Festecebnâ lehu fekeşefnâ mâ bihi min durr(in)(s) veâteynâhu ehlehu vemiślehum me’ahum rahmeten min ‘indinâ veżikrâ lil’âbidîn(e)
Böylece Biz de onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona katımızdan bir rahmet (bahşettik) ve ibadet (istikamet ve teslimiyet) ehli için de bir zikir (öğüt ve ibret) olmak üzere, (ona hem eski servetini ve) ailesini ve onlarla beraber, (benzer nimetlerimizin) bir mislini daha verdik.
Derken duasını kabul ettik de, O'nu çektiği dertten kurtardık ve katımızdan bir rahmet ve ibadet edenlere bir ibret ve hatıra olmak üzere, O'na ailesini ve onlarla beraber, hastalık dolayısıyla kaybettiklerinin bir mislini de verdik.
Onun duasını kabul ettik. Başına gelen dertten, hastalıktan onu kurtardık. Katımızdan bir rahmet, bizi tanımada, candan müslüman olarak bize bağlanmada, saygıyla bize kulluk ve ibadette daim olanlara bir hâtıra, inkâr edenlere de bir uyarı olmak üzere, kaybettiği nüfusunu bir kat artırarak ona yeni bir nesil verdik.
Biz de onun duasını kabul ettik, üzerindeki derdi kaldırdık ve tarafımızdan bir rahmet, ibadet edenler için de bir ibret olarak ona ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını daha verdik.
Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik.
Biz de duasını kabul edip hemen kendisindeki hastalığı giderdik. Tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için de bir hatıra olmak üzere, ona (diriltmek suretiyle) hem ailesini (çoluk çocuğunu), hem onlarla beraber daha bir katını verdik.
Biz de, kendimizden bir rahmet ve abitler için bir hatıra olarak, onun duasını kabul ettik, ondaki hastalığı giderdik, ailesini ve bir o kadar daha onlarla beraber ona verdik.
Biz de onun duasını kabul etmiş ve başına gelen sıkıntıyı kaldırmıştık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere, ona tekrar ailesini ve olanlarla beraber bir katını daha vermiştik.[333]
Hemen onu cevapladık, her derdini hallettik, kulluk eden kimselere, hem bir öğüt, hem de katımızdan bir rahmet olarak, bir katını daha verdik!
Biz de onun duasını kabul edip kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve gereği gibi kullukta bulunanlar için bir ibret olmak üzere ona yakınlarını bir kat daha artırarak geri vermiştik.
Du’âsını kabûl ve başındaki belâyı belâyı def’ itdik ’âilesini i’âde ve bir yeni ’âile ilâve iyledik bunlar hep rahmetimizin eseri ve bize ’adâvet idenlere ’ibret idi.
Biz de onun duasını kabul etmiş ve başına gelenleri kaldırmıştık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere ona tekrar ailesini ve kaybettikleriyle bir mislini daha vermiştik.
Biz de onun duasını kabul edip kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta bulunanlar için de bir ibret olmak üzere ona ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik.
Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için anılacak bir örnek olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik; ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.
Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik ve ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.
Biz ona cevap vererek ne sıkıntısı varsa onu giderdik. Katımızdan bir rahmet, kulluk edenlere bir hatırlatma olarak kendisine, ailesini ve onların bir mislini verdik.
Biz de onun duasını kabul ettik de başına gelenleri kaldırdık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere, ona tekrar ailesini ve kaybettikleriyle bir mislini daha verdik .
Biz de duâsını kabul ettik de hemen kendisindeki durru açtık ve tarafımızdan bir rahmet ve âbidler için bir muhtıra olmak üzere ona ehlini ve beraberlerinde onların bir mislini de verdik
Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o zararı (hastalığı) giderdik. İbadet ehli için bir zikir (öğüt ve ibret) olsun diye, tarafımızdan ona bir rahmet olarak (eski servetini, sağlığını) ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha bahşettik.
Biz de onu (n bu duasını) kabul etmiş, kendisindeki o zararı gidermiş, tarafımızdan bir rahmet ve ibâdet edenler için bir haatıra olmak üzere hem ailesini, hem onlarla beraber daha bir mislini ona vermişdik.
Bunun üzerine (biz de) onun duâsını kabûl etmiştik de kendisinde bulunan zararı(o hastalığı) açmış (kaldırmış)tık; katımızdan bir rahmet ve (bize) kulluk edenlere bir ibret olmak üzere, ona âilesini ve onlarla berâber bir mislini daha verdik.
Bizde o’nun çağrısına karşılık verdik ve o’na dokunan zararı ortadan kaldırdık ve Eyyüb’e, ehline ve onların benzerleri olup da, onlarla beraber olanlara katımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için öğüt verdik. .
Bunun üzerine Biz onun yalvarısını onadık. Onun bu sıkıntısını giderdik. Kendi katımızdan bir esirgeyicilik, tapanlara da bir örnek olsun diye ona çoluğu çocuğu iki kat olarak verdik.
Bunun üzerine onun duasını kabul ettik, duçar olduğu hastalığı izale ettik. Nezdimizden bir rahmet ve inayet, âbit olanlara da bir ibret olmak üzere ona ehil ve evlâdını bir misliyle beraber verdik.
Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir hatırlatıcı olmak üzere onun duasını kabul ettik, uğradığı sıkıntısını giderdik ve ona aile efradını, ayrıca onlarla birlikte bir mislini daha verdik.
Biz de onun duâsını kabul etmiş ve başındaki sıkıntıları gidermiştik; sonra da katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere öğüt verici bir hatıra olmak üzere, ona malını mülkünü, ailesini ve bir o kadarını daha vermiştik.
Ona (icabet edip) karşılık verdik; kendisine zorluk / sıkıntı veren şeyi kaldırdık.
Kulluk Edenler için hatırlatmalar olmak üzere katımızdan bir rahmet olarak onun ailesini, onlarla birlikte bir mislini daha verdik.
Biz ona da karşılık verip sıkıntısını giderdik ve ailesine kavuşturduk. Hatta sevgimizin bir ifadesi olarak sıkıntısını fazlasıyla karşıladık. Eyyûbun sabrı, dillere destan olmuştur!...
O’nun duasını kabul edip bütün dertlerinden kurtarmıştık. Tarafımızdan bir rahmet olarak, yasalarımıza uyanlara ibret olmak üzere; O’na ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik.
Tarafımızdan bir merhamet ve kulluk edenler için bir hatırla(t)ma olmak üzere onun duasına cevap vermiş, kendisindeki sıkıntıyı gidermiş ve ona ailesini, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini (beklemediği diğer yakınlarını) daha vermiştik.
Biz de onun duâsını kabul ettik ve hemen (Eyyûb’tan) o hastalığı giderdik. Ve (ayrıca) ona katımızdan bir rahmet ve Allah’a kulluk edenler için ibret alınacak bir örnek olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik.
Bunun üzerine, o(nun bu yakarışı)na karşılık verdik ve o’nu çektiği dertten kurtardık; ayrıca, o’na katımızdan bir rahmet ve Bize kulluk edenlere bir ders olmak üzere, sayılarını bir kat artırarak yeni bir zürriyyet ⁷⁹ verdik.
Biz de onun duasını kabul etmiş ve onu o dertten kurtarmıştık. Katımızdan merhametimizin bir nişanesi ve kulluk edenlere bir ibret ve hatıra olsun diye ona, ailesini ve kaybettiklerini misliyle geri verdik. 38/41...43
Biz de onun duasını kabul etmiş ve onu bizar eden dertten kurtarmıştık; dahası katımızdan bir rahmet ve gereği gibi kulluk edenlere bir öğüt olmak üzere, ona yakınlarını bir kat daha artırarak geri vermiştik.[²⁷⁵⁷]
Biz de onun dua ve niyazını kabul etmiş, uğradığı sıkıntıdan onu kurtarmış ve -katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere, (sabrın mükafatına bir örnek) bir hatıra olmak üzere- Eyyub'a ayrıca, kaybettiklerinin bir mislini de vermiştik.
Bizde onun duasının icabına baktık Ona sıkıntı vereni kaldırdık. Ve Onun ailesini ve onlarla beraber bir mislini de katımızdan bir rahmet ve İnsanlara bir anı/öğüt olarak verdik
Biz de O'nun duasını kabul ettik de O'nda olan ızdırabı açıverdik ve O'na ehlini ve onlar ile beraber onların bir mislini kendi tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir mev'ize olmak üzere verdik.
83, 84. Eyyûb'u da an. Hani o: “Ya Rabbî, bu dert bana iyice dokundu. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın” diye niyaz etmiş, Biz de onun duasını kabul buyurup katımızdan bir lütuf ve ibadet edenlere bir ders olmak üzere, hastalığını iyileştirmiş, kendisine aile ve dostlarını bir misliyle beraber vermiştik. {KM, Eyub 42, 10. 13}
Biz de onun du'asını kabul etmiş, kendisine bulaşan derdi kaldırmıştık; ona tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir öğüt olarak ailesini ve onlarla beraber bir katını daha vermiştik.
Du'âsını kabûl ile hastalığını izâle idüb ona bir misli de berâber olarak ehlini, tarafımızdan rahmet ve bize tapanlara mev'ıza ve 'ibret olarak virdik. [¹]
Ona olumlu cevap verip ondaki sıkıntıyı gidermiştik. Katımızdan bir ikram ve kulluk edenler için bir ders olsun diye de ona, hem ailesini hem de bir o kadarını daha vermiştik.
Onun duasını kabul etmiş ve sıkıntısını gidermiştik. Ona, ailesini ve onlarla beraber, katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir ibret olarak bir katını daha vermiştik.
Hemen cevap verdik ona, kendisindeki derdi kaldırdık. Tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir hatırlatma olarak, ona ailesini ve beraberinde, benzerlerini de verdik.
pes biyerledük anı pes giderdük ol kim var-idi anda ziyāndan. daħı virdük aña ķavumını daħı ķavmınuñ beñzerini anlaruñ-ıla raḥmet içün bizüm ķatumuzdan daħı ögüd içün ŧapıcılara.
Pes ḳabūl itdük du‘āsın anuñ ve giderdük özinden ol zaḥmeti ve baġışla‐duḳ özine ehlini ve ẕürriyetini niçe anlaruñ gibi. Daḫı bizüm raḥmetümüz bile, daḫı ögüt olmaġ‐ıçun ‘ābidlere.
Biz (Əyyubun) duasını qəbul buyurduq, onu düçar olduğu bəladan (xəstəlikdən və ailəsinə üz vermiş müsibətdən) qurtardıq. Dərgahımızdan (Əyyuba) bir rəhmət və (Allaha) ibadət edənlərə ibrət dərsi (öyüd-nəsihət) olsun deyə, (həlak olmuş) övladlarını qaytarıb ona verdik, üstəlik bir o qədər də əlavə etdik.
Then We heard his prayer and removed that adversity from which he suffered, and We gave him his household (that he had lost) and the like thereof along with them, a mercy from Our store, and a remembrance for the worshippers;
So We listened to him: We removed the distress that was on him, and We restored his people to him, and doubled their number,- as a Grace from Ourselves, and a thing for commemoration, for all who serve Us.(2740)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |