eğer sen doğru söyleyenlerden isen haydi Allah’ın azabını bize getir” demekten başka bir şey değildi.

20 Krş. A’râf, 7/81

“Siz (yine de) erkeklere yaklaşacak, (Allah'ın üreme için takdir ettiği) yolu kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?” Bunun üzerine kendi kavminin cevabı yalnızca, “Eğer doğru söylemekte olanlardan isen, bize Allah'ın azabını getir” demek oldu.

“Demek siz, cinsel arzunuzu tatmin için erkeklere yöneliyor, kervanların yolunu kesip eşkıyalık yapıyor ve toplantılarınızdaaçıktan açığa çirkin işler yapıyorsunuz, öyle mi?”
Bu uyarılara karşılık kavminin ona cevabı, “Boş ver bunları; eğer iddianda samîmî isen, o zaman haydi durma, tehdit edip durduğunAllah’ın azâbını başımıza getir de görelim!” demekten başka bir şey olmadı.

“Gerçekten siz mi, Adamlar’a yanaşıyorsunuz, Yol’u kesiyorsunuz, toplantılarınızda Münker’e / Olmadık Kötü İşler’e geliyorsunuz?”.
Kavminin cevabı:
-“Sadıklar’dan / Özü-Sözü Doğrular’dan isen, hadi, bize Allah’ın azabını getir!” demekten başka bir şey olmadı.

Şimdi siz, erkeklerle münasebette bulunuyor, yollarda bekleşiyor ve bu pisliği köy odalarına kadar taşıyorsunuz öyle mi? ” deyince halkının buna cevabı: " Sevgili Lût! eğer samimî isen, hadi Allah'tan belâmızı iste de görelim. " demek oldu.

"Siz hâlâ erkeklerle cinsel ilişki kuracak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?" Kavminin cevabı, "Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi Allah’ın azabını getir bize!" demek oldu.

Siz erkeklere yaklaşacak, yol kesecek [*] ve toplantılarınızda o çirkinliği mi yapacaksınız!” [*] Kavminin cevabı ise “Doğru söyleyenlerdensen bize Allah’ın azabını getir!” demelerinden başka bir şey olmamıştı.

“Yol kesme” ifadesi, bilinen anlamda “yol kesmek” anlamına gelebileceği gibi, neslin üreme yolunu kesmek anlamına da alınabilir ki bu tercih konu bütü... Devamı..

“Siz (hâlâ) ille de erkeklere ilişmeye, (bu iş için) yol kesmeye ve toplantılarınızda pis işler¹ yapmaya devam edecek misiniz?” dedi. Bunun üzerine kavminin cevabı sadece: “Eğer doğru söylüyorsan (haydi) bize Allah’ın azabını getir (bakalım.)” demek oldu.

1 Bu pis işlerin; toplum içerisinde sesli yellenmek, yabancı ve gariplerle alay etmek, açıktan birbirlerine ilişmek gibi daha pek çok şey olduğu hakkı... Devamı..

Siz, erkeklere [azgın bir şehvetle] yaklaşıp [cinsler arasında tabii olan] yolu kapatmıyor musunuz? ²⁴ Ve bu utanç verici suçları [açık] toplantılarınızda işlemiyor musunuz?” Ama kavmi, “Peki,” diye cevap verdi, “eğer doğruları söyleyenlerden isen, başımıza Allah’ın azabını getir bakalım!”

24 Tekta‘ûne’s-sebîl deyiminin bu farklı yorumu, Beğavî ve (Hasan Basrî’nin rivayetine istinaden) Zemahşerî tarafından ortaya atılmıştır; Râzî bu yoru... Devamı..

– Siz, nasıl oluyor da erkeklerle ilişkiye giriyor, meşru ilişki yolunu kapatıyor ve bir araya gelince de her türlü edepsizliği yapabiliyorsunuz? Halkının Lut’a cevabı ise: – Eğer doğru söylüyorsan haydi durma bize Allah’ın şu azabını getir demekten başka bir şey olmadı. 11/77...83, 51/36, 67/25

Evet, erkeklere (şehvetle) yaklaşanlar ve yol kesenler;[³⁵⁰³] üstelik bu çirkinliği kamuya açık kulüplerde güpegündüz gurup halinde işleyen siz değil misiniz?”[³⁵⁰⁴] Fakat kavminin tek cevabı: “Eğer doğru sözlü biriysen, haydi Allah’ın azabını getir de görelim bakalım!” diye (meydan okumaktan) ibâretti.

[3503] Veya: “(Şehveti tatmin için doğal olan) yolu kesen..” Meale çıkardığımız “yol kesme”, malum fiili işlemek için, gelip geçen yolcuların yolunu k... Devamı..

(Bu uyarılara rağmen siz hâlâ) "Erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapmaya devam mı edeceksiniz?" diyerek onları uyardı. Kavminin cevabı ise ancak: 1Doğru söyleyenlerden isen, Allah’ın azabını getir bize!" (de görelim) demek oldu.

Siz hâlâ erkeklere yanaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda kabul edilemez işleri yapacak mısınız?" Kavminin cevabı, "Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi Allah’ın azabını getir bize" demeden ibaret oldu.

«Siz hâlâ erkeklere gidecek ve yolu kesecek ve toplantılarınızda çirkin şeyleri yapacakmısınız?» Artık (O'nun) kavminin cevabı, «Eğer sen sâdıklardan isen bize Allah'ın gazabını getir» demekten başka olmadı.

Allah'ın bu uyarmasından sonrasiz hâlâ şehvetle erkeklere varacak, yolu kesecekve toplantılarınızda edepsizlik yapmaya devam edecek misiniz? ”Halkının ona cevabı şundan ibaret oldu: “Doğru söylüyorsan bizi tehdit ettiğin, Allah'ın o azabını getir de görelim! ”

Siz (kadınları bırakıp) erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz ve toplantılarınızda edepsizce şeyler yapıyorsunuz ha?.. Kavmi'nin cevabı, sadece: "Eğer doğrulardan isen, haydi Allah'ın azabını getir!" demeleri oldu.

"Siz erkeklere fi'il-i livatayı icrâ ider, yol kesüb kervanları soyar, misâfirhânenize gelen garîblere fenâ işler yapar mısınız? (Bu ef'âlin cezâsını görirsiniz)" didikde ona cevâben: "Eğer sen sözinde sâdık isen bize Allâh'ın 'azâbını getir" didiler.

Siz doğru ilişkiyi keserek erkeklere yanaşıyor; bir de o çirkinliği toplu olarak yapıyorsunuz ha!? ” Halkının verdiği tek cevap şu oldu: “Eğer haklıysan uğraş da Allah bizi çarpsın.”

Siz, erkeklere yanaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda kötü şeyler yapıyorsunuz, öyle mi? Kavminin cevabı ise:-Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bize Allah'ın azabını getir, demekten başka birşey değildi.

“Hâlâ erkeklere şehvetle yaklaşmaya, yol kesmeye, toplantılarınızda hayâsızlık yapmaya devam edecek misiniz?” Kavminin ona verdiği cevap, “Doğru söylüyorsan bize Allah'ın azabını getir” demekten ibaret oldu.

"Erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz, toplantılarınızda çirkinlikler sergiliyorsunuz, öyle mi?" Toplumunun cevabı sadece şunu söylemek oldu: "Eğer doğru sözlülerdensen, hadi getir bize Allah'ın azabını!"

“iy bayıķ siz gelürsiz erenlere daħı kesersiz yolı daħı gelürsiz dirnegüñüz yirinde yöni bulınmaz neseneye?” pes olmadı ķavmınuñ cevābı illā kim eyittiler “getür bize Tañrı 'aźābını eger olduñ-ise girçeklerden.”

Taḥḳīḳ siz irkeklere varursız, daḫı yolları kesersiz ve işlersiz cemā‘at olup yirlerüñüzde yaman işleri. Lūṭ ḳavmi cevābı degül‐idi, illā eyitmek: Getü‐rüñüz bize Tañrı Ta‘ālānuñ ‘aẕābını. Eger sen girçeklerden iseñ, didiler.

Həqiqətən siz (şəhvətlə) kişilərə yaxınlaşır, (müsafirlərin namusuna toxunmaq, mallarını əllərindən almaq üçün) yol kəsir və məclislərinizdə (bir-birinizlə) çirkin iş görürsünüz?” Tayfasının (Lutun sözlərinə) cavabı ancaq: “Əgər doğru danışanlardansansa, bizə Allahın əzabını gətir!” – deməkdən ibarət oldu.

For come ye not in unto males, and cut ye not the road (for travellers), and commit ye not abomination in your meetings? But the answer of his folk was only that they said: Bring Allah's doom upon us if thou art a truth teller!

"Do ye indeed approach men, and cut off the highway?-(3450) and practise wickedness (even) in your councils?" But his people gave no answer but this: they said: "Bring us the Wrath of Allah if thou tellest the truth."(3451)

3450 They infested highways and committed their horrible crimes not only secretly, but openly and publicly, even in their assemblies. Some Commentator... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.