Venûhan iż nâdâ min kablu festecebnâ lehu fenecceynâhu veehlehu mine-lkerbi al’azîm(i)
Ve Nuh da bundan önce hani nida etmişti de duasını kabul etmiştik, onu ve ailesini, yürekleri bile yakan pek büyük bir dertten kurtarmıştık.
Nuh da; daha önce (kavminin inat ve inkârından Rabbine sığınıp) çağrıda bulunduğu zaman, Biz onun (dua ve yakarışlarına) cevap verdik, onu ve ailesini büyük bir sıkıntı ve üzüntüden kurtardık.
Ve Nuh'u da hatırla, hani O, İbrahim ve Lût'dan çok önce bize yakarmıştı ve biz de O'nun bu yakarışına cevap vermiş, O'nu ve O'nunla beraber olanları büyük bir felaketten kurtarmıştık.
Nuh da daha önce yakarmıştı. Biz onun duasını kabul etmiş, böylece onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
Nuh da; daha önce çağrıda bulunduğu zaman, biz onun çağrısına cevap verdik, onu ve ailesini büyük bir üzüntüden kurtardık.
Nûh'u da hatırla ki, daha önce o dua etmişti de, biz duasını kabul etmiştik. Böylece kendisini ve ona bağlıları, o büyük âfetten (Tufan'dan) kurtardık.
Nuh’u da an: “O Biz’e yalvardığında, onun duasını kabul ettik. Onu ve ehlini büyük bir sıkıntıdan kurtardık.
Nuh'u da an, hani Nuh önce ona dua etmişti, hemen onu cevapladık biz, o büyük kaygıdan hem kendini kurtardık, hem dahi ailesini!
Nuh'u da hatırla! Hani o bir dua etmişti de duasını kabul edip onu da ev halkını da büyük bir felâket ve sıkıntıdan kurtarmıştık.
Nûh’ın kavmine karşu bize nidâsını tahattur it. Ânı ve bütün ’âilesini ’azîm felâketden kurtardık.
Nuh da daha önceleri Bize yalvarmıştı, onun duasını kabul edip, kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtardık.
(Ey Muhammed!) Nûh’u da hatırla. Hani o daha önce dua etmişti de biz onun duasını kabul ederek, kendisini ve ailesini o büyük sıkıntıdan (tufandan) kurtarmıştık.
Nûh’u da hatırla; daha önce o dua etmişti, biz de duasını kabul edip kendisini ve yakınlarını büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
Nuh'u da (hatırla). Hani o dua etmiş, biz onun duasını kabul etmiştik. Böylece, kendisini ve (iman eden) yakınlarını büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
Daha önce Nuh da bizi çağırmıştı. Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtararak duasına cevap verdik.
Nuh da daha önceleri bize yalvarmıştı; biz de onun duasını kabul ettik, kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtardık.
Nuhu da, zira mukaddemâ nidâ etmişti, biz de duâsını kabul ettik de kendisini ve ehlini büyük bir sıkıntıdan kurtardık
(Resûlüm, Kur’ân’da bildirdiğimiz gibi) Nûh’u da (an). Hani, o (İbrâhîm ve Lût’dan yıllar) önce, bize yalvarmıştı. Biz de duasına icabet ederek kendisini ve (îmân eden) ehlini büyük sıkıntıdan (tufandan) kurtarmıştık.
Nuuhu da (hatırla). Çünkü o, daha evvel düâ etmişdi de biz onu kabul eylemişdik. Nihayet kendisini de, ehlini de o büyük sıkıntıdan kurtardık.
(Habîbim, yâ Muhammed!) Nûh'u da (an)! Hani daha önce (o da) duâ etmişti de onun duâsını kabûl edip, kendisini ve (îmân eden) ehlini o büyük sıkıntıdan (tûfandan)kurtarmıştık.
Nuh da daha önce bize yardım için seslenmişti. O’nun çağrısına icabet ettik, o’nu ve ailesini büyük bir sıkıntıdan kurtardık.
Nuh’u da öyle. Çünkü o daha önce yakarmıştı da Biz onun yakarısını onamıştık. Bunun üzerine onu da, onunla bir olanları da o büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
Nuh/u da yâd et, hani o, bundan evvel kavminin helâkini niyaz etmişti. Biz onun niyazını kabul edip kendisini, ailesini tufan gibi büyük bir tasadan kurtarmıştık.
Nuh'u da (hatırla). Hani o dua etmiş de böylece biz onun duasını kabul etmiştik. Ardından, kendisini ve (iman eden) yakınlarını büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
Nûh’a da ilim ve hikmet verdik. Hani Nûh, İbrahim’den yıllar önce, “Ey Rabb’im, kâfirlerle mücâdelemde yenik düştüm, bana yardım et!” diye Bize yalvarıp seslenmişti. Biz de çağrısına cevap vererek hem onu, hem de ailesinden iman edenleri ve yanında yer alan müminleri kâfirlerin baskı ve eziyetlerinden ve büyük sıkıntılardan kurtardık.
Nûh’u da (kurtardık ve önder yaptık).
Hani, önceden dua etti.
Derken, ona (icabet edip) karşılık verdik.
Onu ve ailesini Çok Büyük Üzüntü’den kurtardık.
Nûh'un tabaştan beri devam eden yakarışlarınada karşılık verdik. Onu ve ailesini büyük bir sıkıntıdan kurtardık.
Nuh’u da hatırla! Hani O daha önce dua etmişti! O’nun duasını kabul ederek, kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
Nuh’u da (an)! Daha önce bize dua etmişti. Biz de duasına cevap vermiş, böylece, onu ve ailesini (destekçilerini) büyük sıkıntıdan [*] kurtarmıştık.
Nûh’a gelince, daha önce o, (Bize duâ ederek)¹ çağrıda bulunduğunda Biz onun duâsını kabul ettik, onu ve inanarak ona tabi olanları, büyük bir sıkıntıdan kurtardık.²
VE NÛH[u da hatırla]; hani, o [İbrahim ve Lût’tan] çok önce [Bize] yakarmıştı ve Biz de o’nun (bu yakarışına) cevap vermiş, o’nu ve o’nunla beraber olanları büyük bir felaketten kurtarmıştık; ⁶⁹
Nuh’u da an! Hani o, elçilerine kulak tıkayan zalim kavminin helâkı için dua etmişti de, biz de onun duasını kabul etmiştik. Onu ve ailesini büyük felaketten kurtarmıştık. 23/25...27, 26/117- 118, 54/9...11, 71/26...28
ONLARDAN çok daha önce Nûh da Bize yalvarmış, bunun üzerine Biz de onun duasını kabul etmiş, onu ve onun yakınlarını büyük bir beladan kurtarmıştık.[²⁷⁴⁸]
(Ey Muhammed) Nuh'u da an!.. Ki o. (İbrahim a.s. ile Lut a.s.’tan) daha önceleri, bize dua etmişti. (Ey Rabbim ben yenildim, bana yardım et demişti- Kamer/10-) Onun duasım kabul edip, kendisini ve ailesini büyük bir sıkıntıdan kurtardık.
Ve Nûh... Hani o daha önce dua etmişti de biz onun duasına cevap verdik ve kendisini ve ailesini o büyük kederden kurtarmıştık.
Ve Nûh'u (da Yâd et)! O vakit ki, o evvelce niyazda bulunmuştu. Biz de O'na icabet etmiş, nihâyet O'nu da, ehlini de pek büyük bir gamdan necâta erdirmiştik.
Nuh'u da önderlerden kıldık. O İbrâhim ve Lut'dan çok önce, Bize yakarmıştı. Biz de duasını kabul buyurup onu, yakınlarını, evlatlarını ve halkından iman edenleri büyük bir beladan kurtardık. [54, 10; 71, 26-27]
Nuh'u da (an), o da bunlardan önce bize yalvarmıştı. Biz de onun du'asını kabul edip kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
Ve Nûh daha evvel rabbine du'â iyledikde ona icâbetle kendine ve ehline büyük belâdan necât virdik.
Daha önce Nuh da yalvarıp yakarınca isteğini olumlu karşılamış, hem onu hem de ailesini o büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
Nuh'u da.. Hani o, daha önce dua etmişti de, biz de ona karşılık vermiştik. Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
Daha önce de Nuh Bize dua ettiğinde onun duasına cevap vermiş, onu ve ailesini o büyük felâketten kurtarmıştık.
Nûh'a gelince, o da daha önce bize yakarmıştı. Yakarışına cevap verdik de onu ve ailesini, o büyük sıkıntıdan kurtardık.
daħı nūḥ’a ol vaķt kim ķıġırdı ilerüden pes icābet itdük anı pes ķurtarduķ anı daħı ķavumunı ķayġudan ulu.
Daḫı Nūḥ bize du‘ā eyledi ḳavmini helāk eylemege ẕikr olanlardan burun.Du‘āsın ḳabūl eyledük ve ḳurtarduḳ anı, ehlini daḫı ulu muṣībetden.
(Ya Rəsulum!) Nuhu da (yad et)! O daha öncə (öz kafir ümmətinin əzaba düçar olması haqqında) yalvarıb dua etmişdi. Biz onun duasını qəbul buyurmuş, onu da, ailəsini də böyük fəlakətdən (tufandan) qurtarmışdıq!
And Noah, when he cried of old, We heard his prayer and saved him and his household from the great affliction.
(Remember) Noah, when he cried (to Us) aforetime:(2730-A) We listened to his (prayer) and delivered him and his family from great distress.(2731)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |