19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tâ-Hâ Suresi 72. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâlû len nu/śirake ‘alâ mâ câenâ mine-lbeyyinâti velleżî fetaranâ(s) fakdi mâ ente kâdin innemâ takdî hâżihi-lhayâte-ddunyâ

Şu bize gösterilen apaçık mucizelere karşı artık yaradanımıza tercih edemeyiz seni dediler, elinden geleni yap, zaten ancak şu dünya yaşayışında hükmünü yürütebilirsin.

(Sihirbazlar ise ona:) "Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratan (Rabbimize) karşı seni asla ‘tercih edip-seçmeyiz.’ Ne şekilde hükmünü yürütebileceksen, haydi durma, hükmünü yerine getir; zaten sen, sadece bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin" deyip (imanlarında sağlam durmuşlardı.)

İman eden sihirbazlar Firavun'a dediler ki: “Şu bize gösterilen apaçık mucizelere karşı, artık yaratanımıza tercih edemeyiz seni, elinden geleni yap, zaten senin hükmün sadece şu dünya hayatında geçer.

Sihirbazlar:
“Bize gelen bu açık mûcizelere ve bizi yoktan var edene, yaratana seni asla tercih etmeyiz. Ne ceza vereceksen ver. Sen ancak bu dünya hayatında ceza verebilirsin.” dediler.

(Büyücüler) dediler ki: "Bize gelen açık delillere ve bizi yaratana seni tercih etmeyeceğiz. Sen ne hüküm veriyorsan ver. Sen ancak bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin.

Dediler ki: 'Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla 'tercih edip-seçmeyiz.' Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin.'

Sihirbazlar dediler ki: “- Bize gelen bu açık mucizelere ve bizi yaratana karşı, asla seni tercih edemeyiz. Artık neye hükmün geçiyorsa, hükmünü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm geçirirsin.

Onlar: “Seni, bize gelen açık delillere ve bizi şekillendirip yaratan Rabbimize tercih etmeyeceğiz. Sen yapacağını yap. Sen ancak dünya hayatını bitirebilirsin.

72,73. Büyücüler, “Seni, bize gelen delillere ve bizi yaratana asla tercih etmeyeceğiz. Yapacağını yap! Senin hükmün ancak bu dünya hayatında geçerlidir. Biz şüphesiz, kendi hatalarımızı ve bize zorla yaptırdığın büyüyü bağışlaması için Rabbimize iman ettik. En üstün ve kalıcı olan Allah'tır” dediler.

Dediler ki: «Bize gelen belgelere, seni hiç üstün tutmayız, bizi yaratanın aşkına, ne istersen onu yap, senin hükmün ancak bu dünyadadır

(Sihirbazlar:) “Biz seni, bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana asla tercih etmeyeceğiz. Artık sen vereceğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin.”

Sihirbazlar didiler ki: "Biz seni âşikâr mu’cizelerin fevkine ve bizi halk idenin üstüne koymayız. Ne ister isen yap sen ancak bu dünyânın umûrına hükm idebilürsin"

72,73. İman eden sihirbazlar: "Seni, gelen apaçık mucizelere ve bizi yaratana üstün tutmayacağız. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin. Doğrusu biz, yanılmalarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Allah'ın vereceği mükafat daha iyi ve daha devamlıdır" dediler.

Sihirbazlar şöyle dediler: “Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla tercih etmeyeceğiz. Artık sen vereceğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin.”

Onlar şu cevabı verdiler: “Bize gelen bunca apaçık kanıtlara ve bizi yaratana karşı asla seni tercih edemeyiz. Artık sen neye hükmedeceksen et; ama sen ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin.

Dediler ki: «Seni, bize gelen açık açık mucizelere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Öyle ise yapacağını yap! Sen, ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin.»

Dediler ki: "Bize gelen apaçık kanıtları ve bizi Yaratan'ı bırakıp seni seçmeyiz. Nasıl yargı vereceksen ver. Yargın bu dünya hayatıyla sınırlıdır!"

(İman eden sihirbazlar şöyle) dediler: "Bize gelen bu açık mucizeler ve bizi yaratana karşı, asla seni tercih edemeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin."

İhtimali yok dediler: bize gelen bu açık mu'cizelere ve bizi yaratana karşı seni tercih edemeyiz, artık neye hukmün geçer, ne yapabilirsen yap, senin olsa olsa bu Dünya hayata hukmün geçer

(Îmân eden sihirbazlar, Firavun’a şöyle) dediler: “(Biz seni ve tehditlerini,) bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana asla tercih etmeyiz! Hem senden de korkmuyoruz. Haydi, hakkımızda verdiğin hükmü (cezayı) uygula, (fakat unutma ki) senin hükmün yalnızca bu dünya hayatında geçer!

“Bizim açımızdan, ortaya konan bu kanıtlayıcı bilgiden sonra, yaradılışımızın esaslarını belirleyen yaratıcıya karşı seni asla tercih etmeyiz. İstediğin şeyi yap. Senin hükmün ancak bu dünya hayatında geçer.” dediler.

(Sihirbazlar) dediler: «Seni bize gelen (şu) apaçık mucizelere, (hakıykatde ise) bizi yaratana kat'iyyen tercîh edemeyiz. Artık neye haakim isen hükmünü ver. Sen hükmünü ancak bu dünyâ hayaatında geçirebilirsin».

(O sihirbazlar ise) dediler ki: “Seni, bize gelen apaçık mu'cizelere ve bizi yaratana aslâ tercîh etmeyiz; artık ne hüküm vereceksen ver! (Sen) ancak bu dünya hayâtında hükmedersin!”

Sihirbazlar “Bize gelen açık ayetler ve bizi yaratana karşı, asla seni tercih etmeyeceğiz. Sen bizim için ne hüküm verirsen ver, sen ancak bu dünyada hüküm verebilirsin.”

Dediler: "Biz seni bize gelen apaçık belgelere, bizi yaradana hiç değişmiyeceğiz. Elinden geleni yap. Çünkü senin sözün ancak bu dünyada geçer.

Sihirbazlar «— Bize gelen açık mucizelere, bizi yaratana elbette seni tercih etmeyeceğiz [²]. Hakkımızda ne yapacaksan yap, Sen ancak bu dünya diriliğinde yapabilirsin.

[2] Yahut bize gelen açık mucizelere seni tercih etmeyeceğiz, bizi yaratan Hak için seni Hakk'a tercih etmeyiz.

(İnanan sihirbazlar Firavun’a) “Biz seni bize gösterilen apaçık delillere ve bizi yaratan Allah’a tercih etmeyiz. Artık sen ne hüküm vereceksen ver/ne yapacaksan yap. Senin hükmün ancak bu dünya hayatında geçer.”

Dediler ki: “Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla tercih edip seçmeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin.”

Bu tehditler karşısında sihirbazlar, “Biz seni ve tehditlerini, bize gelen apaçık delillere ve bizi Yaratana tercih etmeyiz!” dediler, “Hem senden korkmuyoruz; haydi, hakkımızda verdiğin hükmü uygula fakat unutma ki, senin hükmün yalnızca şu kısacık dünya hayatında geçer.”

Dediler ki:
-“Bizi yoktan ilk yaratana ve Beyyineler’den / Açık Belgeler’den bize gelene karşı seni tercih etmeyeceğiz.
Sen ne hüküm koyarsan koy, bu Dünya Hayatı’na hüküm koyarsın”.

Büyücüler: " Bizim gözümüzle gördüklerimiz senden daha önemli. Allah aşkına ne yapacaksan yap. Çünkü senin söz ve hükmün sadece bu dünyada geçer.

Firavunun adamları; "Bize gelen açık deliller varken, yaratanın gücü ortada iken, sen de bir yaratılmış iken, biz seni yaratana tercih etmeyiz. Yapacağını yap! Sen ancak bu dünya hayatında istediğini yapabilirsin!"

(Büyücüler) şöyle demişlerdi: [*] “Bize gelen apaçık bilgilere ve bizi yoktan yaratana karşı asla seni tercih etmeyeceğiz. Yapacağını yap! Sen ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin.

Sözlerinden ve Firavun’un yüzüne bakarak haykırdıkları ifadelerinden anlaşılıyor ki esasında büyücüler adeta “ölümü öldürdükleri için” hiçbir korku ta... Devamı..

(Büyücüler): “Seni, bize gelen apaçık mûcizelere ve bizi yaratana asla tercih etmeyeceğiz. (Bizim hakkımızda) ne hüküm vereceksen ver. Sen ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin.” dediler.

Berikiler: “Bize gelen hakkın apaçık belirtilerini ve bizi yaratan varlığı bırakıp asla seni tercih edecek değiliz! Artık (hakkımızda) nasıl bir yargıda bulunacaksan bulun: sen ancak bu dünya hayatında [geçerli] yargılarda bulunabilirsin! ⁵⁵

55 Yahut: “[Bizim için] ancak bu dünya hayatına bir son verebilirsin”. Belirtmek gerekir ki, kadâ fiili, öteki anlamları yanında, “hüküm verdi/yargıda... Devamı..

Sihirbazlar: – Biz seni, bize gösterilen bunca delile ve bizi yaratan Allah’a asla tercih etmeyeceğiz. Hakkımızda istediğin hükmü ver senin hükmün ancak bu dünyada geçer, dediler. 7/104...145

Onlar şöyle cevap verdiler: “Senin tehditlerine kapılıp da asla bize gelen hakikatin apaçık delillerine ve bizi yaratana sırt dönmeyeceğiz; ne karar verirsen ver, umurumuzda değil;[²⁵⁹⁸] nasıl olsa senin kararın sadece bu (fani) dünya hayatında geçerlidir!

[2598] Lafzen: “Karar makamında bulunduğuna göre, istediğin kararı verebilirsin!” Firavun’un bu dünyada geçerli olan kararının son ve nihaî karar olam... Devamı..

"Ey Firavun -nasıl olur da- biz seni, bize gelen apaçık mucizelere ve bizi yaratan Rabbimize karşı üstün tutabiliriz? Sen, ne hüküm vereceksen ver. (Bizim umurumuzda değil, çünkü) Sen ancak, bu dünya hayatında hüküm sahibi olabilirsin.

Dediler ki: "Biz, seni, bize gelen açık delillere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Yapacağını yap, sen ancak bu dünyâ hayâtında icraatını yapabilirsin. "

Dediler ki: «Elbette seni bize gelen âyetlere ve bizi yoktan var etmiş olana tercih edemeyiz. Artık sen, ne ile hükmedeceksen hükmet. Sen ancak bu dünya hayatında hükmedersin.»

“Mümkün değil” dediler, “bize gelen bunca delillere ve bizi Yaratana karşı seni tercih edemeyiz. İstediğin hükmü ver. Senin hükmün nihayet, bu dünyada geçer. ”

Dediler ki: "Biz, seni, bize gelen açık delillere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Yapacağını yap, sen ancak bu dünya hayatında istediğini yapabilirsin."

Sâhirler: "Bize gelen bu mu'cizât ve bizi yaradan mevlâmız üzerine seni tercîh itmeyiz. Ne yapacak isen yap. Sen ancak bu hayât-ı dünyâya hüküm idersin."

Dediler ki “Biz seni, ne bize gelen bu apaçık belgelere (mucizelere) ne de bizi yaratana tercih ederiz. Ne karar vereceksen ver. Senin kararın sadece bu dünya hayatında geçer.

-Seni, bize gelen apaçık mucizelere ve bizi yaratana üstün tutmayacağız. Ne hüküm verirsen ver, sen ancak bu dünya hayatında hüküm verebilirsin, dediler.

Onlar “Bize gelen delillere ve bizi yoktan Yaratana seni üstün tutacak değiliz,” dediler. “Yapacağını yap. Senin sözün ancak bu dünya hayatında geçer.

Dediler: "Biz seni, bize gelen açık-seçik kanıtlara ve bizi yaratmış olana asla tercih etmeyeceğiz. Verdiğin hükmü uygula. Senin hükmün olsa olsa bu dünya hayatında geçer."

eyittiler cādūlar “hergiz üyirmeyevüz seni anuñ üzere kim geldi bize ḥüccetlerden daħı anuñ haķķı içun kim yarattı bizi. pes eyleseñ anı kim sen eyleyicisin bayıķ hükm eylemeyesin sen illā uşbu dirlikde kim yaķındur.”

Eyitdiler: Seni iḫtiyār eylemez‐biz, bize gelen mu‘cizātlar üstine bizi‘ademden vücūda getüren ḥaḳḳı‐çun. Pes işle bize ne kim işleseñ,sen bize işlemezsin illā bu dünyā dirliginde.

(Sehrbazlar) dedilər: “Biz heç vaxt səni bizə gələn bu açıq mö’cüzələrdən və bizi yaradandan üstün tutmayacağıq. İndi nə hökm edəcəksənsə, et. Sən ancaq bu dünyada hökm edə bilərsən!

They said: We choose thee not above the clear proofs that have come unto us, and above Him Who created us. So decree what thou wilt decree. Thou wilt end for us only the life of the world.

They said: "Never shall we regard thee as more than the Clear Sings(2594) that have come to us, or than Him Who created us! so decree whatever thou desirest to decree: for thou canst only decree (touching) the life of this world.(2595)

2594 Clear Signs: the miracles, the personality of the Messengers of Allah, the logic of events as they unfolded themselves, and the light of inner co... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.