19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Enbiyâ Suresi 3. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lâhiyeten kulûbuhum(k) veeserrû-nnecvâ-lleżîne zalemû hel hâżâ illâ beşerun miślukum(s) efete/tûne-ssihra veentum tubsirûn(e)

Kalpleri de oyuna dalmıştır da o zalimler, fısıltıyla konuşarak bu da sizin gibi bir insandan başka bir mahluk mu ki, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız derler.

Onların kalpleri (Hakk’tan ve sorumluluktan) ilgisizdir, (gözleri dünyalık) oyalanma ve eğlencededir. Zulmedenler kendi aralarında, gizlice (şöyle) fısıldaşıvermektedirler: "Bu (elçi) benzeriniz olan (sizin gibi) bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre (aldanarak) büyüye mi (kapılıp) gideceksiniz?"

Kalpleri geçici hoşnutluklar peşinde, yaratılış maksadına aykırı davrananlar, birbirleriyle gizlice konuştukları şu düşünceyi saklıyorlar: “Bu peygamber, ancak sizin gibi bir insan değil mi? O halde siz, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?”

Akılları, gönülleri, Kur'ân üzerinde düşünmekten, anlamaktan uzak, eğlencede. Baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faliyetleri engelleyenler, İslâm aleyhinde propagandaya devam eden zâlimler, haksız tepki duyanlar, hakkı tanımayanlar gerçek düşüncelerini saklayarak kulaktan kulağa fısıltı yayıyorlar:
“ Bu Muhammed, sizin gibi bir insan olmaktan öte biri midir? Göz göre göre aklınızı etki altına alan büyüleyici bir söze mi kapılıyorsunuz?”

bk. Kur’ân-ı Kerim, 17/48; 25/9.

Kalpleri de eğlencededir. Zulmedenler: "Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Şimdi siz gözünüz göre göre sihre mi gideceksiniz?" diye aralarında gizlice konuşurlar.

Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar: 'Bu benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?'

Kalbleri daima eğlencede (gaflette), hem o zalimler aralarında şu gizli fısıltıyı yaptılar: “- Bu, ancak sizin gibi bir insan. Artık göz göre sihre mi gidiyorsunuz? (Sihir ve yalanı mı tasdik ediyorsunuz, sizin gibi bir insan hiç peygamber olur mu?)

2, 3. Rableri olan Allah’tan onlara ne zaman yeni bir mesaj gelse onlar mutlaka oynayarak, gönüllerini eğlendirerek o mesajı dinlerler. (Ciddi olarak dinlemezler.) O zalimler, gizlice aldıkları kararlarını açıkladılar(*): “Bu (Muhammed,) ancak sizin gibi bir insandır, göz göre göre büyüye mi katılacaksınız.”

(*) Böyle yayalım dediler. Ebu Ubeyde, Mecaz’ül-Kur’an.

Kalpleri başka şeylerle oyalanarak haksızlık edenler, aralarında fısıldaşarak, “Bu da sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Siz göre göre büyüyü mü kabul edip inanacaksınız?” derler.

Yürekleri bozuk olarak zalimler gizli gizli: «Bu da sizin gibi, ancak bir insan; göz göre büyüye mi tutuldunuz?» demektedirler

Zulme sapanlar, kalpleri gaflette ve oyalanmada olduğu halde (aralarında) gizlice şöyle fısıldaşırlar: “Bu (Muhammed), sadece sizin gibi bir insan değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?” 

Bkz. 17/47, 41/26

Kalblerinin arzularına tâbi’ oluyorlar beynlerinde gizlice "Muhammed bizim gibi bir âdemden başka birşey midir? Ânın sihirlerine iştirâk mi ideceksiniz, sihir oldığını göriyorsunuz" diyorlar.

2,3. Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı mutlaka, gönülleri gaflet içinde eğlenerek dinlerler. Zulmedenler, gizli toplantılarında: "Bu zat, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göz göre göre sihre mi uyarsınız?" diye konuşurlar.

2,3. Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?”

2-3. Ne zaman rablerinden kendilerine yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, akılları başka yerde, kendileri oyun ve eğlence içinde iken dinlemişlerdir. O zalimler, “Bu da sizin gibi sadece bir insan değil midir? Şimdi siz göz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?” diye gizlice fısıldaşmaktalar.

2, 3. Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. O zalimler şöyle fısıldaştılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?

Kalpleri pervasızdır. Zalimler gizlice birbirleriyle görüştüler: "Bu adam sizin gibi bir insan değil mi? Göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?"

Kalbleri hep eğlencede (gaflette), hem o zalimler aralarında şu gizli fısıltıyı yaptılar: "Bu, ancak sizin gibi bir insan. Artık göz göre göre sihre mi gidip uyarsınız?"

Kalbleri hep oyunda hem onlar o zalimler şu gizli fısıltıyı sirleştiler: bu sırf sizin gibi, bir beşer artık göre göre sihere mi gidiyorsunuz?

(Küfürlerinde inat ettiklerinden ötürü) kalpleri (hakikate karşı) gaflette olan o zâlimler/kâfirler gizlice şöyle dediler: “Bu (Muhammed) sizin gibi bir insandır. Şimdi siz, göz göre göre (söylediği bu) sihre mi (mu‘cize dediği Kur’ân’a mı) kapılacaksınız? (Onu tasdik mi edeceksiniz?)”

O haksızlık yapanlar, akıllarınca önemsemeyerek ve kendi aralarında fısıldayarak: “Bu, sizin gibi bir beşerden¹ başka bir şey midir? Yoksa siz, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?” diyorlar.

1 – Hiçbir ilahi özelliği olmayan, sıradan bir insan.

2,3. Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: «Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz»?

2,3. Rablerinden kendilerine gelen her yeni nasîhati, ancak alaya alarak, onu kalbleri gaflet içinde dinlerler. Ve o zulmedenler, (aralarında) şu fısıldamaları gizli tuttular: “Bu(Muhammed), sâdece sizin gibi bir insan değil midir?(1) Şimdi siz, görüp dururken sihre mi geliyorsunuz?”

(1)“Cenâb-ı Hakk onu beşer (insan) sûretinde göndermiş, tâ insanın ahvâl-i ictimâiyelerinde(cem‘iyet hayâtındaki hâllerinde) dünyevî, uhrevî (dünya ve... Devamı..

Kalpleri, anlamsız şeylerle oyalanmakta ve zulmedenler kendi aralarında yaptıkları gizli toplantılarda “Bu da yalnızca sizin gibi bir insan, gözlerinizle gördüğünüz halde, onun yaptığı sihire mi gideceksiniz / kabul edeceksiniz?”

Akılları hep oyundadır. Kıyıcılar aralarında gizlice sözleşerek derler: "Bu da sizin gibi bir Ademoğlundan başka nedir ki? Öyleyse göz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?"

Kalpleri başka bir şeyle meşgul olarak dinlemesinler. Zalimler aralarında gizli konuşarak «— Bu, sizin gibi insan değil midir? Siz göz göre göre büyüye aldanıp nasıl kabul ediyorsunuz» dediler.

Kalpleri hep eğlencededir. O zulmedenler gizlice konuşuyorlar, “Bu sizin gibi bir beşer/insan değil mi? Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılıyorsunuz?” (dediler).¹

1 Krş. İsrâ, 17/47

Kalpleri (ilahi hatırlatmayı, sadece dünyayla) oyalanırken (dinlemektedirler). Zulme sapanlar, gizlice fısıldaştılar (da şöyle dediler): “Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyken, siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi yönelirsiniz?”

Çünkü para, makam ve şöhret gibi dünyalıkların hırsıyla yanıp tutuşan ve bencillik, kibir, inat ve haset duygularıyla dolup taşan kalpleri, hiçbir ahlâkî sınır tanımaya yanaşmadığı için tamamen zevk ve eğlenceye dalmıştır.İşte bu yüzdendir ki, hakîkati kabullenmeye bir türlü yanaşmayan bu zâlimler, Kur’an’ın kitlelerce benimsenmesini engellemek için, kendi aralarında gizlice fısıldaşarak dediler ki:
Okuduğu o büyüleyici sözlerle vicdanları sarsıp tüm benliğinizi derinden etkileyen bu adam, sizin gibi ölümlü bir insandan başka nedir ki? Şimdi siz, onun sözlerini dinleyip de, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız? Bize göre bu Kur’an, mutlaka büyü ürünü bir sözdür. Yoksa okuma yazma bile bilmeyen bir insanın böyle harikulade sözler söylemesi başka türlü izah edilemez.

Zulmedenler Gizli Fısıldaşma’yı saklı tuttular, kalbleri kaymış olarak:
-“Bu ancak sizin gibi bir beşerdir.
Göz göre göre Sihr’e mi geliyorsunuz?” (dediler).

Bir taraftan eğleniyorlar, bir taraftan da zalim yandaşlarına açılıyorlar: " Yahu bu da sizin gibi bir insan değil mi ? Şimdi siz, göz göre göre büyülenmeye mi gidiyorsunuz ? " diyorlar.

Onlar gerçekleri inkâr ettiler. Yalanlarına sarılıp kendi kendilerine zulmettiler. Sonra aralarında toplanıp şöyle dediler; "Allah’ın elçisi olduğunu iddia eden kişi de ancak sizin gibi bir insan! Şimdi siz göz göre göre onun söylediği büyüleyici sözlere mi inanacaksınız?"

2,3. Kendilerine, Rablerinden her yeni mesaj geldiğinde, onlar kalpleri eğlencede olduğu hâlde elbette bununla hep alay ederek dinlemişlerdi. [*] O zalimler şu gizli fısıltıyı yapmışlardı: “Bu (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka nedir ki! [*]Siz şimdi göz göre göre büyüye mi geliyorsunuz?”

Benzer mesaj: Şu‘arâ 26:5.,İnkarcıların bir insan olan peygamberle alay edişleriyle ilgili benzer mesajlar: Hûd 11:27; İbrâhîm 14:10-11; İsrâ 17:94; M... Devamı..

Onların kalpleri oyun ve eğlencededir. O zâlimler: “Bu (Muhammed de) sizin gibi bir insan değil mi? Öyleyse siz, göz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?” diye aralarında gizli gizli¹ konuştular.

1 Necvâ: Gizli fısıltı, fiskos demektir. Burada bir de bunun gizlice söylendiği ifade edilerek son derece gizlendiği belirtilmektedir. İşte böyle iken... Devamı..

kalpleri geçici hoşnutluklar peşinde; bununla birlikte, zulme [böylece] niyetli olanlar [birbirlerine şunu söylerken] gerçek düşüncelerini saklıyorlar: ³ “[Peygamber olduğunu söyleyen] bu kişi sizin gibi ölümlü biri değil mi? Peki öyleyse, böyle göz göre göre büyü ürünü bir söze mi kapılacaksınız?” ⁴

3 Bkz. bundan sonraki not.4 Sihr (lafzen, “büyü” yahut “tılsım”) sözcüğü için seyrek olarak kullandığımız “büyüleyici söz” karşılığı için bkz. bu teri... Devamı..

“Bu sizin gibi bir beşer değil mi, şimdi siz göz göre göre onun sihrine mi kapılacaksınız?” Diyerek kendi aralarında gizli gizli fısıldaşıyorlar. 11/27, 14/10- 11, 17/94, 23/33- 34, 41/6

Onların aklı fikri oyunda oynaştadır; üstelik bilinci altüst olan bu kimseler[²⁶⁷⁵] el altından şöyle fiskos yapıyorlar:[²⁶⁷⁶] “Bu da sizin gibi ölümlü bir insan değil mi? Şu halde siz, göz göre göre büyüye kapılıp gidecek misiniz?”[²⁶⁷⁷]

[2675] Lafzen: “zulmeden kimseler”. Zulüm, “bir şeyi yerinden etmek”tir. Burada yerinden edilen insanın kendisidir. Bu da, tam anlamıyla bir “bilinç a... Devamı..

(Son Peygamberin kavmi, müşriklerin de) Kalpleri gaflet içerisinde!. O zalimler aralarında gizlice fısıldaştılar ve "Şu (Muhammed) sizin gibi bir beşerden başka bir şey değil! (O da sizin gibi yiyip içiyor, sizden bizden farkı yok. Söylediği sözler ancak bir sihir -büyü- olur o halde) Siz göre göre, büyüye mi aldanacaksınız?" dediler.

Kalbleri eğlencededir. O zulmedenler, aralarında şu konuşmayı gizlediler: "Bu (Muhammed) de sizin gibi bir beşer değil mi? Şimdi siz, göre göre büyüye mi kapılacaksınız?"

Kalpleri gaflet içinde olarak (dinlemiş olurlar) ve zulmetmiş olanlar, pek gizlice fısıltıda bulunurlar da (derler ki) «Bu, sizin gibi bir beşerden başka değil, artık siz görür kimseler olduğunuz halde sihre mi geleceksiniz?»

2, 3. Rab'leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice yayarlar: “O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani? ” [17, 48; 25, 9]

Kalbleri eğlencededir. O zulmedenler, aralarında şu konuşmayı gizlediler: "Bu (Muhammed) de sizin gibi bir insan değil mi? Şimdi siz, göre göre büyüye mi kapılacaksınız?"

Kalbleri gâfil ve teemmülden 'ârî oldığı halde nefislerine zulüm idenler (kâfirler) aralarında gizli meşveretle birbirlerine: "Bu Muhammed sizin gibi bir insân değil midir? Göz göre göre onun sihrine nasıl aldanıyorsunuz?" dirler.

Eğlenmeyi içten içe yaparlar. Yanlışa dalan bu kimseler aralarında gizlice fısıldaşarak derler ki “Bu da sizin gibi bir insandan başka nedir ki? Göz göre göre sihire mi[*] geliyorsunuz?”

[*] Sihir kelimesinin geçtiği bu ayet, Kuran'da bu kelimenin hangi anlamda kullanıldığına delildir. Kur'an'da geçen pek çok ayette gelen her elçiye an... Devamı..

Zalimler kalpleri gaflet içerisinde gizlice fısıldaşıyorlar:-Bu, (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka bir şey mi? Göz göre göre büyülenecek misiniz?

Kalpleri hep oyundadır. O zalimler gizlice fısıldaşarak dediler ki: “Bu da sizin gibi bir beşer değil mi? Göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?”

Kalpleri hep oyun ve oyalanmada. O zulüm sergileyenler, şu yolda bir fısıldaşmayı iyice koyulaştırdılar: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başkası değil. Gözünüz baka baka büyüye mi gidiyorsunuz!"

2-3. gelmez anlara [169b] bir ögüt çalabı’larından yiñi olmış illā işidürler anı şol ḥalde kim oynarlar ya'nį masħaraya dutarlar ġāfil iken göñülleri. gizlediler rāz-ıla söyleşmeġi anlar kim şirk eylediler “iy uşbudur mı illā bir ādemį sizcileyin. ay gelür misiz cādūlıġa sizler bilür iken?”

Anlaruñ yürekleri Ḥaḳdan ġāfildür, gizlü söyleşürler kāfirler ki: Budaḫı sizüñ gibi ādem oġlanı, dirler. Cāẕūluġa uyar mısız siz görürken? dir‐ler.

Qəlbləri qəflət içində olaraq (ona qulaq asmasınlar). Zalımlar öz aralarında gizli pıçıldaşıb (bir-birinə): “Bu (Muhəmməd) sizin kimi ancaq adi bir insandır. (Onun gətirdiyi Qur’an sehrdən, cadudan başqa bir şey deyildir). Gözünüz görə-görə sehrəmi uyursunuz?” – dedilər.

With hearts preoccupied. And they confer in secret The wrong doers say: Is this other than a mortal like you? Will ye then succumb to magic when ye see (it)?

Their hearts toying as with trifles. The wrong-doers conceal(2664) their private counsels, (saying), "Is this (one) more than a man like yourselves? Will ye go to witchcraft with your eyes open?"(2665)

2664 Allah's Message is free and open, in the full light of day. His enemies plot against it in secrecy, lest their own false motives be exposed. Thei... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.