17 Nisan 2024 - 8 Şevval 1445 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kehf Suresi 18. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vetahsebuhum eykâzan vehum rukûd(un) ve nukallibuhum żâte-lyemîni veżâte-şşimâl(i)(s) vekelbuhum bâsitun żirâ’ayhi bilvasîd(i)(c) levi-ttala’te ‘aleyhim levelleyte minhum firâran velemuli/te minhum ru’bâ(n)

Onları uyanık sanırsın, halbuki uyuyor onlar ve biz onları sağ ve sol taraflarına çevirip durmadayız ve köpekleri de mağaranın girilecek yerinde, ön ayaklarını yere uzatmış, yatmada. Hallerini anlasaydın mutlaka onlardan kaçardın ve mutlaka onların halinden korku dolardı içine.

(Mağarada iken baksaydın) Sen onları uyanık sanırdın, (halbuki) onlar (derin bir rüyada gibi) uyumuşlardı. Biz onları (her gün) sağ yana ve sol yana çevirip duruyorduk. Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. (Oysa) Sen onlara muttali (ve durumlarına vakıf olmak için) üzerlerine varsaydın, (bu sefer ölmüşler zannederek) geri dönüp onlardan kaçardın ve onlardan (dolayı) içini korku kaplardı.

Onları uyanık sanırsın, halbuki uyuyorlar ve biz onları sağ ve sol taraflarına çevirip durmadayız, köpekleri de mağaranın girişinde ayaklarını uzatıp, uyuyakalmıştı. Onlara bu halleriyle rastlamış olsaydın, arkanı döner kaçardın, onların halinden korku dolardı içine.

Onlar uykuda oldukları halde, sen onları uyanık sanırdın. Onları sık sık sağ ve sol yanları üzerine çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın eşiğinde, ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarını görse idin, dönüp kaçardın. Gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.

Sen onları uyanık sanırsın. Oysa onlar uykudadırlar. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviririz. Köpekleri de girişte iki kolunu uzatmış (yatmakta)dır. Onların durumlarını görecek olsaydın mutlaka arkanı dönüp kaçardın ve onlardan için korku dolardı.

Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.

Bir de onları, (gözleri açık olduğu için) uyanık kimseler sanırsın, halbuki onlar uykudalardır. Biz onları, (yanları incinmesin diye) sağa ve sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın giriş yerinde iki kolunu uzatıp yatmaktaydı. Eğer durumlarını göreydin, (heybetlerinden ötürü) muhakkak kendilerinden (ürküp) döner kaçardın ve onlardan, içine korku dolardı.

Onları uyanık ve ayık sanırdın, hâlbuki onlar uyumuşlardı. Ve Biz onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de kapının girişinde kollarını uzatıp durmuş idi. Eğer onların yanına varsaydın, dönüp kaçardın ve kalbin onlardan korku ile dolardı.

Mağaradakiler uykuda iken sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa ve sola döndürüyorduk. Köpekleri de dirseklerini eşiğe uzatmıştı. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın ve için korku ile dolardı.

Uyanık sanırdın sen onları, onlarsa uyurlardı, sağa, sola döndürürdük onları, köpekleri de uzatmıştı kollarını eşiğe, görseydin eğer —içerine bir ürküntü dolarak — geri döner, hemen kaçardın!

Uykuda oldukları halde, sen onları uyanık sanırdın. Biz onların sağa sola dönmesini sağlıyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde iki kolunu (ön ayaklarını) uzatmış (yatmakta idi.) Onlarla aniden karşılaşsaydın, (heybetlerinden dolayı) mutlaka yüz çevirip kaçardın ve (gördüklerin yüzünden) için korku ile dolardı.

Sen ânları uyanık zan ider idin fakat uyurlar idi. Ânları gâh sağa gâh sola çeviriyor idik. Köpekleri de mağaranın medhalinde ayaklarını uzatmış yatıyor idi eğer birdenbire gelüb de ânları bu halde göre idin yüzüni çevirüb kaçar idin ve korku içinde kalır idin.

Mağara ehli uykuda iken sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa ve sola döndürürdük. Köpekleri dirseklerini eşiğe uzatmıştı. Onları görsen, için korkuyla dolar, geri dönüp kaçardın.

Uykuda oldukları hâlde, sen onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde iki kolunu uzatmış (yatmakta idi.) Onları görseydin, mutlaka onlardan yüz çevirip kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.

Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmaktaydı. Eğer o insanları görseydin dönüp kaçardın ve gördüklerin yüzünden içini korku kaplardı.

Kendileri uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarına muttali olsa idin dönüp onlardan kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.

Uykuda olmalarına rağmen onları uyanık sanırsın. Onları sağa ve sola doğru çeviririz. Köpekleri de kollarını eşikte uzatmıştır. Onlara baksaydın onlardan dönüp kaçardın ve onlardan dolayı korkuyla dolardın.

Bir de onları mağarada görseydin uyanık sanırdın. Halbuki onlar uykudadırlar. Biz onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de girişte ön ayaklarını ileri doğru uzatmıştı. Eğer onları görseydin, arkana bakmadan kaçardın ve için korku ile dolardı.

Bir de onları uyanıklar zannedersin halbuki uykudalardır, ve biz onları sağa sola çeviririz, köpekleri de medhalde iki kolunu uzatmış, üzerlerine çıkıversen mutlaka onlardan döner kaçardın ve her halde onlardan dehşet dolardın

Uykuda oldukları hâlde, (gözleri açık olduğu için) sen onları uyanık sanırdın. (Bedenleri çürümesin, diye) biz onların sağa sola dönmelerini sağlıyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde iki kolunu (ön ayaklarını) uzatmış (yatmakta idi). Onları (o hâlleri ile yakından) görmüş olsaydın, (heybetlerinden ötürü) mutlaka dönüp onlardan kaçardın ve onların o hâllerinden dolayı içine korku dolardı.

Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırsın. Ve biz onları sağ yanlarına ve sol yanlarına çeviririz. Köpekleri de avluda ön ayaklarını öne doğru uzatmıştı. Eğer sen onlarla karşılaşsaydın, gerisin geri kaçardın. Ve korkudan ürperirdin.

Sen onları uyanık kimseler sanırsın. Halbuki onlar uyuyanlardır. Biz onları (gâh) sağ yanına, (gâh) sol yanına çeviriyorduk. Köpekleri de (mağaranın) giriş yerinde iki kolunu (ayağını) uzat (ıb yat) makda idi. Üzerlerine tırmanıb da (hallerini bir) görseydin mutlakaa onlardan yüz çevirir, kaçardın ve her halde için onlardan korku ile dolardı.

Ve onlar(a baksan, mağarada) uyuyan kimseler oldukları hâlde onları uyanık sanırdın; hem onları (bir taraflarına yatıp kalmakla zarar görmemeleri için) sağ tarafa ve sol tarafa döndürüyorduk; köpekleri de (mağaranın) giriş(in)de iki kolunu (ön ayaklarını)uzatan (bir muhâfız olarak yatmakta) idi. Onlara (o hâllerinde) muttali' olsaydın (öylece görseydin), gerçekten kendilerinden (ürker ve) kaçarak geri dönerdin; hem onlardan dolayı elbette korku ile dolardın!

Onlar derin bir uykuda oldukları halde, sen onları sanki uyanıkmışlar gibi zannedersin. Onları sağ taraflarına ve sol taraflarına biz çeviriyorduk. Köpekleri ise iki ayaklarını kapı eşiklerine yaymış yatıyordu. Sen onların bu halini görebilseydin, bu görüntülerinden dolayı korkuya kapılıp, dönüp kaçardın.

Onlar uykuda iken onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa sola döndürürdük. Köpekleri de iki kolunu kapı ağzına uzatmış bulunuyordu. Onlara bir göz atmış olsaydın, onlardan arkanı dönüp kaçardın. İçin de korku ile dolardı.

Gözleri açık olmakla sen onları uyanık sanırsın. Halbuki onlar uykudadırlar. Biz onları çürümemek için sağa, sola döndürürdük. Köpekleri ise dirseklerini kapı eşiği makamındaki yere uzanmış bir halde yatıyordu. Onları bu halde görseydin geri dönüp kaçardın. Mehabetlerinden korku içinde kalırdın.

Uykuda oldukları hâlde sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de girişte iki ön ayağını uzatmış hâlde (yatıyordu). Onların durumunu görseydin, elbette dönüp kaçardın ve için korku ile dolardı.

Sen onları uyanık sanırdın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuyorlardı. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Onların köpekleri de iki kolunu uzatmış yatmaktaydı. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.

Evet, onları o halleriyle bir görseydin, uykuda olmalarına rağmen uyanık sanırdın; çünkü Biz onları bir sağ yanlarına, bir sol yanlarına çeviriyorduk. Bu arada köpekleri, mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış uyumaktaydı. Şâyet onlara rastlamış olsaydın, onların o dehşet verici, heybetli duruşlarından dolayı için korkuyla dolar, derhal arkanı dönüp kaçardın oradan! İşte böylece, onları uzun bir süre gözlerden koruduk.

Uyumuşlar iken onları uyanık sayarsın.
Onları Sağ’lı ve Sol’lu döndürüyorduk.
Onların köpeği girişte ön ayaklarını uzatmıştır.
Onlara yakından bakıp görseydin, elbette, onlardan ürküntüye kapılardın, geri dönüp kaçardın.

Resulüm sen gençleri yatarlarken görseydin, uyanık sanırdın. Biz de zaten onları bir sağa bir sola çevirip duruyorduk. Köpekleri de mağara ağzında ayaklarını uzatmış yatıyordu. Belki de sen onları bu vaziyette görsen, onlardan kaçar, hatta içine biraz da korku düşerdi.

İnançları uğruna mağaralara sığınanlar yaşantılarına devam ediyordu. Onları görseydin dünya umurlarında değildi. Sanki dünyada kendilerinden başka insanlar yokmuş gibi yaşıyorlar. İnandıkları yolda hayata sıkı sıkıya bağlanıyorlardı. Hâlbuki kaçtıkları eski toplumlarından bihaberdiler. Arada bir mağaranın dışına çıkıp sağa sola gidiyorlar. Yaşamak için mağaranın etrafından rızıklarını topluyorlar. Onları görsen hiçbir şey yapmıyorlar; öylece boşuna yaşıyorlar sanırdın. Köpekleri mağarayı bekliyor. Onların korumasını yapıyordu. Şehir hayatını terk etmişler mağara adamı gibi yaşamaya başlamışlardı. Onun için üstlerine başlarına doğru dürüst bakmıyorlar. Saçları sakalları birbirine karışmış. Üzerlerinde hayvan derilerinden elbiseleri vardı. Onların yaşamlarını görseydin sanki insan demez; korkup kaçardın. Tamamıyla dağdaki hayvanlar gibi bir yaşam sürüyorlardı. Onlar şehir hayatındaki tehlikelerden kurtulmak için kendilerine böyle bir yaşam seçmişler. Herhangi bir şekilde görünme ihtimaline karşılık tanınmaz hale gelmişlerdi.

Kendileri uykuda oldukları hâlde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çeviriyorduk. [*] Köpekleri de (mağaranın) girişinde ön ayaklarını uzatmıştı. Onları görüp bilseydin dönüp onlardan kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı. [*]

Onların sağa sola çevrilmesinin gerekçesi, hep bir tarafta yatmalarının çürümeye neden olmasını engellemek olabilir. Mağaradakilerin bu durumundan anl... Devamı..

(Hatta) Sen onları uyurlarken (görseydin) uyanık sanırdın. Biz, onları sağ ve sol taraflarına çeviriyorduk. Köpekleri de girişte ön ayaklarını uzatmış yatıyordu. Eğer sen onları görseydin, hemen geriye dönüp kaçardın ve onlardan çok korkardın.

Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Öyle ki, Biz onları bir sağa çeviriyorduk, bir sola; ve köpekleri de eşikte ön ayaklarını uzatıp (uyuyakalmıştı). Onlara (bu halleriyle) rastlamış olsaydın arkanı dönüp kaçardın; onlardan yana için korkuyla dolardı. ²¹

21 Yani, hazırlıksız bir seyirci, bu Mağara İnsanları’nı kuşatan atmosferde ilk bakışta derinlikli, sarsıcı, belki uhrevî bir şeyler hisseder ve Allah... Devamı..

Onlar uyudukları halde sen onları uyanık zannederdin. Biz onları bir sağ tarafa bir sol tarafa döndürüyorduk. Köpekleri ise mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatıyordu. Onları görseydin, kesinlikle onlardan kaçardın ve içini bir ürperti kaplardı. 10/61, 57/4, 58/7

Onlar (ölüm uykusuna) yattıkları[²³⁶²] halde sen onları uyanık sanırdın;[²³⁶³] dahası, Biz onları bir sağa bir sola döndürüp duruyorduk.[²³⁶⁴] Köpekleri ise, girişte ön ayaklarını yaymış öylece duruyordu: Eğer onların üzerine çıkagelseydin, kesinlikle dönüp ardına bakmadan kaçardın; zira bu (manzara)dan dolayı içini bir ürperti kaplardı.

[2362] Rukûd, “uykuya yatmak” ya da mecazen “ölmeye yatmak”. Kur’an’da aynı kökten türetilen merkad, “kabir” anlamında kullanılır (36:52). Unutmayalım... Devamı..

Sen onları görseydin, uyanık olduklarını sanırdın. (Çünkü onların gözleri açık idi) Oysa onlar uykuda idiler, biz onları sağa ve sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın giriş yerinde, ön ayaklarım uzatmış yatmakta idi. Eğer onların bu durumlarım yakından müşahede etseydin, korkuya kapılıp geri çekilirdin.

Uykuda oldukları hâlde, sen onları uyanık sanırsın. Onlar(uzun sürecek bir) uykudaydı Biz onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde iki kolunu uzatmış önlerini kapatır vaziyette idi Onları görseydin, mutlaka onlardan yüz çevirip kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.

Ve onları uyanıklar sanırsın, halbuki, onlar uykudadırlar ve onları sağ taraflarına ve sol taraflarına çeviririz ve köpekleri de iki kolunu kapı tarafına uzatmış bir haldedir. Eğer onların bu hallerine muttali olsa idin elbette onlardan döner, firarederdin ve onlardan korku ile dolardın.

Sen onları uyanık sanırdın, halbuki gerçekte onlar uykuda idiler. (Yanları ezilmesin diye) Biz onları gâh sağa, gâh sola çevirirdik. Köpekleri ise mağara girişinde ön ayaklarını yaymış vaziyette duruyordu. Onları görseydin sen de ürker, derhal dönüp kaçardın, için korku ile dolardı.

Dağ başında, uzanmış vaziyette iken sağa sola dönüp duran üç beş kişi... Onları koruyan korkunç bir nöbetçi köpek... Öylesine ürkütücü bir manzara olu... Devamı..

Uykuda oldukları halde sen onları uyanıklar sanırsın onları (uykuda) sağa sola çeviririz. Köpekleri de girişte iki kolunu (ön ayaklarını) uzatmış vaziyettedir. Onların durumunu görseydin, mutlaka onlardan dönüp kaçardın. Ve onlardan içine korku dolardı.

Burada onların uyuma sahnesi kapanmakta ve uyanmalarını gösteren yeni bir perde açılmaktadır.

Onları görsen uyanıklar zan iderdin, halbuki uyuyorlardı. Biz onları yatdıkları yerde sağa ve sola döndüririz. Ve köpekleri mağara kapusının önüne kollarını yaymışdı. Eğer onlara nazar itmiş olsa idin onlardan dönüb kaçardın ve kalbin korku ile dolardı.

Onları sağa sola döndürdüğümüzde uyanık olduklarını sanırdın; hâlbuki uzun bir uykuya dalmışlardı. Köpekleri de önayaklarını dışarıya doğru uzatmıştı. Onlara göz atsaydın için korku ile dolar, arkanı dönüp kaçardın.

Onlar uykuda iken sen onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa sola döndürüyorduk. Köpekleri de ön ayaklarını eşiğe uzatmıştı. Onları görseydin, onlardan korkup arkana dönüp kaçardın.

Onları görecek olsan uyanık sanırdın. Halbuki onlar uykudaydılar; Biz ise onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağara girişinde iki ayağını uzatmış yatıyordu. Onları o halde görsen dehşete düşer ve döner, kaçardın.

Sen onları uyanıktırlar sanırsın; oysaki onlar uykudadırlar. Onları sağ tarafa da sol tarafa da çeviririz. Köpekleri de iki kolunu girişe uzatıp yaymıştır. Onların durumunu görseydin kesinlikle onlardan yüz çevirip kaçardın. Ve onlardan içinde mutlaka korku doldurulurdu.

[152a] daħı sanasın anları uyanuķlar anlar uyıyıcılarken. daħı döndürürüz anları śaġındın yaña daħı śolındın yaña daħı iti anlaruñ döşeyicidür iki ķolın ışık ileyinde. eger gözüñ düşe-di anlaruñ üzere yüz döndüre düñ anlardan ķaçmaķdan ya'nį heybet aladuñ anlardan daħı. ŧoldurıladuñ anlardan ķorķudın yaña.

Görseñ anları uyanıḳ ṣanurduñ, anlar uyuḳlarken. Daḫı dönderür‐biz anla‐rı ṣaġ yanlarına, daḫı ṣol yanlarına. Daḫı itleri uzatmışdur iki ḳolını maġāraeşiginde. Eger sen anları görseydüñ, anlardan dönüp ḳaçarduñ.Daḫı yüregüñ anlaruñ heybetinden ḳorḳu ṭolardı.

(Gözləri açıq olduğu üçün) onlar yuxuda ikən sən onları oyaq sanardın. (Torpağın rütubəti bədənlərini çürütməsin deyə) Biz onları sağa-sola çevirirdik. Onlar iti də iki əlini (qabaq pəncələrini mağaranın) astanasına uzadıb yatmışdı. Əgər sən onları (bu vəziyyətdə) görsəydin, yəqin ki, (qorxudan) dönüb qaçar, dəhşət səni bürüyərdi.

And thou wouldst have deemed them waking thou they were asleep, and we caused them to turn over to the right and the left, and their dog stretching out his paws on the threshold. If thou hadst observed them closely thou hadst assuredly turned away from them in flight, and hadst been filled with awe of them.

Thou wouldst have deemed them(2349) awake, whilst they were asleep, and We turned them on their right and on their left sides: their dog(2350) stretching forth his two fore-legs on the threshold: if thou hadst come up on to them, thou wouldst have certainly turned back from them in flight, and wouldst certainly have been filled with terror of them.(2351)

2349 Perhaps their eyes were open, even though their senses were sealed in sleep. They turned about their sides as men do in sleep. 2350 The name of ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.