Kâlû enu/minu leke vettebe’ake-l-erżelûn(e)
Dediler ki: Sana, aşağılık kişiler uymuş, biz de mi inanalım sana?
Bunun üzerine (inkârcı ve inatçı kavmi Hz. Nuh’a) dediler ki: "(Etrafında sadece) Düşük seviyeli (bayağı ve aşağı tabakadan etkisiz ve yetkisiz insanlar toplanıp) tâbi olmuşken, biz sana iman eder (ve onların seviyesine düşer) miyiz?"
“Toplumun en aşağı tabakasından, insanların senin ardına düştüğünü göre göre, tutup sana mı inanacağız?” dediler.
Dediler ki: "Sana aşağılık insanlar uymuşken biz sana iman eder miyiz?"
Dediler ki: 'Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?'
Onlar dediler ki: “- Arkana hep düşük kimseler takılmışken, biz sana iman eder miyiz?”
Onlar: “Bütün düşükler sana uymuşken, biz nasıl sana inanalım?” dediler.
Kavmi, Nûh'a şöyle dedi: “Sana, düşük seviyeli kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!”
Dediler ki: «Sana nice uyalım, sana uyanlarsa ayak takımlarıdır !»
Dediler ki: “Sana hep sıradan kimseler uymuş iken, biz sana inanır mıyız hiç?”
106-111. Birâderleri Nûh ânlara "Allâh’an korkmıyacak mısınız? Ben size emîn bir rasûl sıfatıyla geliyorum Allâh’dan korkınız ve bana itâ’at idiniz. Ben sizden ücret istemiyorum benim ücretimi rabbu’l ’âlemîn virir, Allâh’dan korkınız bana itâ’at idiniz" didiği vakit "Ancak kavmin esâfili sana ittibâ’ ider iken biz sana inanır mıyız? cevâbını virdiler.
"Sana mı inanacağız? Sana en rezil kimseler uymaktadır" dediler.
Dediler ki: “Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız?”
Şöyle cevap verdiler: “Seni toplumun en aşağı kesiminin izlediğini göre göre sana iman eder miyiz!”
Onlar şöyle cevap verdiler: Sana düşük seviyeli kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!
Dediler ki, "Seni izleyenler bayağı ve kötü kimseler iken, nasıl olur da sana inanırız?"
"Â, dediler, senin ardına hep düşük kimseler düşmüşken, biz sana hiç inanır mıyız?"
A, dediler: hiç biz sana inanır mıyız? Senin ardına hep o ezrail düşmüş?
(Kavmi, Nûh’a cevaben,) “Sana, (toplumumuz içerisindeki) hâli düşük kimseler (sıradan insanlar ve fakirler) tâbi olmuşken, (biz hiç) sana inanır mıyız!” dediler.
“Toplumun en yoksun kesimi sana uymaktayken, biz kendimizi onlarla bir tutup sana inanır mıyız? Dediler.
Dediler ki: «Arkana hep bayağı kimseler düşmüşken biz sana îman eder miyiz»?
(Onlar:) “Sana en düşük kimseler (fakirler) tâbi' olmuşken, (biz) sana îmân eder miyiz?” dediler.
Onlar da “Toplumun en aşağılık (rezil) insanları sana tabi olmuşken, biz sana mı inanacağız” dediler.
Dediler: «Biz sana nasıl inanabiliriz ki, sana uyanlar hep aşağılık kimselerdir.»
Onlar şöyle dediler: «— Biz sana inanır mıyız? Halbuki sana tâbi olanlar esâfil takımıdır».
Dediler ki: “Sana birtakım aşağılık/ayak takımı [erzelûn] kimseler tabi olmuşken, hiç sana inanır mıyız?”
Dediler ki: “Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?”
Buna karşılık onlar, “Ey Nûh!” dediler, “İçimizdeki enyoksul, gariban ve aşağılık kimseler sana uymuşken, sana iman etmemizi nasıl beklersin bizden? Eğer bu din güzel bir şey olsaydı, herkesten önce bizim gibi akıllı, zengin ve yetenekli insanların ona inanması gerekmez miydi? Fakat görüyoruz ki, hep fakir ve zayıf insanlar senin peşine takılmış. Önce onları yanından kov, belki o zaman sana inanırız.”
Dediler ki: -“Sana Ayak Takımı uymuş iken, sana inanır mıyız?”.
Kalabalık: " Sana nasıl inanalım ki! Sana uyanlar hep ayak takımı. "
Dediler ki; "Ey Nuh! Hiç aklını kullanmıyor musun? Toplumdaki bayağı, aşağılık, statüsü olmayan kimseler sana uyarken, biz sana niye inanalım? Görmüyor musun? Akıllı, bilgili, varlıklı insanlar sana sırt çevirdiler. Etrafında bir sürü zayıflar, fakirler var. Eğer sende ve senin dediklerinde bir hayır olmuş olsaydı, önce zenginler, soylular, mevki, makamı olan şerefli insanlar inanırdı. Hâlbuki nerede miskin, işe yaramaz varsa seni dinliyor. Bizim miskinlerin, işe yaramazların arasında ne işimiz var?"
Onlar da: “Sana aşağılık kimseler uyup dururken, biz hiç sana îman eder miyiz?” dediler.
Onlar: Toplumun ayak takımı sana uymuşken biz sana mı inanacağız? Dediler. 11/29...32
Dediler ki: “Ne yani, toplumun en düşüklerinin sana tâbi olduğunu bile bile sana inanalım mı?”
Fakat onlar; "Sana nasıl iman ederiz? Senin peşine takılanlar en bayağı kimselerdir" diyerek karşı geldiler.
Dediler ki: "Sana bayağı kimseler uymuşken biz sana iman eder miyiz?"
Dediler: «Sana imân eder miyiz? Halbuki, sana en bayağı kimseler tebaiyyet edivermişlerdir.»
“A! ” dediler, “Seni izleyenlerin, toplumun en aşağı tabakasından olduklarını göre göre sana inanmamızı nasıl beklersin? ” [6, 52-53; 80, 5-12]
Dediler ki: "Sana bayağı kimseler uymuşken biz sana inanır mıyız?"
Onlar: "Biz sana îmân mı ideriz? Sana tâbi' olanlar erâdil ve esâfildir" didiler.
“Şu aşağılık kimseler peşindeyken sana inanmamızı mı bekliyorsun?” dediler.
-Sana ayak takımı tabi olmuşken, biz sana inanır mıyız? dediler.
Onlar, “Sana uyanlar hep ayak takımı; biz sana inanır mıyız?” dediler.
Dediler: "Biz sana inanır mıyız? Seni, o bayağı zavallılar izliyor."
eyittiler “inanamıvuz saña uymış iken saña ħorıraķlar?” ya'nį mal içinde yā pįşede baśmaķçı gibi.
Eyitdiler: Īmān mı getürelik size? Ve saña uyupdur bizüm ẕelīllerümüz.
Onlar: “Sənə ən rəzil (səfil, yoxsul) adamlar tabe olmuşkən, biz sənə imanmı gətirəcəyik?” – dedilər.
They said: Shall we put faith in thee, when the lowest (of the people) follow thee?
They said: "Shall we believe in thee when it is the meanest that follow thee?"(3189)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |