Żurriyyete men hamelnâ me’a nûh(in)(c) innehu kâne ‘abden şekûrâ(n)
Ey Nuh'la beraber gemiye bindirip kurtardığımız insanların soyundan gelenler, şüphe yok ki Nuh, çok şükreden bir kuldu.
(Ayrıca) Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızın (ve kurtardıklarımızın) çocuklarını (ve torunlarını) da (Hakk’tan ve hayırdan ayrılmayınız! diye uyarmak üzere Musa’yı yolladık.) Şüphesiz o (Nuh), şükreden bir kul idi. (Onun sabrını ve sadakatini örnek almalısınız.)
Ey Nuh'la beraber gemiye bindirip kurtardığımız insanların soyundan gelenler! O Nuh ki, gerçekten çok şükreden bir kuldu.
Ey, Nuh'la beraber gemide taşıyarak kurtardığımız kimselerin nesli! Unutmayın o devamlı çok şükreden, Allah'ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah'a bağlanan saygılı bir kuldu.
Ey Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın soyundan gelenler! Şüphesiz o çok şükreden bir kuldu.
(Ey) Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın çocukları! Şüphesiz o, şükreden bir kuldu.
Ey Nûh ile beraber gemiye yüklediğimiz kimselerin zürriyeti (Olan siz insanlar, bunu düşünün ve benden başka vekil edinmeyin), doğrusu bu ki, Nûh, çok şükreden bir kuldu.
2, 3. Musa’ya da Kitabı verdik, onu İsrailoğulları için bir rehber yaptık. Ki Ben’den başkasını, dayanılıp güvenilen bir Rab edinmeyin! Ey Nuh ile beraber yüklediklerimizin zürriyeti! Muhakkak Nuh, çok şükreden bir kuldu.
Ey Nûh ile beraber gemide taşıyarak kurtardıklarımızın soyundan olanlar! Doğrusu Nûh, çok şükreden biri idi.
Ey Nuh ile gemiye yükletmiş olduğumuz kimselerin nesli, O şükreden bir kuldu
(Ey) kendilerini Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızın evlatları! Gerçek şu ki, (Nuh) çok şükreden bir kuldu.
Nûh ile zürriyetini sefîneye bindirdik, şükür iden bir kul idi.
2,3. Musa'ya kitap verdik. Ey Nuh'la beraber taşıyarak kurtardığımız kimselerin soyundan olanlar! Beni bırakıp başkasını vekil edinmeyesiniz diye onu İsrailoğullarına doğruluk rehberi kıldık. Doğrusu Nuh, çok şükreden bir kuldu.
Ey kendilerini Nûh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin çocukları! Gerçek şu ki, o çok şükreden bir kuldu.
Ey Nûh ile birlikte taşıdıklarımızın soyundan gelenler! Bilesiniz ki Nûh çok şükreden bir kul idi.
(Ey) Nuh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin nesli! Şunu bilin ki Nuh, çok şükreden bir kul idi.
Onlar, Nuh ile birlikte taşıttığımız kimselerin soyudur; o şükreden bir kuldu
Ey Nuh'la beraber gemiye taşıyarak kurtardığımız kimselerin soyundan olanlar! Doğrusu o çok şükredici bir kuldu.
Ey Nuh ile beraber yüklediğimiz kimselerin zürriyyeti!, o doğrusu çok şükredici bir kul idi
(Ey) Nûh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin zürriyeti! Şüphesiz o (Nûh) çok şükreden bir kuldu.
Ey Nûh ile birlikte taşıdığımız kimselerin soyundan olanlar! Gerçek şu ki, o çok şükreden bir kuldu.
Ey Nuh ile beraber (gemide) taşı (yıb selâmete çıkar) dığımız (insanlar) zürriyeti, (şu) bir hakıykatdır ki (Nuh) çok şükreden bir kuldu.
(Ey) Nûh ile berâber (gemide) taşıdığımız kimselerin nesli (olan insanlar)! Şübhesiz ki o (Nûh), çok şükreden bir kul idi.
Nuh ile beraber (gemide) taşıdığımız insanların soyundan gelenler içinde (Musa ya verdiğimiz kitabı) rehber yaptık. (Ataları Nuh) Gerçekten Rabbine çok şükreden bir kuldu.
Ey, Nuh ile birlikte gemiye bindirdiğimiz insanların soyundan gelenler! Doğrusu Nuh şükredici bir kuldu.
(Ey!) Nûh’la beraber kendilerini (gemiyle) taşıdıklarımızın çocukları [zurriyye]! Muhakkak ki o/Nûh çok şükreden bir kuldu.
(Sizler,) Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın neslisiniz! Şüphesiz o, şükreden bir kuldu.
“Ey Nûh’la beraber gemide taşıdığımız insanların soyundan gelenler! Siz de çağınızın tufanlarından, toplumsal bunalımlardan, zulüm ve haksızlıklardan kurtulup dünya ve âhiret saâdetine ulaşmak istiyorsanız, kendinize atanız Nûh’u örnek almalısınız. Çünkü o, gerçekten Rabb’ine çok şükreden bir kuldu.”
Nûh’la birlikte taşıdığımız kimselerin soyu olarak!
O, çok şükreden bir kuldu.
Nûh'la birlikte taşıdığımız nesli unutmayın çünkü Nuh, çok şükürcü bir kuldu dedik.
Nuh ile birlikte kurtardığımız kimselere; “Şunu bilin ki; Nuh çok şükreden, yasalarımızın dışına çıkmayan, iyi bir kuldu!” dedik.
Ey Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızın nesli! Şüphesiz ki o çok şükreden bir kuldu.
(Ey) Nûh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızın çocukları! Şüphesiz o (Nûh) çok şükreden bir kuldu.
Siz ey Nûh’la birlikte [gemide] taşıdığımız insanların soyundan gelenler! O (Nûh ki,) gerçekten de çok şükreden bir kuldu”.
Ve siz, ey Nuh’la birlikte gemide taşıdıklarımızın soyundan gelenler! Doğrusu Nuh, Rabbine çokça şükreden bir kuldu. 7/59, 10/71, 11/25, 21/76
Siz, ey Nûh’la birlikte (gemide) taşıdıklarımızın soyundan gelenler! Unutmayın ki o hep şükreden bir kuldu!”[²²²⁴]
Ey Nuh ile beraber gemide taşıyıp selamete çıkardığımız insanların zürriyeti, (Ey bütün insanlar) şu bir gerçektir ki (atanız Nuh) çok şükreden bir kul idi.
Nuhl’a beraber gemide taşıdıklarımızın zürriyeti (Biliniz ki) O Allah’a teşekkür eden bir kuldu.
Nûh ile beraber (gemiye) yüklediğimiz kimselerin zürriyeti! Şüphe yok ki o ziyâde şükredici bir kul idi.
Ey Nûh ile birlikte gemide taşıdığımız kimselerin nesli! (Yalnız Bana güvenip, dayanın, Bana şükredin! ) Şunu bilin ki Nûh çok şükreden bir kul idi.
Ey Nuh ile beraber (gemide) taşıdıklarımızın çocukları, doğrusu o (Nuh), çok şükreden bir kuldu. (Siz de atanız gibi olun.)
Nûh ile berâber sefîneye bindirdiklerimizin zürriyetini rab veyâ kendinize vekîl ittihâz itmeyiniz ('îsâ ve Üzeyr ki Nûh ile berâber garkdan kurtulanların ahfâdıdır. Onları ilâh ittihâz itmeyiniz.) Nûh şükür idici bir kul idi.
Ey Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın evlatları! Nuh, görevlerini yerine getiren bir kuldu.
-Ey Nuh'la birlikte taşıdığımız kimselerin soyu/torunları! Doğrusu Nuh çok şükreden bir kuldu.
Ey Nuh ile beraber taşıdığımız kimselerin nesilleri! O çok şükreden bir kul idi.
Ey Nûh ile beraber taşıdığımız kişilerin soyu! Gerçek şu ki, Nûh çok şükreden bir kuldu.
nesli ya'nį döli anuñ kim bindürdük ya'nį gemiye nūḥ-ıla bayıķ. ol oldı ķul şükr eyleyici.
Neslidür ol kimselerüñ ki götürdük Nūḥ‐ıla. Taḥḳīḳ Nūḥ şükr idici ḳul‐ıdı.
Ey Nuhla birlikdə (gəmiyə) mindirib apardığımız (tufandan xilas etdiyimiz) kəslərin nəsli! Həqiqətən, o (Nuh Allahın ne’mətlərinə) çox şükür edən bir bəndə idi!
(They were) the seed of those whom We carried (in the ship) along with Noah. Lo! he was a grateful slave.
O ye that are sprung from those whom We carried (in the Ark) with Noah!(2172) Verily he was a devotee most grateful.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |