25 Nisan 2024 - 16 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hûd Suresi 121. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vekul lilleżîne lâ yu/minûne-’melû ‘alâ mekânetikum innâ ‘âmilûn(e)

İnanmayanlara de ki: Gücünüzün yettiğini yapın, şüphe yok ki biz de yapmadayız.

(Artık) İman etmeyenlere de ki: "Elinizden geleni geri koymayın. Zira, Biz de (inancımız ve amacımız doğrultusunda elimizden geleni) kesinlikle yapacağız."

İnanmayanlara şöyle söyle: “Artık elinizden ne geliyorsa yapın; ama bilin ki biz de, Allah yolunda elimizden geleni yapacağız.

İman etmeyecek olanlara:
“Terketmediğiniz hayat tarzınızı, iktidarınızı yaşamaya devam edin. Bütün imkânlarınızla elinizden geleni yapın. Biz de bilinçli olarak görevimizi yapmaya devam edeceğiz.” de.

bk. el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân, 7/89.

İman etmeyenlere de ki: "İmkanınızın elverdiğini yapın. Biz de yapmaktayız.

İman etmeyenlere de ki: 'Yapabileceğinizi yapın; elbette biz de yapacağız.'

İman etmiyenlere (Ey Rasûlüm) de ki; “- Bulunduğunuz hal üzere çalışın, biz de çalışıcılarız.

121, 122. İnanmayanlara de ki: “Kendi yerinizde çalışın, biz de çalışıyoruz. Bekleyin, biz de bekliyoruz.

İman etmeyenlere de ki: “Elinizden geleni bulunduğunuz yerde yapınız! Biz de yapmaktayız.”

İnanmayan kimselere diyesin ki: «Elinizden her geleni yapınız, biz de yaparız

İnanmayanlara de ki: “Elinizden geleni yapın, biz de (tebliğ vazifemizi) yapıyoruz.”

121, 122. Îmân idenlere di ki: "Elinizden geleni yapınız biz de elimizden geleni yapacağız netîceye intizâr idiniz biz de intizâr ideceğiz."

121,122. İnanmayanlara: "Durumunuzun gerektirdiğini yapın, doğrusu biz de yapıyoruz; bekleyin, biz de bekliyoruz" de.

İman etmeyenlere de ki: “Elinizden geleni yapın, biz de yapacağız.”

İman etmeyenlere de ki: “Elinizden geleni yapın! Biz de yapacağız!

İman etmeyenlere de ki: Elinizden geleni yapın! Biz de (gerekeni)  yapmaktayız!

İnanmıyanlara de ki: "Elinizden geleni yapın, biz de yapacağız."

İmana gelmeyen o kâfirlere de ki: "Elinizden geleni geri koymayın! Biz de yapacağımızı yapacağız."

İyman etmeyenlere de de ki: siz yerinizde sayarak yapacağınızı yapın her halde biz çalışıyoruz

Îmân etmeyenlere de ki: “Gücünüzün yettiğini (elinizden geleni) yapın! Biz de (tebliğ vazifemizi) yapmaktayız!

İnanmayanlara de ki: “Elinizden ne geliyorsa yapın. Biz de yapmaktayız.”

Îman etmeyeceklere de ki: «Elinizden, gücünüzden geleni yapın. Biz de şübhesiz çalışıcılarız».

O hâlde, îmân etmeyenlere de ki: “Elinizden geleni yapın! Şübhesiz biz de (öyle)yapanlarız.”

İman etmeyenlere “Bulunduğunuz yerde yapacaklarınızı yapın, bende, ne yapmam gerekiyorsa yapacağım.”

İnanmıyanlara de ki: "Elinizden geleni yapın, işte biz de yapacağız.

İman getirmeyenlere de ki: Elinizden geleni yapın, biz de yapacağız;

İnanmayanlara de ki: “Elinizden geleni/durumunuz neyi gerektiriyorsa yapınız! Muhakkak biz de yapmaktayız.”

İman etmeyenlere de ki: “Elinizden geleni yapın! Biz de (elimizden geleni) yapıcılarız.”

İman etmeyenlere gelince, onlara de ki: “Haydi, hakîkati susturmak için elinizden geleni yapın! Fakat şunu iyi bilin ki, biz de onu tüm insanlığa duyurmak için elimizden geleni yapacağız!”

İman etmeyenlere de ki:
-“Elinizden geleni yapın! Biz de yapmaktayız”.

İnanmayanlara şöyle de: " Elinizden geleni geri koymayın. Çünkü biz görevimizi yapmak zorundayız.

İnkâr edenlere de ki: “Elinizden geleni yapın! Biz de gerekeni yapmaktayız!”

İman etmeyenlere de ki: “Bulunduğunuz yerde (elinizden geleni) yapın! Şüphesiz ki biz de (görevimizi) yapacağız! [*]

Benzer mesaj: En‘âm 6:135.

İnanmayanlara: “siz yerinizde (sayarak ne yapacaksanız) yapın! Biz de (yapacağımızı) kesinlikle yapacağız...”

Ve inanmayanlara gelince, onlara şöyle de: “Artık elinizden ne geliyorsa yapın; ama bilin ki, biz de [Allah yolunda elimizden geleni] yapacağız;

İman etmeyenlere de de ki: – Siz kendinize yakışanı yapın biz de bize yakışanı yapacağız. 6/125, 7/146

İnanmamakta ısrar edenlere ise de ki: “Siz, kendinize yakışanı yapınız, unutmayın ki biz bize yakışanı yapmaktayız:

İman etmeyenlere de ki: "Elinizden geleni yapın, şüphe yok ki biz de gerekeni yapacağız. (Halkı doğru yoldan alıkoymaya çalışıp durun, biz de onları doğru yola iletmeye çalışacağız)

Ve iman etmeyenlere de ki: "Elinizden geleni yapın, biz de yapacağız. "

Ve imân etmeyenlere de ki: «Siz kendi iktidarınız dairesinde çalışınız, şüphe yok ki, biz de çalışanlarız.»

121, 122. İman etmeyenlere de de ki: “Siz yerinizde sayarak elinizden geleni yapın, ama biz de çalışacağız, gerekeni yapacağız. Siz bizim için felaket gözleyin bakalım, biz de eski ümmetlerin başına gelen felaketlerin size gelmesini gözleyip bekliyoruz.

İnanmayanlara de: "Olduğunuz yerde yapacağınızı yapın, biz de yapıyoruz!"

Îmân itmeyenlere söyle: "Siz istediğiniz gibi hareket idin, biz de istediğimiz gibi hareket iyleriz.

İnanmayanlara de ki “Kendi konumunuza uygun olanı yapın, biz de yapıyoruz.

İman etmeyenlere şöyle de:-Elinizden geleni yapın, biz de yapacağız.

İman etmeyenlere de ki: Siz elinizden geleni yapın; biz de yapıyoruz.

İnanmayanlara de ki: "Yapabildiğinizi yapın, biz de işimizi yapıyoruz."

121-122. daħı eyit anlara kim inanmazlar “işleñ yirlülenmekligüñüz üzere bayıķ biz işleyicilerüz. daħı göz dutuñ bayıķ biz göz dutıcılaruz.”

Daḫı eyit yā Muḥammed kāfirlere: ‘Amel eyleñüz ḥālüñüz üstine, biz daḫı‘amel ider‐biz.

İman gətirməyənlərə de: “Siz etdiyinizi (bacardığınızı) edin, biz də etdiyimizi edəcəyik!

And say unto those who believe not : Act according to your power. Lo! we (too) are acting.

Say to those who do not believe: "Do what ever ye can: We shall do our part;(1624-A)

1624-A Cf. 11:93 and 6:135, n. 957. The worst that you can do will not defeat Allah's plan; and as for us who believe, our obvious duty is to do our p... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.